(1950, İyidere / Rize
– 18 Kasım 2009, İstanbul)
Şair, yazar, gazeteci ve senarist. İlk
ve orta öğrenimini Rize’de tamamlarken, ayrıca özel olarak dini eğitim gördü.
Bir süre Kuran Kurslarında hocalık yaptı. Rize Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptı.
1970 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne girdi. 1971 yılında
önce matbaa çıraklığıyla başlayarak gazeteciliğe geçti. İlk olarak Babıali’de
Sabah gazetesinde yazmaya başladı. 1972 yılında İktisat Fakültesi’nden ayrıldı.
1973 yılında Atatürk Eğitim Enstitüsü’ne girdi, 1976 yılında mezun oldu. Kısa
süre edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra tekrar gazeteciliğe döndü. Çağrışım
dergisini çıkardı. Senaryo çalışmaları yaptı. ANAP ve MHP’den milletvekili
adayı oldu ama seçilemedi.
Yazıları Ayyıldız, Boğaziçi, Bugün, Ortadoğu, Sabah, Tercüman, Türk Edebiyatı, Türkiye,
Yeni Binyıl, Ayyıldız, Sabah ve Bugün dergi ve gazetelerinde yayınlandı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
&
Gülce
Romanları:
& Çığlığın
Ardı Çığlık
& Yerden
Göğe Kadar
& Asker
ile Cemre
& Bolonya
Tüneli
& Çizme
Diğer Kitapları:
&
Allahsız Müslümanlık Milliyetsiz Milliyetçilik (röportaj)
&
28 Şubat'tan Şemdinliye Derin
Çeteler Derin Devlet (röportaj)
&
Dünyayı Kimler Yönetiyor (röportaj)
&
Derin Millet Manifestosu (köşe yazılarından seçmeler)
&
Hacı Yağı ile Parfüm Arasında (deneme)
&
Balonya Tünel (kara mizah)
&
İtfaiye Yanıyor (kara mizah)
&
Erdoğan Operasyonu (Mahir Kaynak ile birlikte)
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
ANAM
TATLI AÇMIYOR ARTIK
Anam tatlı açmıyor artık
İşi yok
Aşı yok
Ne su taşır
Ne çamaşır
Ne bulaşık, ne sökük, ne yırtık
Gece gün
Büsbütün
Susması tunç
Sözü korkunç
Anamın secdesi gözle şimdi
Namazı
Niyazı
Yüreğinde
Yürek zinde
Anamın teninde sır belirdi
Ocakta
Bucakta
Casus gezer
Anam kanser
Anamın alnında akşam ter ter feyizden
Anam bir gaybın sırdaşı
Anamın dilcağızı da sessiz sessizden
Benim anam sabır taşı
Bir soğuk güneş renk alır uçuk benizden
Sualdir anamın kaşı
Sorar hala mutfaktan
Hala evlat telaşı
Alır karanlığı gökler hanemizden
Hanemiz deryaya karşı
Köpük köpük saflar yürür
Karadeniz'den Bu bir tevekkül savaşı
Bir gam eser şimdi yamaçlardan aşağı
Yola düşer lambalar
Yolların zar zar ağlayışı bu kırağı
İz bırakır arabalar
Çözülüp savrulur bacaların sac bağı
Daha gür yanar sobalar
Taşıyor her biri bir değişik merağı
Efkar yüklenmiş babalar
Çekerler haneden artık eli ayağı
Uzak yakın akrabalar
Anam pişirmemiş buzdur bu aşın yağı
Kaşıkta donar çorbalar
Göz bebeklerim genişler
Durup durup
Toz altında menevişler
Vurup vurup
Pencerem bir kasvet işler
Sorup sorup
Adına akşam demişler
Grup grup
Anamın odasında akşam
Odası gam
Sedası gam
Edası gam
Anamın odasında akşam
En son ümide izin bitti
Gözler karabiber
Akşam kılındı, yasin bitti
Anamla beraber
Selaya tırmanır bu ezan
Ölüm kaç basamak
Görünür alnımıza yazan
Bir görünmez parmak
Yok yok böyle konuşmaz insan
Nedir bu yüz asmak
Hele baba bu nasıl lisan
Ne söyler bu susmak
Anamın benzi mehtap mehtap
Şekli var hazzı yok
Anamın gözü kitap kitap
Zeyli var yazı yok
Anamın gözü hitap hitap
Dili var ağzı yok
Anamın özü bitap bitap
Eli var nabzı yok
YİĞİDİ
GÜL AĞLATIR
Yiğidi gül ağlatır gam öldürür
Nice namert ava çıksa, tuzak kursa, kurşun
atsa;
Yiğidi çökertmezse kahır.
Bir dem yar hüzünle baksa
Bir gönül gözüyle baksa
Yiğidi gül ağlatır, gam öldürür.
Düşman yılan olup soksa,
Dokuz kavim taşa tutsa;
Yiğidi çökertmez kahır.
Bir dem yar hüzünle baksa,
Bir gönül gözüyle baksa
Yiğidi gül ağlatır, gam öldürür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder