KÜÇÜK
sabahları aynı sabaha uyanıyor
kışları aynı eldivenler
çayları karanfilli
bir aynı eksiltse hayatından
unufak olacak sanki
saatlerce durup anlarca düşünen ben
büyük şeylerden bahsetmek için
küçük kelimeler kullanacağım
küçücük kelimeler
kibrit sesinden
göğüs dekoltesinden
daha fazla ertelenemeyen sorudan
konuşmanın vakti geldi:
beklemek yorgunu buruşuk bir kağıdım ben
vakitsiz bir şaka kırılmış bir tırnak
sayfanın sonunda yapılan hata
kayıp bir iskambil kartı
olmadık bir misafirim
eski dilde su yenisinde denizim
aynı soruyu yılmadan sorup duruyor
bense günlerin kısalmasından bahsetmek
istiyorum
saatlere yapılan ayıptan
kara değen ilk tozdan
en uzun geceden ve en kısa sureden söz
etmek
istiyorum
başlayan ve biten şeyleri ölçenlerden
sabahları yeni bir sabaha uyanıyor onlar
kinlenmemiş denizlerden su içiyorlar
onlar için bir karınca yalnızca başka bir
karınca
bir cevap başka bir soruya kapı yalnızca
onların ölçüleri uzunlar büyükler ve
saatler
oysa başlamak ve bitmek diye bir şey varsa
bu
bir kibrit sesidir
bir göğüs dekoltesi
bir soru
bir karınca
küçücük ufacık karanfillerdir
bu yüzden o her gece aynı geceye uyuyor
onlar gülüyorlar
SALYANGOZ
ışık az
camlar ıslak
ellerim kirli
makyajımda bir önceki aşktan kalma lekeler
sarhoş olma faydasızlığı içinde
kadın kadın dolanıyorum
hangi kendimle yazdım bunu bilmiyorum
hangi tavana bakıyor göğüslerim
ışık az
kadın ıslak
makyajım kirli
aklımda binlerce kendimin hikayesi
bir salyangozun peşine düşüyorum
belki biraz kadın belki biraz onlar
oluşumuzdan
ya da isimlerimizin okunuşundan
eşi kaybolmuş küpelerimizi diyorum yani
eşi bulunmayan isimlerimizi
bizi
ve siz beyler siz
köpeksiz bir kemik gibi uzandığınız yerden
kalkamıyorsunuz
ışık az
uyku ıslak
zihniniz kirli
yatak odalarını ve kasık yaralarını seviyor
soğuk sularla terbiyeli ellerim
yarılmış patlamış pullanmış
damarlarınızda kasılmalarla
kıvranın
bağırın beyler bağırın baba yadigarı
çığlıklarınızı
saçlarına yapışıp geleceğinizin
gelemeyeceksiniz
ışık az
yatak ıslak
saçlarım kirli
tavanda atlıkarınca gölgeleri
izniniz olursa beyler bu gece öleceğim
bu gece defedip şu edepsiz salyangozu
bu sarmalın sonunu göreceğim
oturup hayatımın başına
takip ettiğim salyangozdan gördüm beyler
kadın olmanın edebini
ışık az
yüzüm ıslak
şiirim kirli
Yaprak Damla Yıldırım
*Şiirler, Yaprak Damla Yıldırım'ın izniyle yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder