(12 Haziran 1956,
Ordu - )
İlk ve orta öğrenimini doğum yeri olan Ordu’da tamamladı. Gençlik
yıllarında Orduspor’da amatör ve profesyonel olarak bir süre futbol oynadı.
Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümü’nü bitirdi. 1979 yılından sonra Ağlasun,
Gölhisar, Çarşamba, Gümüşhane ve Sinop’ta İngilizce öğretmenliği yaparak emekli
oldu. Afrika şiirini; özellikle Çağdaş Güney Afrika ve Nijerya şiirini
araştırdı. Edebiyatçılar Derneği, BESAM ve TYS üyesi. Sinop’ta yaşıyor.
İlk şiiri 1977 yılında Yeni Defne Dergisi’nde çıktı. Şiirleri, yazıları, çevirileri ve
söyleşileri Agora, Akatalpa, Bahçe, Biçem,
BirGün Pazar, Cumhuriyet Kitap, Çağdaş Türk Dili, Çevirmenin Notu, Damar, Eliz
Edebiyat, Eşik, Evrensel Kültür, Hayâl, Hürriyet Ankara, İmgelem Çocukları, Karşı,
Kavram Karmaşa, Kuzeysu, Kül, Lacivert, New Coin (Güney Afrika), Pencere, Poetik’us, Roman Kahramanları, Sincan
İstasyonu, Sol, Sözcükler, Şiir-lik, Şiirden, Timbila (Güney Afrika), Varlık, Yazılı Günler, Yeni Biçem gibi
dergi, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Ödülleri:
Ali
Rıza Ertan Şiir Ödülü (1994), Orhan Murat Arıburnu Jüri Özel Ödülü (1995),
Damar Dergisi (1995) ve “Sesler, İncelikler” adlı dosyasıyla 2008 Ceyhun Atuf
Kansu Şiir Ödülü!nü aldı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Kış Bir Alkış mıydı (1992, Biçem Yayınları)
& Kül ve Kopuş (1995, Damar Yayınları)
& Fetüs Günlüğü (2002, Pervaz Yayınları)
& Savrulmalar (2004, Ekin Yayınları)
& Sesler İncelikler (2008, Artshop Yayıncılık, İst., 80
s.)
& Karnaval – Sözler Kitabı (2009, Artshop
Yayıncılık, İst., 80 s.)
Deneme, İnceleme, Eleştiri Kitapları:
& İtaatsiz Portreler (2016, Dafne Kitap Yayınları, 320 s.)
Çeviri Kitapları:
& Çai Tian, Sessiz Yaşamın Şarkısı (Seçme Şiirler; 2009,
Artshop Yayıncılık, İst., 80 s.)
& Martin Espada, Şairin Paltosu (2016, Ve Yayınevi,
İst., 168 s.)
& Ingrid Jonker, Hiçliğin Tanecikleri (2017, Medakitap,
Ank., 192 s.)
Antolojileri:
& Çağdaş Güney Afrika Şiiri Antolojisi (2013, Bencekitap
Yayınları, 428 s.)
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
BİR
TAS SUDUR GURBET
annemin ardımdan döktüğü
bir tas sudur gurbet
su gibi git
su gibi dön oğul…
ben kendi sürgünümün dervişi
kentler kement olmuş pusuda
boğulup kaldım bir tas suda
anne! eşikte misin hâlâ
“Kış
Bir Alkış mıydı” adlı kitabından
İKİ
ŞAİR BİR ADAYA SIĞAR MI
Hayati Baki’ye
kuzeyden, kumkapı’dan geçtik, birden
değişti iklim: karayelin uğultusu, kokusu yosunların, kale duvarları, yolumuzu
köpürten dalgalar… onun aklı ‘iyinin ötesinde’, benim aklım güneşi yutan
denizde! yüzümüzde kaygının gri pulları:
iki şair bir adaya sığar mı?
gölge vermez bir ağacın altında yaramıza
sarmaya yaprak, üstümüze sermeye toprak arıyorken… o da ne! orada, inceburun
ufkunda sevincin kızlarıyla oynaşıyor yaşlı bulutlar, uçuyor kayalardan aşağı
sis çanları. soruyoruz Sinoplu bir martıya:
iki şair bir adaya sığar mı?
ben ondan önce miyim? o mu benden öncesi?
belki de en iyisi: Tarzan Kemal’den sonra sözcükleri karaya birlikte çıkarmak!
birlikte paylaşmak mantar yatağında uyuyan yılanın nükleer korkusunu! ben ona
şarap, o bana mısır ekmeği. yürüyoruz keçideresi’nden yukarı:
iki şair bir adaya sığar mı?
Şubat 2009, Sinop
Sincan
İstasyonu, Nisan 2009, Sayı: 20
LOŞ
BİR BOŞLUKTA
son konuğunu da
gücenik gecenin
uğurladı avluya dek
çekildi odasına
kül tablaları
kap kacak… her şey
akıp gidiyordu
loş bir boşlukta
dedi, sanırım
sönüverdi soba
çünkü yalnızlığın
sinsi kedisi
uyanmış geriniyordu
koltukta
“Kül
ve Kopuş” adlı kitabından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder