(20 Nisan 1990 - )
Asıl adı Serhat Yusuf Koşal. Pertevniyal Lisesi ve Fatih Sultan Mehmet
Vakıf Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde okudu. İstanbul'da yaşıyor.
İlk şiirleri Karabatak Dergisinde yayınlandı. Şiirleri, Barbar, Karabatak, Keşke vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Alnımda Kanat İzleri (2015, Şule Yayınları, İst., 64 s.)
Şiirlerinden
Seçmeler:
BELASIZ
BAL
senin
penceren kavgadan döndü delikanlı
silemedin sargıları
kolu
çevir çekmeceler ve bilekler küpeli kuşlara kaldı
kerpeten
boşluğundan kovuldu cüzzamlı vidalar
kolu
çevir ki hayalin sahibini havariler
taşlasın
menkıbesinden
kaçan kayıkçıların aradığı inci
menkıbesi
yok denizin saçındaki tokalar çoktan boğuldu
dünyanın
ağzında erimeyen şekeri getirdim delikanlı
sokak
gizlenen köşelerimizi sobelemeden lambalara kadar kim sayacak
ve
kırbacını yutan cellat hatırlamayacak
denizden kaç yüz topladığını
elimi
tut delikanlı belasız balı bulanın üstüne kargalar damlıyor
evetsiz
kanat bırakınca pençeli kuşu lambalar mayın tarlası
elimi
tut delikanlı bu bir karınca ezanıdır Vedud Vedud
boynundaki
atkıyı dedim boynundaki atkı bir vapurun saçını tutmuş
farzımuhal
girdap farzımuhal yanakların çamurlanmış ölümden farzımuhal
bir
tesbihin imamesine gönüllü olmuş kediler boynunun tozundan
doksan
dokuz yara üzerinde mayışan kaleler parmaklarının arasında bekliyor ırmak
öyle
bir ip ki önünde yırtılan galaksiler
kuyruğa girmiş doksan dokuz kedi
vakit
girdi delikanlı kaşkollarını ser
üşümesin cennetin topukları
SONRA
ANLATIRIM SANA
atılan her taş bir yarasa heykeli
gördün işte alnımda kanat izleri açtı
su içmek için bari salıversen geri dönecektir elbet
bu öyle görünen bir şey değil, hem ayna da
göstermez
nasıl fark edilir taşların altında
gizlenmiş bir ayak izi
ağaç diplerine süreceksin elini çamurlu bir
kuş olacak
nasıl fark edilir bir çekmece için
marangozun
yüreğinde kaynayan bıçak
bıraktın gelmedi. çocuklar neden ayak izi
kabuğunu yitirmiş kaplumbağalar da gelmedi
bu kararmış kütüklerin dilini duydun: bir
çiçek olmayacak
kulakları yırtılmış bir akşam daha, beni
duysun istedim
hem yolun uzak mı senin alelacele ateşi
söndürmek neden
gideceksin şimdi sularından ürken bir oluğa
teselli vermeye
bu hikâye çok uzun. sonra anlatırım sana
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder