Denizli Doğumlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Denizli Doğumlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mart 2023 Çarşamba

M. TUĞRUL ÇOLAK

 


(1989, Denizli - )

2012’de Ondokuz Mayıs Üni. Türkçe Eğitimi Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitede çocuk edebiyatı çocuk şiiri alanında yüksek lisansını tamamladı. Türkçe Öğretmenliği ve Çankırı Ölçme Değerlendirme Merkezi koordinatörlüğü yaptı. Şiir ve yazıları Barbar, Buzdokuz, Dergâh, Edebice, İzdiham, Söğüt, Türk Edebiyatı gibi dergilerde yayımlandı. Halen Söğüt dergisi yayın kurulunda görev yapıyor.

Yapıtları: Şiir: *Düelloda Islık Çalan, İst.: Ötüken, 2022.

Kaynaklar: Düelloda Islık Çalan, İst.: Ötüken, 2022

Hazırlayan: Şükrü Kırkağaç

1 Ekim 2018 Pazartesi

DURALİ YILMAZ



(21 Mart 1948, Köke köyü, Acıpayam / Denizli - )


      Yazar, edebiyat araştırmacısı. İlköğrenimini doğduğu köyde, ortaöğrenimini Burdur İmam Hatip Lisesi’nde (1967), yüksek öğrenimini İstanbul İlâhiyat Fakültesi’nde (1971), yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi İktisat Tarihi Bölümü’nde (1984) tamamladı. Mimar Sinan Üniversitesi’nde “Türk Romanının Doğuşu ve Ahmet Midhat” adlı teziyle doktorasını verdi. 1988 yılında doçent, 1993 yılında profesör oldu. 1971 yılında Ankara’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görev aldı. Askerden döndükten sonra İstanbul Şer’i Siciller Arşivi’nde uzman olarak çalıştı. 1984 yılında İstanbul Üniversitesi’ne geçti ve İletişim Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. Harp Akademilerinde Basın ve Halkla İlişkiler dersi verdi. 1995 yılında Muğla Üniversitesi Fen–Edebiyat Fakültesi’nin Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü’nün kuruluşunu tamamladı. Muğla Üniversitesi Fen–Edebiyat Fakültesi Dekanı (1996) oldu. Son olarak İstanbul Üniversitesi’nde Türk Dili Bölüm başkanlığı (1998) yaptı, 1999 yılında emekliye ayrıldı. 2000 yılında Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi dekanı, 2004 yılında Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı oldu.
       Yazı hayatına 1965 yılında Burdur’un Sesi gazetesinde başladı. Hikâye, eleştiri ve diğer yazıları Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat, Hareket, Hisar, Tercüman, Türkiye, Yeni Devir vb. gibi dergi ve gazetelerde yayınlandı. Gazetelerde sanat sayfaları düzenledi ve köşe yazarlığı yaptı.
      Senaryo: Sevgiyi Öğrenen Adam (Oksal Pekmezoğlu tarafından filme alındı), Hacı Bektaş Güvercin. 
      Öyküleri, yazıları ve söyleşileri Ay Vakti, Büyük Doğu vb. gibi dergilerde yayımlandı.
      Ödülleri: “Aziz Sofi” adlı kitabıyla 1978 Türkiye Millî Kültür Vakfı Edebiyat Ödülü’nü, “Fetva Yokuşu” adlı kitabıyla 1980 Türkiye Millî Kültür Vakfı Edebiyat Ödülü’nü, “Gel İçimde Ağla” adlı kitabıyla 1982 Türkiye Millî Kültür Vakfı Edebiyat Ödülü’nü aldı. Kayseri Sanatçılar Derneği tarafından 1982 yılında “Yılın Romancısı” seçildi.
Yapıtları:
Öykü Kitapları:
& Söylenmeyen (1975)
& Gel İçimde Ağla (1981)
& Akrebin Dansı (1989)  
& Dansedebilmek (1997)
       Romanları: 
& Aziz Sofi (1975)
& Siyah Perdeli Evler (1975)
& Savaş Günlüğü (1976)
& Ankara’da Ölüm (1976)
& Fetva Yokuşu (1978)
& Çilekeş Müslümanlar (1982)
& Ölmeden Ölenler (1987)
& Yesevî Irmakları (1995)
& Kıyam (1997)
& Kutup Yıldızları (2000, Ötüken Neşriyat, İst.)
& Şeyh Bedreddin: Sûfi İsyanı (2001, Bakış Kitaplığı)
& Çerağ Uyanacak mı? (2002)
& Tutunma (2009, Kapı Yayınları, İst.)
& Ayasofya Dile Geldi (2012, Beka Yayınları)
& Gerçek Örneğimiz Efendimiz (2012, Beka Yayınları)
& Hz. Türkistan: Ahmet Yesevi (2015, Ataç Yayınları)
& Hacı Bektaş Veli (2015, Ataç Yayınları)
& Donuklar (2016, Yediveren Yayınları, İst., 232 s.)
      Deneme, İnceleme Kitapları:
& Romanımız ve İnsanımız (1976)
& Roman Kavramı ve Türk Romanının Doğuşu (1989)
& Türkçe ve Kompozisyon (1990)
& Roman Sanatı ve Toplum (1996)
      Sadeleştirme:
& İbn-i Tufeyl, Hay Bin Yakzan (1977)
& Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetnâme (1981)
& Ahmet Mithat, Hüseyin Fellah (1981)
& İbn-i Tufeyl, Ceylanın Büyüttüğü Çocuk (1993)
Kaynaklar:

SÜLEYMAN İNCEDAL



(1935, Kaletavas / Denizli - )


      Davazlı Süleyman İncedal. İlkokulu bitirdikten sonra okuyamadı ama kendi kendini yetiştirdi. Aydın Lisesi Edebiyat öğretmenlerinden İlyas Saray Bey, onun şiir ufkunu açtı.
      Aydın Yazarlar ve Şairler Derneği ile Egeli Araştırmacı ve Yazarlar Birliği (EGAYDER) üyesidir.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Davazlı Süleyman (1994)
& İçimden (2002)
& Yolcuyum (2003)
& Ömür Törpüsü (2006, Kolalı Matbaası, Aydın)
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

BUGÜN BEN

      Ömür gemim gitmez vurdu karaya
      Azrail beni de aldı sıraya
      Virane gönüller girmez saraya

      Dün Mecnun’du, Leyla diyen, bugün ben
      Dün Kerem’di, Aslı diyen, bugün ben

      Yıllarca taş bastım yanık bağrıma
      Sevip de ayrılmak gitti ağrıma
      Ömrümü verdiğim gelmez çağrıma

      Dün Mecnun’du, Leyla diyen, bugün ben
      Dün Kerem’di, Aslı diyen, bugün ben

      Senin varlığınla hayat bulurum
      Sesini işitsem bir hoş olurum
      Sensiz yaşayamam inan ölürüm

      Dün Mecnun’du, Leyla diyen, bugün ben
      Dün Kerem’di, Aslı diyen, bugün ben

      Aşkın irademi, elimden aldı
      Biçare gönlümü, kalbimi çaldı
      Beni Mecnun edip çöllere saldı

      Dün Mecnun’du, Leyla diyen, bugün ben
      Dün Kerem’di, Aslı diyen, bugün ben

“Ömür Törpüsü” adlı kitabından

DİNDİREMEDİM

Aşkın deryasına attım kendimi
Sevmeni istedim kandıramadım
Ümitsiz olsam da, aştım bendimi
Tutuşan aşkımı söndüremedim

Sönmeyen aşkımın ateşi bitmez
Yalancı dünyaya “ah!” ettim, tutmaz
Koskoca bir ömrü yaşadım, yetmez
Kabaran kalbimi sindiremedim

Derelerden akıp giden sel gibi
Esip de gel, rüzgâr gibi, yel gibi
Gönülden sev, sevme beni el gibi
Yönünü, yönüme döndüremedim

Ay, mehtap süzülmüş, dualar eder
Gökteki yıldızlar bizi yad eder
Görünce üzüldü, ağladı kader
Yorulan gönlümü dindiremedim

“Ömür Törpüsü” adlı kitabından

HAYAT IRMAĞIM

Ardına kadar aç gönül kapını
Hayat ırmağımın kaynağı sensin
Daha ne isterim alsam tapunu
Hayat ırmağımın kaynağı sensin

Ömrümle beraber bitecek çilem
Gizlerim halimi bilmesin âlem
Sen gittin gideli boş benim sılam
Hayat ırmağımın kaynağı sensin

Sevgimiz ölmesin yerinde dursun
Haşarı gönlüme uçarı yarsın
Benim namusuma hayâsın arsın
Hayat ırmağımın kaynağı sensin

Gel olma aşkımın kanına giren
Yaralı kalbimi gönlümü yoran
Ne olur hep sen ol arayıp soran
Hayat ırmağımın kaynağı sensin

“Ömür Törpüsü” adlı kitabından

16 Şubat 2018 Cuma

M. SADIK ASLANKARA



(12 Aralık 1948, Sarayköy / Denizli - )


       Yazar, tiyatrocu, belgesel sinemacı. Babası, 1600 sonlarında Konya’dan Üçkuyu’ya (Bekilli/Çal) iskân edilen Yörük Kelhimmetoğlu oymağından Havva ile Mehmet oğlu öğretmen Abdullah Hilmi Aslankara (1893 [1309]-15.02.1982), annesi Denizli eşrafından Odabaşı kızı Şerife ile Hafızhacıosmanoğlu Sadık kızı Cavide Aslankara (1911 [1327]-29.07.2002). Sarayköy’de başlayan okullu günlerini Denizli’de üç okulda (Kahramanlar, Namık Kemal, Zafer ilkokulları), lise öğrenimini Denizli’den sonra İzmir Namık Kemal Lisesi’nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi.
1964 yılından başlayarak, öğretmeni Murat Özmen’in özendirmesiyle bir yandan okulda sahne çalışmalarına katıldı öte yandan erken yaşta oyunlar, radyo oyunları, skeçler kaleme aldı. Çocukluk, gençlik arkadaşı Volkan Beşek’le, öteki arkadaşlarıyla Denizli’de amatör bir topluluk kurdu. 1968 yılında Ankara’da Halk Oyuncuları Sahnesi’nde profesyonelliğe adım attı. Denizli Tiyatrosu’nu kurdu. 1969 yılında 1969’da Vasıf Öngören, Halil Ergün, Erdoğan Akduman, Mustafa Alabora ile birlikte Ankara Birliği Sahnesi‘nin ilk kurucuları arasında yer aldı, kısa süre sonra da gruptan koptu. Sonraları zaman zaman, farklı topluluklarda oyuncu, yönetici, dramaturg olarak göründü, kimi toplulukların kuruluşunda hazır bulundu. 1969-79 yılları arasında Ankara, İstanbul kökenli kimi özel tiyatrolarda görevler üstlenirken çocuk tiyatrosu üzerine de çalıştı. Bu arada oyunlar yazdı. 1982 yılında Volkan Beşek’le birlikte Denizli Tiyatrosu‘nu kurdu. UNESCO’nun 1985 yılını, dünyada “gençlik yılı” ilan etmesiyle, giderlerini özel bir tiyatro topluluğu olarak Denizli Tiyatrosu‘nun karşıladığı, bugün de yerel yönetimce “Uluslararası Amatör Tiyatrolar Festivali” olarak sürdürülen Türkiye’nin ilk “Amatör Tiyatrolar Şenliği”ni başlattı. 1986 yılında, ölümünün ellinci yılı anısına Güner Sümer’in “Bozuk Düzen”i, 1987 yılında doğumunun 75. yılına armağan olarak Rıfat Ilgaz’ın “Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı”sı için arka arkaya iki yıl ulusal boyutta Türkiye’nin ilk “Tiyatro Afişleri Yarışması”nı düzenledi, bunu söz konusu oyunları sergileyerek kutlamaya dönüştürdü.
Sanat Yönetmenliğini yaptığı Denizli Tiyatrosu, Kültür Bakanlığınca 1989 yılında ”Övgüye Değer Tiyatro” olarak ödüllendirildi. Ancak bir özel tiyatro topluluğu yöneticisinin kışkırtması sonucu gazeteci Ahmet Vardar’ın, doğrudan ad vererek Aslankara’ya saldırması üzerine, yazıyı ihbar kabul eden Kültür Bakanlığı tarafından, “devlet yardımı” alması nedeniyle soruşturmaya uğrayan “tek” tiyatro da yine Denizli Tiyatrosu oldu. Hazırlanan düzeltme yazısı için yargıç kararı alındığı halde söz konusu yazı yayımlanamadı ama topluluk, Türkiye’nin belki de “müfettiş” tarafından aklanan “tek” özel tiyatrosu oldu.

Yerel yönetimin, salonlarını kapatmasına karşı iki yıl direndi, ardından 1989 yılında Denizli Tiyatrosu‘nun süreğeni niteliğindeki uzantısı olarak “düşünmek, denemek, demek” için, de tiyatrosu‘nu kurdu. Kuruluşunu gerçekleştirdiği “de tiyatrosu” ile etkinliklerini Ankara’ya taşıdı. Böylece DE-Tİ, Türk tiyatrosunda on yılı aşkın perde açan yüz kadar özel tiyatro topluluğu içinde yerini aldı. Bu arada yurtiçinde tüm Ege kentleriyle ilçelerinde turneler yaptı, çağrı üzerine Hollanda’nın kimi kentlerinde Turan Özdemir’in “Sevgiyi Büyütün Ellerinizde” adlı çocuk oyununu sergiledi.
Aslankara anılan topluluklarda otuzu aşkın oyun yönetti ve bu oyunların bir bölümünde rol aldı. Aslankara’nın bugüne dek rol aldığı, dramaturgluğunu, yönetmen yardımcılığını ya da yönetmenliğini yaptığı oyunların bir bölümü şöyle: Komisyon (Çetin Altan, 1968), Asiye Nasıl Kurtulur? (Vasıf Öngören, 1969),  Kuvayı Milliye [Yorgun Savaşçı] (Kemal Tahir, 1972), Kara Düzen (Muzaffer İzgü, 1974),  Teneke (Yaşar Kemal, 1975), Yollar Yolcular (Aslankara, 1983), Duvarların Ötesi (Turgut Özakman, 1985), Bozuk Düzen (Güner Sümer, 1986), Sevgili Doktor (Anton Çehov-Neil Simon’dan çev: Sevgi Sanlı, 1986), Sular Aydınlanıyordu (Nezihe Meriç, 1987), Eski Fotoğraflar (Dinçer Sümer, 1987), Kahvede Şenlik Var (Sabahattin Kudret Aksal, 1988),  Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri (Aslankara, 1989), Kırk Yaş Düşleri (Aslankara, 1990), Çürük Elma (Atila Alpöge, 1991), Cahit Sıtkı Otuz Beş Yaş (İzzet Polat Ararat, 1992) vb.
Profesyonelliğe adım attıktan yirmi beş yıl sonra 1993 yılında, yine Ankara’da eylemli tiyatroyu bıraktı, ancak alanla bağlarını hiçbir zaman koparmadı. Eylemli tiyatroyu bıraktığı 1993 yılından başlayarak yazarlığını daha da yoğunlaştırdı.  1983 yılında başlayan belgesel sinema çalışmalarına 1994 yılından itibaren belgesel sinema yönetmeni olarak devam etti. Okan Çançin’le 1997 yılından bu yana gerçekleştirdikleri bağımsız-yoksul belgesellerle alanda adını duyurdu.
       Aslankara, 1976 yılında TRT için çalışmaya başladı. TRT Televizyonları için senaryolar, metinler yazdı, danışmanlıktan sunuculuğa, oyunculuğa kameranın önünde, arkasında dört yüzü aşkın yapımda görev aldı. Ayrıca iki yıl boyunca da TRT İstanbul Radyosu’nda kitap tanıtma programları sundu.
Bugüne dek, belgesel, tanıtım filmi, spot vb. türünde yüzün üzerinde yapıma yönetmen olarak imza atan Aslankara’nın kimi öyküleri Selim İleri, Nursel Duruel, Semih Gümüş tarafından seçkilere alındı, kimi oyunları farklı topluluklarca sergilendi, kimi belgeselleri ise geniş izleyici kitlesine ulaştı.
       Çocuk yaşta yazmaya başladı. İlk öyküleriyle yazıları 1965 yılında yayımlanmaya başladı. İmzalı ilk yazısı,  Cumhuriyet‘in “Tartışma” bölümünde (“Dış Basında Türkiye”,  20 Nisan 1965), ilk öyküsü ise Denizli’de yerel Pamukkale gazetesinde (“Beyaz Atkılı Kadın”, 17-20 Mayıs 1965) yayımlandı. 1965-67 yılları arasında Cumhuriyet’te çok sayıda yazıyla göründü. 1966-68 arasında, Zeytin Dalı ile Yankı adlı okul dergilerinin, Ulusça Uyanış adlı yerel derginin kurucuları, yayıncıları arasında yer aldı. Bu yıllarda üç yerel gazetede (Pamukkale, Son Haber, Denizli) çok sayıda öykü yayımladı. Denizli’de ve Ankara’da yerel gazetelerde kısa sürelerle gazetecilik, köşe yazarlığı yaptı. 1967-68 yıllarında “İmece” dergisinde birkaç yazıyla göründü. 1973-75 yılları arasında “Yansıma” dergisinin sürekli yazarları arasında yer aldı. 1975 – 1989 yılları arasında dergilerde görünmedi. Sırasıyla Çağdaş Türk Dili’nde “Yazında Yaşayanlar Yazınla Yaşayanlar”/ “Denemeleştiri” / “Türlerin Dilleri”, Adam Sanat’ta “Yazıyla Yazınca”, AdamÖykü ile Dünyanın Öyküsü’nde “Unutulmaz Öyküler”, Agora’da “Öykülük”, İmge Öyküler’de “Öykü Dediğin”, Belgesel Sinema’da “Belgeleştiri”; Tiyatro Tiyatro’da “Kentler ve Tiyatroları”, “Sadık Seyirci”; www.yenicizgi.com’da ise “Karşılamalar” başlıkları altında yazdı. 2003 yılından bu yana Cumhuriyet Kitap’ta “Kitaplar Adası”, 2005 yılından bu yana da, sürekli göründüğü Tiyatro Tiyatro’da, “Sadık Seyirci” başlığı altında yazan, derginin yayınına son vermesi üzerine, www.tiyatrodergisi.com.tr ile kendi web sitesinde (www.sadikaslankara.com) yazmayı sürdürüyor.  1986 yılında ödüllendirilen oyunlarla birlikte basılan ortak yayın sayılmazsa, ilk kitabı 1993 yılında yayımlandı.
Farklı üniversitelerde, kentlerde, topluluklarda atölye çalışmaları yaptı, söyleşilere katıldı. Kimi oyunları profesyonel ve amatör topluluklarca sergilenen Aslankara’nın, bir bölümü henüz gün yüzüne çıkmamış yirminin üzerinde oyunu ile “Cumhuriyetimizin 75.Yılında Ormancılığımız” (2000) adlı bir derlemesiyle zanaat ustalarını anlattığı “Usta Eller” (2008) başlıklı bir yapıtı daha bulunuyor.
       Öyküleri, yazıları ve söyleşileri Adam Öykü, Adam Sanat, Agora, Belgesel Sinema, Cumhuriyet Kitap, Çağdaş Türk Dili, Dünyanın Öyküsü, Düşe Yazma, Düşler Öyküler, Evrensel, Hayvan, İmece, İmge Öyküler, Karşı, Kül, Lacivert, Tiyatro Tiyatro, Yansıma vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
       Öykülerinde değişik yıllarda farklı yönsemeler içine girdi. Başlangıçta Orhan Kemal ile Sabahattin Ali etkilerinin göründüğü öykülerinde daha sonra 1950 kuşağı öykücülerinin etkileri kendini sezdirdi, 1970’lerden 80’lere giderken ise Sait Faik’e, Anton Çehov’a yaslanır oldu.
2004 yılından bu yana İstanbul’da yaşıyor, yanı sıra farklı zamanlarda Bodrum, Datça, Antalya’da ve İzmir’de yaşamayı sürdürüyor. Bir kız babası.
Ödülleri: “Uykusu Sakız” adlı kitabıyla 2002 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü (Ödülü Zeynep Aliye ile paylaştı), 1986 yılında “Kevser’di”  adlı oyun dosyası Salihli Belediyesi oyun yarışmasında ikincilik ödülü, “Kör Memdali’nin Çınar Ağacı” adlı roman dosyası da 1990 yılında Ferit Oğuz Bayır Roman Yarışmasında özel ödül, “Ev-Ses” adlı oyun dosyası da Üsküdar Belediyesi tarafından 1992 yılında “çevre” konusunda düzenlenen oyun yarışmasında üçüncülük ödülüne değer bulundu.
Yapıtları:
Öykü Kitapları:
& Uykusu Sakız (2001, Can Yayınları, İst.)
& Cicoz (2008, Can Yayınları, İst., 128 s.)
       Romanları:
& Bin Yüz Bir Giz (1993)
& Selgesus’ta Buse (1996, Ümit Yayıncılık, Ank., 244 s.)
& Sığınak (2003, Can Yayınları, İst.)
& Le (2010, Can Yayınları, İst.)
& Ömürdeğer (2014, Can Yayınları, İst.)
& Şano (2017)
       Oyunları:
& Toplu Oyunlar 1 / Kevser’di, Ev-Ses, Hayal Ustası (2004, Mitos Boyut Yayınları, İst.)
& Çat’la Pat (Çocuk oyunu, 2006, Bu Yayınevi)
& Kırk Yaş Düşleri (2009)
Kaynaklar:


19 Ekim 2017 Perşembe

HAKAN KEYSAN


(20 Şubat 1970, Nikfer, Tavas / Denizli - )


       Dumlupınar Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunu. Farklı spor kulüplerinde antrenörlük yaptı. Nikfer Kayak, Doğa Turizmi Gençlik ve Spor Derneği Kulübü’nü kurarak farklı spor dallarında çocuklara ve gençlere eğitim veriyor. Denizli’de 2002 yılından beri yayın hayatını sürdüren Sunak Dergisi’nin imtiyaz sahipliğini yapıyor. Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi. Denizli’de yaşıyor; evli ve iki çocuk babası.
       Şiirleri ve yazıları  Akatalpa, Berfin Bahar, Deliler Teknesi, Evrensel Kültür, Karahindiba, Patika, Sunak, Şehir, Yeni E vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Ödülleri: ’Suda Bıçak İzi’ isimli şiir kitabıyla 1999 yılında Cemal Süreyya Hatay Şiir Ödülü’nü, “En”  isimli şiiriyle Gıda-İş Sendikası tarafından düzenlenen “Sennur Sezer Emek-Direniş Öykü ve Şiir Yarışması’nda ikincilik ödülünü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Suda Bıçak İzi (2005)
& Sus Odası (2010, Artshop Yayıncılık, İst.)
& Yangın Lekesi (2012, Kanguru Yayınları, Ank.)
& Dün Ağrısı (2017, Artshop Yayıncılık, İst.)
      Deneme Kitapları:

&  Sunak Defteri (2014)

HAKAN UNUTMAZ



(15 Ekim 1991, Çivril / Denizli - )


       Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Türkçe Eğitimi Bölümü’nü bitirdikten sonra İzmir’de Türkçe öğretmenliği yapmaya başladı. 2011 yılında Muğla’da “Albatros” adlı edebiyat ve kültür dergisini kurdu. 2014 yılında ise “Sadece” isimli şiir fanzinini çıkardı. Çeşitli kurumlarda kendi yazdığı tiyatro eserlerini sahneledi. Çeşitli yerel gazetelerde köşe yazıları yazdı ve yazmaya devam etmekte. Halen İzmir’in Kiraz ilçesinde Türkçe öğretmenliği yapmaktadır ve Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nde öğrenimine devam etmektedir. İzmir’de yaşıyor; evli.
       Şiirleri ve öyküleri, Koza Düşünce, Lacivert, Şiiri Özlüyorum vb. gibi dergilerde yayımlandı / yayımlanıyor.
Ödülleri: “Yalıçapkını Sarıya Boyanır Ayçiçeğinden” isimli öyküsüyle 2016 Dikili Köy Enstitüleri Konulu Öykü Yarışması’nda üçüncülük ödülünü aldı, ödül alan öyküsü, “Öykülerin Işığında Köy Enstitüleri” adlı kitapta yer aldı. “İlkyazın Su Kuşu” adlı şiiriyle 2016 Vahittin Bozgeyik Şiir Ödülleri’nde dikkate değer bulundu. “Dudak Payı” adlı dosyasıyla 2016 Arkadaş Z. Özger Şiir Yarışması’nda dikkate değer görülerek adının anılmasına karar verildi. 2016 Raşit Kara Şiir Ödülleri Jüri Özel Ödülü’nü ve Hayata Tutunma Öyküleri 2016 Öykü Yarışması üçüncülüğünü aldı. 2017 yılında "Kuşlar Cesetken Ne Düşünür İbrahim?" adlı öyküsüyle 6. Homeros Öykü Ödülü’nü "Ihlamura Vuran İkindi" adlı şiiriyle Bornova Belediyesi’nin düzenlediği 1. Bornova Şiir Yarışması'nda "Jüri Özel Ödülü" aldı, aynı yarışmada "İçe Geçmiş Uz Şehir" adlı şiiri de övgüye değer bulundu.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Dudak Payı (2016, Kitapana Yayınları, 96 s.)
& Pazar Günleri Leğende Yıkanan Çocuklara (2016, Kitapana Yayınları, 64 s.)
& Bir Yudumluk Haiku (2016, Kitapana Yayınları, 48 s.)
& Aksak Fabl (2017, Artshop Yayıncılık, İst., 72 s.)
Oyun Kitapları:
& Ankara’nın Denizleri (2016, Kitapana Yayınları, 48 s.)
       Katkıda Bulunduğu Kitaplar:
& Öykülerin Işığında Köy Enstitüleri (Seçki, 2016, Dikili Belediyesi Kültür Yayınları, İzmir)
& Hayata Tutunma Öyküleri (2016, Akademisyen Tıp Kitabevi Yayınları)
& Guluk – Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri 2017 (Seçki, 2017, Sone Yayınları)
Kaynaklar:

Şiirlerinden Seçmeler:

ARABAM ALTMIŞ MODEL

Sabahın ayazında toplatılan sığırcık kuşlarının en yaşlısı
Götürülürken karakola kanadındaki tek beyaz tüyden
Dağılan toz zerreciklerine aldırmadan çocukken
Yediği hafif tuzlu çekirdek kabuğunu düşündü

Fabrikada öğle paydosunu beklemek gibidir hayat
Bodrum katı pencereden gökyüzünü görebilmek
Düşte kalan bayramlarda babaannemin gözlerinin
Kurbanlığı severken doldurduğu su bardağı sanki
O bir kum ben toprak
Aynı suda biriktirirken hayallerimizi
Peş peşe aktı yelkovan pencerenin diplerine
Deccal bile tutamaz kesik
Parmak uçlu eldivenleriyle

Ya da bir gün
Mevsimlik işçi yevmiyelerimizi cebimizde saklayıp
Bir pegas alsaydık isa öncesi modelden
Tanrıdan az kullanılmış
Kelepir
Temiz


“Pazar Günleri Leğende Yıkanan Çocuklara” adlı kitabından

GODOT’NUN ŞARKISI

Bir basamak daha çıkacakken tam da
En sevdiğin şarkının
Gereksiz introsu
Dilaltında kuru karanfiller
Ve geçmeyen saf ağız kokusu

Toplasaydın tek bir bavula sığabilecek
Küf suratlı dikenli tellerden
Bir demet gönder her akşamüstü
Siyah bir kan tadı dudağımda
Sokağımda mart kedimin gürültüsü

Demirden yaratılmış şehri aşarken
Güvercin yürekli buğday adamların
Gazetecilerin
Çiçekçilerin
Falcı kadının sakat çocuklarının
Duymayan deniz
Susmayan martı
Duvarlara çizilmiş at resimleri ardı
Sarmaşıktan doğmuş gibi
Bir pencerenin önünde seni
Sinema çıkışında
Ya da vapurda özlemek
Yaşlıların elinde naylon uçurtma
Dillerinde kaybolan ölmüş sevgili

Soba üstü yanık portakal kabukları
Suyun beyaz hali
Bardakta beta balıkları
Her şarkının sonu vardır ve
Her şarkı
Her şehirde
Hem özellikle her şehirde
Kıpırdayamaz
Yosun tutar
Duvar kilimi geyikleri gibi
Bazen susar
Soluk alamaz

İnmek kolay merdiven yüzü
Geç orgazmın outrosu
Bulutlar yağmurun sesi
Godot gelemez
Yolları kar

“Dudak Payı” adlı kitabından

MASTAR

beklemek
ve beklenen detayın ucuza kapatıldığını görmek
gündüz uykusuna konmuşken
perdelerinden beslenen serçen
elleri tüllerle boyanmış kadınları beklemek gündoğumu martında
hepiniz kadar iyi kadınları
saçlarına kelebek takmış kadınları
duvarlarda resmi kalmış kad…

bakmak
ilk aşk rahatsızlığında kalbi besleyememek harçlıkla
gidebilmesi imkansız adalar için gözlerinin
yüzgeç ihtiyacı
ağ delen
karıncanın azmine bakmak çam dalının
saçlarını tanrıya kestirmemesini izleyebilmek
ak düştüğünde diplerine her kışta

çıkmak
esaslı bir serüven olarak çıkmak dünyadan çırılçıplak
tesadüfen dokunduğun cadde tatlarını
emmek o şehirlerin parmağından
mahcupluğa saatler kala gazete önlerinde yine
o eski başlıklardan nemlenen karanfil için
çıkmak sokağa rüzgârın delirdiği vakit kıskandığı
ayaklarını gökyüzüne vura vura çıkmak
çıkmak diş sarısında ekmek soğan
keşkesizlik boyu günleri hatırlayarak
kopan avuçlarına aldırmadan eşrafı geniş yıldızın
çıkmak


“Aksak Fabl” adlı kitabından