(1966, İslahiye / Gaziantep - )
İslahiye Lisesi’ni bitirdi. Ankara Üniversitesi Kastamonu Meslek Yüksek Okulu’nu terketti. Beş yıl kitapçılık yaptı, dört yıl “Şiirin” adlı şiir-poetika dergisini çıkardı. “Zamandükkanı” ve “Operadaki Hayalet” isimli fanzinleri çıkardı, periyotsuz olarak çıkarmaya devam ediyor. Mersin’de yaşıyor.
Şiir, yazı ve söyleşileri Akatalpa, Andız, Aydınlık Kitap, Bireylikler, Düş(v)eYaz, Eliz Edebiyat, Islık, İmlasız, Radikal Kitap, Şiirin, Ücra, Yaratım gibi dergi, fanzin ve gazete eklerinde yayımlandı.
Yapıtları: Şiir: *Serpene. İst.: Şiirden, 2007 *Yengeç Avı. İst.: Şiirden, 2018.
Kaynaklar: Yengeç Avı. İst.: Şiirden, 2018.
Hazırlayan: Şükrü Kırkağaç
* 25 Mayıs 2022 tarihinde güncellendi.
Şiirlerinden
Seçmeler:
SAMSA
bunların hepsi kötü bir şaka. zihnimin bana
ettiği oyun,
diye düşünüyorum.
oğlumun kapıyı sertçe çarpmasından gerçek
olduğunu
anlıyorum.
altay öktem sokağın kralıydı hatırlıyorum…
eminem’in annesini kendince sevmesini de,
kendi
zihninin ona ettiği oyun, diye düşünüyorum.
birazdan bir
kapı çarparsa kendini orasından asacağından
eminim.
piranalar gibi doluşuyorlar. çocukluğum
elindeki
trampeti (tenekeden) durmadan yere çalıyor.
geyik baba’nın arkasına tenekeler
bağlamasını
hatırlıyorum. yok yok bu doğru değil. kendi
zihninin ona
ettiği oyun, diye düşünüyorum. veya
çocukluğunun
ölmüş kendisine küfrüdür. birazdan
anlayacak.
kara bir köpeği yularlayan ve sırtına binen
altay’ın
gözleri ışıldıyor. kırık bir sopayla
köpeğini kıçından
yaralıyor kara uyuz çocukluğum.
bunların hepsi balkonuma toplaşmış.
molotof elleriyle sırıtıyor mahir. oğlum
habire kapıyı
çarpıyor. çarptıkça direklerinden
tırmanıyor içeriye.
tanımıyorum çoğunu. emma, tüm çocuklara
(hatta tek
tek) orasını gösteriyor. josef çok
sinirleniyor. halinden
belli. sokağın kralına ters ters bakıyor.
ben diyor, ben,
gelirsem hepinizi düzelteceğim diyor.
tavırlarında
büyümüş bir hal var.
aziz, (ancak kafası seçiliyor) “amca mu ne,
amca mu ne,
amca …” diye soruyor.
çocuklar doluşuyor balkonuma. fındık kadar
burunlarını
pencereme yapıştırmış, bildiğim bilmediğim
tüm
nesneleri ellerinde tutuyorlar.
tayland’lı çocuklar kanayan küçük
organlarını
temizliyor. halepçe çocukları sırasıyla
içeriye
kundaklıyor yaralarını. berberi kızları,
saddavi’nin
elinden tutmuş sünnetli yerlerini
gösteriyor habire.
nâzım, dönüp arkadaşlarına “yapmayın,
etmeyin paşam,
yazıktır bu adama” diyor. oğlum ve
çocukluğum
tükürüyor yere, hınçla üzerine basıyor, biz
diyorlar
bitireceğiz birazdan işini. kör bağcı
makası havada
şakırdıyor. paslar dökülüyor yere.
teslim ediyorum kollarımı. bir hareketle
buduyorlar sol
elimin parmaklarını. makasın pası doluşuyor
içime.
giacometti o halimin eskizini çiziyor
celan’ın defterine.
yahudi çocukları şenleniyor birden, son
gördüğüm kara
bulutlu arap çocuğu oklarken sağ elimi.
hüseyin, usulca
kafasını bırakıyor yanıma.
karıncalar gibi iniyor çocuklar sokağa.
afrika’nın böcek
yiyen karıncaları… gibi çocuklar… “gregor”
diye hep
bir ağızdan bağırıyorlar…
sokak başında elinde tiner, oğlumun
balkonunu işaret
ediyor altay…
Akatalpa,
Sayı: 98, Şubat 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder