20 Eylül 2016 Salı

FAHRETTİN KOYUNCU


     



(30 Haziran 1965, Üçpınar Köyü, Manisa  - )

      Fahrettin K. Nitter imzasını da kullandı. Demirci Öğretmen Lisesi'ndeki öğrenimini yarıda bırakarak, iki yıl soğuk demirci çıraklığı yaptı. Manisa Lisesi'nden ve 1990 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Aralık 1990’da, Haymana Kavak Ortaokulu’nda öğretmenliğe başladı. Ankara, Kastamonu ve Zonguldak’ta Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yaptı. Halen Denizli’de Türkçe öğretmeni olarak görev yapıyor. Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği üyesidir. Denizli’de yaşıyor; evli.
       Zonguldak’ta çıkan “67 Ses” ve Devrek’te çıkan “Bölge Haber” gazetelerinde kültür, sanat, dil konularında köşe yazıları yazdı. 1995-96 yıllarında Zonguldak’ta yayımlanan edebiyat dergisi “Uğraş”ın yazı kurulunda görev aldı. Şubat 2008’den beri yerel “Horoz” gazetesinde, “Horoz Çocuk” adlı bir çocuk sayfasını hazırlıyor.

       İlk şiiri “Umut Getir” 1988 yılında “Yazıt” dergisinde yayımlandı. Şiirleri ve yazıları Adam Sanat, Agora, Anadolu Ekini, Biçem, Çağdaş Türk Dili, Damar, Düşlem, Eliz Edebiyat, Eski, Kavram Karmaşa, Mühür, Sunak, Şehir, Şiir Ülkesi, Türk Dili, Uğraş, Varlık, Yazılıkaya vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Ödülleri: “Düş Darasını Yaşamın” adlı kitabıyla Kocaeli Üniversitesi Şiir Üçüncülük Ödülü’nü, “Sır Değil (Taşlar Oldum Zamanda)” adlı kitabıyla 2005 İbrahim Yıldız Şiir Ödülü Birincilik Ödülü’nü, “Samuray Saksağan” adlı kitabıyla 19. Mevlüt Kaplan Edebiyat Ödülleri Çocuk Şiirleri Üçüncülük Ödülü’nü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Korkarım Ele Verecek (Fahrettin K. Nitter imzasıyla; 1992)
& Düş Darasını Yaşamın (1995, Suteni Yayınları, 64 s.)
& Zamanın Zembereği (2000)
& Taşlar Oldum Zamanda (2008, Oğuz Ofset, 80 s.)
& Çift Başlı Kartal –Arnavutluk ve Kosova Şiirleri (Türkçe ve Arnavuça; Çeviri: Niyazi Sulça; 2013, Boy Yayınları, Denizli, 80 s.)
& Düştüm Zamandan Geçerken (2014, Boy Yayınları, Denizli, 80 s.)
       Çocuk Kitapları:
& Sözcüklere Kuşlar Konar (Çocuk Şiirleri, 2007, Sunak Yayınları, 80 s.)
& Samuray Saksağan (Fabl, 2008)
& Gökyüzünün Kanatları (Çocuk Şiirleri; 2009)
& Masala Dönen Dev (2012, Bay Yayınları, 64 s.)
& Meraklı Sorular (Çocuk Şiirleri; 2013)
& Esin Perisi Geldi (Çocuk Öyküleri; 2015, Boy Yayınları, Denizli, 80 s.)
       Deneme, İnceleme, Eleştiri Kitapları:
& Düş Körükçüleri (Şiir İnceleme,1997)
& Koca Yusuf Görmeliydi (Biyografik Röportaj, 2010)
& Ağzına Biber Sürerim (Dil Yanlışları) (2013, Boy Yayınları, Denizli)
       Gezi Kitapları:
& Bir Düşe Yolculuk (Gezi, 2010, Tarla Ofset, 62 s.)
& Avrupa’da Dokuz Gün On Ülke (2015, Boy Yayınları, Denizli, 80 s.)
       Anı Kitapları:
& Üçpınar’ız Biz (2015, Boy Yayınları, Denizli, 96 s.)
       Ders Kitapları:
& Yazma Becerisi ve Yazı Türleri (Ayfeti Koyuncu ile; Boy Yayınları, Denizli)
       Yayına Hazırladığı Kitaplar:
& Koca Yusuf Görmeliydi - Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Hasan Güngör (2010, Denizli Belediyesi Kültür Yayınları)
Kaynaklar:
A  http://koyuncufahrettin.blogcu.com/

Şiirlerinden Seçmeler:

AYRILIRKEN

Her şeyi size emanet bu kentin
Dalıp gitmeler de Kordonboyu
Size emanet
Ama ben yokken
Tükürmeyin denize
Meral'i sevmediğimi bilseniz de
Gülersiniz aklınıza gelince
Siz de bilirsiniz dostlar
Zor olur gece
İzmir'de başlamak bir şiire    

BAK

Saçlarıma zaman sürdüm.


BENİ DE DÜŞÜN

Haydi, ellerini baharlandır,
Isıt gözlerinin içini.
Bir düş bul artık,
Beni de düşün.

Düzenler yıkılsın o düşte,
Değişsin mevsimler,
Kır, kışın saltanatını,
Beni de düşün.

Bir yol bul, bulunacak,
Kimsenin bilmediği,
Görmediği bir yol bul.
Yalnız gitme, dur,
Beni de düşün,
Beni de düşün.

“Düş Darasını Yaşamın” adlı kitabından

BİR TARİH YAZILIRKEN

bir kordon  var usumda  
bir de sen züleyha   

unuttum fırtınalı yılları 
aç susuz günleri de unuttum
silindi silinecek tariş’teki panzerler
hayal meyal gültepe günleri 

senin günlerindi züleyha  
gök mavisiydi gözlerin 
severdin karanfili   
güneş doğacak derdin 
güzel olacaktı dünya
on yedinde ölmeseydin 

yazılırken bir tarih
doldun sayfalarına
bir kordon var usumda
bir de sen Züleyha

BURASI  SOĞUK

Kentin kasıklarında uyumak istiyorum.

DÖNECEĞİM O KENTE

Döneceğim o kente
Ekmeği sezin olsun
Siz için suyunu da
Orda bütün düşlerim
Soluk alışım orda

Döneceğim o kente
Yangınlarım sönecek
Yağacak yağmurlarım
Biri gidip
Biri gelecek kadehlerin
Yaşamak boyun borcu
Hey gidi başıboşluk

Döneceğim o kente
İnsanlar sinecek üstüme
Sokaklar, yollar
Kızlar ve deniz
Dayanılmaz bir özlem
Bilseniz

Döneceğim o kente
O ömür yere
İzmir’e.

İÇİMİN İZMİR’İ

Kirpiklerim inse İzmir olacak
Kenti kuşatacak her sözcüğüm
Deli dereleri yüreğimin
Zaman olup durmadan akacak

Kendine gel diyorum
Çember çeviren çocuk
Yeni kentler senin için
Artık zorlanacağın soluk

Farkında mısın bilmem
Tozuna bulanmışsın kömürün

Üçpınar sokaklarındasın hâlâ
Ve sırtında kara önlüğün
Zamanı dil artık, çağını seç
Kuşların yuvalarını bozup durma
Bir patlarsa içinin İzmir’i
Seni de yakar, kusura bakma.

KUŞ BURCU

Kuş burcundandır sesim,
Çatılardan hiç korkmam.
Yalnız göğe demlenirim,
Suların sözünden çıkmam.

MERAL DESEM

Şimdi Meral desem sana, kızarsın
Oysa baharı getiriyor Meral
Düşlerim diriliyor Meral deyince
Gözlerim ışıyor, ısınıyorum

Yine Meral desem sana, kızarsın
Oysa zamanı dizginliyor Meral
Mevsimler bahar oluyor Meral deyince
İçimde denizler kabarıyor, coşuyorum

Bir daha Meral desem sana, kızarsın
Oysa düğümleri çözüyor Meral
Su yürüyor çiçeklere Meral deyince
İçimin telleri titriyor, yaşıyorum

Bir kez Meral desem mi sana?

SU OLURUM

Çağırsam, Denizli’ye gelmez Yeşim
İplikler zamanı hatırlatır ona
Gordion’u hatırlatır düğüm düğüm
Çözemediği sırları hatırlatır
Hayatın çözgüsüz masalını
Kırılgan yanını Hierapolis’in
Aşkın otayamadığı kırıkları hatırlatır.
Korkar.

Arasam, Zonguldak’a gelmez Yeşim
Gözlerinin karasını çoğaltır kömür
Ve tüvenan karıncalarını yerin altında
Grizuyu çoğaltır Kozlu dese
Karadon yetim kalır sesinden.
Korkar.

İstesem, Manisa’ya gelmez Yeşim
Şehzadeler korkutur onu, fermanlar
Üzüm sepetlerini kaldıramaz
Pamuk balyalarını ve gecenin katranını
Sızıp kalır Niobe’nin göğsünde.
Korkar.

Ağlasam, Ankara’ya gelmez Yeşim
Bozkırın ortasında ürker kendinden
Bürokrasi olur her yanı, memur olur
Haymana Ovası’nda tiftiklenir düşleri
Ayıramaz ellerini ellerimden.
Korkar.

Gel desem, İzmir’e koşar Yeşim
Yangınlar ad değiştirir o gelince
Kanat edinir deniz, martılara özenir
Ben su olurum yeniden, su oluruz.
Korkmayız.

TAŞLAR OLDUM ZAMANDA
                                 
 -Celal ve Nebi’ye-

Sivri taşlar oldum, zamana keskin
Yonttum hayatımın sivri yanlarını
Kimseye batmadım, çatılarda yapayalnız
Yaşadım epriten tozlarıyla zamanın

Keskin taşlar oldum, zamana sivri
Hayata battım sivrilen yanlarımla
Yükler taşıdım gökyüzüne benzeyen
Zamanın azaltan tozlarına bulandım


Ağır taşlar oldum, zamana bin bir yük
Sözcüklere sardım sert yanlarımı
Hızlı sular bekledim, eskiten rüzgârlar
Zamanımı bekledim, zamana belendim

Kırık taşlar oldum, zamana yenik
Kuş sesleri topladım tınlayan yanlarıma
Kimseye demedim, yaşadım hikâyemi
Zamanda yuvarlandım
Hep zamanda dolandım

Sivri taşlar oldum, kırık taşlar...

Tiran/Denizli

“Taşlar Oldum Zamanda” adlı kitabından

Hiç yorum yok: