6 Aralık 2016 Salı

PINAR DOĞU

(22 Haziran 1981 - )


       Vefa Anadolu Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde okudu.
       Şiirleri, yazıları ve söyleşileri Akatalpa, Aşkın E Hali, Birgün Kitap, Cumhuriyet Kitap, Hayal Bilgisi, Kirpi, Kitapçı, Lacivert, Mavi Yeşil, Mühür, Radikal Kitap, Tiyatro, Varlık vb. gibi dergi, gazete ve kitap ekleri ile T24’te yayımlandı.
Kaynaklar:
A  https://pinardogu81.wordpress.com/

Şiirlerinden Seçmeler:

CEHENNEMDEN KOVULMA

Ağlıyordu at
suyun yarasında yüzüne bakarken
ağlıyordu tüm kelimelerden yorgun
doğanın sadece ona söylediklerinden
çünkü biliyordu gözyaşlarının suya karışmayacağını
ve çok uzakta sona ereceğini
içinden bir kez bile geçilmemiş hayatların

Ve biliyordu
uzak kelimelere sürüleceğini
bir kâğıttan bir ağıda evrileceğini
sonra bir tablonun tarlalarında dörtnala
sevmek kadar yakın gideceğini hayata

Gül yutmaz nazarlarla süzdüğü dünya
hâlâ okuyordu güz yıllık ağıdını

Bekliyordu at
deneyimsiz anlamlarıyla bekliyordu
içinden hiç geçmediği bir hayatı
Seçilmiş yaralarımız da vardı bizim
bir kelime kanıyordu orada hep
yaşamak belki de imla hatasıydı

Söyle
kim kırdı Yazının kanatlarını?
Ya Sözünkiler hangi melekten yadigâr?
Öylece bakıyordu at
nereye gideceğini kestiremeden
Mutlaka bir oyuk daha vardır
Bekleme dedim artık Yarayı

Neydi savrulamayan esse de hâlâ rüzgâr
insanın en eski cehenneminden kalma?
Zaman Sözünü tutar mı kâğıtlarda?
Hızla ekşimektedir kırmızı elma

Anlıyordu at
Her acının şimdiki zamanındayız
İnsan bir şiirden başka nereye gidebilir ki?

Akatalpa, Sayı: 157, Ocak 2013

KÂĞIDIN AĞIDI

Tenimi büyüten yaz
hurma ve bal bilirdik
acıya kalebent
ve serin bir düşe uzandığımızda
geçmişe derbent
usul usul çoğalırdı yaz
ve başlardı üç kere
dişil sularıyla hemdert
bir nehir akmaya!
Biz kadınlığımızı en çok kimden bilirdik
bütün sevdalara gurbet

ve akarsa sende akar
benim sularıma karışan nedir
böyle acele
böyle ürkek
biz kadınlığımızı en çok nerden bilirdik
müptedi gölgelerimizi
her yaz bir kâğıda düşürerek
ve muaşaka bir uçuruma düşerek
yazın kendini en çok anladığı zaman ki

Ey yazı büyüten tenim
bir yazıyı dirilten nedir?
yeniden akmayagörsün nehir
bir sevdayı dirilten nedir?

Akatalpa, Sayı: 133, Ocak 2011

ÜÇ ELMA

kapanmaz yarası uçurumların
irin ve zül
kül ve şirin
kimine aydınlıktır kimine ateş
ziya ve fer
ferhat ve dirim
süresi dolmaz ertelenmiş dağların
oysa bir kalbi kaç kere delebilir ki derin
ferhadın üstü dağdır gerisi şirin
bir uçurumun adıdır yar
bekletilmez çağrısı
ne kadar atlasan da
kapanmaz uçurumların yarası
çünkü bir dağı kazarken ferhad
bir kalbi oyar sevdası
kan cinaslı
ki o vakit hangi fermandan düşer
kerem ile aslı
sen ki güzelliğin aslısın
biz ona ipek dedik
aslında yarana sevdalısın
ki oyuk bir kalbi taşıyan
dağın aslısın
kerem sana göre biçer kendini
uzun bir kumaş misali
sana göre seçer rengini
ki sen hangi kalbe cinaslısın
çünkü bir kalbi dağlarken ferhad
bir sevdayı oyar kazması
çünkü aşk zamanla aşk olur
bir acemi taşıyamaz mahlası
ki kimin çölünden yağar mecnun
ki hangi taflanın leylası
biz ona uçurum dedik
zordur uçurum olması
ne kadar sevsen de
kapanmaz uçurumların yarası

 13 Aralık 2009

 Akatalpa, Sayı: 134, Şubat 2011

Hiç yorum yok: