(2 Mayıs 1954,
Batman – 16 Kasım 2014, Çorlu / Tekirdağ)
Şair ve yazar. Cengiz Topel İlkokulu, Batman Lisesi (1971) ve İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden (1977) mezun
oldu. Çorlu'da 1977-1985 yılları arasında öğretmen, 1985-1993 yılları arasında
Milli Eğitim Şube Müdürü olarak görev yaptı. Çorlu Mehmet Akif Ersoy Anadolu
Lisesi'nde öğretmenlik yaparken 2001 yılında emekli oldu. Bir süre Yeni Devir
gazetesinin kültür-sanat sayfasını yönetti (1984-85). Çorlu’da “Nisan Bulutu”
dergisini (15 sayı, 1993-94) çıkardı ve genel yayın müdürlüğünü yürüttü.
Yayımlanan ilk ürünü “Ey Çerh-i Sitem” adlı öyküdür (Hisar, 1978). Şiirleri,
öyküleri ve yazıları Berceste, Dil ve Edebiyat, Düş Çınarı, Gonca, Gül
Çocuk, Hisar, İslâmî Edebiyat, Kandil Çocuk, Külliye, Mavera, Nisan Bulutu,
Selam, Türk Edebiyatı, Türkiye, Umran, Yağmur, Yeni Devir gibi dergi ve
gazetelerde yayımlandı.
Ödülleri: 1982'de
"Efgan" adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği'nce "yılın
şairi" seçildi. Vahap Akbaş, 1984'te "Alevler ve Güller" ile
Sedat Yenigün Roman Yarışması'nda ikincilik, 1987'de "Kuş Olsun
Yüreğim" ile Türkiye Milli Kültür Vakfı-Gökyüzü Yayınları Çocuk Şiirleri
Yarışması'nda üçüncülük ödülü aldı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Efgan (1982)
&
Gül Kıyamı (1986, 1997, Beyan Yayınları, İst.,
64 s.)
&
Mavi Sesli Şiirler (1988)
&
Hüzün Coğrafyası (1992)
&
Bir Şehre Vardım (1997, Beyan Yayınları, İst., 62 s.)
&
İnce Lügat (2005)
&
İnşirah-Toplu Şiirler (1980 – 2012)
Öykü
Kitapları:
&
Ayna ve Suret (2003)
Romanları:
&
Alevler ve Güller (1985)
Deneme, İnceleme, Eleştiri Kitapları:
&
Biraz İhanet (1996)
&
İnziva Notları (1996)
&
Rahvan Saatler (2005)
&
Düşünceyi Uyandırmak (2006)
&
Dil Bilgisi (2011)
&
Bir Hazan Devri Şairi Mehmet Akif
Ersoy (2015, Beyan
Yayınları)
Çocuk Kitapları:
&
Bir Demet Masal (Fabl, 1985)
&
Gülün Aklı (Çocuk romanı, 1989)
&
Dünyayı Kaplayan Ağaç (Çocuk şiirleri, 1990)
&
Kuş Olsun Yüreğim (Çocuk şiirleri, 1991)
&
Göğe Çizilmiş Resimler (Deneme, 1995)
&
Kuş Baba (Hikâye, 2006)
&
Tatil Rüyası (Hikâye, 2008)
Seçkileri:
&
Bir Hüma Kuşudur Şiir (Mısra-Beyit seçkisi, 1990)
&
Mehmet Âkif’ten Nükteler (2010)
Söyleşi:
&
Zamandan Kurtarılan (2011)
Yayına Hazırladığı Kitaplar:
&
Zehra (Roman, Nabizade Nazım’dan, 1996)
&
Sergüzeşt (Roman, Samipaşazade Sezai’den,
2006)
&
Safahat (Şiir, M. Âkif Ersoy’dan, 2007)
&
Düzyazılar-Makaleler, Tefsirler,
Vaazlar (Mehmet
Akif Ersoy’dan 2010)
Hakkında
Yazılan Yazılar:
1
Bekir
Oğuzbaşaran / “Efgân”istan (Kültür ve Sanat dergisi, Sayı: 14, Mayıs 1982)
1
Ahmet
Kabaklı / Türk Edebiyatı (c. 4, 1991, sayı: 659)
1
Mehmet
Alkan / Hüzün Coğrafyası’nda Gezinti (İlkyaz dergisi, Sayı: 6, Haziran-Temmuz
1992)
1
Bekir
Oğuzbaşaran / İnziva Notları Üzerine (Hazan dergisi, Sayı: 16, Aralık 1997)
1
Durdu
Şahin / Okumak, Yazmak ve Düşünmek (1997)
1
Cevat
Akkanat / Bir Şehre Vardım (Seviye dergisi, Sayı: 7, Mayıs-Haziran 1998)
1
M.Halistin
Kukul / Geleneğin Ümitli Şairi: A.Vahap Akbaş (Seviye dergisi, Sayı: 7,
Mayıs-Haziran 1998)
1
Hayrettin
Yıldırım / Vahap Akbaş’ın Şiir Şehrine Giriş Denemesi (Seviye dergisi, Sayı: 7,
Mayıs-Haziran 1998)
1
Mustafa
Özçelik / Söze Gülün Rengini Katmak (Seviye dergisi, Sayı: 7, Mayıs-Haziran
1998)
1
Mustafa
Miyasoğlu / A.Vahap Akbaş Üzerine (Millî Gazete, 7.6.1998)
1
Mehmet
Nuri Yardım / Romancılar Konuşuyor (2000, Alevler ve Güller’in Yazarı A.Vahap
Akbaş: Romanımız Esaslı Bir Zemine Oturmadı, Sayı: 275-277)
1
Mustafa
Karabulut / Külliye’nin İki Hikâyecisi (Bizim Külliye, Sayı: 10,
Temmuz-Ağustos-Eylül 2001)
1
TBE
Ansiklopedisi (2001)
1
Nazir
Akalın / Vahap Akbaş’a Dair (Şairin Eldivenleri, 2003)
1
Emre
Miyasoğlu / İçimizdeki Aynalar (Millî Gazete, 1.10.2003)
1
İhsan
Işık Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, 2009)
1
Seviye
dergisi A. Vahap Akbaş Özel Sayısı (Mayıs-Haziran 1998, 7. Sayı)
1
Ay
Vakti dergisi A. Vahap Akbaş Dosyası
(Kasım-Aralık 2014, 153. Sayı)
1
Vahap
Akbaş Kitabı (2015, Türkiye Yazarlar Birliği)
Hakkında
Yazılan Yazılardan Alıntılar:
/ “Vahap Akbaş kardeşime öncelikle
rahmet, ailesine, yakınlarına ve edebiyat camiasına başsağlığı diliyorum. O,
gerek şahsiyeti itibariyle gerek şair-yazar olarak bizim neslimizin yüz akıydı.
Önemli eserler bıraktı. Şandan, şöhretten, kibirden hep uzak durdu. Bu sebeple
hem sanatkâr yanı hem de şahsiyeti itibariyle herkese örnek olabilecek
değerlerin temsilcisi oldu. Kısacası hayırla anılması gereken ve öyle de
anılacak olan bir isimdi Vahap kardeşimiz. Okuduğum son şiiri Ay Vakti’nde
çıkan Irmak şiiri oldu. O şiirinde “değişe değişe, dönüşe dönüşe büyük denize
doğru” yolculuktan söz ediyordu. Şimdi o sonsuzluk ikliminde, denize ulaşan
ırmağın vuslat sevincinde… Onu çok özleyeceğiz.
Mustafa Özçelik
/ “Vahap Akbaş benim nazarımda iyi bir
edebiyatçıydı. İyi bir edebiyatçıda olması gereken incelikleri kimliğinde
taşıyordu. Mesela son derece naif ve düzgün bir ahlakın sahibiydi. Bunu yakinen
biliyorum. Yaşadığı dönem içinde bunları kendisinde gördüm. Onda, bazı
arkadaşlarda zaman zaman rastladığım negatif şeylerden hiçbirisini
göremezdiniz. Bu yüzden büyük bir yürek ferahlığıyla şunu söyleyebiliyorum:
Vahap’ta rahatsız edici bir yön yoktu. Bu arada Vahap Akbaş’ın kültürel
kimliğinde üniversal bir duruş vardı. Sahici bir Müslüman ve entelektüeldi. Hiç
kimse ona taşradan gelmiş ve kültürel eksiklikleri bulunan bir insan olarak
bakamazdı. Bünyesinde barındırdığı donanımlarla o, geri bırakılmış bir bölgenin
insanı değil, dünyanın insanıydı. Allah taksiratını affetsin.”
Metin Önal Mengüşoğlu
/ “Vahap Akbaş. Mavera dergisinden
beri tanıdığım bir isimdi. İlk yüzyüze gelişimiz 1995’te oldu. Konya’da
düzenlenecek bir şiir şöleni gezisi öncesiydi. TYB’nin Sultanahmet’teki
merkezinde yanına yaklaştığımda “Ben Vahap Akbaş…” diye kendisini tanıtmıştı.
Zamanla çok sevdiğim arkadaşlarından birisi oldu. Yıllar içinde nice uzun
yolculuklarımız oldu. Pek çok şiir şölenine birlikte katıldık. İyi bir yol
arkadaşıydı. Hoşsohbetti. Tatlı dilliydi. Bilgisi geniş, latife yapmasını bilen
ve bildiklerini güzel anlatan birisiydi. Sempatikti. Daima sevilen bir yönü
vardı. Rabbim rahmetiyle karşılayacaktır.”
Nurettin Durman
/ “Hiç beklemediğim bir anda Özcan
Ünlü’nün telefonla arayıp haber vermesiyle Vahap Abi’nin vefatını öğrendim.
Aslında bir süredir rahatsızlığını biliyorduk. Ama yine de yaşamayacağı yönünde
bir umudumuz vardı. Çok güzel bir insanı yitirmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Onu
ilk tanıdığım zamandan bugüne kadar hemen herkesin ondan güzel cümlelerle
bahsettiğini gördüm. Bu, onun ne denli nitelikli bir insan olduğunu gösterir.
Defalarca beni Çorlu’ya davet etmesine rağmen hiçbir zaman gidememenin acısıyla
baş başa kaldım. Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Geride
kalanlara sabr-ı cemil niyaz ediyorum.”
Adem Turan
/ “Benim en büyük abimdi. Şiiri
kendisinden öğrendim. Şiir nedir, nasıl ve niçin yazılır, bunları bana o
öğretti. Kadim bir dostluğu vardı Vahap Abi’nin. Diyebilirim ki kalubeladan
beri birlikteydik. En son bir hafta önce ziyaretine gitmiştim. Kendisinin
fotoğrafını çekmek yasaktı. Ama o bana izin verdi. Sen çekince güzel oluyor
dedi. Vefatıyla babamı kaybettiğimde duyduğum acıyı yaşadım.”
Özcan Ünlü
/ “Çok müteessir oldum. Sesi hâlâ
kulağımda. Ben fotoğraf çekerken yanımdan ayrılmazdı. Senin çektiğin yerden
çekince çok güzel çıkıyor derdi. Vahap abinin vefat haberi beni çok üzdü. Allah
(C.C.) rahmet eylesin.”
Yaşar Bedri Özdemir
/ “O “Abi” olarak anılan birisiydi.
Kendisine hep Vahap Abi diye seslenirdik. Her zaman da öyle kalmasını bildi.
Genç şairlere abilik yapmanın gerekliliklerini hakkıyla yerine getirdi. Vahap
Abi’nin dostluğu süresizdi. Uzun zamana endeksli bir dostluğu vardı. En güzeli
de dostlarının, arkadaşlarının ve genç şairlerin yazdıklarına ve ürettiklerine
ilgisiz kalmamasıydı. Özellikle gençlere yönlendirici, heveslendirici sözler
söylerdi. O yumuşak sözlüydü. Telefonda konuşurken dahi sanki yanımızdaymış
gibiydi. Sesinin ve yüreğinin sıcaklığını hissederdiniz. Şiirlerinde de
yazılarında da rahattı. Rahat okunan bir şair ve yazardı. Bu yönüyle de
etkileyici ve derinliği olan bir edipti. Geleneklerimize, tarihimize, dinimize
bağlıydı. Fakat bunları şiirinde naif ve nazik bir estetik ile ele alır,
işlerdi. Yani hakiki anlamda edepli bir insandı Vahap Abi. Şiiri gerek pratikte
gerekse teoride çok iyi bilirdi. Onun şiirlerinden ve şiir üzerine yazılarından
çok şey öğrendik. İyi bir şiir dostu, iyi bir şair dostu, iyi bir halk dostu ve
aynı zamanda iyi bir Hakk dostuydu. Bütün bu özelliklerinden ötürüdür ki
vaktiyle Seviye dergisinin 7. Sayısını (Mayıs-Haziran 1998) “Söze Gülün Rengini
Katan Şair: A. Vahap Akbaş Özel Sayısı” olarak yayımlamıştık. Çok memnun
kalmıştı. Onun memnuniyetine çok sevinmiştik. Allah rahmet eylesin. Mekânı
cennet olsun. Amin.”
Durdu Şahin
J
“Vahap
Akbaş, sözün tam anlamı ile şair duruşlu bir büyüğümüzdü. Şiirini, insanı ve
değerlerini gözeterek yazdı. Derinden ve dirilten bir soluğun peşindeydi hep.
Mütevazi hallerin belirgin bir yüzü ile gülümser öyle bakardı kainata.
Aramızdaydı ve görünür olmanın tehlikelerini çok erkenden fark etmişti.
Yazdıkları ile var olmayı seçti desek, yeridir. Değerli bir ağabeyimi kaybetmiş
olmanın derin üzüntüsü içindeyim.
Gittiği yere de yüzünün akıyla gitti.”
Gökhan Akçiçek
Şiirlerinden
Seçmeler:
BİR
ERİK AĞACIM VARDI
Bir erik ağacım vardı
Ak çiçekler açardı
Baharda
Bir erik ağacım vardı
Kuşlara
Kucak açardı.
Bir erik ağacım vardı
Dallarında çiçekler
Dallarında kuşlar
Cıvıldaşırlardı.
Bir erik ağacım vardı
Kestiler
Yerine bir kocaman
Apartman diktiler.
Artık ne çiçek açar
Ne kuşların hâlinden anlar.
İNŞİRAH
Zorlarla sınanmaktayım
Belim bükük
Hey kalbim / hüzünbaz kalbim
Niyazım, içimdeki büyük umudu
Hep diri tutana değil midir
Öyleyse neden
Beyhude yere böyle daralmaktasın
Ve / ey zorluğun içindeki kolaylık
Seni muştulayanadır yönelişim
Gecelerin derinliği kandillerin
hüznü
Fecrin dingin yüzü tanığımdır
Belki yetersiz ama şeksiz şüphesiz
Seni muştulayanadır yönelişim
TEN
NE Kİ?
Cami avlusu / güvercinler
Bir de Sinan kokan şadırvan
Mermerlere
Sonsuzluğu anlatırken zaman
Sabadan yükselir ezan
Vuslata erer gök kubbe
Daha incelir minareler hazdan
Fecrin oluklarında akan
Ahenktir
Duadır dudaklarda billurlaşan
Vecd / vecd
Bütün boşlukları dolduran
Ve sessizliğin içimi inleten sesi
Ten ne ki / ten ne ki
Bak sade ruh kalıyor insan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder