13 Ekim 2017 Cuma

GÜRHAN UÇKAN


(1948, Ankara - 5 Aralık 2006)

       Şair ve yazar. Ankara Kurtuluş Lisesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İdari İlimler Fakültesi mezunu (1973). Lisanüstü öğrenim yapmak için 1975 yılında İsveç’e gitti ve Stockholm’e yerleşti. Gazetecilikle yazarlık onu daha çok ilgilendirince öğrenim yapmadı. Yansıma dergisinde yayımlanan yazı, şiir, araştırma ve çevirilerini, Sanat ve Toplum dergisindeki Küba kültürü üzerine yaptığı geniş kapsamlı izledi. 1970’li yılların sonlarında Cumhuriyet gazetesinde yazı ve röportajları yayımlandı. 1994 yılından itibaren Cumhuriyet gazetesinin İsveç muhabirliğini yaptı. Uzun süre Yarın ile Bilim ve Sanat dergilerinin İsveç temsilciğini yaptı. Berfin Bahar (İstanbul) ve Tan (Ankara) dergilerine düzenli olarak katkıda bulundu. Çok uzun zaman İsveç’te yaşamasına karşın, İsveç uyrukluğunu seçmedi; orada da bir Türk yazarı olarak tanındı.
       Şiirleri, inceleme yazıları ve çevirileri Bilim ve Sanat, Cumhuriyet, Politika, Sanat ve Toplum, Varlık, Yansıma, Yarın vb. gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı.
      Ödülleri: 1998 yılında Hacı Bektaş Şenliği Öykü Ödülü’nü, 2002 yılında İsveç Akademisi tarafından her yıl verilen “Natur ve Kültür Çeviri Büyük Ödülü”nü aldı.
       Dil Derneği ile İsveç Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından, üniversite gençliği arasında 2009-2014 yıllarında “Dil Derneği Gürhan Uçkan Kısa Öykü Yarışması” adıyla düzenlenen ödül, 2015-2016 yıllarında "Dil Derneği Gürhan Uçkan Şiir Yarışması" olarak düzenlenmiştir.
2009 - Öykü dalında Göral Erinç Yılmaz “Güvercin Adam” adlı öyküsüyle,
2010 - Öykü dalında Çağla Nisa Yılmaz “Şişman Konçerto adlı öyküsüyle,
2011 - Öykü dalında Yasemin Külte “Çentik” adlı öyküsüyle,
2012 - Öykü dalında Demet Çaltepe “Titreyen Eller” adlı öyküsüyle,
2013 – Öykü dalında Gökçe Altınbay “Dil “adlı öyküsüyle,
2014 - Ödüle değer öykü bulunamamıştır.
2015 - Şiir dalında Dilek Mayatürk,
2016 - Şiir dalında Bekir Dadır
2017 - Şiir dalında Adem Göktaş.
      
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Sevdalar da Geçici (1982, Sanat ve Toplum, İst.)
& Haykıran Sessizlik (1984, Yarın Yayınları, Ank.)
& Bir Demet Özlem (1989, Kavram Yayınları)
& Mutlu Kadınlar (1993, Kavram Yayınları, yeni şiirlerle 2. Basım: 1997)
& Hoşgeldin (2000)
Öykü Kitapları:
& Gabriel (1982, Sanat ve Toplum, İst.; yeni öykülerle 2. Basım: 1989) 
& Geceyarısı Güneşi (1994, Kavram Yayınları)
& Sevginin Çiçek Açtığı Yerde (2000, Güldikeni Yayınları)
       Romanları: 
& Aşkın Yedinci Yüzü (2001)
      Araştırma Kitapları:
& Sosyalist Kültürün Genç Bir Örneği Küba (1980)
& Çağdaş Sömürgecilik ve Emperyalist Yayılma Örneği: Güney Afrika Cumhuriyeti (1986, Yarın Yayınları)
& Kadınların İsveç’i (1998, İmge Kitabevi)
       Deneme Kitapları:
& Kalıcı Kuşlar da Üşür (2000)  
       Çevirileri:
& Üç Kıtadan Sesler - Latin Amerika, Asya, Afrika’dan Şiirler (Şiir antolojisi, 1983, Yarın)
& Marta Traba, Güneyde Söyleşiler (Roman, 1987)
& Sven O Bergkvist, Gökyüzünde isyan (Roman, 1991)
& Dan Mellin, Yanlış Adım (Öyküler, 1991)
& Gece Treninde Aşk (13 İsveçli yazardan birer öykü, 1991)
& Çölde Aşk (İsveç’ten 9 aşk öyküsü) (1994, Sanat ve Toplum, İst.)
& Torgny Lindgren, Yılanın Yolu (Roman, 1997)
& Bodil Malmsten, Bana Bundan Sonra İlk Dokunanın (1997)
& Ali Cengizkan, Yunan Dosyası (İsveççe, 1998)
& Tomas Tranströmer, Hüzün Gondolu (Şiirler, 1998)
& Astrid Lindgren,Uzunçorap Pippi (Çocuk romanı, 1998) 
& Bodil Malmsten, Finistere’de Suyun Fiyatı (Roman, 2004)
& Torgny Lindgren, Pölsan (Roman, 2005)
& Tomas Tranströmer, İzmir Saat Üç (Şiirler, 2005)
& Birgitta Stenberg, Çılgın Yıllar (Roman, 2005)
       Hakkında Yazılan Kitaplar:
& Bir Demet Özlemsin – Gürhan Uçkan’ın Anısına (Hazırlayanlar: Münevver Oğan, Mustafa Sönmez, Nermin Küçükceylan, Günay Güner; 2007, İsveç Atatürkçü Düşünce Derneği Yayınları)        
Kaynaklar:
A  Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi Cilt: II / 2001, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, İst./ s: 848

Şiirlerinden Seçmeler:

ÇOCUK VE YOL

o çocuğu yanıma yaklaşınca hemen sevdim
güçtür anlatması bazı şeyleri ama hoştur
onu bana doğru gelirken – saçları kıvır kıvır-
siz de yanımda olup görseniz isterdim

“tuttum ellerinden onun
gel dedim sıra sende
hiç bakma sağa-sola
işte başındayız yolun”

gözleri sanki ateşten birer nokta
öptüm kayısı yanaklarından çocuğun
sonra dönüp baktık – gelen yoktu neyse-
alev içinde bir gökyüzü kalmış uzakta

“size hiç söylediler mi
ölürken insanların
apansız gördüklerini
en sevdiklerini ve sevmediklerini”

cebinden bir avuç yeşil erik çıkardı çocuk
uzattım şiir kitabını seveceksin dedim
hem ye eriğini hem de oku burda yazılanları
elleri ceplerinde kitap koltuğunda yürüdü

“eylül çekilirken kumsalda
suların en köpüklü zamanıdır
sezon sonu yorgunluğunda
deniz sessiz bir soluk alır”

beni sevdiğin için yakalarlar seni dedim
gözleri kuşkulu elleri buz gibi yüreği sıcak
hemen bu gece oku o kitabı sonra sakla
başını kaldırıp gülümsedi nedenini bilemedim

“sizi bilmem ama yalnızlığı bilirim
herkesin ortasında hepsinden uzak
şöyle öldü ölecek denirken bana
gümbür gümbür dirilmeyi severim”

“Haykıran Sessizlik” adlı kitabından

HİÇ OLDU MU

öfkesini kumsala boşaltıp
geri dönen dalgalar gibi
elinizi uzattığınız halde
hiç oldu mu kaçırdığınız
sevdiğinizi dalgalar gibi

doludizgin giden atın boynuna
korkutan bir yontu gibi sarılan
dizginleri kaçırmış binici gibi
hiç oldu mu kaldığınız
ter içinde uyanılan düşler gibi

bir şeylerin kopmakta olduğunu
kapalı gözlerle bile görüp de
birtürlü adını konduramayıp
yanlış sabahlara uyandığınız
hiç oldu mu sizin de

yaklaşmak için her attığınız adımda
biraz daha geri gittiğiniz
ve avucunuzdaki elin apansız
buz parçasına dönüştüğü
hiç oldu mu bilmeceleri çözemediğiniz

“Haykıran Sessizlik” adlı kitabından

KARŞI KIYIDAN GELEN SESLER

sana o ateşi yakma dedim
gece olurken ve kumsalda
rüzgar birşey anlatıp
kuşlar sessizce kaybolurken
sana o ateşi yakma dedim

(…eski blujinler içinde
ve ayaklarında sanda—
letler hep birden gel-
mişlerdi. Susun dendi
susun ve dinleyin. Sus-
tular. Uzaklarda gemi
sinyalleri yayılırken
ve anılar içimizde sı-
cak damlalara dönüşür-
ken hepbirlikte dinle-
dik...)

sana öyle çekip gitme dedim
arkana baka baka ve üzgün
radyonun sesini kıstığımda
hafif bir ıslık çala çala
sana öyle çekip gitme dedim

(…gençlerin hepsi eleleydi.
ti-geldi, ateşler uzatıl-
dı ve hava iyiden iyiye
Aralarında sigaralar git-
serinleyince oğlanlar,
kızlara kazaklarını ver-
diler. Hiç ses çıkarmı-
yorlardı ve biz hepbir-
likte dinliyorduk dalga-
ların getirdigi sesi kar-
şı kıyıdan...)

sana yanlış anlıyorsun dedim
rüzgarı yanlış yorumluyorsun
yanlış şafaklara küsüp yanlış
güneşlere doğuyorsun/anlamadın
şimdi tutmuş olmadık yerlerde
bir parçacık doğru arıyorsun

“Haykıran Sessizlik” adlı kitabından

SEN DOĞARKEN YENI YAŞAMLARA

kalır mısın birdenbire
duyunca o eski şarkıyı
öylece olduğun yerde
yaprakları apansız dökülmüş
bir ağaç gibi ortalıkta
işte o zaman korkabilirsin
çünkü algıladığın her yeni duygu
tutulduğun her yeni sevgili
yansımasıdır kendi kendinin
o gümüşü dökülmüş aynaya
az silik biraz karışık ama
yaşanmasıdır eskinin bir kez daha
sakın dağılıp kalma hemen
kapalı kapıları zorlama
şöyle çekilip bir köşeye
kapat hazlaz gözlerini
bırak geçsin görüntüler
karanlıktaki gözlerinden
ışıklandırılmış taklar gibi
varsın çalınsın eski havalar
nasılsa değişiyor günler
bitiyor o eski şarkılar
sen doğarken yeni yaşamlara
incelerek uzuyor anılar


“Haykıran Sessizlik” adlı kitabından

Hiç yorum yok: