11 Kasım 2010 Perşembe

Ah'lar Dizisi-1 / "AH, BİR KIZIM SAĞSA EĞER BİR KIZIM MORGTA ŞİMDİ!" / HÜSEYİN ALEMDAR





Ah'lar Dizisi-1 / "AH, BİR KIZIM SAĞSA EĞER BİR KIZIM MORGTA ŞİMDİ!"

Metin Altıok'un "Bir Acıya Kiracı" ömrü dört şehirle ilişkilendirilebilir: İzmir (doğma), Ankara (eğitim ve bilinçlenme), Bingöl (yeniden doğma!), Sivas (yobazlarca, maalesef yakılarak öldürülme!)--Bende şairlerin hayatları bazen şiirinin önüne geçer; "Küçük Tragedyalar", "İpek ve Kılabtan", "Hesap İşi Şiirler" kitapları olmasa, Altıok için de hayatı şiirinin önüne geçmiştir diyecektim; diyemedim. Onu, şiiri ve hayatıyla kendime benzetir, Ankaralı ilk iki şairim Behçet Aysan ve Ahmet Erhan'ın yanına koyar, hiç karşılaşmasak da kendime "abi" yapar, aile ve kız çocuğu imgesiyle de çok severim Altıok'u. Sivas'ta yakılmadan önce çekilmiş fotoğraftaki eli fırça sopalı hatıra, hâlâ içimde yaradır. Karım ve kızlarım "aile travması" bir sopayla ne zaman üzerime gelseler, onları sevgili Altıok'un Küçük Tragedyalar'a yazdığı "Sondeyiş"le korkuturum: "Dolaştım yıllardır şurda burda/Ucuz otellerde kaldım//İğne iplik taşıdım yanımda/Bir düzen tutturamadım// Kadınlar da oldu elbet yaşamımda/Biri hariç hepsini bağışladım//Sınadım kendimi karşılıklı acıyla/ Ben hep ölüme ve aşka inandım//Bir şey var dokunur bana/Yüzüme uymayan iğreti adım" Ah benim Metin Abim, sen Asım Abi, Behçet ve Uğur'la Sivas'ta yakıldığında şiirin ve aşkın delisiydim ya, tüm Sivas'ın altını üstüne getirdim de "bağışlamadığın" o tek kadına kadar herkesi aradım. O gün bugündür "Evlilik Tabutu" uzun bir şiire çalışır da hâlâ bitiremem ya, bu bile senin "Bir Acıya Kiracı" yanındandır. Hele senin bende bir Bingöl hüznün vardır ki, onu Metin Kaygalak'a bile kız çocuğu burukluğunda anlatamam. Ey Allah'ım, hani çocuk için sana yalvarır da "bana vereceksen kız çocuğu ver ki içimi onlarla ağlatayım!" Şimdi sana bütün isyanımla küfrediyorum: Dersim'in kızları dâhil tüm kızları neden bana verdin Allahım! Seni düşünürken, içimdeki kızlar bir ân uzunuzak Bingöl'e dönüştüler ya, istedim ki gözlerimden kalbime seni bir de Bingöl diye anlatayım: 1979 yılında, sen Bingöl Lisesi'ne felsefe öğretmeni olarak atandığında farkında olmadan ben 12 Eylül'e hazırlanıyordum demek; Nâzım Hikmet şiirlerini ve Yılmaz Güney filmlerini hiçbir zaman yasak olarak yaşamadım. Bunda öyle ya da böyle babamın payı var, bugünkü yürekliliğim biraz da ondan! Bingöl'ü tanımak, gerçek devrimcilerle kurduğun derin dostluklar bambaşka bir dünyanın kapıların açar sana. Bingöl ve doğunun dikbaşlılığında Türkçe şiirin en önemli şairlerinden oldun birden. Senin şiirini Bingöl'den önce ve Bingöl'den sonra diye ikiye ayırmak mümkün elbette. Gerçi, bu şehri tanımanla şiirinin bambaşka bir hâl aldığını, dünyandaki birçok şeyin değiştiğini ve olgunlaştığını defalarca dile getirdin. 1980'lerde, Bingöl'de biri kız biri delikanlı iki militan gencin cenazelerinin teşhir edilmesi sırasında yaşadığın durum seni büsbütün şiire itti. Teşhir için Bingöl meydanına getirilen delikanlı tanınmaz halde, kız ise çırılçıplaktı; sen hariç herkes korkmuştu bu iki gencin cenazesinden. Sen delikanlıya "oğlum", kıza "uzaktaki yakın kızım" dedin; şairlik buydu işte! Üç kız cennet demişti bana bir ustam, cenneti de cehennemi de bu dünyada gördüm be Metin Abi, eğer varsa her ikisi de bu ikisi ve kızlar, delikanlılar adına bundan sonra seni daha çok seveceğim! Şimdi sözü sana ve şiirine bırakıyorum: "Bir gün Bingöl'e iki ceset getirdiler. Bingöl bu ölülerle çalkalandı. Herkes görmeye gidiyor. Ben de gittim. Morga götürüyorlardı cesetleri. Biri erkek, daha bıyıkları terlememiş, öbürü bir kız. Erkeğin elbiseleri üstünde, kız çırılçıplak. Ama erkeğin yüzü dümdüz, ah burnu yok, öyle ki baldırlarından da lop lop et koparılmış, üstelik parmakları mürekkepli. Parmak izlerini almışlar." Belli ki, çok etkilenmişsin bu olaydan. Tanıklığın, işte şu dizelerin: "Öyle ak öyle ak ki teni/ipekten biçilmiş sanki/ duyulmamış bu yüzden üstünü örtmek gereği/Çırılçıplak incecik, sedyede bir kız cesedi/On parmağı birden boyalı/Bulaşmış ıstampa mürekkebi//Bir kızım sağsa eğer/bir kızım morgta şimdi!"

Şiirlerimiz bir gün bize oğullarımızı kız çocuğu güneşinde anlatacak, sakın ha ağlama!


Hüseyin ALEMDAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder