18 Aralık 2013 Çarşamba

TEZER CEM


(6 Şubat 1970, Balıkesir- )


       G.Ü. İ.İ.B.F. Maliye Bölümü'nde okudu. Evli. İstanbul’da yaşıyor.
      İlk şiiri 1990 yılında Sombahar dergisinde yayımlandı. Şiirleri, yazıları ve söyleşileri Kuzey Yıldızı, Öteki-siz, Sanat Cephesi, Sombahar Şiir’den, Varlık, Yasakmeyve vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Yoksa Sen mi Diledin (2005, İdil Yayınları, Kayseri, 64 s.)
& Dil’e Kolay (2008, Komşu Yayınları, Yasakmeyve Şiir Dizisi, İst., 62 s.)

Şiirlerinden Seçmeler:

AY ÜSSÜ

belki güzel uyanırsam sabaha
ve sızmışsam cevabıma
dolunayı tekrarlarsam
mehtap yolu hafif gölgeli
ağır bulutsuz bir düş isem
sorabilirim belki nefsim normalini
ve soyunabilirsem devamıma
açıkta kalırsam
ışıklı yarıma hilal meyilli
hafif karanlık bir şavk isem
belki gözlerinde görürüm gelen geçeni
ve dağılabilirsem alacama
müsaade alırsam
yanılmış şahsıma helal gelirli
orta ölçekli bir güç isem
sanabilirim belki senden bildiğimi
pek dokunaklı bir ürperti

“Dil’e Kolay” adlı kitabından

DOKUZ KAT TAT

satır arasında o darboğazda...

hiçbir ses'e katlanamıyor bu bendeki
-müzik, boğuk o gür uğultu
bir nehri taa dibinden içmiş bu bendeki
-yürek, konuk hayvani o kacaman baş
ve duru hem derin manzara çiziyor bu bendeki
-pencere, uçuk mor ukde geldi soluyacağım
sabrımın sınırlarını zorluyor kırk no lu bu bendeki
-kapı, buruk çift yönlü kelebeğin veda mozolesi
o dağınık ağla-maya tuttu göl bu bendeki
-su, donuk benzi atmış mavi safir
hiç mi esip gürlemez bu bendeki
-hava, sönük bir tufan sanıp acele etmemek lazım
bir od ile parlayıp apansız şaşıyor bu bendeki
-ateş, boşluk içinde kendine döne döne
o sıcak acıtan haziran doğurur bu bendeki
-toprak, yamuk tarlalarla geziyor dünyayı
ka-şifreliyor köpürmüş şekilleri bu bendeki
-bulut, soluk bir gökkuşağı ile tezer geçiyor bir dileği
geri dönemeci yok bu bendeki başka kaldıraç
                                                                        yolda kaldıraç
                                                                        hoşçakaldıraç                          

“Dil’e Kolay” adlı kitabından

GERİLEMELER

geri gel
en ağır konuşmak deniyor buna
ağbiler akıyor habire bir
nehirler ile susuyor bu ülke
pusulasını vuruyor her bir geri
geliyor dönence dönence
geri gel en ağır kelepçe
taşımaz bu dilek diledikçe
varılmış bir duygu eğilir
ıssız ve beklemekte
başka bir yoldan gelme düş sadece
ve birdenbire bin söylemle
ani’yi vuruyor yıkan şiddete başım
dan yukarı dan arı
küpeleride çıkar çıplaklığıma
asla ele geçmem
gerigelenağırgelir
yarıkalanağırkalır

KİTAP KAPI AŞILMAZ

ağır gıcırtılı ve hızlı girilen bir maden
hangarlarına doldurur seni
öylesine bir düşüşle yok tozu bile
sahiden bütünleşmeler rivayet eden
minnetini bulamazsın denizi bölen
ilkel bir beceri ile yaklaşır söz
kuşkonmaz dalında ömür geçiren
ayakları batar bir nazenin düşten öteye
yakalanmaya ordularımla kan revan
içimdeki düşmanı döken eteklerimle
taştan serzenişlere sağırdım kaybederken
hiç ağlamadı benim çocuğum
şiir kapısından geçerken
tentürdiyot içerken sargı bezinden
ateşe nefes nefes oksijen verirken
buz dağının taa dibinden kum çıkarır gibi
bir ne idüğü bilinmeze soktu gönlünü
ben ağladım buna güldü gökkuşağı
ağlarsam bir daha
namerdim

“Dil’e Kolay” adlı kitabından

MARİFET GİBİ

hayrola ! en uzun an’a sipersiz mi geldiniz
düşlerin intikal ettiği şiire konuk oylarla
ve şıpıdık bir tümce ile uzanacaksınız
marifet gibi ne derseniz yaracak beni
zor ile yan yana gelmişim diyarsız
ve duyarsız bir oluş ile donanacaksınız
zarafet gibi ne dursanız aşacak beni

kor ile birebir demişim uzamsız
ve kırılmış bir şifre ile şifasız beslenme
vaktinde ve doğru eli cebinde
akrep ile batardınız zamanıma
letafet gibi ne gülseniz sımsıcak beni

mor ile dip dibe inmişim bilgisiz
ve belgesiz bir dil ile konuşacaksınız
tarif et gibi ne gösterseniz gidecek beni
lütuf et gibi ne davransanız kıracak beni
ve şipşak bir hüner ile anılacaksınız
hurafe ile ancak gönlüm olacak gibi

“Dil’e Kolay” adlı kitabından

NİFAK ŞEKERİ

kimim ben deli kendime
bir cesedi çok iyi tanıyan kibar biri
dokunulmamış bir soğuklukla donan
düşlenmiş bir katliamı
satırlarıyla sezinleyen
kan öngören ve betimleyen
içine düşmeden gezinen hissizlikte
tam dibini dipsizlikte çözümleyen
teminatsız ecel sunan
bir ölüme meydan veren cesur biri
tam buradan mesafeli duran
dirildiğine şaşkın
hatırlarıyla devam eden
can sıkan ve bıktıran
kaçarken meçhulüne meç atan
delirdiği ile kanmaya yatkın
açıklaması olmayan
bakiyesiz bir son ile
bir mezara çok iyi giren canlı biri

“Dil’e Kolay” adlı kitabından

NİYET NEYDİ AKIBET

sana sunduğum bedenimin en alelade tepkisi
ya kulum demez mi sana
mefailünfailatünfailün
müessesemizden ikram edilen
      bir yudum ağu
ta ucundan bir hırpalanmayı da sevindirir
sakıncasız dilbilim ile bilinen
sakın basma kendini
cahil ile ilinen
sız bedenine har vuran bendini
savuran sen, son vuran anıtının en cömert kaidesi
failünfailatünfailün
ya kulum sormaz mı sana
veresiye alan ile patavatsız buyuran
                                                        bir yarım ahu
taa sessizliğinde bir geri tepmeyi de kıvrandırır
akıbetsiz söz bilim ile söylenen
akıbet yazma kendine
akı gider renginin
beter iş ile ilinen
siz, tenine dar duran ceddini
parçalayıp bölen en dillenmiş neslin
dolaşımdaki faili sen


“Dil’e Kolay” adlı kitabından

ARİF BERBEROĞLU

(22 Eylül 1959, Reyhanlı / Hatay - )


      On çocuklu bir köylü ailenin ilk çocuğu. İlk ve ortaokulu Reyhanlı Yatılı Bölge Okulu’nda okudu. 1976 yılında Van Sağlık Koleji’ne girdi. 1981 yılında Konya Atatürk Sağlık Meslek Lisesi’ni bitirdi. Aynı yıl Kars’ın Göle ilçesine bağlı bir köy sağlık ocağına sağlık memuru olarak atandı, bu köyde yaklaşık dört buçuk yıl çalıştı. Askerlik sonrası, 1986 yılında tayinle Ankara’ya geldi ve Ankara Üniversitesi D.T.C.F. Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne başladı, 1990 yılında buradan mezun oldu.  1991-92 yılları arasında bir süre Kuzey Osetya’nın başkenti Vladikavkas’ta bulundu.
       Şiirleri ve çevirileri Berfin Bahar, Çağdaş Türk Dili, Damar, Deliler Teknesi, Edebiyat Eleştiri, Eşik, Evrensel Kültür, Kum, Lacivert, Varlık, Yaba Öykü gibi dergilerde yayımlandı.
       Ödülleri: “Cehennemde Serenat” adlı kitabıyla Petrol-İş Sendikası Şiir Ödülü’nde ikincilik ödülünü, “Kırık su” adlı kitabıyla Kültür Bakanlığı Cumhuriyetin 75. Yıl Başarı Ödülü’nü,  “Ateşin Düştüğü Yer” adlı dosyasıyla 2001 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü, “Zincir İzleri” adlı kitabıyla 2009 Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü ve 7. Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Ödülü’nü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Cehennemde Serenat (1992, Damar Yayınları)
& Ütopya ve Katran (1995, Suteni Yayınları)
& Kırık Su (1999, Kültür Bakanlığı Yayınları)
& Vurulmuş Kuşlar Müzesi (2002, Kültür Bakanlığı Yayınları)
& Zincir İzleri (2009, Epos Yayınları, 79 s.)
& Ateşin Düştüğü Yer (2010, Evrensel Basım Yayın, 188 s.)
       Çocuk Kitapları:
& Gökyüzü Kuşlara Kalsaydı (Çocuk şiirleri; 2007, Evrensel Basım Yayın)
& Küçük Öğretmen (2012, Evrensel Basım Yayın)
       Çeviri Kitapları:
& Nekrasov, Sanatı-Şiirleri (1993, Promete Yayınları)
& Emmanuil Kazakeviç / Yıldız (1995, Evrensel Basım Yayın)
& Şolom Aleyhem / Küçük Motl (2000, Kültür Bakanlığı Yayınları)
& Şolom Aleyhem / Keman (2002, Kültür Bakanlığı Yayınları)
& N.A.Smirnov / Sovyet Rusya’da İslam Tarihi İncelemeleri (2005, Evrensel Basım Yayın)
& Emek, Din ve İnsan (2007, Evrensel Basım Yayın)
& Nikolay Nosov / Hayalcı Çocuklar (2007, İmge Yayınları)
& Nekrasov / Yalnız Taşlar Ağlamıyor Burda (2008, Evrensel Basım Yayın)
& Sovyetler Birliği Neden/Nasıl Yıkıldı (2008, Phoenix Yayınları)
& Nikolay Gavriloviç Çernişevski / Adressiz Mektuplar (2009, Evrensel Basım Yayın)
& Nikolay Gavriloviç Çernişevski / Sanatın Gerçeklikle Estetik İlişkileri (Evrensel Basım Yayın)
& Nikolay Gevriloviç Çernişevski / Nasıl Yapmalı? (Evrensel Basım Yayın)
& V.İ. Lenin / Somut Durumun Somut Durumun Somut Tahlili –Marksizm ve Politik Akıl (2010, Epos Yayınları)
& Mirza Fetali Ahundov / Felsefi ve Politik Düşünceler (2010, Epos Yayınları)
& Valeriy Bryusov / Alacakaranlık (Seçme Şiirler; 2013, Evrensel Basım Yayın)

HÜSEYİN KAYA

(1975, Sivas - )


       İlk ve ortaöğrenimini Sivas’ta tamamladı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde başladığı üniversite öğrenimini Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde bitirdi.
       1995-1996 yılları arasında arkadaşlarıyla Rûzigâr isimli aylık edebiyat dergisini (13 sayı) yayımladı. 2003-2008 yılları arasında Sühan isimli edebiyat dergisini (18 sayı) yayımladı. Az Edebiyat, Hayat Ağacı, Yitik Düşler adlı dergilerin yayın kadrosunda yer aldı.
       Şiirleri, yazıları ve söyleşileri Az Edebiyat, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim, Dergâh, Dize, Hayat Ağacı, Irmak Yazıları, İnsan Saati, Kırağı, Kum Yazıları, Kuyudaki Koro, Likâ, Martı, Milli Gazete, Nun, Rûzigâr, Sade, Semerkand, Sultan Şehir, Sühan, Süveyda, Şiar, Yağmur, Yitik Düşler  gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Çekil Gideyim Hayat (2006, Lamure Yayınları, İst.)
& Melâl Bahçesi (2013, Sütun Yayınları, İst., 64 s.)
       Öykü Kitapları:
& İlk Arkadaşım (2013, Zambak Yayınları)
       Deneme Kitabı:
& Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz (2011, Ötüken Neşriyat, İst., 184 s.)
Kaynaklar:


Şiirlerinden Seçmeler:

KELEBEKLERİN ÂHI

başımızın üstünden geçen bulutlar gibi
geçip gidiyor günler geçip gidiyor hayat
bulutların zamanın akıp gittiği yeri
hazin bir dua gibi tekrar ediyor saat

camlara çarpa çarpa ölen kelebeklerin
âhı tutuyor zahir âhı tutuyor bizi
siliniyor bûsesi sözlerden meleklerin
bu yüzden anlamıyor kimseler cümlemizi

gölgesi bile ağır bu hayatın altında
kalmıyor teselliden sabırdan nasibimiz
hepimizin içinde gün görmeyen bir oda
yağmur bile dokunsa kırılıyor kalbimiz


“Melâl Bahçesi” adlı kitabından

KAAN KOÇ


(27 Haziran 1986, İstanbul - )

Lise eğitimini İstanbul Kadir Has Anadolu Lisesi'nde tamamladı. Kocaeli Üni. Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde okudu. Goygoy ve Yokluk fanzinlerini çıkaranlar arasında yer aldı. Karakalem dergisinin yayın kurulunda yer aldı ve derginin şiir editörlüğünü yürüttü. Hürriyet, Vatan ve Karşı gazetelerinde spor yazarlığı yaptı. Bidebu, Cumhuriyet Kitap ve Goygoy için de birçok isimle röportaj yaptı. Çeşitli dizilerde ve programlarda senaristlik ve editörlük yaparak görev aldı. FourFourTwo ve AMK Spor gazetesinde spor yazarlığı yaptı. Ot dergisinde "Maksat Spor Olsun", Fil dergisinde "Yer Altından Notlar" köşelerinde düzenli olarak yazdı. Spor yazılarına Fitbol Dergi'de devam ediyor. İstanbul’da yaşıyor.
2016'da Berlim Akademie der Künste'nin uluslararası onur bursuna Türkiye'den davet edilen ilk sanatçı oldu. 1 yıllık burslu sezonun sonunda, farklı disiplinlerden sanatçılarla akademide düzenlenen sergiye bir performans ve bir enstalasyonla katkı sağladı.
2004'ten bugüne şiirleri ve yazıları Demir Leblebi, Diri Ozanlar Derneği, Esmer, Fil, Göğe Bakma Durağı, Kafa, Kafagöz, Karakalem, Karşı Gazete, Koridor, Marşandiz, Ot Dergi, Şiiri Özlüyorum, Underground Poetix, Varlık, Yalınayak Edebiyat, Yalnızlar Mektebi, Yasakmeyve gibi dergi, gazete ve fanzinlerde yayımlandı. Şiirleri Almanca, Fransızca, Felemenkçe, İngilizce ve İtalyanca olmak üzere birçok dilde yayımlandı. 2019 Çağdaş Avrupa Şiiri'ni inceleyen Grand Tour Antolojisi'ne seçildi. 
Ödülleri: Çok Tanrılı Sular adlı dosyasıyla 2006 Cemal Süreya Şiir Ödülü'nü aldı.
Yapıtları: Şiir: *Çok Tanrılı Sular, Komşu, İst.: 2009 *Biraz Konuşmasak, Altıkırkbeş, İst.: 2014 *Gece Hapları, Altıkırkbeş, İst.: 2015 *Ağız, İthaki, İst.: 2020
Öykü: *Pireler Terk Etmeden, İthaki, İst.: 2017 *Arka Direkte Yalnız, İthaki, İst.: 2019
Biyografi: Kalipso Kralı Metin Ersoy, Ayşe Şenyer ile birlikte, Mona, İst.: 2018.
Kaynaklar: http://kaankoc.tumblr.com/; Ağız, İthaki, İst.: 2020; Enver Topaloğlu, "Kaan Koç’un yeni şiir kitabı: 'Ağız'", Gazete Duvar, 15 Ağustos 2020.



SELAM

romatizmalı bir ihtiyar gibi soyarken dizlerimden
kendimi, gece asası gibi musanın
iniyor mesafelere, kan kuşları gökte uçuk bir zamanı
tik tak, didişiyorlar şu gece.

iyi geceler, dallarını kırdığım incir, sütün yaktı ellerimi
şikayet etmedim, beddua etmedim
iyi geceler, toprağına işediğim park, bankında oturdum
bekledim, kitaplar okudum
iyi geceler sayfalarını kırmadan bitirdiğim kitaplar
ağlama nietzsche, doğmak var olmaya yetmiyor işte
iyi geceler, teklemediğim kediler, ah sevişken kediler
azgın kediler
iyi geceler.

çeyrek yüzyıl sancısı kalbimde hortlayan çocuk
dibinde cinleri besleyen ağaç, salavat getirmeden
küfrederek geçtim yakınından, affet
affet, asitle beslediğim begonya prensesi,
affet, gürgen dalı, üstünde gerindim ve göğü seyrettim
ve serçeleri, ürkek sonra mart ayı da geçti
çıtlatırken boynunu kırdı ay çiçeği.

günaydın, erken ölümlerin ilk satıcısı
burnuma üfle elinde ne kaldıysa
günaydın, kadınlı erkekli balo salonları
viski kadehleri ve uyuşmuş sinema biletleri
ve sinema biletlerinde en muteber karanlık sevişmeler
günaydın, doğmamış sarışın çocuk,
elinden tutup götürdüğüm beyoğluna
içirdiğim çocuk, günaydın,
günaydın ilk ihtiyar görüşmeler.

bir manifesto değil uyandığım, kan tükürdüm
ne çıkar, yüzümden akan yanlış adam
bir ayağı kısa, öteki paslanmış, biraz kızgın
sigarasını tükürüp, bir şöleni en müzikli yerinde
yakmış.

ne haber
kapısında kırılıp kaldığım gençlik aşkı
ışığını yuttum ilk görüşle dünyayı,
ne zaman doğarsa bir daha kumral bir çocuk
kulağına bir ağız dolusu duman gibi
üfleyeceğim adını.
ne haber
dişini elime verip, siyatik tangolarla beni savuran
iki heceler.

iyi geceler,
günaydın,

ve artık geber,

adını öğreneceğim
yeni kederler.

“Çok Tanrılı Sular” adlı kitabından

ÜÇÜNCÜ PERDE

başımda bir boşluk var, gökyüzü diyorlar
şırıltıda gözlerim, tanrı savaşları, perde üç
berekettir diyor, babilli köylü
iyidir toprağa.
dünyaymış göğsümdeki sancı.

sokaklara bakıyorum hepsi içine kapanık
çöpünü başıma döküyor valantin taskin,
yine chopin çalacak, piyanoda nocturne bu gece
birden bütün sesler kesilince
tarlabaşı'nda alırım soluğu.

gökyüzü başımsız
başım bomboş.

kime söylesem,
geçer diyorlar,
dünya hali.


“Çok Tanrılı Sular” adlı kitabından