Yasakmeyve dergisinin (Sayı:
47, Kasım-Aralık 2010) “Vaat edilmiş sayfalar” adlı bölümde “Köpek” adlı şiiri yayımlandı. Şiirleri,
Akatalpa, Bireylikler, Koridor, Papirüs,
Yasakmeyve vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Şiirlerinden
Seçmeler:
HIZLI
TREN PROJESİ
Ecvet Emrah Göktaş’a
Harflerimizi mezar taşlarından çaldık babalarımızın
Hem Rahman oldu ve tabii Rahim oldu,
ölümler
Doğurdu acıdan koyulaşmış yerlerimize
Her şiir yeni bir projeydi; geleceğimizi
karartacak bir ırmak
Bizler, gencecik kızlar, oğlanlar
Şiir yazmaya başladık
Neyimiz varsa içimizde, işte onu verdik birbirimize
Yanaklarımızda küçük kırmızılıklar,
pespembe benekler
Ve en ayıp sözleri söyledik kendimizce,
Birer hediye, kanlı ısırıklar, çoktan
yaşlanmış ailelerimize
Sonuçta benim de babamın en önemli cümlesi,
Hızla geçip gitsin diye hayat.
Siz biliyor musunuz, benim gülüşüm kaç
boyutlu?
Dilimden çağıl çağıl dökülüyor bir su
El üstünde tuttuğunuz dizeleriniz mi var
kıyılarımdan
sakındığınız?
Ben beş köşeli değilim, altı köşeli, sekiz
köşeli
Yuvarlacık hatlarım, küstah, saldırgan
Ama bir çift güzel söze, bir dizeye
Dört köşe oluveriyor eteklerim.
Bir tren geçiyor içimden her gün
Yapraklar sallanıyor ağaç dallarında kendi
halince
Sürattendir diye sesleniyor iç odadan annem
Onun da demek acımış içinde bir yer diyorum
kendime
Babalara kızılmaz, biliyorum, haklıdırlar
ne yapsalar
Annemi kimler üzmüştür diye yanıyorum
sokağa, taşa…
Bir tren geziyor içimde gizlice.
Yirmisindeyken bir kız
Sevgisinin adını kolay yazamıyor beyaz
kâğıtlara
Projeler ürüyor kendi halinde, sonlanmıyor
hiçbir cadde
Bir volkan boşalıyor; içime ateşten bir
ırmak
Emrah, “eyvah! Babam geldi.” diyor
Ben açık açık ağlıyorum.
Akatalpa, Sayı: 137, Mayıs 2011
YORULDUM ŞİMDİDEN
Beni çok fazla
acıtmayınız sevgili anneciğim
Kızlık soyadım
kirlenmeden dökmek istiyorum çiçeklerimi
Kararmadan
bacaklarımdaki tüyler
Ve ağrımadan kalbim
üzüntülü bir kayayı
Tutmak istiyorum
kendimde bir günlüğüne olsun
Azıcık senin
yitmişliğini ve kocamış babamın kulaklarımda
Ciyak ciyak bağıran
Sevgisizliğine
Dökmek istiyorum
tüm çiçeklerimi anne
Anlayacağın o ki
Daha şu yaşta
Kızın yoruldu anne
Beni daha fazla
acıtmayınız sevgili babacığım
Dizinizin dibinde
sanmayınız ki uzun yıllar yaşayacağım
Zaten bu ülkede
dizini dövmeyen her baba
Bir tokat
gönderiyor sevgili kızına
Ve yaprak düşüyor,
sarsılıyor dal
Dalınız
Taşşağnız
Yapayalnız bir acı
Sevgili babacığım
Okumayın bu
dizeleri
Bir ruj gibi
sürülür kayalıklara
Yüreğinde acı
taşıyan her dalga
Büyüdükçe öğreniyor
her kız hayatı
Her ruh bozukluğu
şair erkeğimden hatıra
Ruj bozukluğudur,
Sevgilim
Dudağımıza değil
Kalplerimize
çirkince sürülmüş.
Akatalpa, Sayı: 132, Aralık 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder