(1925, İstanbul - 7
Ağustos 2013)
İlkokul öğretmeni Mehmet Kazım Öcal’ın oğludur. Küçük yaşta öksüz kaldı
ve dedesi tarafından büyütüldü. Erenköy 38. İlkokulu ve Kadıköy 3. Erkek
Ortaokulu’ndan sonra Haydarpaşa Lisesini bitirdi (1942). Bir süre İstanbul Üniversitesi
İktisat Fakültesi’ne devam etti. Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı
Bölümü’ne geçerek buradan mezun oldu (1948). İstanbul Merkez Bankası’nda
(1951-54), İÜ İktisat Fakültesi Maliye Enstitüsü Kütüphane Memurluğu’nda
(1954-55) çalıştı. Kayseri Orta Anadolu T.A.Ş.’de, İzmit Boru Fabrikası’nda,
Mensucat Santralde, Demir Döküm Fabrikaları Genel Müdürlüğü’nde, İzmit
Mannesman-Sümerbank Boru Endüstrisi’nde memur ve çevirmen olarak görev aldı.
1974 yılında emekliye ayrıldı. Tüm zamanını şiire ve Almanca çevirilere ayırdı.
Leke isimli kitabıyla tanındı. ‘Eşyanın şairi’ olarak anıldı. Ümran'ın
şiirindeki son merhaleyi yansıtan 100 mısralık 25 dörtlüğü ise Kış Dörtlükleri
üstbaşlığını taşımakta olup bu şiiri Türk Edebiyatı dergisinde yayımlanmıştır.
İlk şiiri 1943 yılında Yedigün dergisinde yayımlandı. Şiirleri, çevirileri,
yazıları ve söyleşileri Akatalpa, Aylık
Dergi, Beş Sanat, Büyük Doğu, Diriliş, Gergedan, Gösteri, Güney, Hisar, Mavera,
Milli Kültür, Sedir, Soyut, Sözcükler, Tan, Tercüman, Türk Dili, Türk
Edebiyatı, Türkiye, Varlık, Yaba/Öykü, Yeditepe, Yeni Devir gibi dergi ve
gazetelerde yayımlandı.
Ödülleri:
“İnsan Gelişiminin Devridaimi” çevirisiyle 1994 Türkiye Yazarlar Birliği Çeviri Ödülü’nü
aldı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Meş’aleler (1949, Kendi yayını)
& Leke (1970-1979, Soyut dergisi yayınları)
& Gittin Taş Atarak Denizlerime (1990, Akabe
yayınevi)
& Kara Işıldak (1993, İz Yayıncılık, İst., 208 s.)
& Parmak Uçlarımdaki Yangın (1995)
& Sedat Umran’dan Seçmeler (1995, Ötüken
Yayınları, İst., 160 s.)
& Aynada Gün Doğumu (1995, Yaşayan Kitaplar, 63 s.)
& Akşam Şiirleri (1998, Kırkambar Kitaplığı, 80 s.)
& Altın Eşik (1999, İz Yayıncılık, İst., 72 s.)
& Kırık Ayna (Aşk şiirlerinden seçmeler, 2000)
& Sonsuzluk Atı (Toplu şiirleri, 2000, İz Yayıncılık, İst.)
& Akşamın Kaması (Toplu şiirleri 2; 2004, İz Yayıncılık, İst.)
Çevirileri:
& Epigramlar / Angelüs Silesius (1972)
& Hinduizm (1978)
& Büyük Kurtuluş – Suzuki /Zen Budizme Giriş (1980)
& Zen Yolu / Yayla Ok Atma Sanatında Zen / Eugen Herriel (1980)
& Nihilananda (1980)
& Yeni Sınıf / Milovan Djilas (1982)
& Roman Kuramı / Lukacs (1985)
& Hint Felsefesi / Heintich Zimmer, (1988)
& Edebiyat ve İhtilâl / Jürgen Rühle (1989)
& Felsefenin Arka Merdiveni / Wilhelm Weischeder (1994)
& Felsefenin Küçük Okulu / Karl Jaspers (1995)
& 20. Yüzyıl Alman Şairleri Antolojisi (1995)
& İnsan Gelişiminin Devridaimi /Sri Aurobindo (1996)
& Büyük Alman Şâirleri (1996)
& Diyaloglar / Giardona Bruno (1997)
& Aforizmalar / Nietsche (1999)
Diğer Kitapları:
& Şaheserler Antolojisi (Hasan Akay ile,
1994)
& Almanca Manzum Çevirileriyle Ünlü Türk Şiirleri
& Şiirde Metafizik Gerçek (Makaleler, 1997)
Kaynaklar:
A http://sedatumran.com/ornek-sayfa/
Şiirlerinden
Seçmeler:
BAYRAMLIK
GİYSİ
kimse onaramaz aşkın yıpranmış kumaşını
tıpatıp biçmiş içimize o usta makastar
eğirip ipek ipliğini göğün mavi ipeğinden
geçirmiş acılarımızın paslanmaz iğnesine
hiç benzemez o umutlarımızın çürük
ipliğiyle
teyelliyerek diktiğimiz günlük giysimize
aşk ruhlarımıza giydirilen bayramlık giysi
ışıldar üstünde sevincin elmas düğmeleri
oyulmuş iki yürekten dökülmüş bir toka
tam bir oturmuşlukla geçer uçları birbirine
aşktır hor kullanılmadan taşınacak giysi
çünkü bir kez delindi miydi yamanması güç
onu kurnazlığımızla yeniden astarlasak
ters- yüz etsek kusurları hemen sırıtacak
ölümsüzlük ırmağında yıkanmış bu kumaş
gecenin altın mekikli gök- tezgahında
dokuduğu
umar yok kirlendi miydi çıkarıp atmaktan
başka
aşkı özenle saklamalı ve ender giymeli.
HEYKELİN
DÜŞÜ
Heykelimi kendim yaratacağım
Koyacağım meydanın orta yerine
Ruhuna bol sevinç katacağım,
Şimşek parıltısı gözlerine
Gururu taç yapıp takacağım
Heykellerin en yalnızı en garibi
Emellerini dikip kuleler gibi
Uzaktan şaşarak bakacağım
Akatalpa,
Sayı: 153, Eylül 2012
KALABALIKLAR
Kalabalıklar
yalnızlığın şişirdiği bir balon
Ne başı, ne ortası,
ne de bir son
Birtakım insanların
sessizce üflediği
Anlaşılmaz
konuşmaları, gülmeleri, ne dediği
Kimse çizemez
kalabalığın bir net resmini
Şekil değiştirir
şöyle bir rüzgâr esti mi
Bazan uzadıkça uzar
elde kalır kuyruğu
Kalabalıklar
hiçliğin sancısız doğurduğu...
Akatalpa, Sayı: 123, Mart 2010
KISA KISA
Ay gümüş hunisinden
akıttı denize
Gök şişesinin
sessizliğini
Suskunluğunuzun
yemi serpildi
Balıklar
sevinsenize!..
Akatalpa, Sayı: 128, Ağustos 2010
KUM
SAATİ
Ben bir kum saatiyim ve sen kum taneleri
Seninle biriktirsim içimde seneleri
Can-evimde hissettim dolup boşalışını
Bir mevsime sığdırdım yazını ve kışını
Yok olarak yaşadım birden silindi zaman
Birbirine karıştı ufacık ve kocaman
Seni içime aldım ve bir bir istifledim
Kendimde bütünledim, sonra çözdüm lifledim
Duydum derinliğime sessiz dağılışını
Bir el ters-yüz etti de içini ve dışını
Umut ve umutsuzluk dolmak ve boşalmaktı
Çözülen zerrelerin bir bir içimi yaktı!...
TOP
Hop hop hop
Koparak
yuvarlanmaların dünyasından
Girdi zıplamaların
dünyasına
Sevincin coşkusu
içinde
Düşünmedi bir gün
patlayacağını
O hazin sonunu
Top…
Akatalpa, Sayı: 128, Ağustos 2010
YANITSIZ SORULAR
Çözülür adımlarımız
Görünmeyen bir
yumaktan
Ne denli büyük
olurdu acaba
Bir yumak
yapabileydik
Durmaktan?
Hangi gizli el
Çözer adımlarımızı
Papuçlarımızdan
Öylesine düzgün
Öylesine güzel?
Çözülür günlerimiz
Ömrün dolaşık
yumağından
Yuvarlanırız paldır
küldür
Aşağıya, bir
uçuruma
Ama yine de yerinde
oturma
Göze al düşmeyi
Sımsıkı durma!
Akatalpa, Sayı: 117, Eylül 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder