24 Ağustos 2017 Perşembe

MERT KIRLAK


  
(20 Ocak 1978, Karadeniz Ereğlisi / Zonguldak - )


       İlköğrenimini TED Koleji'nde, orta ve lise eğitimini Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi'nde tamamladı. Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Bölümü Tiyatro Anasanat Dalı’ndan mezun oldu (2000). 2000 yılında, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının kuruluş kadrosunda oyuncu olarak göreve başladı.
       Devrim Arabaları  (2008, Sinema Filmi), Kadri'nin Götürdüğü Yere Git  (2008, Sinema Filmi), Cam Kırıkları (2009, TV Dizisi), Güneydoğudan Öyküler Önce Vatan (2010, TV Dizisi), İntikam (2013, TV Dizisi) ve Ayhan Hanım (2011, Sinema Filmi) vb. gibi sinema filmi ve TV dizilerinde rol aldı. Yazıları Başka sanat-kültür, Yarın dergilerinde yayınlandı. Başka sanat-kültür dergisinin yayın kurulunda bulundu.       
      Ödülleri: 11. Direklerarası Ödülleri’nde Yönetmen, 4. Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödülleri’nde  Yardımcı Oyuncu dalında “En İyi Erkek Oyuncu”, 2012-2013 sezonu Sanat Kurumu Övgüye değer “Erkek Oyuncu”, 2014-2015 sezonu Sanat Kurumu “En İyi Erkek Oyuncu”, 2016 yılında 6. Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödülleri’nde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen “Gergedan” isimli oyundaki rolü ile Yardımcı Oyuncu dalında Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu ödüllerine layık görüldü.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Dünyanın İlk Günü (2017, Komşu Yayınları, Yasakmeyve Şiir Dizisi, İst., 48 s.)
Şiirlerinden Seçmeler:

ALİYONİ

Sen uyurken oturdum da alnını seyrettim bütün
Kara, ipeğe yüz sürmek gibi; kirpiklerinin altı mavi yeşil bir dermana
Nar içindeydi bir şiirin tane tane ilk mırıltıları tısladı geçti
Burnunun tümseğinde bir ıhlamur lapa lapaydı, yaklaştığını kurdu
Anlaşılmak sevinci lazım şeylere diye düşündüm

İlhan Berk'in madrigalleri, yarayışlı integral
Trilye'de denizin tuzu köpüğüyle kişneyen bir pencere
Ve ananın yanağında oturan kozalak kokusu
Şimdi şubatın yelesinde dokundu kardan kadının havucuna
Ve inanmazsın, süt dişleriyle dişlediğin morca mürdüm

Ben, bir Karadeniz dağının serin fındıklığında
hafız olmakta çifte kavrulmuş kalbi
İmam Gazali'den Şolohov'a geçen bir proleterin oğluyum
Mesela giderler ümüğünü boğdukça ece ajandasında
Gökle yer arasında onarır gibi bungun bir deliği
Vecd ile gelir hesapları altına Avrora rüzgarları ilikler
İşte gelmişsin diye yabani taflanlar basar bir öğleyi
Yasin huşusuyla, tel dolaptan ikindiye teyeller gözlerini
Kenar mahalleden pek yoksul Müslüman teyzeler
Kabartır şükrü, kucaklanmış tüylerini
Dulavratlar arasından sis dağına zıplar çocukluğunu
Kırk günlük kulağına üç defada üfler

Demincek güneşe patlayan ayçiçeği başları gibi
Hatırlıyorum iki şakrak çocuktuk
Bir elimizde Çubuk, kolumun altında Ece ajandası
Uzanıp balıkçı barınaklarına, 'düz ayak çivit badanalı bir kenti
Babamla tartışıp durduyduk
Anti-Duhring'i , Asya tipi üretim tarzını
Neden ve hala, çok turuncu bir Hıdırellez
başlangıcında olamadığımızı
Boynu kuğularda bir kız vardı, ıtırlarını anlattıydım
Sırtımızdan aşağılara yanlış bir sesi oydukça
Asbest, dikey mimari ve bilcümle balina zıpkınları

Üsteledikçe sarsak bir sıradanlığa sıralanmayı
Ziller, yani o sirenler, aslında o fabrika düdüklerinin alayı
Yeni hayatın meme ucuyla damağımızı kaşıyacağız
Bozkırın buz sarısı ortasına
Devasa bir göçmen kuzinesi kuracağız
Dizginsiz ve ince çıvgın ağızları geliştirsin diye ağzımızda
Ayvacık'ta atalık kara kızıl tohumlar bunu fısıldaşacaklar
Sönmeden bir cüce yıldıza da yetişebilen ortakça bir mutfağı

Asıl sen şimdi gözlerini tekrarla
Sabahı, bir evin içseslerini
At kapısının kara taşları önünden geçelim
Bir oğulla oğulluğa bakmaya
İyisi mi mercanköşklere bir dağ gölü yolu bulalım
Vardiya atletlerine erkenci kiraz dalları

*Şiir, Mert Kırlak'ın izniyle yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder