(28 Mart 1965, Delibaşlı köyü,
Salihli / Manisa - )
Tam adı Mehmet Şerif Temurtaş. Hanife
Hanım ile Ali Temurtaş’ın oğlu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Adala beldesinde
okudu. Salihli Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü’nü bitirdi. Gazi Üniversitesi
Kastamonu Eğitim Yüksek Okulu Sınıf öğretmenliği Bölümü’nde eğitim görürken,
İlk şiirlerinden dolayı 1985 yılında tutuklandı. Ankara DGM’de yargılandı. 7 ay
Ulucanlar Cezaevi’nde yattı, aklandı. Kamuda memur olarak çalıştı. Vergi
Dairesi memurluğundan 2018 yılında emekli oldu. Salihli’de yaşıyor; evli, iki
çocuk babası.
Şiirleri 1986 yılından bu yana Afrodisyas Sanat, Akatalpa, Akköy, Berfin
Bahar, Bezuvar, Birgün Kitap, Cumhuriyet Dergi, Çağdaş Yaşam, Çini Kitap, Deliler
Teknesi, Ekin Sanat, Eliz Edebiyat, Emeğin Sanatı, Gediz, Har, Hayal, Hayal
Bilgisi, Ihlamur, İmece, İz, Karahindiba,
Kasaba Sanat, Kıyı, Kum, Kurşun Kalem, Lacivert, Mühür, Papirüs, Parende, Patika,
Sanat Cephesi, Sunak, Şehir, Şiiri Özlüyorum, Tay, Temren, Tmolos Edebiyat,
Varlık, Yarın, Zarf gibi dergi ve gazete eklerinde yayımlandı /yayımlanıyor.
Kasaba’dan Esinti ve Zarf dergilerinin yayınına katkıda bulundu.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
&
Zemheriden Sonra Bahar (2013, Mühür Kitaplığı, İst.)
&
Güz Çığlığı (2014, Mühür Kitaplığı, İst., 60 s.)
Şiirlerinden
Seçmeler:
ACININ GERGİN ÇIĞLIĞINDA
akbabanın
gözbebekleri
yamaçlarıma
dalgın
yörüngesinde
dönmekten
bitkin
düştü ay
kara
geceden döndü güne
sessizce
çekildi yıldızlar
ölüm
kokusu mezopotamya
şişkin
banknotlar
kaç
cana kıydın
dolu
patikalar
yorgun
ölümlerden
barut
kokusu sinmiş bacalar
mor
menekşe açmaz
kurşun
sinmiş dağlar
öksüz
kaldı sincaplar
kilim
boyadım
can
kattım kanımdan
kimi
ezer tanklar
acının
gergin çığlığında
pusak
seherden
ülkem…
umuda aşk
Mayıs
2012
AY DÜŞMÜŞ KİMLİKSİZ GECEYE
ay düşmüş kimliksiz geceye
tohuma yattı şiir
gün çevrildi dünden
çime yattı tohum
dona yattı pınar
su kaçtı toprağa
söz düşmedi yere
çığlık parçalasa da
yüreğin tellerini
dünya kör gözüme
illet dertlere düşmüşüm
ey aşk
ateş verdim çeliğe
ses oldum
dil oldum söze
yel ol
mayıs getir kentime
Şubat 2012
Har
Edebiyat, Sayı:12, Ağustos 2012
“Zemheriden
Sonra Bahar” adlı kitabından
CEVAHİR
YÜREKLİ MARTILAR
sessiz geceden arda kalan
nedir yaşanan bulvarda
çiğ düştü kirpiklerime
çadır kurdum kumrulara
dallarım kırıldı ağrıdan
zemheri bir geceden
ateş düştü böğrüme
alçak bastı tetiğe
dal düştü gölgesine
kırağı yağdı üstüme
gece susaktı cana
aşk olsun sana
cevahir yürekli martılar
şiirden ördüm düşlerimi
ey kirli hayat merhaba
Ocak 2012
Akatalpa,
Sayı: 152, Ağustos 2012
DORUKLARA SEVDALANAN
bir
deli masalcı idim
sesine
sevdalanan
bir
deli aşk idim
yalnızlığında
ölen
kendi
kalabalığında unutulmuş
elma
ağacıyım
dallarında
umut açan
uğur
böceğiyim şimdi
yurdumun
yapraklarına konan
döndüm
çocukluğuma
şarap
mahzeninde demlenmiş
yalnızlıktır
aşk
dağlar
denize doğru dik
hasret
yüklü yamaçlar
kavuşmasıdır
derenin denize belki
gurbet
sılaya
imkansıza
gitmektir aşk
kavurur
yüreğini ağustos güneşi
gelsen
yeşillenir
gitsen
kurur yapraklarım
ses
olsan sesime
yıkılır
yalnızlığın kahpe duvarı
Haziran
2013
Akatalpa, Sayı: 164, Ağustos 2013
GÜZ ÇIĞLIĞI
gir
harflerin magmasına
yanarsa
yansın
tükendi
aşk
sustu
yeşilin derininde orman
kuşlar
özgür kuru dallarda
su
düşse harlayacak toprak
ne
çok acıya gebesin
başkaldıran
çığlığa…
dokundum
yerküreye
göz
pınarı her yer
başaklar
boş şimdi
keklik
tarlasında
barut
kokusu sinmiş çimene
ölüm
olağanlaşır/mı
susarsan
kurur çalılıklarım
yuvasız
kalır leylek
kurur
dalında armut
kuşlar
gitti
mahzun
bakışlı güzden
dereler
akarsa tükenir (mi) acılar
kararıp
kalacak mı günler
katıl
yaşamın akışına
Eylül
2012
HAR İÇİNDE
susarsam kanar yapraklarım
heybemde katığım isyan
düvende öğüttüm derdim
harman yerisin aşk
yorgunsun hayat baştan başa
dilim yangınlarda
kaçmak ister rüzgârın sesine
oraya yaprak hışırtılarına
yorulursun….
sızımı alır mı toprak
dermanım ol
canımdan can düşer
testide can suyum (mu) var
oyyy çektiğim…
ağustos böceklerinin çektiği derdim
bu kent alazlar içinde
kaçsam sulara
kırık bir yanım
gidersem dönmem bu kente
çocukluğum ağlar dambaşta
kovanlar balsız bu yaz
kış zorlu geçecek
gel gidelim köye oğul
çıngı düşse bedenime
harlayacak düşlerim
Ağustos 2012
Akatalpa,
Sayı: 158, Şubat 2013
SENİ
DÜŞÜNÜRKEN
oralara kar yağar
biz burada hasretini çekeriz
ayazdan kalma sabah
kumru kondu dallarıma
anız tarlasında bir keklik
korkak
sinmiş
merhameti yok tilkinin
acı akar içinde kalır toprağın
üşür kasaba
donar saçak
karda izini sürdüm serçenin
upuzun kaldırımları gecenin
sessizce ağlar ağrıları bulvarın
uzaklaştıkça ölüyorum
incir ağacı dikilmiş ocağına yaşamın
iklim güzeli bembeyaz doruklarda
yanarım yalnızlığına bulutların
infilak etse bir yanardağ
çan sesine uyandı kaçak
kaç binyıllık yoksulluğuna
kör kuyuların
Aralık 2013
Akatalpa,
Sayı: 170, Şubat 2014