(1971, Kahramanmaraş - )
Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni Doktora derecesiyle tamamladı. Hâlen İnşaat sektöründe kurduğu firmada Genel Müdür olarak görev yapmaktadır. Cemiyet'in Sesi ve Manşet gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor. Kahramanmaraş Kadın Girişimciler Derneği kurucu üyesi, Kahramanmaraş Kültür Sanat Derneği, Türk Kadınlar Birliği ve TYB üyesidir. Evli, iki çocuk annesidir.
Yazı hayatına 1988 yılında başladı. Şiirleri ve yazıları Ayna, Dolunay, Esma‘ül Hüsna, Genç Kardelen, Gençliğin Sesi, Güneysu, Harman, Hürriyet GAP, Kırk Başak, Külliye, Milat, Milli Kültür, Sandal, Seviye, Tebessüm, Yeni Ufuk gibi dergi, gazete ve eklerinde yayımlandı/yayımlanıyor. Geleneksel Dolunay Şiir Şöleni etkinliklerinin tertip heyetinde yer almıştır.
Yapıtları: Şiir Kitapları: Düğün Gönüle Kurulur, 1999, Dolunay, 1999; Aşkın Elif Hâli, Kumrum, 2013.
Kaynaklar: Abdurrahman Adıyan, ""Aşkın Elif Hâli'ne Hâl Kesilmek", Dil ve Edebiyat, S. 62, Şubat 2014, 76-77.
Şiirlerinden
Seçmeler:
ACI
BİR ŞARKIDIR GÖÇ, DİLLERİ KANATAN…
Duvardaki çatlaklar gibidir artık zaman
Sızar durur baharsız dağlardan
Birbiri üstüne devrilir ikindiler
Bir ıstırap şelâlesi akar dudaklardan
Acı bir şarkıdır göç, dilleri kanatan…
Terk ediş bir istasyondan değildir artık
Uğurlayanı olmaz bu uğursuz gidişlerin
Solgun, bedbaht ve kimsesizdir yarınlar
Sesi silinmiş ağıtlarda, izi kalır
gülüşlerin
Suskun bir haykırıştır göç, yürekleri
acıtan…
Yollar kötürüm olur geçtiği yerde
Yürekler bir yaprak gibi dökülür
Göçenler derde kalır göçtüğü yerde
Hüzünler bir yağmur gibi sökülür
Fışkın bir ateştir göç, canları yakan…
Şu göçte böyle aktığına bakma sen gözlerin
Kör bir kuyu gibi içimize bakar kanayan
yaralar
Her nefeste kaynar kıyametin isyanları
Bir hançer gibi saplanıp durur hatıralar
Veremli bir hasrettir göç, geçtikçe
inleten…
Şu ıstırap ülkesinden başka
Varacak yerleri mi var, göçmen kuşların?
Zifiri her kaçışta, kim tutabilir hesabını
Yürekten yüreğe vuran kışların?
Savuran bir rüzgârdır göç, kendi başını
yitiren…
Tarihin zalim yüzündedir şimdi o kara mühür
Kalanlar kalır, göçenler mahzun göçer bu
yüzden
Kendi kalbine basa basa yürür her mağlup
Bir yıldız gibi kayar ve söner, hüzünden
Çaresiz bir türküdür göç, her nefeste
yakılan…
Kışın ayazı gibidir artık zaman
Vurup geçer baharsız dağlardan
Birbiri üstüne devrilir şu gök kubbe
Bir ıstırap şelalesi akar dudaklardan
Acı bir şarkıdır göç, dilleri kanatan…
*11 Şubat 2020 tarihinde güncellenmiştir.
*11 Şubat 2020 tarihinde güncellenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder