ATANAMAYAN
MEKTUPLAR POSTACISI
“Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey…”
Oktay AKBAL
bir mısra tetikçisinin sayfalarında mim
mağara güllerinin kokusu ellerimde
oysa ne kadar uysal ne kadar anaç
içinde geceler boyu arındığımız nehir
oysa ne kadar sıcak ne kadar tutkulu
bacakları arasına kıvranıp okuduğumuz şiir
--sisler içinde yolum hep siyah bir zehir…
bir mısra tetikçisinin sayfalarında intihar
mağara güllerinin sancısı ellerimde
oysa ne kadar kıskanç ne kadar dişil
zehirli iğnelerin ucunda karanlık Kabil
oysa ne kadar vahşi ne kadar acımasız
soğuk zindanların ötesinde
bileklerde inleyen demir
--sesler içinde yolum hep siyah bir zehir…
bir mısra tetikçisinin sayfalarında lam
mağara güllerinin ayetleri ellerimde
damarları tıkandı artık temiz bahçelerin
oysa ne kadar serin ne kadar çekingen
engizisyonu yoktur bu çıplak dişlilerin
küf kokulu göğüslerde ölür
gül düşleyen bakir bir esir
----vaazlar içinde yolum hep siyah bir
zehir…
bir mısra tetikçisinin sayfalarında delir
uzun bir inleme sadece dilimdeki örümcek
oysa ne kadar mavi ne kadar gece
ezilmiş akreplerin gözlerinde
şizofren menekşeleri Habil’in
o uzak şeytana tapar
sıralarımıza konan her emir
--insanlar içinde yolum hep siyah bir
zehir…
--ey atanamayan mektuplar postacısı
hangi araf bu topraktaki kurt
hangi suret bu medlerin alevinde hangi
cezir…
Akatalpa, Sayı: 170, Şubat 2014
KIZIL
GEZEGEN
"Bir gün savaş bitecek ve şiire geri
döneceğim."
yüzlerini toplayacağım tüm çocukların
-elif,senin yüzün güzel
gözlerin tozlu şehirleri uyandırır
kanlı basmalardaki kanı siler gelincik
ormanları-
yağmur yağacak yıkanacak yüzleriniz
ağlayan gülen birçok insanın ortasında
en güzel düğüne gidecek şiirleriniz
senin bombaların dudaklarımda patlar
sözcüklerin infilak olur
senin akşamların karanlığa gebedir
ben yalnız sana soyunurum
senin serçelerin su içmeye iner kurşunlar
dindiğinde
ben yalnız sana akarım
senin taşların zulme kalkar
ben yalnız sana rüzgarım
senin haritaların kızıl çizgilerle
çizilidir
ben yalnız sende insanım
"Bir gün savaş bitecek ve şiire geri
döneceğim."
silahları çatıp
çıplak ayaklı anneme sarılıp
ağlayacağım
dünyada kağıt kalem de ağlayacak
kadınlar, çocuklar, gençler, yaşlılar hep
aynı şekilde ağlayacak
senin ezanların sabaha gider bir gemidir
ben yalnız sende secde
Ertan Alp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder