1 Şubat 2017 Çarşamba

İSKENDER YÜCEL


(1955, Yukarı Maden (Hod) Köyü, Artvin - )


       İlkokulu köyünde okudu. Ortaokula bir yıl Ardanuç'ta devam etti. Daha sonra Artvin Merkezde tamamladı. 1972 yılında Artvin Öğretmen Okulu'na girdim. O yıllardaki siyasi gerginlikten dolayı Balıkesir Savaştepe Öğretmen Okulu'na naklimi yaptırdı. 1975 yılında mezun oldu.
       1975 ile 1983 yılları arasında Rize'nin çeşitli köy ve kasabalarında öğretmenlik yaptı. 1983 yılında İstanbul'a tayin oldu. 1989 yılına kadar İstanbul’da görevine devam etti. 1988 yılında Anadolu Üniversitesi Eğitim Ön Lisans Bölümü’nü bitirdi. O yıllarda meslekten istifa ederek 2008 yılına kadar ticaretle uğraştı. 2008 yılından sonra tekrar öğretmenlik mesleğine Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni olarak geri döndü. Halen İstanbul Ataşehir'de mesleğine devam ediyor. Evli ve bir çocuk babası.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Dostlar Sofrası (Seyfettin Kaya, Şemsettin Kaya, Dursun Kurt ve Şaban Özbek ile birlikte 2012)
Kaynaklar:

Şiirlerinden Seçmeler:

AYRILIK

Gününü karartır saçın ağartır
Kızgın alev ile yakar ayrılık
İlkbaharda çiçeklerin karartır
Gündüzü geceye takar ayrılık

Gözünde fer kalmaz dizinde takat
Kül eder savurur yersin bir tokat
Gül benzin buruşur asılır surat
Acımaz belini büker ayrılık

Yoksulluk yiğidi eder perişan
Yere düşer aslan ile güreşen
Çok bulunur işlerine karışan
Düşlerine fesat eker ayrılık

Neylersin baharı neylersin yazı
Kirpiğin yorulur kapatmaz gözü
Nihayet giyersin dikişsiz bezi
Üzerine çimen diker ayrılık

Ölüm elbet ayrılığı getirir
Yoksulluk gününden günü götürür
Çok düşünme yataklara yatırır
Yücel'in kalbine çöker ayrılık

GÜLÜM

Herkes der sevgilim ince bellidir
Servi boyun bana haz olur gülüm
Kimisi der canım dudu dillidir
Bütün bunlar sana az olur gülüm

Gündüz hayal olur gece düş olur
Ela göz üstünde kalem kaş olur
Saymakla tükenmez inci diş olur
Korkarım söylesem söz olur gülüm

Kimim kurban olur yarin yoluna
Kimi serin verir tatlı diline
Kar beyaz bileğin saçın teline
Dokunsam kışlarım yaz olur gülüm

Yücel gülün dalı yaprağı olsa
Açıp kollarını kapına gelse
Ölüm yok edilse yaşam hep sürse
Diyemem aleme göz olur gülüm

YAYLALAR

Alacalı elbiseyi giyince
Size kollarını açar yaylalar
Arılar kovandan vızvız uçunca
Türlü kokuları saçar yaylalar

Kar altında sakladığı böcekler
İlkbaharda çiçekleri kucaklar
Ağustosta fark edilmez sıcaklar
Hazzından kendinden geçer yaylalar

Temiz havasından soğuk suyundan
Asırlardır vazgeçmiyor huyundan
Yücel tatsa kaymağından yağından

Şimdi ıssız kalmış naçar yaylalar

Hiç yorum yok: