30 Haziran 2017 Cuma

ŞAHAP SITKI İLTER


(2 Nisan 1915, Niğde – 3 Eylül 1991, İstanbul)

      
       Tiyatro, öykü ve roman yazarı. Ortaöğrenimini Antalya Lisesi’nde (1936), yükseköğrenimini Ankara Hukuk Fakültesi’nde tamamladı (1941). Yükseköğrenimi sırasında matbuat Umum Müdürlüğü’nde (1936), PTT ve Ankara Radyosu’nda (1937) çalıştı. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı, Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde, Ziraat Bankası’nda çeşitli görevlerde bulundu.
       Edebiyata şiir ile başlayan Şahap Sıtkı’nın ilk şiirleri Varlık,  Dergisinde 1937-1941 yılları arasında yayımlandı. Bu yıllar arasında yayınlanan şiirlerinden sonra çeşitli dergilerde şiir eleştirileri yazdı. Daha sonra öykü ve oyun türlerinde eserler vermeye başladı. Öyküleri “Seçilmiş Hikâyeler Dergisi”nin özel bir sayısında toplandı (1949). Ayrı dünyalar adlı oyunu Ankara devlet Tiyatrosu’nca oynandı (1961).
       Hikâye ve romanlarında yaşam güçlükleri ve geçim kaygısıyla bunalan insanları konu edindi. Toplumdaki eşitsizlikleri, haksızlıkları gerçekçi bir biçimde kişisel gözlemleriyle değerlendirerek yansıttı
       “Ayrı Dünyalar” (1961) adlı oyunu Ankara Devlet Tiyatrosu’nda oynandı. “Horoz Değirmeni” (1967) romanında insanların alınyazılarını konu edinirken yer yer ressam, aktör; edebiyatçı portreleri sergiledi. Konusu ikinci Dünya savaşı yıllarında geçen “Kimin İçin” (1967) romanında, o yılların toplumsal kımıldanışlarını verdi, dönemin şair ve romancılarından söz etti.
       İlk şiiri Şahap Sıtkı imzasıyla Varlık dergisinde “Meyva, Sayı, 98, 1937) yayınlandı.
      Ödülleri: "Acı" adlı yapıtıyla Türk Dil Kurumu 1971 Hikâye Ödülü’nü kazandı.
Yapıtları:
Öykü Kitapları:
& Çırılçıplak (1957)
& Bulut Gelir Pare Pare (1958)
& Gülen Ayva Ağlayan Nar (1959)
& Şubat Gecesi (1964)
& Acı (1970)
       Romanları: 
& Gün Görmeyen Sokak (1958)
& Toprak (1962)
& Gökkuşağı (1965)
& Horoz Değirmeni (1967)
& Kimin İçin (1967)
      Oyunları:
& Ayrı Dünyalar (1961)
       Anı Kitapları:
& Orhan Peker'den Anılar, Sevgiler, Mektuplar, Şiirler (1980)  
      
Şiirlerinden Seçmeler:

MEYVA

Bir nar çiçeğinde yaşıyor bahar,
Ruha sükûn veren en olgun meyvasını
Tatlı bir rüya gibi görülüyor hatıralar
Ve sesin aratmıyor şiirin musikisini.

Durgun suda aksin şebnem gibi titrek
Durgun suda kokla, kokuların en iyisini
Durgun suya bak ve de ki: Sevinerek
– Unutuyor bahar bu ince dalda meyvasını.


Varlık Dergisi, Sayı: 98, 1937

28 Haziran 2017 Çarşamba

KUCENLİ CİVANİ


(1943, Ķućen (şimdiki adı Kocabey) Köyü, Şavşat / Artvin - )


      Asıl adı Mustafa Oral’dır. İlkokulu köyünde okudu. Aşıklık geleneğini ve şiiri küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başladı. Askerliği bitirdikten sonra İnegöl’e yerleşti. Aşık Efkari’den etkilendi. Ancak şiirlerinde kendine özgü bir biçim geliştirdi.
       Yüzlerce şiiri bulunan ve katıldığı değişik yarışmalarda birçok ödül alan Aşık Civani’nin şiirleri değişik dergi, gazete ve araştırmalarda yayınlandı. Birçok radyo ve televizyon programına katılan Ķućenli Civani hemen her konuda şiir yazmaktadır.
       Ayrıca 19. yüzyılın son yarısında yaşamış Ermeni kökenli bir Aşık Civani daha bulunmaktadır.
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

AĞLA

Dinle sevdiceğim yazarım name
Oku mektubumu yar diye ağla
Yarim uzaktadır gelemem deme
Gurbette sevdiğim var diye ağla

Bu uzak yollara erilmez deme
Yarsiz boş sarayda durulmaz deme
Mektupla yaralar sarılmaz deme
Yalnızca durması zor diye ağla

Mektup ile hal hatırı sorayım
Nasip olsun cemalini göreyim
Tel tel zülüflerin tutup öreyim
Bu dünya başıma dar diye ağla

Civani söylüyor derdim var benim
Yarden ayrı uzak yurdum var benim
Esen rüzgarlara sordum yar benim
Bozuldu saçlarım ör diye ağla

ALDI GİTTİ

Gelin ahbaplarım yanı başıma
Bir harman topladım yel aldı gitti
Varıp dost bağına bir gül aşladım
Koptu bir fırtına sel aldı gitti

Düştüm yarenlerim bitmez telaşa
Felek yolarımı çevirdi kışa
Ne han idi ne bey idi ne paşa
Benim gibi mazlum kul aldı gitti

Her şey olabilir dünyamız fani
Serseri zannetmiş ham bal kovanı
Balını üç sefer süzdü Civani

Eriyip süzülmüş bal aldı gitti

HAFİT CİHAN


(1936, Sirasinkot (şimdiki adı Çayağzı) Köyü, Şavşat / Artvin - )


      Asıl adı Kasım Dursun’dur. İlkokulu köyünde okudu. Aşıklık geleneğini ve halk şiirini küçük yaşlarda öğrenmeye başladı. Askerlik dönüşü 25 yıl Murgul’da çalıştıktan sonra emekli oldu.
       Şiirlerinde değişik konulara değinen Hatif Cihan, yörede bulunan ve karşılaştığı öteki aşıklar aracılığıyla geleneğe ilişkin bilgisini pekiştirdi.
       Şiir yanında fotoğrafla da uğraşan Cihan’ın şiirleri çeşitli gazete, dergi ve araştırmalarda yayınlandı.
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

BENİM

Konma bülbül konma viran bağıma
Seni eğleyecek dalım yok benim
Veda ettim neşe saçan çağıma
Sesin dinleyecek halim yok benim

Bülbül sana layık yeşil ovalar
Kur bir dal üstüne mutlu yuvalar
Uzak dur insandan seni kovalar
İnsan denilecek halim yok benim

Çiğ süt emenlerden kendini koru
Daha ne durursun hadi var yürü
Dünya bir kovandır ben de bir arı
Yavru besleyecek balım yok benim

Der Hafiti Cihan keder doluyum
Şüphesiz ki ben de mevla kuluyum
Ümitsizim gezsem bile ölüyüm
Gülüp söyleyecek dilim yok benim

GİDER

Bir insana kader gülmeyecekse
Tersine dolanır işleri gider
Yüzü hüzünlüdür içi kan ağlar
Kan olur kalbinde yaşları gider

Gaflet ile yatar derin uykuya
Orda bile adu girmiş pusuya
Tarafına görmez hayırlı rüya
Kötü gerçekleşir düşleri gider

Bilmeden yaslanır yıkık duvara
Akıl baştan gider olur avare
Yıkılan duvara baş vura vura
Soyulur yüzünde kaşları gider

Gel uyma şeytana kardeş n’olursun
Doğru yürü aradığın bulursun
Der Hatifi Cihan bir gün ölürsün
Ruhlar çekilir de na’şları gider


Kıyı-Ruhi Türkyılmaz Şiir Ödülü

       Kıyı-Ruhi Türkyılmaz Şiir Ödülünü Kazananlar:

2011- Taner Cindoruk, “Şehri Terk Eden Çocuklar” adlı dosyasıyla,
2012- Hüseyin Köse, “Unutma Mesafesi” adlı kitabıyla,
2013- Ertuğrul Özüaydın, “Kalırsa Şiir Kalır” adlı dosyasıyla
2014- Gülçin Sahilli, “Mavi Esme Boran” adlı dosyasıyla
2015- Ali Taş, “Nalsız Atlar” adlı kitabıyla, 
2016- Onur Şahin, “Gamdan Kale” adlı kitabıyla, 

2017- Ramazan Aydın, “Taşın Kavmi Yok” adlı kitabıyla

RUHİ TÜRKYILMAZ


(25 Mart 1940, Sürmene / Trabzon - )


       Şair. İlkokulu Araklı’nın Pervane köyünde okudu. Ankara Yıldırım Beyazıt Ortaokulu (1955), Gazi Lisesi (1960) mezunu. İki yıl Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam etti. İki yıl öğretmenlik yaptı. Sürmene Ziraat Bankası’nda (1965-66) çalıştı. 1966 yılı sonunda Almanya’ya gitti. Goethe Enstitüsü’nden lisans sertifikası aldı. 1984 yılında Bayer Kimya Fabrikası Kimya Okulu’nu bitirdi. Almanya’da Bayer Kimya Fabrikasında kimyager olarak çalıştı. 1998 yılında eemekli oldu. Karadeniz Yazarlar Birliği üyesidir.
       Şiir yazmaya öğrencilik yıllarında başladı. Lisede Cahit Külebi ile Arif Nihat Asya’nın öğrencisi oldu. Şiirleri önceleri bazı gazetelerin kültür sanat sayfalarında, daha sonra Birlik dergisinde yayımlandı. Yunus dergisinin Almanya temsilciliğini yaptı. Karadeniz Gazetesi’ne Almanya’dan köşe yazıları yazdı.
       Almanya’da değişik dernek ve kuruluşlarda, özellikle Köln Atatürkçü Düşünce Derneği’nde edebiyat üzerine sanatsal konferanslar verdi.
       Türkiye ve Almanya’da, Alman ve Türk üniversite öğrencileri Ruhi Türkyılmaz’ı ve yapıtlarını diploma tezi olarak araştırıp yazdılar.
      Ödülleri: 1957 yılındaAnkara Gazi Lisesinde şiir birincilik ödülü, 1994 yılında Türkiye Dergisi şiir birincilik ödülünü, 1995 yılında Karadeniz Yazarlar Birliği şiir hizmet ödülünü ve Yunus Dergisi şiir birincilik ödülünü, 2001 yılındaKaradeniz Yazarlar Birliği şiir birincilik ödülünü, 2002 yılında TRT’nin Öykü birincilik ödülünü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Şölen (1992)
& Dalga Boyu (1993)
& Günahsız Gömülenler (1993)
& Karafatma (Türkçe-Almanca; Leverkusen Kenti Yabancılar Eğitim ve Kültür Merkezi)
& Babacan (“Karafatma” kitabının genişletilmiş baskısı; Almanca-Türkçe; 1993)
& Aytüre (Üç yapıt birlikte; “Aytüre”, “Dudak Ucu Acı Gül” ve “Oryantal Sancılar-
& Can Ayarı (2017, Kıyı Yayınları, Trabzon)
Öykü Kitapları:
& Sigara Yarası
& Balıkçı Barınağı
& Benim Gurbetim 
& Ölüler Fuarı (2015, İlkim Ozan Yayınları, 72 s.)
       Romanları: 
& Kırantaş (1996)
& Kuzeyce Gül (2011)
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

ELİNDEYSE

Elindeyse
resmini çizdiğin yüreğin
ben içindeydim

oysa sen
seven yürek çiziyordun
deliyordun sevmeyeni

ben çizgi beceremem
bir şiir imgeledim
dize dize
yetsin diye ikimize

kavuşunca gülşendin
kuşkonmaz güllerin vardı senin
mevsimdin gülistan

üşürdük ayrılırken
kar erirdi gözlerinde
ve sen
sevda olurdun gizeminle
yar olurdun

elindeyse
olma istersen

REN NEHRİNİN KAPTANLARI

damar damar beslenir ren nehri
alplerin eteklerinde usulca

göl çıkışlı sularında şenlikli
omurga dizilişi
gemilerde şölenler

ışık çağı kaptanları
girmiştir nehrin yatağına
akıntılar yenik düşer

giderken martı bakışlıdır karaya
dönüşleri daha yumuşak ve süzgün
sarışın yüklü küpeşteleri

bir başkadır karada denizlenmek
geceyi günde gizlemek bir başkadır

ay ışığı yolcuları akar karasularında
okyanusken tutkuları

kaç yıldız suya düşecek
sular mı dile gelecek

sel mi basar okyanusu
bıraktım
biriksin anıları...


27 Haziran 2017 Salı

MUSTAFA DİŞLİ


(19 Nisan 1926, Urfa – 1 Kasım 1985, Urfa)
 

        Şair, yazar. Şanlıurfa’nın Kalaboynu Mahallesi’nde doğdu. Turan İlkokulu’nu bitirdikten sonra Adana Öğretmen Okulu’na ve daha sonra Urfa Lisesi’ne devam etti. Sanata ilgisi ortaokul yıllarında başladı. Urfa'da öğretmen olarak görev yapan Şair-Yazar Halide Nusret Zorlutuna ve Edebiyatçı Mehmet Naci Ecer gibi hocaların rahle-i tedrisatından geçti. İyi bir hatip ve sinema-tiyatro oyuncusudur. Urfa'nın sorunlarını Urfa ağzı ilme yazdığı şiirleriyle dile getirmiştir. Otuzdan fazla filmde de rol alan Dişli'nin yazdığı oyunlar sahnelendi. Hatipliği ve hazır cevaplılığı ile ünlendi ve her platformda Urfa'yı savundu. Urfa'ya lise açılmasında, Fırat nehrinin Harran'a akıtılmasında yazdığı şiirler ve yaptığı konuşmalar her Urfalı'nın hafızasında yer almıştır. Şiirlerini "Dumanlı Dağlar" adıyla kitaplaştırmıştır. 1985'de Urfa'da vefat etti. Esas mesleği terzilikti. Ayrıca Urfa’da ilk olarak temizleyici dükkanı açtı. Uzun yıllar Terziler Derneği başkanlığı yaptı. İki dönem Belediye Meclis üyeliği yaptı. Evli, dört çocuk babasıydı.
       “Yurdum İçin Kore’ye Gidiyorum”, “Asfalt Yolda Şaşırmışam”, “11 Nisan Urfa’nın Kurtuluşu” Mustafa Dişli’nin yazdığı, Urfa ve Urfa dışında oynadığı tiyatro oyunlarıdır.
       Aynı zamanda sinema oyuncusuydu. Hüseyin Peyda ile “Mezarımı Taştan Oyun”, “Bu Nasıl Aşk”, Eşref Kolçak ile “Erkek Ali”, Yılmaz Güney ile “Hudutların Kanunu”, Nevin Aypar’la “Söyleyin Anama Ağlamasın”, Muhterem Nur ile “Bu Nasıl Aşk”, İbrahim Tatlıses ile “Kara Yazmalım” ve “Günah” filmlerinde oynamıştır. 
       Mustafa Dişli'nin hayatı ve eserleri Abuzer Akbıyık tarafından hazırlanan "Şanlıurfa Sevdalısı Mustafa Dişli" adlı kitapta toplanmıştır. Kitap 2009 yılında Sembol Yayınları tarafından yayınlanmıştır.
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

AĞLAMAYIN LEY…

Bu gece eve sepeti boş getirdim
Kazanamadım, kazanı kaynatamadım.
Yatın ley, yatın loo…

Komşuda kıymalı ekmek kohi
Acıdır kohlamayın leyy,
Kohlamayın loo…

Tepsi tepsi kadayıf geçti
Üzlemeli pilav, süpha geçiy kapıdan
Acıdır bakmayın ley
Bakmayın loo…

Bu gece size
Aş yerine nenni çalacağam,
Ekmek yerine beşik sallayacağam,
Siz yatın ben ağlayacağam
Ağlamayın ley,
Sızlamayın loo…

ANEY

 1

Ben siye bu mektubu Aksaray’ da yazıyam,
Ne “Delice” ötüşü ne “Yusubu tutan” ın sesi var
Ne kazan kebabı ne şıllık kokusu var
Dolaştım adım adım aşhanaları
Lokantaları
Karnım doymadı leyy
Sen şimdi kara bahtım gibi
Kara sac üzerinde bazlamaç yapisan
Hem yapısan hem aktarisan ley
Buram buram karacadağın pirinci gibi
Ter dökisen
Doldur şişeye o damlalarını
Esans gibi kokliyim, leyy...
Dün gece gene seni rüyamda gördüm
Keşkeşli ayzeynen eyvanda gezisen
Babam kırk düğme yeleğini soymuş
Üzü kesik annebi ayakkabısını çıkarmış
Sen onu yellisen...

Kız aney çok zor bu şehirde yaşamak
Ama siye söz veriyem
Okuyacağam adam olacağam
Seni tandırlıhtan
Tezek dumanından
Kızgın güneş altından kurtaracağam, leyy
O çiğ köfte yoğuran elleriden öperem.

KIZ  ANEY

2

Bu mektubu siye şimdi, Beyoğlu’ndan  yaziyam
Deste deste derdim var Aney
Seni çok öksemişem
Gedemeç kenarında küleğin içindeki
Su mu  ayran mıydı, Aney
Şimdi cünge çekilmişsen
Teşi eliyde biye kazaklık yünk mi eğrisen
Yoksa çırık mı çevirirsen
Bütün bunlardan seni kurtaracağam leyy
Okuyup gelecağam
Dergah dergah yazılar
Sütun sütun minaralar  yanına
Sıra sırra saf saf
Fabrika bacaları koyduracağım
Yeminliyem  Aney
Siye hayırlı  evlat olacağam
Boranı kiftesi yuvarlıyan elleriden öperem.

KIZ ANEY

3

Bu mektubu da, tarihinin büyük şehrinde
Sokakları geniş  geniş Ankara’ da
Gökdelenlerin gölgesinde yazıyam
Topdağı’ nın Dedeyin Serinci’nin gölgesinde arıyam Aney...
Son sınıftayam siye faydalı olamasam namerdem
Bir sabah güneşle beraber
O ak şaçlarıyı iri dişli darakla darıyken
Bir fabrika dumanı görecahsan...
Babam sevincinde yiğit göğsüne vuracak
Bacım Heco zılgıt çalacak
Ve Urfam cennet bahçalarına dönecah
Fırat’ la Harran’ ı barıştıracağım.

Aney, eğ kulağı, bi söz söyliyacağam
Gelir gelemez evlenacağam
Arına – namusuna
Teline duvağına
O kınalı ayağına
Kurban olduğum
Urfalı iste, leyy

Burda evlenemem Aney
Yuvamı kurduktan sonra
Derdimi derdikten sonra
Ben siye kul köle olacağam, Aney
Seni Allah’ tan sonra seviyem Aney!...

KIZ ANEY

4

Okudum Aney
Adam oldum
Artık dertlerden kurtulacahsan
Artık siye bakan var
Oğlıy öğretmen oldu.
Get Dergah’ a  kurban kes
Gamı kederi
Karakoyun’a akıt
Oğlıy öğretmen oldı
Hastahaney doktorsuz
Sokaklarıy yolsuz
Mektepleri hocasız
Fabrikalarıy bacasız kalmayacak
Gül eğlen leyyy...
Oğlı bakan oldu.
Yumurtalı köfte yoğuran elleriyden öperem, leyy...

KIZ ANEY

5

Bu beşinci mektup      
            Ancak bu kadar.
Sebep olan, kebap ola...
İşleri yarım bıraktım
Yapamadım.
Yedik yumruğu
Hıyanetin cezası
Bende onlarla çektim
Ne ektim
Neler biçtim ?
Beni affet anam,
Aney...

25 Temmuz  1970

SOĞUDUM

Ölü eti yiyenlerden soğudum
Sana “Soğuk” diyenlerden soğudum
Hak’tan gayrısına kul olmak için

Bel kırıp baş egenlerden soğudum