12 Temmuz 2015 Pazar

CANER KUŞÇU’DAN ŞİİRLER

BIÇAK KESİĞİ

gözleri göklere değmiş bir gün gibi
görebilmek yüzünüzü, geceye küsmüş
elleriniz kadar sevebilmek yeryüzünü.
anlaşılması zor, ama solgun bir çiçek kadar
sevimli olmak size yakışır,
ağlamakların her türlüsünden gelmek…

bir kuşluk vakti, izmir yollarında kış mevsimi...
hiç bu kadar gülümsememişti bir bıçak kesiği.
bir kış mevsimi, en güzel şarkılarıyla meşhur,
en güzel sesleriyle mağrur ve
sokak başları çocukları kadar ölümsüz akıyor.

o çocuklar ki, bir bilseniz, o çocuklar
en güzel hediyeleriyle donatırlar sokakları,
en güzel oyunlarıyla içerler ışıkları.
gayrı gün batmaz utanır, ay doğmaz kararır.

serin sulara çekilir en keskin kokular bile.
hatta ateş patlamasıdır yalınayak çukurlarda
bu çocuklardaki tomurcuk kadar hırçın bakışınız.

siz ki gönlüm kadar bir kadınsınız
sessizce süzülürsünüz sevda koçaklarımdan.

bir eskici geçer sokaktan sakınırsınız bakmaya.

Caner Kuşçu

ÇOCUKLAR

berkin'e

ey dünyanın çatısına saklanmış bir avuç fesleğen.
salar mısın kokularını her ev dönüşünde
kartal kartal bakan çocuk gülüşlerine.

dağıtılmış şimdi efkarı bütün buğdayların.
tamamlanmayan yanlarında eksik bir toprak üstü
kokusuyla yazılmıştır en eski sırları.

bir cinayet çıkmıştır sürpriz ekmeğin içinden.
kaç kez bölüşüldüğünde mutluluk olur bu sabahlar
kırmızı kurdeleli arabaya binince mi bir çocuk.

ey taşlarının arasına devlet kaçmış sokaklar!
                                   muhbirleriyle beraber
çalkalandıkça boşanır mı irin sellerin
bir kedinin peşinden koşarken çocuklar?

Caner Kuşçu

DOĞUM

yağmur son damlalarını bırakıyor ayaklarımızın altına
ve bir sigara yakımlık uzaklaşmak mı bu hayattan?
yok, sinmiyor içimize. şehirler değişiyor biliyorum.
sokaklar, insanlar, şehirlerle birlikte değişiyor.

gün doğumunu bekliyorum gözlerimi çakarak dağlara.
belki o şafak kızıllığının doyumsuz coşkusunu
kullanacağım bir mısrada, belki yalnızca bakacağım
ağustos’un bir şehri nakışlamasına.

bir cümle çıkıverse ağzımızdan, bitecekmiş her şey.
kimsesiz değildik bir gece vakti bile. tek kişilik olmadık hiç.
iki yana düşmüş gibi görünüyor ya şimdi kollarımız…
biraz suskunuz, biraz solgun…
ama sevdayı dolunaydan içeceğiz hep birlikte.

doğum bu. doğanın en görkemli şöleni.
bir “merhaba” sıcaklığında dokunacak tenine.

Caner Kuşçu

GECE

kan akıyor gecenin kollarından.
sokak lambaları can çekişiyor.
böyle bir emir gelmiş uzaklardan.

yolunda gitmeyen bir şey var bu gece.

bir vedalaşmanın ortasında duruyorsun.
bakışların küçülmüş. karaltılar geliyor.
yalnız değilsin bir zeytin dalı kırıldığında bile.

belli. bir iş var bu gecenin içinde.

bir serçenin ayağı aksıyor, yol ortasında.
bir avuç suya hasret kalmış çimenler.
betonlaşmış bir tebessüm dudaklarında.

bulutlar suç ortağı olmuş gecenin.

zambak soğanları bitmiş, bir şeyler
söylüyor. acınası, yazılması gerek. sen
başka şeyler söylüyorsun, aşk’ı öğütlüyorsun.

ay kapkaranlık. gece sarhoş gibi bakıyor.

büyük yolculuklar gibi açılıyor leylaklar.
dolgun bir deniz kokusu yayılıyor.
büyümemiş bir çocuk göğüsün altında.

gece belki ölmek için bekliyor.

düşlerin serzenişini örüyoruz ya şimdi.
ıslak kaldırımlar kahkahalarla ayaklanıyor.
geçtiğimiz şehirler, söylediğimiz şiirler…

fısıltılar geliyor gecenin diplerinden

Caner Kuşçu

SAÇLARI YOL OLMUŞ

düştüğü yerde çoğalan bir çiçek mi desem adına
yahut gülüşü taşmış güzelliğinden bir kadın,
batar çıkar kelimeler çarpar göğsüne.

açılmış gözleri uykusuzluğuma doğru,
alır acının kokusunu yeter susuzluğa bir bakış,
yürü dese dünya yürüyecek ardından

ben daha ilk şiiri yazdığımda dolanır boynuna
büyüklükler toplamının gösterişli uzunluğu
uçurum artığı kelimeler yeter mi anlatmaya

anlar vardır ki büyülü portresidir zamanın
en ince nakışlarıyla duruluğun ortasında
kuşanır tanrısallığını alnına güneşler konan

saçları yol olmuş sol göğsüne bir kadın
koşar bin atlı ormanından bir deniz
umursamaz uzaklığını büyük adımlarıyla


Caner Kuşçu

* Şiirler Caner Kuşçu'nun izniyle yayınlanmıştır.

1 yorum: