(22 Mayıs 1983, Kızıltepe
/ Mardin - )
Dicle Üniversitesi Türkçe Bölümü mezunu. Artuklu Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde
yüksek lisans yapıyor. Mardin’de yaşıyor.
İlk şiiri Pitoresk dergisinde
yayımlandı. Şiirleri, öyküleri, yazıları ve söyleşileri Askıda Öykü, Hece, Özgür Edebiyat, Sincan İstasyonu, Varlık, Yeniyazı
vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Ödülleri:
“Dağınık Kara” adlı kitabıyla 2009 Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü’nü aldı. 2008 ve 2009 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri şiir dalında dikkate değer
bulundu. “Kırkyama” adlı dosyasıyla 2014 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'nü
aldı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Dağınık Kara (2009, Mayıs Yayınları, İzmir, 64 s.)
Öykü Kitapları:
& Kırkyama (2014, Varlık Yayınları, İst., 112 .)
Şiirlerinden
Seçmeler:
DAĞINIK
KARA
kara kara huylandım da kuyulandım hayata
su topladım durmadan, taş attım kendime
boşluklar vardı, sessizlik ve birkaç damla
mürekkep
dağıldı kara
ben aslında dağınık bir kederdim, dalgın
bir kusur
soyumun mirası, alnımdaki oyuktan oyma
gövdem ruhumun ücra yeriymiş, kanayan bir
ülkeymiş
insan. o ilk talan o ilk yağma o ilk
kusurla
ruhun toprağa düşme biçimiymiş hayat
insan düşeceği ağacı çalışmaya gelir gibi
dünyaya
gibi şehre sürülmüş bir dağ köylüsü –nasıl
gibi bahçelerinden savrulmuş ermeni
yaprakları –bu ne rüzgâr
ve anneleri vardı işte bütün bunların
cumartesiden başlayarak ağlamaya,
tutacakları elleri
arayan. ülke mi ağaç mı bu dinmeyen yara
bak!! ortalık bir yerde beyaz bereli
adamlar
bak! kara bir çarşambanın kara sularında
faili meçhul bir –ne demeli
iyice bakılırsa alnımda bir oyuk. her
kardeş ölüsünde kanayan
ve bir oyuk daha! işte bir tane daha!
bir yerinde dünyanın, birileri öteki’yi
kırdıkça!
bak! o adamın bağından peşim sıra bir gazel
ellerim kirli ellerim toprak
bu her hasat mevsimi gülüm, tenimden
düşürülmüş bir can
diyorum: iki kere düşer toprağa insan.
ikincisi ölüm!
ve insan insanaydı ikinci talan
diyorum: bu onmaz bir kara leke
biz sustukça elimizde açan
“Dağınık
Kara” adlı kitabından
GÜNAH
Hayat! sen ki siyahî bir binek atısın,
alnın dahi ak değil!
değil miydin yasak sütüne uzanınca
ellerimizi dişleyen
kımız içince biz şahlanıp sırtından tepen
ki biz bir ağaçtan düşüp de geldik dünyaya
sırtından düşürmüşsün, ne zarar
bak! etimizde tok bir nasır gün günden
kalınlaşan
bak bozuyorum ezberimi, İnsan insana değil
ilk talan
gerildin ve yürüdün üstümüze şahlanarak
gerildin ve teptin gövdemizi yararak!
bir sebep arandım ki bu nasıl savaş
ne biçim suç ve ceza
bilinir ki insan, omzunda yüküyledir
dünyanın
bilinir ki insan yükünü taşımak harcı
değildir bir atın
ve madem
insan babadan kalma bir kusurdur
insan başından bir günahla borçludur hayata
bırak ağaca dönelim!
dönelim ve başlayalım orada, kendimize ait
bir günahla
“Dağınık
Kara” adlı kitabından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder