12 Temmuz 2008 Cumartesi

ONUR CAYMAZ


(1977, İstanbul - )


       Şair ve yazar. Saadet Hanım ile Tülay beyin oğlu. Nilüfer Hatun İlköğretim Okulu, Maçka Teknik Lisesi Elektronik Bölümü ve Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik-Bilgisayar Bölümü’nü bitirdi. Üniversite yıllarında tiyatro ile uğraştı. İki yıl öğretmenlik yaptı. Askerliğini Van Erciş’te yaptı. Şiirleri Fransızca, İngilizce, Arnavutça, Ermenice gibi çeşitli dillere çevrildi.
       1991 yılında şarkı sözleri yazarak yazı hayatına başladı. 1994 yılında Show TV’nin düzenlemiş olduğu ‘Pop Show 94 Beste Yarışması’nda Özlem adlı şarkı sözü yedeğe kaldı. 1995 yılında Altın Güvercin Müzik Yarışması’nda aynı şarkı sözü yine yedeğe kaldı. “Paldır Kültür” adlı özel tiyatro ekibiyle “Duvarlar Yıkıldıktan Sonra” adlı bir pop opera sahneledi. Bir reklam ajansında düzeltmen olarak çalışıyor. Bilgiişlem, internet tasarımı ve programcılık ve editörlük yapıyor. İstanbul’da yaşıyor. Düzenli olarak Birgün gazetesinde yazıyor.
       1992 yılında şiir, 1996 yılında öykü yazmaya başladı. İlk şiiri üniversitede çıkardıkları “Adım” dergisinde yayımlandı. Şiirleri, öyküleri, yazıları ve söyleşileri Ada, Adam Öykü, Adam Sanat, Ağır Ol Bay Düzyazı, Akatalpa, Akbük, Bahçe, Başka, Birgün, Birgün Pazar, Budala, Cumhuriyet Kitap, Çevrimdışı İstanbul, Çıkın, Dünyanın Öyküsü, E, Edebiyat Eleştiri, Eşik Cini, Express, Fil, Hasta Eşekler, İmece,  İmge Öyküler, Kaçak Yayın, Kafa, Kavram Karmaşa, Natama, Notos, Öküz, Öteki-siz, Öykü Teknesi, Özgür Edebiyat, Pencere, Poeikus, Radikal, Radikal Kitap, Rüzgar, Sarnıç Öykü, Sincan İstasyonu, Şiir Oku, Şiirli Çıkın, Uç, Varlık, Virgül, Yasakmeyve, Yazılıkaya, Yurt Kültür vb. gibi dergi, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Ödülleri: 1999 yılında Gençlik Kitabevi’nin açtığı yarışmada “Hayalperistanbul” adlı hikâyesi birinci oldu. “Kâh ve Rengi” adlı dosyasıyla 2000 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü, “Nokta” adlı öyküsüyle 2002 Haldun Taner Öykü Ödülü’nde İkincilik Ödülü, “Bak Hâlâ Çok Güzelsin” adlı kitabıyla 2005 Behçet Aysan Şiir Ödülü’nü, “Sanki Yarın Nisan” adlı kitabıyla 2006 Naim Tirali Öykü Ödülü’nü, “Pervaneyle Yaren” adlı dosyasıyla 2011 Bedri Rahmi Eyüboğlu Şiir Ödülü’nü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Kâh ve Rengi (2000, Hera Şiir Kitaplığı, İst., 72 s.)
& Bak Hâlâ Çok Güzelsin (2004, Doğan Kitap, İst., 76 s.)
& Yaz Tarifesi (2009, Metis Yayınları, İst., 73 s.)
& Pervaneyle Yaren (Bedri Rahmi Eyüboğlu Şiir Ödülü’nü aldığı dosyaya eklenen şiirler ile “Bak Hâlâ Çok Güzelsin” adlı kitabının birlikte basımı; 2013, Tekin Yayınevi, İst., 144 s.)  
& Pervaneyle Yaren (2015, Kırmızı Kedi Yayınları, İst., 88 s.)
       Öykü Kitapları:
& Ezilmiş Leylaklar Kitabı (2003, Doğan Kitap, İst., 228 s.)
& Sanki Yarın Nisan (2005, Doğan Kitap, İst., 201 s.)
& Kalbin ve Tenin Bütün İstekleri (2008, Sel Yayıncılık, İst., 166 s.)
& Gece Güzelliği (2010, İletişim Yayınları, İst., 174 s.)
& Hikâyeden Çocuk (Seçki; 2011, İletişim Yayınları, İst., 240 s.)
& Gökyüzü Sineması – İki Film Birden (2012, İletişim Yayınları, İst., 243 s.)
& Herkes Yalnız (2015, Kırmızı Kedi Yayınları, İst., 168 s.)
       Romanları:
& Seni Hatırlatan Yıldızlar (2004, Doğan Kitap, İst.)
Kaynaklar:

*24 Şubat 2016 tarihinde güncellendi.




ÇİÇEKLERDEN BİR YAZ AKŞAMI

eski bir kızdır ve her şey böyledir
bir körfez umudu keser hep
gemilerin yok saydığı bir denizden
kör bir çiçekçi kızdır
toplar rengini hiç bilmediği bahçelerden
kendini toplar hep çiçektir sapına kadar
sunar dünyaya bize ve görmediği her yere
kör olmak ölmektir biraz da

açtığı bütün kapılardan okyanus
kapanan her kapıdan hüzün tango
basamağı kırık her merdiven gül
her yalnızlık sarmaşık
sarılır sardıkça öpüşür her gece
sesinden yüzünü okşadığı bir garsonla
limanda balık tutar çocuklar sabahlara dek
aslında onlar mı balığı zaman mı onları
kim bilir

bir kızdır her vapurda biraz acınan
ve serin bir yaz akşamıdır hep dışarıda
serinlikten başka bir şey anlamayan

“Kâh ve Rengi” adlı kitabından

MESUT DİYE BİR KANARYA

mesut diye bir kanarya vardı çocukça bir şeyler
gece vapurlarında ağlayarak mehtaba bakan
bir evi terkedip giderken pencere önlerinde
sarmaşık diye bir çiçek vardı ne bileyim
çok özleyince hapishane demirlerine sarılan

mesut diye bir kanarya hüzünlü bir öyküdür
göğe ağan saçlarıyla dağılmış bir şehrin
şiir yazan bir çocuğun yüzünde ince
hiç öpülmedik dudakları vardı gülgün
yağmurda serinleyen yaz taşları ikindiler

mesut diye bir kanarya vardı yoksul bir şeyler
eski alfabelerden solgun birkaç harf
yazıldığı gibi okunmayan aşkın lisanından
ırmak gibi nergis gibi sabahları sevişmek gibi
olur olmaz aklı yerinden uçuran

benim eski dostumdu sigaradan öksüren
simitle çayı seven seninle tanıştırdım
balkonlarda unutulmuş susam kırıntıları
hiç sevinmemiş bir kız vardı elleri güz
çok üzülünce usulca giden bozgun iskeleler

mesut diye bir kanarya vardı sonra
sonrası şıkır şıkır birşeyler

“Bak Hâlâ Çok Güzelsin” adlı kitabından

YARA BANDI

gençtim, okul camlarına yapıştırılmış bantların
camda bıraktığı izden krepon sevda
uçan kuş resmi yalnız dal resmidir biraz da
duvar kağıtlarının sarısında eskimiş öğretmenler
bir kaç dolu küllük unutulmuş arkadaş evlerinden
birlikte yatılan yataklar tek başına toplanırken

gençtim, ihaneti ömrümün saçımdaki ipeğe
günlüğü tutulmuş ama yapılmamış bir kaç devrim
cüzdanımda saklanmış kitap kapağı eskizleri
eriyip gidiyor şimdi zararlar hanesinde
kalbimin sokağında bir çocuk bembeyaz öksüren
ah vapurlar unutur hep beni bir yere giderken

gençtim, çalma tuşu kırık grundig teyplerde
bir kaç kırık piyano tuşu, lise gömleğimde
kalbimi öpsün diye cebimde yakalanan fotoğraf
bir kaç çamaşır suyu lekesi zayıf karnemde
tutturur giderdim beyoğlundaki bir klarnet sesinden
bir mezarlık çiçeği gittiği her yere ölüm götürürken
gençtim, ölü bulunan bir roman kahramanı
bir kaç şiir kasedinin bozuk bandı yaralı yüzümde
bir evin eski sahibine gelen kayıp mektup yaslı pul
birlikte çıkılan evlerin pencerelerindeki sesten
garba düşmek gurbettir yavrum benim derken
ah camları kırık kalbim, benim en eski pencerem

“Bak Hâlâ Çok Güzelsin” adlı kitabından

Hiç yorum yok: