25 Mayıs 2008 Pazar

Absürtük Metinler / Murat Sohtorik


Murat Sohtorik'in "Absürtük Metinler" adlı kitabı Cinius Yayınları tarafından yayımlandı.


Murat Sohtorik'in "Absürtük Metinler" adlı kitabından alıntılar:


Gelmek


-Neden geldin?
-İçimden geldi.


Gizem


Bir öpücüğü
en iyi sahibi
saklar.


Özgür


Bir kadını çözmek için önce onu bağlamalı.


Saniye


-15 dakika daha bekle, geliyorum canım?
-Burada bir kadın var bana asılan, 15 dakikada götürür beni alim allah!
-Sen gitmek istersen götürür.
-Sevgilimi bekliyorum dedim, güldü, sen gel onu benim külotuma anlat dedi.


Belgin


-Görüşecek miyiz?
-Belki.
-Kadınların hayırları belki, belkileri evet anlamına gelir derler, ama benim için belki hayır demektir.
-Olabilir.


Aptalın biri


Aptalın biri gelip bana aptalsın diyorsa neden dinleyeyim. Bana aptal diyecek adamın akıllı olması gerekir. Yeterince akıllıysanız da bana aptal demezsiniz. Bana aptal diyecek adamın aptal olması gerekir.


Mektup


-Siz bu mektubu okuduğunuzda ben çoktan ölmüş olacağım.
-Hangi mektubu?
-Bu yazdığımı.


Fidye


-Memelerin elimde, fidyeyi vermezsen...
-Fidye ne?
-Kalçaların.


Organizma


-Kamyon çarpmış gibiyim.
-Böyle çıplakken mi!


Foto


-Resmine bakmayacağım ama seni hep hatırlayacağım.
-Ben resmine bakacağım ama asla seni hatırlamayacağım.


Unutmak


-Hiçbir şey yapmak istemiyor canım.
-Unutup yap ya da yapma unut.


Karga


Korkak bir karga gibi yaşayıp ölüyoruz, kazanan hep korkuluk oluyor.


Yeten


Kendine yeten, hayata yeter...


Pire


Paranoyaklık kötüdür ama pirelenmek iyidir.


Dünya bir sahnedir


O zaman evde biraz prova yapmak gerekmez mi?


Bedel


Bedel ödeyen masumdur.
Suçlu olan bedel ödemez; o yüzden suçludur.


"Absürtük Metinler" adlı kitaptan yapılan alıntılar Murat Sohtorik'in izniyle yapılmıştır.


Murat Sohtorik'e başarı dileklerimle teşekkürlerimi iletiyorum, biraz gecikmeli olsa da...






10 Mayıs 2008 Cumartesi

Anne Şiirleri

Tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun.

ANNE ŞİİRLERİ

ÇÜNKÜ ANNEM

Çünkü annem bir yorgun zorunluluk
Yüzünde içi çiçekli eski kutu duruşu
Neydi unuttuğu mutfağa girip çıkarken
Dalgınca boyayıp duruyordu kirli göğü

— Annem yelkovanın bıkkın dönüşü

Tek katlı evlerde mutluluk aradı. Yok.
Çok çocuklu evlerde cıvıltılar istedi. Yok.
Çukur yerlerinde geçmişin titreyişi
Toz suretinde yapışmış anılar duvara

— Annem bir tekerlemeydi odalarda

Geçkin yazlarla soldu ahşap düşleri
Eski bir telaşın dinmez sancısıyla
Ağlardı annem gülmek gibi dururken
Küçülür incelirdi aya baktıkça

— Annem balkıyan bir göl gülümsemesi

Bir kuşun uçuverişi gibi kolay ölümler çağı
Rahat yataklarda dikeni batar gecenin
Örterken annem yıllanmış perdesini
Babam bir ünlemdi akşamla uzayan

— Annem ki deltaların yazılmamış tarihi

“Belki Sessiz” adlı kitabından
Gonca Özmen



ANNESİ YOK AKŞAMIN


İçine ağlayan içli bir çocuk gibi incecik bir yağmurla
indi akşam.

İşte unutuldu sanılan eksik kayıp ne varsa
bir bütünde yerini bulan parçalar
Artık anlamını kaybetmiş, aramaktan vazgeçilmiş
yanıtlar.

Söz bitti. Annem öldü. Saklanacak karanlığım kalmadı.
Alın yalnızlığımı örtün üstüne,
artık üşümem akşamları.

Bir ağaç düşünün ki, terk edilmiş olsun yalnızlığına
uçurum kenarında
eğik, cılız,
tutunamadı dallarıma.

Ah! haksız yere hırpalanmış sahipsiz çocukluğum.
Birer denizfeneriyken karanlıkta anneler
fırtınada kaybolan kaybolan bir gemiydi zaman
fırtınada bir gemi
bir gemi kâğıttan.

İçine ağlayan içli bir çocuk gibi incecik bir yağmurla
indi akşam.
Saklanacak karanlığım kalmadı. Söz bitti. Annem öldü.
Alın yalnızlığımı örtün üstüne,
artık üşümem akşamları.

Akşamın geceye değen teninde bir ürperti. Akşam ki
Gökyüzüne yazdığı bir şiirdir kanatlarıyla kuşların

annesi yok akşamın.

“Kimseleri Akşamı”adlı kitabından
Oya Uysal




ANNE VAKTİ

Neyi gerçek seversen o kalır, gerisi döküntü
Neyi gerçek seversen koparılmaz senden*


Beni bir şiirden mi doğurdun anne anneler başka ne doğurur
beni bir şiirden mi doğurdun anne mısrâlar bana anne diyor
büyümüş de küçülmüş çocukların konuşamaması şiirden
ömrümün hikâyesi her sayfası buğulu nasihat defteri senden
her anne bir anne yumağıdır çocukların kalp albümünde
çocuklar ağlasalar da birer gül inceliğidir annelerde
sahi, beni bir şiirden mi doğurdun anne anne hanginiz!
çocuk gitmekti anne kalmak hani! Hani hep kalmaktınız!
gitmek bir kalmak ikidir-anneler hep iki kişidir
ikinin biri sevmesidir cennet cennete anneden gidilir
kim uzun susarsa bilin ki daha uzun konuşur içinden
bir yılda bir gün ne ki her anneye bir Anne günü lütfen
evlerin odalara buyurgan bakması babaydı da anne kimdi
annem dört harften yapılma ev kışı bir susma şimdi- -
A öyle ya da böyle mahcup bir türküdür ömür dediğimiz
N insan en içli tenhasından kanardı tenhalık siz miydiniz
N anne sözü ilktir anne sözcüğü hep liriktir
E hiç düşündünüz mü tanrı sesse anne tanrıdaki ses midir!
Âh, hatıralar da ân gibi ölümlü müdür yoksa- -
Dünya dursa, tüm gidenler dönse, hayat herkese anne olsa
Neden uzaklar gözanne de yakın herkeste bir kekeme

Doğum şiir de ölüm ne?

Beni bir şiir olarak yeniden doğur anne!**

* Ezra Pound
** Mehmet Yaşın

“Vakitler İncelikler” adlı kitabından
Hüseyin Alemdar


ANNE

“Annem kalbi iyilik dolu bir komşuluğun mavi şarkısı."
Engin Turgut

küçüktüm; hani siyah çizgili,
plastik toplar vardı o zaman…
ne sessizdi belediye otobüsleri;
içinde dürbün gözlüklü amcalar…
bacaklarım öyle topluydu ki;
bacaklarım ne ömürlerle beslenmişti!
çantanla kapardın bacaklarımı…
öykülerim fırlamasınlardı!

görmesinlerdi yolcular;
dizi yamalı, gözyaşı lekesi ipliğini…
apış arasına saklanan, naftalinli,
günü geçmiş anlar;
her birinde ince bir türkü,
çamaşır yıkarken fısıldanan…
bakmak camdan belirgin bir ağlayış;
izlemek yok etrafı!
etraf ; bizden gayri öykülerle taşıyorken…

açmasındı otobüs,
yağmura tutulan çiçek gibi.
çünkü otobüstü o!
eve götürecekti bizi.
yanaklarımız al al,
şişli’nin sokakları dar…

terli bir pazar günü mutlu etmiştin beni
sabah masamdaydı,
mavi kâğıt gemiler!
hangi düşlerimize gidecektik?
neredeydi kaptanımız;
ikimiz, zil zurna ağıt yakarken on temmuzlarda…

koltuğunda yılgın bir karanfil;
koltuğunda yüreğin hoplamış!
usuma gelmezdi böyle şaka yapacağın,
gemilerde şaka olmazdı!
nerden bilebilirdim mavi kâğıt geminin küçüğünde,
habersiz ve vedasız b ir yola çıktığını!

o soğuk aralık gecesi,
koltuktaydın hâlâ, sönmüştü soba…
bacakların…
mor mor incelmiş bacakların;
gözlerin neden dik bana?

anne! sobamız sönmüş,
içindeki ışığı yaksana!..

“Toz Yanığı” adlı kitabından
Selçuk ERAT


ANAM-BABAM

Anam küfürbaz bir kadındı
Bu huyuna dün gece istemeden son verdi.
Babamsa “lan” bile demez
“Sen”i “Siz” gibi söylüyor hâlâ.

Anam kaynatasından başlamış küfre
Çorbasını beğenmeyen Deli Memed’in
Sülalesini ıslatmaya yediden yetmişe
Tepesinden aşağı boşaltmış tencereyi
Böylece devralmış delilik tacını
O akşamdan sonra herkes saygılı geline.

Sonra da erliği aldı kocasından, tanığım
“Vur hadi yiğitsen!” diye dikildiği gün.

Ben çok küçüktüm o zaman
Şimdikinden bile daha küçük
Bir inansam büyüyeceğim
Anam’ın dün gece gittiğine
Götbut, kazıkbüzük hiç daha
Tanışmamışım küfrün binbir haliyle
Anam dilin olsun diye öğretti bunları bana
Dünyayı küfürle paklar gelirdi akşam eve.
Küfürlerinden biri de “burcuva tohumu!”
“Ne çok küfredecek insan varmış ya rabbim!”
Rabbine de sözü varmış ama meğer
Kapatırlar diye saklarmış ev dönüşüne.

Evi dediğim derme çatma baraka
Her gelen Kraldı ama,
Her giden Güzel Abdal
“Abdalım kuzum yolun açık ola!”

Saray gönüllü bir barakaydı Anamın evi
Ağızlarını silmeden giremezdi polisler
O barakasaraya, On İki Eylül’de bile.
Tek yaptırımı şu: “Vurun öyleyse köpekler!”

Göçebelik büyük hüneriydi anamın
Saraylardan Bedevi çadırına
Damak tadı taşıyan köle bir gezgin.
Babamsa bir yerleşik köle
Gece bile çıkarmadı kravatını
Ya çağrılırsam hazır olayım diye
(Artık çıkarıyor, astım yüzünden o da)
Herkese pırıl pırıl hazırdır babam
Sen nehrine Siz nehri demese de
“Canın benim!” diyebilir
Sun Yat Sen’i de hiç sevmezdi.
Beykın’a hayrandı ama
Hiç bilmese de okuma-yazmayı
Oğlundan dinlerken “Denemeler”i
“Beykın dediğin adam, Alevi mi?”
Diye sormuştu bir gün dayanamayıp
Yanıt Anamdan geldi:
”Olur mu hiç İngilizden Alevi, salak!”
Babamsa olanca kibarlığıyla:
“Niye olmasın, İngiliz insan değil mi?”
“Şuna bakın arkadaş, derdi Anam,
Şuna küfür işler mi?
Babamsa Anamın öfkesine
“Get salak!” deyip deyip gülerdi.

Anam, küfür yetiştiremedi dünyanın hallerine
Benden bu kadar deyip dün gece çekip gitti
Belki sorgucularına kazık çakıyordur şimdi de.
Babamsa karıncayla kelebekten
İncelik ilmi dersinde hâlâ.

3 Mart 2010

Mahmut TEMİZYÜREK


SİYAH BEYAZ BİR FOTOĞRAFTA ANNEM VE BEN

Annem bukleler örerdi saçlarımdan kış günleri,
Sevinci hemencecik yağmur çiçeğiydi, iyiydi,

Annem ve ben rüzgâra asıp şapkamızı,
Bir gün resim çektirdik, bir kış ikindisiydi,

Ben beş yaşında çocuktum kış sokaklarından,
Annem geçerdi içimden, düşünmeden,
Sevgiyi kim bilir nelerle ödediğini

Galiba yazdı gök güzelliğinin değişilmediği,
Her yerde kuş gölgeleri, ayak izleri, yalınlık belki,
Öyle bir mevsimdi annemin sevgisi

Annem sevgi terzisiydi yüreği Türkçeye teyelli,
Keşke annem için biçilseydi gök ekini

“Denize Atılan Çiçek” adlı kitabından
“Sonsuz At (Seçme Şiirler)” adlı kitabından
Ahmet Ada

ANNEME GAZEL

annem sevecen bir çizgiydi güneyli yüzümde
öyle güzeldi ki sevgiler dağıtırdı çocukları öptükçe

annemin gülümsemesi sıcak laciverdi bahçe
gibi, nilüferlere baka baka açardı bütün gece

kimi gün gelirdim bahçeden kulağımda kiraz küpe
yaz aylarıydı annem karpuz keserdi ince ince

babam taş plaklardan dinlerdi tanburi cemil beyi
bir hüzün birikirdi uzun kirpiklerine sadece

annem ne zaman bir tren geçse istasyondan
dönmeyen kardeşini anımsar ağlardı sessizce

o eski bahçeler kalmadı yaşlandı annem de
babam öldü ama dönüyor hâlâ taş plak gizlice

annem ki bütün anneler gibi
dilekçesi yanıtlanmamış kimse

“Gökyüzünün Fıskiyesi” adlı kitabından
“Sonsuz At (Seçme Şiirler)” adlı kitabından
Ahmet Ada

Veysel Çolak'tan Şiirler

TÜRKİYE HATIRASI 2010

I.

İçindeyiz o dikenli fıçının
paranın kandan damıtıldığı zaman:

Aldatılmaya hazır kızların güzelliği.

Etekleri şaşı, düğmelerinde hüzün
günleri ıssız, ama çığlıkları yepyeni
parlatılmış yalana aşktır diye soyunan.

Yoğun karanlıkta çalışkan jilet
hayata karşı arsız; canavar, ceylanın karşısında
yemeğinde insan eti
kaybolanlardan biri ağzındaki ceset.

Çelik hevesli. Şimdi odalar daha soğuk
daha yoğun kömürdeki gözyaşı.

Dünyanın zonklayan kalbi durdu
güneş soğudu.

Çatladı çatlayacak bir ölü ülke

II.

Küçük bir köyün koynunda ovayı paylaştıran
sular alıngan, ‘başak inatçı’
avuçlarımda rüzgâr düştüğüm zaman
göğsümde toprağın deliren sesi
buydu kalbime öğretilen.

Düş görsem izleniyor. Kıvranıyor yüreğim
biriktirdiğim öfke artık yetersiz
bu, soğutabilemez yüzümdeki hançeri
seni düşündükçe tenim kamaşıyor
bir ormanla el ele koşmuşum gibi.

Vazgeçiyorum hayatımdan bir sokağa karşılık
yoksa öyle kalacak denizini itemeyen kıyılar.

Dünya, 2010

Dize dergisi, Sayı: 177, Temmuz 2010
Veysel ÇOLAK



Yara İçinde Yara

Bak, bu beyaz karanfil senin olsun
Hohlayıp onunla silersin kalbini
Ne zaman yüzüne çalışsam gökyüzü oluyor
Göğsün yaz içinde
Dağlara bakmaya koşuyoruz birlikte
Ama sen sıyırıp gidiyorsun içimi.

Bir ırmaktan aktıkça yıkandığım
Kılıç için dokunmuştun, ipektin kesinlikle
Bana kızdığında kuş seslerine yenilirdin
Hızlandırırdın soluğumu
Harlı gövdene alıştırırdın
Tenin gelip de geceme vurunca
Soyunur çoğalırdın
İçimde, batığına aşık bir denizin kokusu.

Bir bıçağın iki yüzü, huysuz dilin
Nerede bir ayaklanma olsa iterdin kendini
Dokunsan sönerdi ateş
Sabahı uyurduk isteseydin eğer
Bir okyanusla yarıştırırdın çıplaklığını
Saçlarını topla ki boynunda alanlar açılsın.

Alnım kanıyor, üstüme devriliyor uzaklık
Alıp gidiyorsun işte geveze günlerini.

Aşk değil bu, yara içinde yara !

2001

“Mürekkep Zamanlar” adlı kitabından
Veysel Çolak

Eski

1.

Her akşama gelişen bir ayrılık buluyorum evimde
duvarlara gizleniyor o, ruj lekelerine,
onun aklı bir şelalede, hep bir martıyla birlikte,
üstelik güz düşkünü, kanı küstürme telaşında.
İçimiz yer değiştirirdi çoğu kez, ne kadar
dürüsttü ikimizin de elleri titrerken.

Şimdi ince bir anıya yaslayıp başımı
sökülüyorum senden. Artık bir bıçağın ucu
ağzımla beslediğim aşk. Yüzünde akıp duran irkiliş
bana ne kadar kül, ne kadar duman.

2.

Senin aradığın bir yemindi daha çok
bir yalnızlıktı yonttuğun.

Darıltan bir şafaktasın ağzındaki güneşle
acı acıya damlıyordur, yürek yüreğe. Elveda,
elvedalara…Kalbinin yarısı yaz
yarısı kar altında.

Uygunsuzluğun tam sırası. Yüz yüze sevişmenin
kocaman bir boşlukta. Ölüler söylesin;
insan, akşama kadar cellat, sabaha kadar kurban.

2003

“Mürekkep Zamanlar” adlı kitabından
Veysel Çolak


Kıyısız Bir Deniz

Sakladığın papatya böyle mi solacaktı koynunda?

Kirli bir gündü, kör bir başlangıç
yeniden düşülürdü göğsüne, olmadı
kent denilen bir sergide kayboldun
bir karanfil kopartıldı dünyada
bir yıkdız yer değiştirdi. Denilen o ki
sen bir kucak mavi ve ‘kıyısız bir deniz’
işte hazır ormanları solduran usta ayrılık
bu inilti pekişerek dokunacak sana da.

Umulan durgun bir acı, ne varsa unutturan
ölümden yoğun o kırık yaşantıdan.
Bak, nedense solgun durur bu edindiğim çığlık
içinde tutma, incitsin hıçkırığın, vursun beni de.
Bir sözle dudağını kanatarak sonradan
kendini anlat yaslandığın rüzgâra.

Kalbinle sildin sabahı, zuladaki kanamalı anıyı
o kuşları sen uçurdun yalnızlığın ucuna
seninle sonralara.

Bir akarsuydu yüzün, gülüşün çırılçıplak
duyguların insan yorgunu. Orada birikip durdun
bir karanfil usulca çizdi bugünün şafağını
şimdi bir kez daha sensizlik
boynumda yeni bir yara.

Güneş bile bekletilebilir ama
kim ısıtabilir yanarken üşüyen bir adamı.

Dünya, 10 Nisan 2006

“Birkaç Kuş Birkaç Anı” adlı kitabından
Veysel Çolak

VEYSEL ÇOLAK




(22 Ağustos 1954, İkizdere / Rize - )


Mehmet Pınar ve Göksu acar imzalarını da kullandı. Raziye Hanım ile Mustafa Çolak’ın oğlu. Çocukluğu Trabzon, Ankara ve Manisa’da geçti. İlk ve ortaöğrenimini Turgutlu’da tamamladı. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü’nü (1977) ve A. Ü. DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü (1992) bitirdi. 1977 yılında Malatya Lisesi’ne öğretmen olarak atandı. Eski Malatya Lisesi’nde müdürken Maraş olaylarını tel’in ettiği için tutuklandı ve açığa alındı. Göreve döndüğünde Malatya/Karakavak’a oradan da Ağrı’ya sürüldü. Daha sonra Manisa, Kırkağaç, Osmancalı, Bergama’da uzun öğretmenlik yıllarından sonra, İzmir’e atandı. Son olarak Karşıyaka Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. İzmir’de Dize adlı şiir dergisini çıkardı. PEN, TYS ve Edebiyatçılar Derneği üyesi. İzmir’de yaşıyor; boşanmış, üç çocuk babası.
       İlk şiiri 1973 yılında Demokrat İzmir gazetesinde yayımlandı. Şiirleri, yazıları ve söyleşileri Adam Sanat, Akatalpa, Akköy, Alaz, Aydınlık, Aydınlık Kitap, Bahçe, Broy, Cumhuriyet, Cumhuriyet Kitap, Çağdaş Eleş­tiri, Ç.N. (Çevirmenin Notu), Çıkış, Çini Kitap, Deliler Teknesi, Demokrasi,  Demokrat İzmir, Dize, Dönemeç, Düşlem, Düşler, E, Edebiyat Cephesi, Edebiyat Dostları, Edebiyat ve Eleştiri, Eski, Hayâl, İle, İnsan, Kavram Karmaşa, Körfez, Kül, Milliyet Sanat, Mühür, Oluşum, Özgür Edebiyat, Politika, Silgi, Sincan İstasyonu, Somut, Sonhaber (Eskişehir), Sözcükler, Şiirsaati, Şiiri Özlüyorum, Taflan, Temren, Türkiye Yazıları, Üç Çi­çek, Ülkede Gündem, Ütopiya, Varlık, Yamaç, Yarına Doğru, Yasakmeyve, Yaşam İçin Şiir, Yazko Edebi­yat, Yeni A, Yeni Biçem, Yeni Dergi, Yeni Toplum, Yom Sanat vb. gibi dergi, gazete ve eklerinde yayımlandı.
1988 yılında  Seyit Nezir ve Metin Cengiz ile birlikte “Yenibütün Şiir Hareketi”ni başlatanlar arasında yer aldı.
Ataol Behramoğlu Veysel Çolak’ı “Yeni kuşağın, şiir dili oldukça kişisel ve güç anlaşılır bir temsilcisi” olarak gösterirken, Şükran Kurdakul “coşkunun, sevginin, yaşama bakış biçimlerinin, başkaldırının, çelişkileri bilinçle yorumlamanın yarattığı bir ortamda kuşağın ortak dilinden arınarak kendi dilini yaratma becerisi gösterdi”ğini belirtti.
Şairin tüm eserleri 2004 yılında Yom Yayınları'nın Veysel Çolak Dizisi'nde yayımlandı.
Ödülleri: 1974 yılında Milliyet Sanat dergisinin düzenlediği “Yılın En Başarılı Genç Şairi” yarışmasında ödül alan dört şairden biri oldu. “Sen Balık mısın? Adlı çocuk kitabıyla 1979 Almanya II. Uluslararası Çocuk Kitapları Fuarı İyi Çocuk Kitabı ikincilik ödülünü; “Fo­toğraf Arkalıkları” adlı şiir kitabıyla 1985 Rıfat Ilgaz-Cide Edebiyat Ödülü (ikincilik); “Ölüler Diyaloğu” adlı şiir kitabıyla 1989 Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü (Ödülü Metin Altıok ile paylaştı);  “Umut Aşktadır” adlı dosyasıyla 1992 Çankaya Belediyesi-Damar Edebiyat Dergisi İlkbahar Şiir Ödülü’nde üçüncülük; “Basma” adlı şiiriyle 1993 Tariş Edebiyat Yarışması’nda birincilik; “Kalbim Hoşça Kal” adlı toplu şiirler kitabıyla 1996 Sabri Altınel Şiir Ödülü’nü; 1996 Altın Koza Şiir Ödülü’nü; “Mürekkep Zamanlar” adlı dosyasıyla 1996 Ali Rıza Ertan Şiir Yarışması’nda Karacaoğlan Özel Ödülü’nü; “Güzel Suç” adlı şiir kitabıyla Behçet Aysan Şiir Ödülü ve 2000 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülleri kapsamında verilen “Turgut Uyar Jüri Özel Ödülü”nü; “Edip Cansever-Gelmiş Bulundum” adlı dosyasıyla 1999 E Dergisi Eleştiri Ödülü’nü, “Birkaç Kuş Birkaç Anı” adlı kitabıyla 2008 Yunus Nadi Ödülü’nü (Ödülü Abdülkadir Budak’ın “Mesafe” adlı kitabıyla paylaştı), 2008 M. Sunullah Arısoy Şiir Ödülü’nü kazandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Terin Yaktığı Bir Yaradan (1978, Cem Yayınevi, İst., 128 s.)
& Günlerin Yağmurunda (1980, Türkiye Yazıları Yayınları)
& Aşkolsun (1982, Dayanışma Yayınları, Ank., 64 s.)
& Fotoğraf Arkalıkları (1985, Çınar Yayınları, İst., 79 s.)
& Ötesi Yar (1985, Dize Yayınları, İzmir)
& Ölüler Diyaloğu (1988, Broy Yayınları, İst.)
& Umut Aşktadır (1993, Çankaya Belediyesi Yayınları, Ank.)
& Buz ve Ateş (1994, Doruk Yayıncılık, Ank.)
& Aşkın La Sesi (1995, Piya Yayınları, İst.)
& Giz ve Yara / Toplu Şiirler 1 (1996, Doruk Yayıncılık, Ank.; Terin Yaktığı Bir Yara­dan, Günlerin Yağmurunda, Aşkolsun ve Fotoğraf Arkalıkları adlı kitaplarının toplu ba­sımı)
& Kalbim Hoşça Kal / Toplu Şiirler II (1996, Doruk Yayıncılık, Ank., 249 s.; 1996 Sabri Altınel Şiir Ödülü; Ötesi Var, Ölüler Diyaloğu, Umut Aşktadır ve Buz ve Ateş adlı ki­taplarının toplu basımı)
& Güzel Suç (2000, Gendaş Kültür Yayınları, İst., 64 s.)
& İkizim Sevgilimdi (2000, Yön Yayıncılık, İst., 66 s.)
& Mürekkep Zamanlar (2005, Papirüs Yayınları, Gerçekçi Şiirde Yürüyüş Dizisi, İst., 95 s.)
& Birkaç Kuş Birkaç Anı (2008, Hayâl Yayınları, Ank., 86 s.)
& Amacımız Aşk (2010, Hayâl Yayınları, Ank., 96 s.)
& Hayata Resim Altı (2011, Hayâl Yayınları, İst., 64 s.)
& O Zaman Bitti (2013, Hayâl Yayınları, İst., 80 s.)
& İki Karanlık Arasında (2014, Hayâl Yayınları, İst., 80 s.)
& Dünyaya Bir Karşılık (2016, Hayâl Yayınları, İst., 88 s.) 
      Çocuk Kitapları:
& Sen Balık mısın? (Çocuk şiirleri; 1979, Can Yayınları, İst.)
      Romanları:
& Cinselliğin Kahkahası (1995, Cep, İst.)
      Deneme, İnceleme Eleştiri Kitapları:
& Edip Cansever’de Şairin Kanı (1997, Era Yayıncılık, İst.)
& Mürekkebin İçtiği Ses (1999, Öteki Yayınları, Ank.)
& Yabancılaşma ve Öteki Şiir (1999, Gendaş Kültür Yayınları, İst.)
& Şiir Nedir ve Nasıl Yazılır? / Yaratıcı Yazma Dersleri (2004, Papirüs Yayınları, Eğitim Dizisi, Ank., 183 s.)
& Dikkat Şiir (2009, Hayâl Yayınları, Ank., 176 s.)
& Yansımanın Gerçeği (2009, Mühür Kitaplığı, İst.)
& Milhan’a Mektuplar (2010, Hayâl Yayınları, İst., 96 s.)
& Şiirden Önce / Şiirden Sonra (2011, Hayâl Yayınları, İst., 192 s.)
& Nâzım Hikmet Şiirinde “İnsan Manzaraları” (2011, Salihli Belediyesi Kültür Yayınları)
& Kedisi Gece (2015, Hayâl Yayınları, İst., 97 s.)
& Bir Şiire Nereden Girilir? Şiir Sanatı Üzerine (2016, Etki Yayınları, İzmir, 128 s.)
       Monografi Kitapları:
& Bir Kente Nereden Girilir? Halkapınar (2011, Heyamola Yayınları, İzmirim Dizisi: 38, İst., 136 s.)
       Hazırladığı Yıllıklar:
& 2002 Şiir Yıllığı, Ocak 2003, Gendaş Yayınları, İst., 198 sayfa, E Aylık Kültür ve Edebiyat dergisinin  hediyesi
& 2003 Şiir Yıllığı, Ocak 2004, Agora Yeni Binyıl Kültür Sanat Edebiyat, İzmir, 192 s., Agora dergisinin hediyesi
& 2004 Şiir Yıllığı, Ocak 2005, Yom Yayınları, Şanlı­urfa, 157 s., Yom Sanat dergisinin  hediyesi
& 2006 Şiir Yıllığı / Toplumun Şiir Yüzü, 2007, İlya Yayınevi, İzmir, 202 s., İle dergisinin hediyesi
& 2007 Şiir Yıllığı / Şair Vur Kendini, 2008, Digraf Yayıncılık, İst., 184 s.
& 2008 Şiir Yıllığı / Her Şiir Öncekine İhtilâl, 2009, Digraf Yayıncılık, İst., 240 s.
& 2009 Şiir Yıllığı / Şiir, Şaire Bırakılmaz!, 2010, Digraf Yayıncılık, İst., 232 s.
& 2010 Şiir Yıllığı / Şiir Denilen Cehennem, 2011, Etki Yayınları, İzmir
       Derlemeler:
& Şiirin Dışında Üşürsünüz (2004, Karşıyaka Belediyesi Yayınları, İzmir)
& Yazı Üzerine Yazı  (2005, Karşıyaka Belediyesi Yayınları, İzmir)
& Şiirin Kıyı Dili  (2005, Karşıyaka Belediyesi Yayınları, İzmir)
& Bir Şiirin İçi (Karşıyaka Belediyesi Yayınları, İzmir)
& Şiir Artık Vatanım (Karşıyaka Belediyesi Yayınları, İzmir)
Kaynaklar:
A  Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt 5 / Abdullah Özkan – Refik Durbaş / 1999, Boyut Dosya Yayınları, İst., s: 1060-1063
A  Dünden Bugüne Türk Şiiri Cilt 5, Yeni Şiir 1960-2000 / Hazırlayanlar: Asım Bezirci – Kemal Özer / Genişletilmiş İkinci Basım: 2002, Evrensel Basım Yayın, İst., s: 276-281
A  Yüzyılın Türk Şiiri (1900 – 2000) / III. Cilt / Hazırlayan: Mehmet H. Doğan / 2001, Yapı Kredi Yayınları, İst., s: 156-161
A  Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi Cilt I / 2001, Yapı Kredi Yayınları, İst., s: 254
A  1975 – 2000 Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi / Yılmaz Odabaşı / 2000, Scala Yayıncılık, İst., s: 288-292
A  Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü / Behçet Necatigil / Eklerle 19. Basım: 2000, Varlık Yayınları, İst., s: 120
A  Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi Cilt: 2 / Hazırlayan: Ataol Behramoğlu / Genişletilmiş dördüncü basım: 1997, Sosyal Yayınlar, İst., s: 968-970, 1085-1086
       Özel Sayılar:
A  Yasakmeyve, Sayı: 63, Temmuz-Ağustos 2013, s: 6-30 / Şair ve Okurları: Aslıhan Tüylüoğlu, Gökben Derviş, Muzaffer Kale, Tuğrul Keskin, Gülümser Çankaya, Özlem Tezcan Dertsiz, Ahmet Yıldız, Atalay Saraç, Hüseyin Peker

A  Hayâl, Sayı: 60, Ocak 2017, Dosya: Veysel Çolak / Arife Kalender, Aslıhan Tüylüoğlu, Ümit Yıldırım, Gülümser Çankaya, Erkan Karakiraz, Dizdar Karaduman, Timuçin Özyürekli, Fatma Aras, Erhan Doğan

*22 Ağustos 2017 tarihinde güncellenmiştir.

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Yarın 6 Mayıs

Yarın 6 Mayıs.
Unutmayalım... Unutturmayalım... Susmayalım...

İki Su Damlası... İki Şiir...

Belki Deniz'lere kavuşur, Belki Deniz'ler de duyar...

Mare Nostrum

En uzun koşuysa elbet Türkiyede de Devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, AŞK olsun!

"Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabından

Can Yücel



Deniz Gezmiş İçin
a

Geniş bir ırmağım dünyaya doğru
Hepinizi yanardağ ateşiyle kucaklıyorum
İnanmayın sularımın kuruduğuna
Sehpaya çıkar çıkmaz akmaya başlıyorum

Beni Taylan'ın yanına gömün, bu ezgiyi
Parlasın ay vurunca şehrin camları

Selamımı söyleyin, birer birer öpün
Ölülerin beşiğindeki mahpus yoldaşları
Unutmasınlar, kederle gelişir böyle bir ezgi
Müziğin tutuştuğu sıcak ülkelerde

Sormasın kimse ölümün rengini
Sunsun ömrünü herkes herkese
Kendi boynuna taksın düşmanının yerine
Donuk ve duygusuz o ilmiği

Şimdi boynumda çifte ilmik
İki kırlangıç halinde
Bağırıyorlar: 'çekin masayı'
Beni sanki Nurhak'a götürüyorlar

Mezarımız bir karakavak
Ve avluda sıra sıra leylak ağaçları
Kim demiş yaşama yeni bir tanım
Bulunamaz artık diye

Duvar çıkıntısında bir ses
Anlaşılmaz bir korku esiyor avluda
Bir güvercinim ben kanat çırpan
Onların hâlâ atıyor dediği nabızda

İçiniz burkulmasın, haykırışınız solmasın
Eğer elli dakika sürüyorsa
Ölü bir ırmağın yüreğinin atışı
Bu da muştusudur hayatın
Ölümü bir yudum su gibi içenlere

b
Duydum: Mark Rothko intihar etmiş
'Söyle Sazım'ı söylüyormuş Kızılok
Mahirler ölümün gölgesini sırtlanmış
Baldıran otlarını tutuyor avcunda kış
Bir şey daha duydum ki
Mayıs geldiğinde nal seslerinin başlangıcı
Türkiye'yi kanatlanacağız habire

"Özgürlük Şiirleri" adlı kitabından
Metin Cengiz

4 Mayıs 2008 Pazar

Yeni Çıkan Kitaplar



Yeni Çıkan Kitaplar, Dergiler

Bu kitapları gözden kaçırmayın derim.
Ahmet Erhan / Sahibinden Satılık / Everest Yayınları,
Akasya Telaşı / Derya Önder / Digraf Yayıncılık,
Küçük İskender / Medusa'nın Makası / Sel Yayınları,
Tezer Cem / Dil'e Kolay / Yasakmeyve Yayınları,
Gülce Başer / Bir Delinin Gülcesi / Yasakmeyve Yayınları,
Zeynep Aliye / Çöl Kapısı / Artshop Yayıncılık,
Mesut Aşkın / Harf Divanı / Artshop Yayıncılık,
Oya Uysal / Kimselerin Akşamı / Yapı Kredi Yayınları,
Veysel Çolak / Şair Vur Kendini - 2007 Şiir Yıllığı / Digraf Yayıncılık,
Veysel Çolak /Birkaç Kuş Birkaç Anı / Hayal Yayınları,
Erkan Kara / Nar Meseli / Artshop Yayıncılık,
Ahmet Güntan / Toplu Şiirler (1976-2005) / Yapı Kredi Yayınları,
Nâzım Hikmet / Henüz Vakit Varken Gülüm / Yapı Kredi Yayınları, Doğan Kardeş - Seçme Şiirler,
Fazıl Hüsnü Dağlarca / İçeri Sait Faik / Yapı Kredi Yayınları,
Kitap-lık / Sayı:116, Mayıs 2008,
Sincan İstasyonu / Sayı: 9, Mayıs 2008,
Bireylikler / Sayı:20, Mayıs-Haziran 2008,
Sözcükler / Sayı:13, Mayıs-Haziran 2008

Bu kitap ve dergileri sakın kaçırmayın!
Şiirle ve sevgiyle...