18 Ekim 2018 Perşembe

ABDULVAHAP KOCAMAN



(1930, Avluk (şimdiki adı Koçlu)köyü, Kadirli / Osmaniye– 14 Ağustos 2005, Avluk (şimdiki adı Koçlu)köyü, Kadirli / Osmaniye)


       Kadirlili âşık. Şiirlerinde Abdulvahap Kocaman, Vahap ve Abdulvahap isimlerini kullandı. Köyünde okul olmayışı ve ailesinin yoksulluğu nedeniyle öğrenim göremedi. Okuma yazmayı ağabeyinin yardımıyla öğrenip dışarıdan sınavlara girerek 1945 yılında ilkokul diploması aldı. Çiftçilik ve çobanlık yaptı. 1950 yılında türkü söylemeye ve şiir yazmaya başladı. 1953 yılında Kore Destanı’nı yazarak destan satıcılığına başladı. Bu vesileyle çevre illeri dolaştı, âşıklarla tanıştı. 1966 yılına kadar destan sattı. 1966 yılından itibaren Konya Âşıklar Bayramı’na katıldı. Katıldığı şiir yazma ve okuma yarışmalarında birçok ödül kazandı. Köyünde yaşıyor, hayatını çiftçilik ve âşıklık yaparak kazanıyor. On bir çocuk babasıdır.   
Ödülleri: 2002 yılında Yusufelili Pervanî ile birlikte 2002 Orhan Şaik Gökyay Şiir Ödülü’nü aldı.
Yapıtları:
       Hakkında Yazılan Kitaplar:
&  Halil Atılgan, Şiirlerle Abdulvahap Kocaman
Kaynaklar:

Şiirlerinden Seçmeler:

BAŞKA

Altmış beş yaşıma geldim yaklaştım,
Hiçbir iş yapmadım kusurdan başka,
Kırk beş sene diyar diyar dolaştım,
Kârım yok elimde nasırdan başka.

Artık evlenmeye bir niyetim yok,
Çünkü kılıbıkım hürriyetim yok,
On beş avrat aldım zürriyetim yok,
Hiç gebe gelmedi kısırdan başka.

Kırk yaşından sonra azdıkça azdım,
Seven dostlarıma hep kuyu kazdım,
Bir de şair gibi şiirler yazdım,
Şiire benzemez nesirden başka.

Evime it girse gezer yorulur,
Yiyecek bulamaz kalbi kırılır,
Damdan fare düşse başı yarılır,
Çulum çaputum yok hasırdan başka.

Kime dayı desem bir çelme takdı,
Kardeşim cebime gözünü dikdi,
Babama güvendim anamı s…,
Evlât olamadım esirden başka.

Ben kendimi dayı ilan eyledim,
Bana yan bakacak var mıdır dedim,
Nerde kavga yaptım hep dayak yedim,
Her şeye benzerim cesurdan başka.

Amansız hastalık bindi enseme,
Allah böyle dert vermesin insana,
Doktor bana perhiz verdi bu sene,
Bir şey yeme dedi mısırdan başka.

Yok aklımın yarısını yitirdim,
İstirahat fakültesini bitirdim,
Servetimi hesap ettim oturdum,
Bir bok da çıkmadı sıfırdan başka.

Ayna ile her yanıma baktırdım,
Doktorlara suni yürek taktırdım,
Rontgene uğrayıp filim çektirdim,
Çok şükür derdim yok kusurdan başka.

Âşık Kocaman’ım yerim yatarım,
Beni sevmeyene kazık atarım,
Kırk beş yıldan beri güreş tutarım,
Erkek yıkamadım avrattan başka.

BENİ

Elâ gözlüm genç yaşımda,
Sen düşürdün dile beni,
Akıl koymadın başımda,
Verdin coşkun sele beni.

Âşık ölmezse aşk ölmez,
Halimi kimseler bilmez,
El eylerim nazlım gelmez,
Arayarak bula beni.

Ne anam var ne pederim,
Ben derdimi kime derim,
Başımı alır giderim,
Salam gurbet ele beni.

Aşka düşenler yorulmaz,
Âşıka Bağdat sorulmaz,
Sevdiğim anan darılmaz,
Götür eve bile beni.

Ne kardeş var ne bacı var,
Ciğerimde bir sancı var,
Koynunda can ilacı var,
Ondan koklat kele beni.

Aşkın bahçesinde gülüm,
Sensin menekşem sümbülüm,
Senin gülüne bülbülüm,
Kondur nazlım güle beni.

Gelip geçtin baka baka,
Yarı essah yarı şaka,
Bu aşk beni yaka yaka,
Döndürecek küle beni.

Sevginin sınırı var mı,
Hep sevenler bahtiyar mı,
Kız kapında köle var mı,
Kabul etsen köle beni.

Yazmasının ucu oya,
Kurban olam usul boya,
Bir gececik doya doya,
Beşiklere bele beni.

Genç iken ağardı başım,
Sevgidir ekmeğim aşım,
Sevgilim daha genç yaşım,
Harab etti çile beni.

Kocaman’ım ahu zarım,
Zarardayım yoktur kârım,
İmansız Allahsız yârim,
Defterinden sile beni.

HATIRLA

Hayvanlardan kuş kanatlı
Ördek de gölü hatırla
Acının karşısı tatlı
Arı de balı hatırla

Yalan dünyanın ahengi
Her şey birbirinin dengi
Köre tarif etme rengi
Yeşil de alı hatırla

Kışı derken yağan karı
Kıştan sonra ilk baharı
Baharda yeşil dağları
Ağaç de dalı hatırla

Yokuştan sonra inişi
Erkeğin yoldaşı dişi
Dünyaya aldanan kişi
İnsan de deli hatırla

Ömür baştan başa keder
Ananın yoldaşı peder
Akşam gelir sabah gider
Yolcu de yolu hatırla

Gündüzün karşısı gece
Enginin yoldaşı yüce
Genç olanın sonu koca
Dere de seli hatırla

Dünya yalan ölüm gerçek
Kötülükten elini çek
Kırlarda açılan çiçek
Bülbül de gülü hatırla

Allahın dediği olur
Yazılanlar başa gelir
İnsan doğduğu gün ölür
Vahap de ölü hatırla

İBARET

Boşa mağrurlanma sen insanoğlu,
Cismin iki damla yaştan ibaret,
Dünyaya aldanıp şaşırma yolu,
Bu dünyanın sonu boştan ibaret.

En sonu figandır ne kadar gülsen,
Menzile varırsın haddini bilsen,
Zaloğlu Rüstem’in denginde olsan,
Uçup giden bir gün kuştan ibaret.

İster çuha giysen ister ki şalı,
İster kaymak yesen ister ki balı,
Hep senin olsa dünyanın malı,
Gelip geçicidir düşten ibaret.

İster ömür sürsen yıllarca sene,
Akıbet aslına dönersin yine,
Zevki ızdırabı değmez bir güne,
Dört yanına bir bakıştan ibaret.

Düşün bu dünyaya ne için geldin,
Nerede eğlendin nerede kaldın,
Ne zaman yaşadın ne zaman öldün,
Çünkü hayat bir savaştan ibaret.

Abdulvahap ister ulu han olsan,
İster yaşlı ister bir civan olsan,
Dünyaya hükmeden kahraman olsan,
Akıbetin iki taştan ibaret.

Hiç yorum yok: