13 Aralık 2009 Pazar

ERSAN ERÇELİK



(29 Temmuz 1980, İstanbul - )


       Celal Bayar Üniversitesi, İşletme Bölümü’nü bitirdi. 2004 yılında Eski dergisinde “Şiirle Yüz Yüze” adlı köşesinde dergilerdeki şiirleri eleştirdi. 2005 yılında Kum dergisinde “Keşfedenler İçin Atlas”ta çeşitli temaların şiirle ilişkisini ele alan denemeler yazdı. 2007 yılında “Şiirle Yüz Yüze” çalışması Deliler Teknesi,  “Keşfedenler İçin Atlas” ise Karakalem dergisinde devam etti. 2007 ve 2008 yılında şiir yıllıkları hazırladı. İzmir’de yaşıyor.
       Şiirleri, öyküleri, deneme, inceleme, eleştiri yazıları ve söyleşileri Afrodisyas Sanat, Agora, Akatalpa, Akbük, Akköy, Alaz, Amanos Yazıları, Berfin Bahar, Cumhuriyet Kitap, Damar, Deliler Teknesi, Edebiyat ve Eleştiri, Eliz Edebiyat, Eski, Eski Broy, Gediz, Güney, Güzel Yazılar, Her Şeye Karşın, İle, Kar, Karakalem, Kıyı, Koridor, Kum, Kurşun Kalem, Mavi Liman, Mor Taka, Muaf, Mühür, Öykü Teknesi, Patika, Sincan İstasyonu, Söke Öykü-Roman, Şiirden, Şiiri Özlüyorum, Ünlem, Varlık, Yasakmeyve, Yom Sanat, Zalifre Yazıları vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Ödülleri: “Mezarkabul” adlı dosyasıyla 2007 İzmir Karşıyaka Belediyesi Homeros Şiir Ödülü  (Üçüncülük), “Eros'un Nefesi” adlı dosyasıyla 2007 Doğan Şadıllıoğlu Ödülü (Mansiyon), “Kırık Pena” adlı kitabıyla 2007 Uluslararası Altın Safran Festivali Şiir Birincilik Ödülü’nü, “Yüzüm Yeryüzünde Bir Dövme” adlı kitabıyla 2008 Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği Ruşen Hakkı Şiir Ödülü’nü,  “Nirvana'ya Dönüş” adlı dosyasıyla 2015 yılı V. Turgut Uyar Şiir Ödülü’nde İkincilik Ödülü’nü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Yüzüm Yeryüzünde Bir Dövme (2007, Kanguru Yayınları, Ank., 64 s.)
& Kırık Pena (2007, Karabük Kültür ve Sanat Derneği Tay Dergisi Yayınları, Karabük, 64 s.)
& Hayat Öpücüğü (2009, Şiirden Yayınları, İst., 96 s.)
& Zen ve İncir Ağacı (2012, Şiirden Yayınları, İst., 88 s.)
& Nirvana'ya Dönüş (2015, Bence Kitap, 136 s.)
& Rüzgâr Atı (2015, Ve Yayınevi, İst.)
      Deneme, İnceleme, Eleştiri Kitapları:
& Şiir Teknesi - 2007 Şiir Yıllığı (Deliler Teknesi dergisi, Mart-Nisan 2008 eki; 2008, Kanguru Yayınları, Ank.)

& A'dan Z'ye Özkan Mert Şiiri (2009, Artshop Yayıncılık, İst., 117 s.)

Şiirlerinden Seçmeler:

ATEŞ DAMLASI

Her aşk soyunmalarla başlar,
her aşkta başka güzel aldanmaların büyüsü

bin rüyayı bir gecede gördüm sende!

Taşların şarkısını dinledim yaz akşamları
suların kalbime çekildiği kıyılarda
kayasıyla konuşan yosunları, deniz kabuklarını

boynundaki aşk terlerini tanıdım öpe öpe

Her gece dolaşıyor uyku dolunayın saçlarına
sarhoş yakamozlar yıkıyor göğsümüzü

Böyle öğreniyorum rüzgârların yönünü
kırlangıç kanatlarıyla süzüldükçe

rüzgârların ucunda tutuşan yalnızlığı

Ayaklarının ucunda başlıyor bu tutku denizi
elbet ölüm hayatla yaşıt, dalgın ve titrek
ben başlıyorum ansızın

Her gövde aşkı gizler, anladım
her gövdede buluşalım diye bıraktığın izleri

bin yangını bir ateş damlasında tattım sende!


“Hayat Öpücüğü” adlı kitabından

KIRIK HÜZÜN

Bu yalnızlığın adını her akşam yeniden koymalı

Ben kendimi yalçın dağ sanıyordum sende
yaban kekiği kokusuyla makilerin orada
seçtiğin denizle iç içe; benim adım aşk
yerden kaldırıp vuruldukça dirilen alnımı
sana vardım, menekşelerin sorduğu gözlerine

Sen şehri seçtin, ben karanlığı aldım sonra
kimsesizlerin gövdesine sürtündü yerküre
ıslıkla girdin hayatıma, eflatun akşam vakti
kirpiklerin eşlik etti söylediğin şarkılara
içindeki yağmurla yıkandım, buğulandı denizin
ufukta, hevesli bir yolculuk diledim kalbine

Her yanın karanfil, dudaklarından sonrası har
akasyanın yumuşacık kokusuna sarılmışsın
omuz başların sıcak nehir yatağı
güneşli günler için saklamışsın; haberim olmadı
ben kendimi hırçın sağanak sanıyordum sende

Bu aşkın adını her yalnızlıkta yeniden koymalı..

“Hayat Öpücüğü” adlı kitabından

UZAYAN YAĞMUR

Çırılçıplak sabahın yanında duruyorsun
kırlangıç sesleriyle yıkanan koruda

Avucunda ufalanmış başak taneleri
ırmak boylarını, soğuk suları geçtin yararak

Orada kaldın, orada akşama kadar
menekşelerin ardındaki tahta kulübede

Masada yarısı yenmiş elma, karadut dolu tabak

Uzayan yağmurdu ayrılık
ilk aşkın güneşiyle yıkanıp duran çocuktun

Gök, otlar ve sürüklenen yapraklar
anımsamak kadar unutkan bahar meltemleri

Köpüren dalgaların sırtında gidiyordun
beyaz atların savrulan yelesinde

İçime karıştın, bense dağ yollarına, uzayan yağmura...

“Hayat Öpücüğü” adlı kitabından