(9 Mayıs 1961,
Üsküdar / İstanbul - )
Şair, yazar ve çevirmen. Büyük Çerkez
sürgününde Kuzey Kafkasya'nın Şapsığ yöresinden Anadolu'ya sürülen Neşaph adlı
bir Adige ailesinin oğludur. İlk, orta ve lise öğrenimini parasız yatılı olarak
İstanbul TED Koleji’nde yaptı. 1978 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde
başladığı Harita Mühendisliği lisans öğrenimini siyasi olaylar nedeniyle, ancak
1983 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde tamamlayabildi. 1980 yılında
sıkıyönetimce tutuklandı ve bir süre hapis yattı. 1990 yılında ODTÜ’de
Şehircilik yüksek lisans öğrenimine başladı. 1992 yılında master derecesini
aldı. 2000 yılında Fulbright bursuyla, İngiltere'ye gitti. London Technology Instıtute’de
“Şehir Psikolojisi” üzerine doktora yaptı. 2005 yılında doktorasını bitirdi. “Türkiye
Ulusal Temel GPS (Global Positioning System) Ağı (TUTGA) ve TUTGA Referans
Sistemleri” doçenti. Boğaziçi Üniversitesi’nde görevli. Fransızca, İngilizce
biliyor. PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Edebiyatçılar
Derneği üyesi.
Şiire 1980 yılında başladı. İlk şiiri 1987 yılında Varlık dergisinde yayımlandı. Şiirleri, yazıları, çevirileri ve
söyleşileri Adam Sanat, Amanos Yazıları,
Cumhuriyet Kitap, Çağdaş Türk Dili, Damar, Dar Sokak, Deliler Teknesi, Denizsuyukasesi,
Dergȃh, Dönemeç,
Düşünbil, Edebiyat’81, Edebiyat ve Eleştiri, Edition 7 (Güney Amerika), Ekin Sanat, Evrensel Kültür, Four Branches (İzlanda), Hayâl, Hürriyet
Gösteri, İnsancıl, Karabatak, Kıyı, Kitap-lık, Koridor, Kurgan, Lacivert, Litras Falsas (Güney Amerika), Milliyet Sanat, Mühür, Özgür Edebiyat, Parantez,
Patika, Sincan İstasyonu, Söyleşi, Sözcükler, Su, Şiir-lik, Şiir Saati, Şiir Ülkesi, Şiiri Özlüyorum, Taflan, Temmuz, The Tower Journal (ABD), Türk Dili, Varlık, Yaba Öykü, Yarın, Yasakmeyve,
Yazıt, Yazko Edebiyat, Yedi İklim, Yeniyazı, Zalifre Yazıları gibi dergi
gazete ve eklerinde yayımlandı. Şiirleri, İngilizce, Arapça, Latince ve
İzlandaca dillerine çevrildi.
Ödülleri:
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Mezarlar Eskimedi (1987, İz Yayıncılık)
& Bir Mektupta İki Yalnızlık (1988, Engin Yayınları)
& Ben O Issız O Yorgun Şehir (1995, Prospero Yayınları)
& Uhrevi Zorba (1995, Ürün Yayınları)
& Düşle Gelen (1995, Suteni Yayınları)
& Seni Bağışladım Çünkü Beni Çok Üzdün (1999, Hera Şiir
Kitaplığı, İst., 80 s.)
& Su Yarası (2010, Artshop Yayıncılık, İst., 56 s.)
& Büyülü Bir Yay Çalışması (2015, Mühür
Kitaplığı, İst.)
Kaynaklar:
SENİ BAĞIŞLADIM ÇÜNKÜ BENİ ÇOK ÜZDÜN
izzet öldü, sen bana bir mektup yazdın.
sarmaşıklarla örülmüş bahçede bütün bir yaz
bana yazdığın mektubu okuyarak ağladım
ağlamak; bir umutsuzluktu belki ben hep umutsuzdum
ağlamak; bir kaçışdı belki ben hep kaçtım.
ağlamak; bir yanılgıydı belki ben hep yanıldım.
ağlamak; bir hataydı belki ben hep hata yaptım.
sarmaşıklarla örülmüş bahçede bütün bir yaz
seni bağışladım çünkü beni çok üzdün… yaz
geçti, yağmur yağdı, sonbaharın pası birikti
içime kurumuş yapraklar, ozan askerden geldi.
daha neler oldu kimbilir benim bilmediğim?
benim bilmediğim bir beş vakit namaz var
aslında, ayrılıkları da bilirim ihaneti de
kardeşliği de bilirim ölümün soğuk elini…
koynumda gezerdi yılan gibi sokardı sessizce,
herkes sessizliği sever, ben sevmem nedense.
izzet de koltuğunda taşımayı pek sevmezdi
hukuk
kitaplarını ama okumayı çok severdi bir de şiiri,
geceyi severdi ancak karanlığı sevmezdi bu
kenti değil kentin kalabalıklarını severdi,
yalnızdı…kendi gibi yaralı olan ne varsa
severdi, bu yüzden hiç solmadı yakasındaki
karanfil.
izzet öldü, sen bana bir mektup yazdın.
sarmaşıklarla örülmüş bahçede bütün bir yaz
bana yazdığın mektubu okuyarak üşüdüm.
üşümek; bir mutsuzluktu belki biz hep mutsuzduk.
üşümek bir korkuydu belki biz hep korktuk.
üşümek; bir yalnızlıktı belki biz hep yalnızdık.
üşümek; bir şiirdi belki biz hep şairdik.
“Seni Bağışladım Çünkü Beni Çok Üzdün” adlı kitabından
BENDEKİ SEVGİLİYİ ESKİTEN GÖKYÜZÜ
gözlerin pek sessiz, bir kelebek
gibi akıyor içime bir kadife ırmak.
bir yer altı şehri, bir istasyon
söz’ün durak yapmadan geçtiği.
bir şebboy kokladıkça hep azalan,
bendeki sevgiliyi eskiten gökyüzü.
belki de yitirmek için yaşıyoruz
bu ölmezliği diyor biz ikimiz.
“Seni Bağışladım Çünkü Beni Çok Üzdün” adlı kitabından
DÜŞLER
Ahmet Müfit Bayram’a
üzülme diyorum kuşlar bir gün dönecek
bir gün umutla rüzgârı alıp terkilerine
dönecek kuşlar, sen de bana döneceksin.
bakacaksın pencerende bir ay çöreği
geceden birikmiş avuçlarında kokusu
özlediğin çiçeklerin, sen de bana döneceksin.
bir gün umutla kuşların terkilerinde
gurbetini getirip bırakacaksın öyle
gözlerimin rıhtımına… demirleyecek takalar;
ele avuca sığmayan sözcüklerim,
yelken açan pupa yelken umuda işte
onlar canımı acıtan yalnızlıklarım,
kalbimin yılkıya bıraktığı aşklar.
dün kumrular sokağından geçtim yine
kuşlar yoktu, ben kuşları hiç unutmadım
sen de arada bir anımsasan diyorum iyi olur.
iyi olur, kuşlar gitgide azaldı çünkü
ağaçlar sessiz, behçet’in kuşlara
yazdığı şiirleri bir anımsa,
kuşları çok severdi behçet…unutma.
belki bir gün behçet de döner bakarsın
gençliğimizin masalı, bir parmak gökyüzü
sızıyor alnından, boş çerçevenin asılı
olduğu eski bir duvarda oldukça kirli.
resim nerde? ... koğuşta çektirdiğimiz,
nerde hüzne açılan avlusu kalbimizin?
üzülme kuşlar bir gün dönecek, sen de
bana döneceksin, sırt çantanda yağmurlar.
sabrın kestiği ırmak patlamaz kardeş,
denize hasret geçen bir ömür…dahası
yaprağı dalına hasret kalmış bir güz
olmaz asla senin hayatın,
senin hayatın… çocukların içtiği bir
pınar
gibi… güz’ü severim bilirsin sapsarı
bir pencerede oturup akşamı beklemek,
takaları…onlar yoktular ancak
bir şiir biliyordum adı “takalar” olan.
herkes bir şeyleri bekler nedense kimi
yitirdiklerini bekler ha babam kimi
deltası olmayı bir ırmağın yaşamınca
düşler yalancıdır oysa düşler… düşler;
kalbimin yılkıya bıraktığı aşklar.
“Seni Bağışladım Çünkü Beni Çok Üzdün” adlı kitabından
BEKLEMEK...BAZEN BIR VOLKAN GİBİ ALEV ALEV YAKICI...
YanıtlaSilBEKLEMEK..BAZEN SESSIZCE UMUTSUZLUGA AKITILAN KORLAŞMIŞ İKİ DAMLA GÖZYAŞI..