( - 1888, İstanbul)
Doğum tarihine ilişkin somut bilgi bulunmamaktadır. 1800'lü yılların
ikinci yarısında yaşadığı, Ceyhuni adlı öteki aşıkların çağdaşı olduğu bilinmektedir.
Hem Erzurum hem de İstanbul’da birçok aşığa ustalık eden, ayrıca iyi bir
saz şairi ve doğaçlama söyleme yeteneğine sahip olan Erzurumlu Ceyhuni’nin
yaşamının önemli bir bölümü İstanbul’da geçti.
Şiirlerinde işlediği konular itibariyle Bektaşi olduğu anlaşılan
Erzurumlu Ceyhuni, İstanbul’da öldü. Kasımpaşa mezarlığına gömülmüş olduğu
bilinmesine karşın tam yeri hakkında bilgi bulunmaktadır.
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
ÇEKER
Ey şuh-i müstesna çeşm-i sehharın
Pençe salıp bu çeşmimden mu çeker
Ey kamet-i dilcü zülf-i Tatarın
Kan ağlatıp dü çeşmimden cu çeker
Ruz u şeb rakseder girdab-ı çeşmim
Artırır mevcini hizab-ı çeşmim
Devreder daima dolabı çeşmim
Dil mülkünden asumana su çeker
Gönül bendolmuştur aşkın bağında
Müekkiller bekler sol ve sağında
Hab görmez gözlerim gönül bağında
Bir bülbül var gül dalında hu çeker
Ceyhuni dil verdim Hayder vaktinde
Okudum resmini ezber vaktinde
Bir kere ah etsem seher vaktinde
Bad-ı saba hub zülfünden bu çeker
OLUR
MU
İklimi cananın soldu gülleri
Bağı vuslat gülizarsız olur mu
Hal ehli halleder bu müşkülleri
Gonca harsız bülbül zarsız olur mu
Reftara çıktıkça karşı kemanım
Sulasın yolları çeşm-i girvanım
İr gör endamını hüsnü tabanım
Çin güzeli müşkibarsız olur mu
Vefa resmin hublar etseler resid
Can verip Ceyhuni eyler yine iyd
Harabat ehline ta’neder zahid
Aşık olan şivekarsız olur mu