20 Haziran 2015 Cumartesi

KALANDIN / ERSUN ÇIPLAK


bağlamanın eşiğinde yıkadım yüzümü
terli entarimi tellerine gerdim
kurumadan üzerimde bir aşkın teri
önünde eğildim, bir el öpümü.

ya sabır… durmakla bitmez bu yollar

kısrak: acemaşiran, yağız
haki hüzünlere bezeli nallar
mataramda atasagun: kımız
örülür ipek yolu koza koza
kısrağım ilmik ilmik yırtar
nallarıyla

ötükenden ünledim
sabah erken
kapadokyadan döndü
sesim.

kırıldı gecenin hokkası
damladı lacivert
gözümde şavktı yıldızlar
uyku namert, rüya hunhar…

ertesi; tuşpa, harput, kapadokya
kaç arşını katletti
kısrağım nallarıyla.

bizans yunaklarında aklaşan
er sunaklarında kurban olandın

damla damla zincirini aştım, iliştim yanına
anlattım rüyamı, bir şaman edasıyla

çok geçmeden anladım
kulağın kör bir kuyu, gözlerin kuru toprak
döndüm yoluma, kısrağımla ağlayarak
yıkıldım eyerine
dudaklarım: maveraünnehir
hayalini ektim, ağladım üzerine

ötükenden ünledim
kapadokyada kaldı sesim.


      Varlık, Şubat 2003
      Ersun Çıplak

Hiç yorum yok: