(1919, İzmir - )
Kadriye Hanım ile memur Niyazi
Yağcıoğlu’nuun oğlu. İzmir’de Necatibey İlkokulu, Kızılçullu Amerikan Koleji, İstanbul
Erkek Lisesi’ni (1938), Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nü bitirdi (1944).
Bir süre DTCF Sinoloji Bölümü’ne devam etti. Zonguldak, Eskişehir, Ankara, Urfa,
Sivas, Gaziantep ve Bolu’da Türkçe, edebiyat ve İngilizce öğretmenliği ve
yöneticilik yaptı. Ankara’da Kütüphaneler
Genel Müdürlüğü’nde çalıştı.
Uzun bir süre saz şairi anlayış ve biçiminde hece şiirleri yazdı; sonra
Yeni Şiir’e, zamanla da toplumcu sanata yöneldi. Oyunlar, çocuk kitapları,
masal ve antolojiler yayımladı. İlk şiiri 1934 yılında Gündüz dergisinde çıktı. Şiirleri Çağrı, Çınaraltı, Doğu (Zonguldak), Dost, Dünya, Edebiyat Dünyası, Fikirler, Kaynak, Seçilmiş Hikayeler, Türk
Dili, Ülkü, Varlık vb. gibi dergilerde yayınlandı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Samanyolu (1941)
& Kasım Rüzgarı (1955,Yeni Ufuklar, İst.)
& Anzelha (1957, Seçilmiş Hikayeler Dergisi, Ank.)
& Beyaz Güller (1964, Hür, İst.)
& Destan Türk – Mustafa Kemaller Tükenmez (1973, Türkiye
Kemalist Yazarlar ve Sanatçılar Derneği, Ank.)
& Altın Günlerin Eşiğinde (1976, Yeditepe,
İst.)
& Burası Sınır Şehri Gaziantep (şiirler)
Oyunları:
&
Afyon Yalayan Çocuk S.G. Gülyüz ile; 1964)
Derleme Kitapları:
&
Takla Göz Takla Kulak (1962, Varlık Yayınları, İst.)
&
Öğretmen Şiirleri Antolojisi (1965, Güven Matbaası, Ank.)
&
Türk Kadın Şairleri Antolojisi (1966, Gündüz, Ank.)
& Atatürk’ten Son Mektup (1985, Türkiye
Kemalist Yazarlar ve Sanatçılar Derneği, Ank.)
Kaynaklar:
A Tanzimat’tan
Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi Cilt II / 2001, Yapı Kredi Kültür Sanat
Yayıncılık, İst. / s: 887-888
Şiirlerinden
Seçmeler:
AŞK
ŞİİRİ
Dün gece evinizin etrafında dolaştım
Saçların gene omuzlarına dökülmüş
Yüzün aydınlık beyaz
Hiç değişmemişsin şaştım
Sonra Kapuz'u dinledim
Balkayada parçalanan dalgaları
Sırtımı bir kiraza dayadım
Düşüncenle serinledim
Görsen yüzümü bile tanımazsın
O kadar uzaklarda kaldı ki
O kadar çöktü ki kalbim kederinle
Hatırlamazsın
Ne kadar isterdim
Sofranda yerim olsun
Tabağıma yemek koyasın
Bardağıma su
Halim diyesin canım benim canım
Ah kader kader kader
kader kör olsun
ATATÜRK'TEN
SON MEKTUP
Ve anlayamayacaksınız çağlarca da,
Hep Siz beni hâlâ anlayamadınız,
tutturmuş "yıl 1919, Mayısın
19'u" diyorsunuz,
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor,
övünüyorsunuz.
Mustafa Kemal'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz
değil.
Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda
şehitler,
Siz bana neler yaptınız ondan haber
verin,
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun,
sefaletin,
Mustafa Kemal'i anlamak yerinde
saymak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz
değil.
Bana muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni
buluşlardan;
Kuru söz değil iş istiyorum sizden
anladınız mı,
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle
yazdınız mı,
Mustafa Kemal'i anlamak avunmak
değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil
Hâlâ o acıklı ağıtlar
dudaklarınızda,
Hâlâ oturmuş 10 Kasımlarda bana
ağlıyorsunuz,
Uyanın artık diyorum, uyanın,
uyanın,
Uluslar, fethine çıkıyor uzak
dünyaların.
Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak
değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz
değil
Beni seviyorsanız eğer ve
anlıyorsanız,
Laboratuvarlarda sabahlayın,
kahvelerde değil,
Bilim ağartsın saçlarınızı,
kitaplar,
Ancak böyle aydınlanır o sonsuz
karanlıklar.
Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak
değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz
değil.
Demokrasiyi getirmiştim size,
özgürlüğü
Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz
hiç ilerlememiş;
Birbirinize düşmüşsünüz halka
eğilmek dururken,
Hani köylerde ışık, hani bolluk,
hani kaygısız gülen,
Mustafa Kemal'i anlamak işitmek
değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.
Arayı kapatmanızı istiyorum uygar
uluslarla,
Bilime, sanata varılmaz rezil
dalkavuklarla,
Bu vatan, bu canım vatan sizden
çalışmak ister,
Paydos öğünmeye, paydos avunmaya,
yeter, yeter,
Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak
değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz
değil.
BİR
GÜL
Odamın penceresi
bir bahçeye bakar
bahçe çırılçıplak
kurumuş ağaçlar
bir kız bilirim
hep ayni günde
ayni saatte
aydınlık iplere
çamaşır asar
Odamın penceresi
bir bahçeye bakar
bahçe bütün bahçeler gibi ıssız
tarumar olmuş çiçekler perişan
sadece bir gül var
kızın gözlerinde
şimşek şimşek açan
MUSTAFA
KEMAL'LER TÜKENMEZ
Tükenir elbet
Gökte yıldız denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez.
Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün göçecektim elbet
İki Mustafa Kemal'im var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde
ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona her şeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın kasımlarda
Fatih'ler Kanuni'ler ölmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
O
İÇKİ
Kolum belini sarmış, gözü
gözlerimde,
Koşuyoruz ekin denizlerinde.
Her yanımız gelincikler gelincikler,
Kalbimiz aşkın sesinde.
Nasıl da kayboluvermiştik birden,
Aydınlık bir maviydi gördüğümüz,
Alkışlıyordu kuşlar bizi,
Her yanımız ter içinde.
Nasıl bir içkiydi bu birdenbire...
Böyle çarpıvermişti bizi Mediha.
Hâlâ içiyoruz o içkiyi,
İçeceğiz ömrün son nefesinde.
YOL
BOYUNCA
Koparabilir misin bana yıldızlardan
Avuçlayabilir misin karanlığı
Sen ki milyonlar içindesin
Neden kalbinin yalnızlığı
Bulabilir misin bana dost dost dost
Ki sevsin seni karşılık beklemeden
Buz üstünde yazılır mı çocuğum
Düşündün mü deniz dikiş tutmaz neden
Düşündün mü gecelerde ne var
Böyle insanı ürperten
Sanır mısın ruhsuz bu karanlıklar
Ölüm sükûnuyla yürüyen
Tutabilir misin geçen zamanı
Dönebilir misin on beşine
Şaşmadın mı hiç çocuğum
Baharın sessizce gelişine
Kim sürdü gözlerine maviyi
Ki denizleri hatırlatır
Hiç dönen var mı öteden
Sır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder