(1976, Sivas - )
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirdi (2001). Tarih
öğretmenliği yapıyor. Aşkar dergisinin 18. sayısından itibaren yayın
yönetmenliğini yapıyor.
Şiirleri, Aşkar, Aykırı, Az
Edebiyat, Edebi Pankart (Sivas), Hece,
İkindi Yağmuru, Karagöz, Karayazı, Kırklar, Mahalle Mektebi, Sahte Vefa, Sühan,
Yedi İklim gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Cevapsız Aramalar (2015, Ebabil Yayıncılık, Ank., 64
s.)
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
KIRPIK
AKÇELER
I.
Tekrar tekrarlamadan pişmanlıkları
Eşiklerden kovulmadan
Düşürmeden sırtımdan odunları
Adınla adımlasam gelecek günleri
Bu fırsatı bana verir misin Tanrım
Tekrar
Beni kalbimden vurur musun?
II.
Acıyla tamir edildi bu kalp
Bu kalbin yolunu artık aşk tıkar
Kiramen Kâtib’ine fısıldadım
Bir daha bakın dosyama n’olur
Hız sınırını aşmış bu yolculuktan
Belki kayda değer bir şey çıkar.
III.
Dedim ki
Bir bardak mesafesi kadarmış ömür
Ha içtin ha içecektin derken
Su gibi akıp gitmiş
Susuzluğunu gideremeden.
IV.
Dünya dinle beni kulak ver
Sözlerime dikkat et
Söylüyorum işte
Zehrinin panzehiri
Kıyamet.
V.
- Yağmurlu geçen ekim’e -
Bahçeme izinsiz giren yağmuru
Tanrı misafiridir diye karşıladım buyur
ettim
Toprak sundum özümü sundum
Yatak serdim söğüt yaprağından
Uzanıp dinlensin istedim
Halleştik helalleştik
Bana havadisler verdi göklerden
Şimşek niye öfkeli gök niye gürültülü
Bulutlar niye göçebedir
Anlattı uzun uzun
Uzak komşularından da bahsetti
Kardan doludan kırağıdan.
Sonra mışıl mışıl uyudu
İlhan Berk’ten dinledi ninnisini.
PROTOKOL
KRİZİ
Sanırsın
yanlışlar doğruyu götürmeyecek sanırsın götürürse ellerinde kırılmış bir çiçek
Oturmuş
dışarı bakıyorum haketmişim gibi oysa haketmek gerek dışarı bakmayı
Çünkü
içerden içlerinden egosantrik geliyorlar üstüme arkadaşlarım
Hep
ben hep ben hep ben krizi usandım, bulandı günlerce aklım bir kere de sen
nasılsın
Yanlış
bir hüseyin seçiyorlar yanlış bir hüseyin aynada çözülemeyen kaç bilinmeyenli
Ya
da şıklar sorular aklım, neyse, hayatı sınav gibi mecazlamayalım gerçek ortada
işte
Vatandaşlık
bilgisi kadar mı devlet, millet, aile ve arkadaşlık bağlarım?
Ayağı
kırık bir avize çehovun öyküsünde, kırıtarak geçiyor bürokrasi tivide.
Kronik
bir bağım yok muhalefetle ama muhalif bir damarım var
Şu
gülüşmeler şu şamata tatlı tarifi ve midenin saltanatı için kılıç alayından
geçiyorlar
Boğazımdan
geçerken ekmek, yokluyorum, yutkunurken Rabbim her şeyin helali.
Sabah
yorgun mu kalkılır gece uyku mu alınır rüyalarda böyle midir gökyüzü
Türkiye
sabahları çelimsiz bakışsız kollarımda istemsiz öfke atışları
Gerçi
sönmüş bu şafaklarda ülkemin gençliği yeniden doğmayacak Mozart
Akşam
yorgun mu dönülür akşam her zaman ki akşam değildir
Panik
atak için nefes kontrolü ve bakkaldan kese kağıdı oysa
Kontrolü
kaybettiğim için oldu bana olanlar oh olsun
İnsanın
kendinedir ettiği nedir bedduası ki, nasıl mayaymış bu tuttu işte
Gerçi
oysaki sanki şu bu, bir şiirde elimizden tutuverir.
Varsın
dünya kadar üstüme üstüme gelsin dünya kadar gelesin
Çorap
söküğü gibi gelsin çelenklerle törenlerle gelesin
Kulağım
da çınlıyor nörolojiden randevu yirmi beşinci sırada gelesin
Lekelerden
gelsin sivilcelerden ergenlik düşlerinden gelesin taa…
Tüccar
nefesi gibi kokuyor sabahları yürüdüğüm cadde eve dönene kadar birike birike
gelesin
Lan
bu ağrılar gerçek imgesel değil aha bu mısra kadar gerçek gibi gelesin
Acı
çekiyorum diyorum lirik kalacak diyorlar gidin işinize
Dünya
durulmayacak bu gidişle ama suyun ama benim durulmam gerek.
Söylemek
istediğim son bir şey var söylemek istediğim onlarca şey arasında
Yan
hakem kararı olmasın çektiklerimi sen gör.
UĞURLAMA
Bir gizli yolu vardır yolu olanın
Boşluğa geldik yırtıldık
Öyle zannediyorum ki
Bize ayrılan süre dolmadan darma duam
Eller neden indirildi aşağıya
En iyi savunma sanatıma silah tuttular
İndir o elini
Ne çabuk tükendi vakitlice mi?
Öyle zannediyorum ki başlar yüksekte
Görünmez güzelliklere boynumuz ince
Bilekler bileklikler incelikler
Senin kendine sakladığın gizli yolu
Bulsam ya sonuca güzel bağlansam.
Keşkelere gelesin yani bana
Bekleyelim görelim mevlam
Ne kadar beklersen bekle
Bu merak heykeli çok soğuk
Hem sonuna geliyoruz seslerin
Şaşıracak ne var bunda
Dizlerimle kardeş bir burukluk
Yokuşa sürecek ne vardı güzel eyler
Toparlanmak neden bu kadar göreceli?
Başımı önüme düşürüyorum
Başım öne düştüğünü fark etmiyor
Çok bekleyen hep bekleyen
Sabırlı bir ağrı
Tövbesini bekleyen derviş
Dervişini bekleyen tövbe gibi
Huu
O müthiş sarsıntı
Beklemek neden bu kadar göreceli?
Geçecek diyorsun ya bi de bu var di mi?
Geçecek
Vakitlice mi?
Bu ürpertiye ifademi verirken
Yeşile çalan otların sararışı korkunçtu
Geçmek neden bu kadar göreceli?
Bize ayrılan sürenin zoruna geldik
Vakitlice geldik konuya komşuya
Ama iyi geldik.
Hüseyin Karacalar ın şiirleri muhteşem bence.Neden böylesi şiirleri daha önce tanımadım diye hayıflansam da iyi ki tanımışım demeden de edemiyor insan.Varolun Hüseyin hocam,siz hep yazın biz de hayret ve hayranlık içinde hep okuyalım inşallah
YanıtlaSil