14 Ekim 2017 Cumartesi

YAPRAK DAMLA YILDIRIM'DAN İKİ ŞİİR

KÜÇÜK

sabahları aynı sabaha uyanıyor
kışları aynı eldivenler
çayları karanfilli

bir aynı eksiltse hayatından
unufak olacak sanki

saatlerce durup anlarca düşünen ben
büyük şeylerden bahsetmek için
küçük kelimeler kullanacağım
küçücük kelimeler
kibrit sesinden
göğüs dekoltesinden
daha fazla ertelenemeyen sorudan
konuşmanın vakti geldi:

beklemek yorgunu buruşuk bir kağıdım ben
vakitsiz bir şaka kırılmış bir tırnak
sayfanın sonunda yapılan hata
kayıp bir iskambil kartı
olmadık bir misafirim

eski dilde su yenisinde denizim

aynı soruyu yılmadan sorup duruyor
bense günlerin kısalmasından bahsetmek istiyorum
saatlere yapılan ayıptan
kara değen ilk tozdan
en uzun geceden ve en kısa sureden söz etmek
istiyorum
başlayan ve biten şeyleri ölçenlerden

sabahları yeni bir sabaha uyanıyor onlar
kinlenmemiş denizlerden su içiyorlar
onlar için bir karınca yalnızca başka bir karınca
bir cevap başka bir soruya kapı yalnızca
onların ölçüleri uzunlar büyükler ve saatler
oysa başlamak ve bitmek diye bir şey varsa bu
bir kibrit sesidir
bir göğüs dekoltesi
bir soru
bir karınca
küçücük ufacık karanfillerdir

bu yüzden o her gece aynı geceye uyuyor
onlar gülüyorlar

SALYANGOZ

ışık az
           camlar ıslak
                                 ellerim kirli

makyajımda bir önceki aşktan kalma lekeler
sarhoş olma faydasızlığı içinde
kadın kadın dolanıyorum
hangi kendimle yazdım bunu bilmiyorum
hangi tavana bakıyor göğüslerim

ışık az
           kadın ıslak
                              makyajım kirli

aklımda binlerce kendimin hikayesi
bir salyangozun peşine düşüyorum

belki biraz kadın belki biraz onlar oluşumuzdan
ya da isimlerimizin okunuşundan
eşi kaybolmuş küpelerimizi diyorum yani
eşi bulunmayan isimlerimizi
bizi

ve siz beyler siz
köpeksiz bir kemik gibi uzandığınız yerden
kalkamıyorsunuz

ışık az
           uyku ıslak
                              zihniniz kirli

yatak odalarını ve kasık yaralarını seviyor
soğuk sularla terbiyeli ellerim
yarılmış patlamış pullanmış
damarlarınızda kasılmalarla
kıvranın

bağırın beyler bağırın baba yadigarı çığlıklarınızı
saçlarına yapışıp geleceğinizin
gelemeyeceksiniz

ışık az
           yatak ıslak
                              saçlarım kirli

tavanda atlıkarınca gölgeleri
izniniz olursa beyler bu gece öleceğim
bu gece defedip şu edepsiz salyangozu
bu sarmalın sonunu göreceğim

oturup hayatımın başına
takip ettiğim salyangozdan gördüm beyler
kadın olmanın edebini

ışık az
           yüzüm ıslak

                                 şiirim kirli

Yaprak Damla Yıldırım

*Şiirler, Yaprak Damla Yıldırım'ın izniyle yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok: