24 Haziran 2016 Cuma

GÜNDOĞDU SANIMER


(1935, Trabzon - 22 Haziran 2003, İstanbul)
 

       1935 yılında Trabzon’da Sotka mahallesinde doğdu. Babası Trabzon’un önde gelen muallimlerinden Fevzi Bey, annesi Neriman hanımdır. Çocukluğunu çok sevdiği Sotka mahallesinde geçirdi. Babası Muallim Fevzi Beyi çok küçük yaşlarda kaybetti. Trabzon Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okumak üzere İstanbul’a geldi.  Tıp fakültesinden Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak Trabzon’a geri döndü. 7 Nisan 1966’da Günaç Sağlamer ile evlenen Sanımer’in bir kızı ve bir oğlu oldu.
       Bir süre Trabzon Tabip Odası Başkanlığı yaptı. Emeklilik sonrasında Özel Karadeniz Hastanesi’nde görev yaptı.
       1999 yılında tekrar İstanbul’a geldi. ömrünün son yıllarını burada geçirdi. Sanımer  22 Haziran 2003 günü yaşamını yitirdi.
       Yazı yaşamına çok küçük yaşlarda başladı. İlk yazısı, Akçaabat’ta yayımlanan “Yeni Pulathane” gazetesinde çıktı. 1953 yılında, bir grup arkadaşı ile Trabzon’da çıkan “Genç Öğretmen” adlı derginin yayımına katkıda bulundu. 1961 yılında yayımlanan ilk “Kıyı’da” şiir ve yazıları ile yer alan Sanımer, bu derginin ikinci, üçüncü ve dördüncü dönemlerinde de dergi ailesinin önemli bir bireyi oldu. Kıyı’ların pek çok sayısında eserleri ile yer alan Sanımer, son dönem Kıyı’nın genel yayın yönetmeni idi.
       Şiirleri ve yazıları Hakimiyet, Karadeniz, Kuzey Haber, Türk Sesi gazeteleri olmak üzere Trabzon’da çıkan pek çok gazete ile Güzel Yazılar, Karşı, Varlık, Yazko Edebiyat vb. gibi dergilerde yayımlandı.
       Ebru sanatı ile ilgilendi ve bu alanda önemli çalışmalar yaparak, sergiler açtı. Müzik ve resim de vazgeçemediği iki tutkusuydu.  Ney ve keman çalan Sanımer’in resimleri birçok karma sergide yer almıştır.
       Sanımer’in hayatta iken tamamladığı son eseri “Trabzon Destanı”,  onun Trabzon’a olan tutkusu ile ölümünden sonra okurları ile buluşturulmuştur.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Karayelin Sürüleri
& Suyun İnce Sesinde (1991, Kerem Yayınları)
& Trabzon Destanı
Kaynaklar:
A  http://gundogdusanimer.com/

Şiirlerinden Seçmeler:

O İLK GÜN

Sancılı bir gece uyandı benimle
Korkunun deli atına binmiş
Çatıyı uçuran sağır muştu
Beklediği bir yolcu var yaşamın

Taşıdım geceyi
Öpülmemiş dudağında üryan
Alacakaranlığın gülü

Çığlığa sığınıyor gizemi
Çarpıntısında göğsün
Çatıya çıktığında tasa

Karnını okşar bir kadın umudun
Irmak olur akıp gider içinde
Sevginin bilinen adıdır ana

Yüklenmişti duvarına karanlığın
Nereden bellemiş özgürlüğü
Neler geçiriyor aklından bebek
O ışığın akmadığı denizde

Tanışıyor acıyla soluğumuz
Karaya çıktığımız o ilk gün
Ağlamak geliyor içimden

Yorgundu yürüdüğüm yol
Doğarken gördüm ışığınızı
Başını sudan çıkaran nilüfer
Onurlu güzelleşen evrende

“Suyun İnce Sesinde” adlı kitabından

SUYUN İNCE SESİ

Donayazmış ağulu otlar gördüm
İlk kar düştüğünde yanmış dudakları
Kaygıyla soluklanan soluk bacalar

Uçsa kelebek çalılıklar üstünde
Bozkırın duyulsa kımıldanışı
Çıksa yuvasından yusufçuk

Kül yüzlü bir gül geçti yanımdan
Duymadı sessizliğin trompetini
Belirsiz bir denize aktı şiir

Başımın üstünde duran yazının
Saklanıyorum çok eski harflerine
Bakmadığım yerde suyun ince sesi

Korkuyorum yalnız kaldı şarkım
Yas tutmasın yağmur toprağımda
Çiçeğini geri istediğinde doğa

“Suyun İnce Sesinde” adlı kitabından

UZAKTI ÇOCUKLUĞUM

-mustafa cansız’a-

Yoktun bu şehirde
Aldın başını gittin denizlerden öteye
Sezmiştin belki bir yaprağın kımıltısından
Yıllarca sessiz sevdiğimi seni
Uzaktı çocukluğum böğürtlen dikenliğinde

Guguk kuşlarının çağrısını gizledim sizden
Avare dolaştım aranızda gülerek
Sevgi bir yerlerde kilitlediğim sandık
Çocuk acılarımı paylaşmadım sizinle

Doğduk yaşıyoruz ne olsa
Yaşıyoruz anlamsız günlüğümüzü
Ağaçları görmeden duymadan rüzgarları
Uydurulmuş kavgaları var evrenin
Bitmez bir gün yaşam bitse de

Yoksun bu şehirde sen
Ak saçların kapatmıyor yorgun başını
O akıl/o bitmez bilgi gömütü
Adını çoktan unutan dostlarla bitti
Seni çok uzaklara götürmüşüz meğer

Hangi akasya okuyacak şiirlerini
Hangi çiçek renk verecek günlerine
Neden çıkıp gelmiyorsun yıllarca
Sokaklara acılı bir gölge gibi düşmüyor belki
İçimde külçe gibi yoğunlaşan yokluğun


“Suyun İnce Sesinde” adlı kitabından

Hiç yorum yok: