4 Eylül 2017 Pazartesi

MEHMED RAUF



 (12 Ağustos 1875 – 23 Aralık 1931, İstanbul)

      
       Eyüp Rüştiyesi ve Deniz Lisesi'ni bitirdi (1893), deniz subayı oldu, staj için Girit'e (1894), Kiel kanalının açılış töreninde bulunmak üzere Almanya'ya (1895) gönderildi, dönüşte İstanbul'da Tarabya'da elçilik gemilerinin irtibat subaylığına atandı. 1908 yılından sonra subaylıktan ayrıldı, hayatını yazarlıkla kazanmaya başladı. Cumhuriyet devrinde kadın dergileri çıkardı, ticaretli uğraştı. İlk yazılarını Halit Ziya Uşaklıgil'in İzmir'de çıkardığı Hizmet gazetesinde yayımladı. Daha sonra İstanbul'daki Mektep dergisinde yazılarını Rauf Vicdanî takma adı ile yayımladı. 1896'da Servet-i Fünûn topluluğuna katıldı. Hikâye ve roman yazarı olarak asıl üne bu topluluk içinde ulaştı. Servet-i Fünûn topluluğunun 1901'de dağılmasıyla 1908 yılına kadar hiçbir yazı yayımlamadı. Bu tarihten sonra yazı hayatının ikinci dönemi başladı. Roman, hikâye, tiyatro, tenkit, gazetecilik gibi çeşitli alanlarda çalışmalarda bulundu.
       Mehmet Rauf, tıpkı Halit Ziya gibi edebî kültürünü yerli romancılarımızdan ve onların eserlerinden almıştır. Fransızca ve İngilizce öğrendikten sonra batılı yazarları tanımıştır. Roman ve hikâyelerinin temasını kişisel tutkular ve romantik aşklar oluşturmuştur. Zengin ailelerin her tür olanaklarıyla yetişmiş, kışları konaklarda, yazları Boğaziçi ve Adalarda oturan insanların romantik duygularını işlemiştir. Bu romantikliğin kimi eserlerinde realizme yöneldiği görülür. En başarılı romanı "Eylül" ilk psikolojik roman örneğidir. Romantik bir aşkı işleyen bu eserde kahramanların psikolojik durumları en ince ayrıntısına kadar başarılı bir şekilde verilmiştir.
       Tahlillerde ayrıntıya girebilmek için olayları basit, kahramanların sayısını az tutmuştur. Tahlillerin uzunluğuna rağmen sıkıcı olmaması yazarın başarısına dayanır. Gerek karakterlerin ve gerekse olayların tahlil ve tasvirlerinde gözlem ön plânda gelmekle beraber yazarın buna uymadığı bazen gerçeklerden uzaklaşmasıyla görülür. Dili, Halit Ziya'ya göre daha sadedir. Fakat üslûbu oldukça düzensizdir. Bu yüzden eserlerinde basit cümle yanlışlıklarına bile rastlanabilir. Mehmet Rauf sanatlı anlatımdan kaçındığı için üslûbunun Halit Ziya'nınkine oranla daha akıcı olduğu görülür. Yazarın bu özelliklerini hikâyelerinde de aynen görmemiz mümkündür.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Siyah Inciler (Mensur şiir;     1901; Yayına Hazırlayan: Rahim Tarim; 1998, YKY, İst., 315 s.)       
Öykü Kitapları:
& Âşıkane (1908)
& Son Emel (1913)
& Bir Aşkın Tarihi (1914)
& Hanımlar Arasında (1914)
& Menekşe (1915)
& Mazide Bir Günah (1920)
& İlk Temas, İlk Zevk (1922)
& Aşk Kadını (1923)
& Kadın İsterse (1923)
& Eski Aşk Hikâyeleri (1927).
       Romanları: 
& Eylül (1901)
& Ferda-yı Garam (1913)
& Genç Kız Kalbi (1914)
& Karanfil ve Yasemin (1924)
& Böğürtlen (1926)
& Define (1927)
& Son Yıldız (1927)
& Kan Damlası (1928)
& Halâs (1929)
& Yara (1935)
      Oyunları:
& Pençe (1909)
& Cidal (1911)
& Diken (1917)
& Sansar (1920)
& Evlat Acısı (1923)

& Pembe Köşk (1924)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder