(12 Ekim 1945, Gümüşhane
- )
İlkokulu Gümüşhane'de, liseyi Erzincan'da bitirdi. Ege Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi'nden öğrenimini tamamlayamadan ayrıldı. Uzun yıllar özel sektör
kuruluşlarında çalıştı. 1968 yılında İzmir’e yerleşti ve 1968 yılından bu yana
İzmir’de yaşamaktadır.
Lise
yıllarından bu yana şiirle ve edebiyatla uğraşıyor. Şiirleri, öyküleri ve
yazıları Ajans Türk, Çağrı, Defne, Dize,
Dönüşüm, Edebiyat ve Eleştiri, Ilgaz, Kanat, Kıyı, Kuşakkaya, Şiir Sanatı, Varlık, Yelken
vb. gibi dergilerinde yayımlandı.
Ödülleri:
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Uzak Güz (1997, Hera Şiir Kitaplığı, Şiir: 9, Dizi
Editörü: Hüseyin Alemdar, İst., 80 s.)
& Sevginle Yaşıt (2001, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İst.,
64 s.)
Şiirlerinden
Seçmeler:
BİR
AŞKI UNUTMAK
Bir aşkı unuturken anlatılan
kuruyan bir nehrin kalan izidir
taşar yüreğinden öyküsü sözlüklere
içimizde nice fidanlar devrilir
ve genişleyen yaslar çöker resimlere
Bir aşkı unuturken bilinen
ivedi bir çırpınışla döner anılar
acı bir anıt olur düşler devleşir
uzar mutluluk adına bütün konular
ansızın her şey tek bir şey kesilir
Bir aşkı unuturken yinelenen
bir başka aşkın ölümsüz yanılgısı
uykusuzluğu yükler üstüne karanlığın
göğsünde çılgınlığın armonikası
aşıp gider ormanında dalgınlığın
Bir aşkı unuturken yaşanan
içimizdeki güzelliği kurşuna dizeriz
ve anı dolu bir tüfek omuzlanır
ölü sessizliklerce geçip gideriz
artık her şey bir yangından arta kalandır
“Uzak
Güz” adlı kitabından
UZAK
GÜZ
İşte ben böyle derin
bir acıyı bileyerek içimde
bir otel odasının o ıssız boşluğunda
kucaklıyorum tüm anıları
Anılar, ah onları hep ellerimle büyüttüm
ve bahçeme diktim ak güller gibi.
Şimdi o şehrin deniz gören kaldırımında
bir çift göz büyüyor ansızın
ve deniz bir serap gibi karşıda durur
uzanıp ellerini tutamam
gergin bir ip gibi durur aramızda
mesafeler utanmadan
Günlerce boşluklara bağırıyorum
ey bitimsiz aşklar, sonsuz sevgiler
bizi neden bu uzak güze sürgün ettiler
Onun için solgun bir lamba gibi duruyor
gözlerimiz
onun için elele söylediğimiz bütün
marşların
sözlerinde yenilgiden eser yok.
Sen ey kanımı ateşleyen umut
ne olur gözlerin dağıtsa ıssızlığımı.
Binlerce kuyudan çekiyorum
ve süzüp getiriyorum aşkı
aşk ki nicedir aldanmanın adıdır
öyle ki içimizden
her an sayısız kuş havalanır
Elbet senin de vardır söyleyeceğin
bir Kordon gecesinden güney’e seslenerek
çünkü söyleyecek sözü olunca insanın
birden silinir korku, dirilir yürek!
Beni anlıyorsun ya; uzaksan ne çıkar
çünkü sen
kapımdaki el, penceremdeki kuş
alnımdaki ter, gönlümdeki kedersin.
Anla ki yalnızlıktır beni bir bıçak gibi
oyan
anla ki gene seni düşünerek
hızlı bir film gibi geçip gideceğim
bu şehrin sokaklarından.
“Uzak
Güz” adlı kitabından
Baha Önem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder