27 Haziran 2017 Salı

ŞÜKRÜ ALGIN


(1934, Urfa - )


       Şair. 1934 yılında Şanlıurfa Merkez Türkmeydanı mahallesinde doğdu. İlkokulu 11 Nisan Kurtuluş okulunda okudu. 1952 yılında Erkek Sanat Enstitüsü'nden mezun oldu.  Ayrıca dışarıdan Lise Edebiyat ve öğretmen okulunu bitirdi. Askerliğini Ankara/Polatlı Topçu okulunda yedek subay olarak yaptı. Memuriyet hayatına Fen memuru olarak başladı. 25 yıl Fen memurluğu, öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. Kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. İlkokul sıralarında iken şiir yazmaya başladı. Çeşitli antoloji, dergi ve gazetelerde şiir ve yazıları yayınlandı. Urfa folkloru ile ilgili derlemeler yaptı. Türkiye Yazarlar Ansiklopedisinde yer aldı. Okumaya karşı büyük bir ilgi duyuyordu. Bu alışkanlığı genç yaşta gözlerinin bozulmasına neden oldu. Eserlerini emekli olduktan sonra yayınladı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Kayıp Ozan(1988)
& Bir Damla Söz(1996)
& Bir Tutam Sevgi (1999)
& Aynalar Süt Mavisi (2003)
& Sessiz Nağmeler (2010)
& Sonbahar Kelebeği (2014)
Düzyazı Kitapları:
& Düşüncelerim Özlü Sözlerim (2006) 
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

BAŞKASINA DAYANAMAM

Yarasaların uçtuğu
            Saatlerden söz etme bana
Taşıyamam karanlığı
                        Yüreğimde
Sana içimdeki
              Kesintisiz yağmurların
Nar çiçeği bulutlarından
            Söz edeceğim

Gel otur yanımda...
            Ellerin değmesin ellerime
Yomsa alevinden
            Tutuşurum.
Baldan tatlı bakışına   
            Dayanamam
Ve gözlerinin içine
            Baktığımda
Orada sayısız yıldızları
                        Görürüm.

EYVANLARIN DİLİ

Bir evimiz vardı Kalaboynu’nda,
Yolu inişli, yokuşlu…
Duvarları kesme taştan, kapısı hilal nakışlı,
Heyad’ı mermer döşeli.
Ortasında bir havuz, havuzu dört küpeli…

Bir evimiz vardı Beykapı’da,
Odaları tonoz kemerli, içinde gömme dolapları,
Camhanaları, kuş takaları,
Takaları dantel, dantel işlemeli…
Erkeği: Bakbağuu… Bakbağu…
Dişisi: Kuğuu… Kuğuu… Diye öten
Tuman’lı, hızmalı, halhallı kuşlar…

Bir evimiz vardı Piyarbaşı’nda,
Ortada bir ceviz ağacı,
Yanı başında dolaplı bir kuyu,
Deri kokalı, kendir örmeli…
Keten köynegi incir,
Yedi veren ariş,
Annep, çınar, narçiçeği,
Bahar kokulu melesir
Muhammediye gülleri…

Bir evimiz vardı Harran Kapı’da,
Lülle lülle kabları loş zerzembeleri,
Kabların üstüne kurulmuş gelin çardakları,
Yazlık eyvanları,
Daşların şiire dönüştüğü
Revakları, revakları, revakları vardı.
Bir evimiz vardı… Bir evimiz…

RESMİM

Kara kurşun bir kalemle
            Beyaz kağıt parçasına
Önce yüz şeklimi işaretlemeliyim
Alnımı kalın ve derin yaylarla işlemeliyim
Kulaklarım ve burnum
            yerinde noktalanmalı
Gözlerimin altındaki
            mor çizgileri belirtmeliyim
Saçlarımı ak ak göstermeliyim
Dudaklarım göründüğü renkte olmalı
Düşüncelerime gelince
            görenler lekesiz olduğunu anlamalı
 titrek ellerimle çizebileceğim
en son çizgiler
resmimi noksansız tamamlamalı
ve adımı yazacak küçücük bir yer
            bırakmayı unutmamalı

                                               Kayıp Ozan

Hiç yorum yok: