Hatay Doğumlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hatay Doğumlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mayıs 2024 Salı

TUBA BOZKURT

 


(1994, Samandağ/Hatay - )

Çukurova Üni. Mühendislik Fak. mezunu. İstanbul’da inşaat mühendisi olarak çalışıyor.

Şiirleri; Başka Dünyalar, Ecinniler, Moero, Mühür, Natama, Petroleus, Sakat Fanzin, Sözcükler, Yeni E gibi dergi ve fanzinlerde yayımlandı.

Ödül: “Kontrollü Patlama” dosyasıyla Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü 2021 Jüri Özel Ödülü’nü aldı.

Yapıtları: Şiir: *Kontrollü Patlama, İst.: İthaki, 2021

Kaynaklar: İthaki Yayınları web sitesi, erişim tarihi: 28 Mayıs 2024

*Yayına hazırlayan: Şükrü Kırkağaç

*Yayınlanma tarihi: 28 MAyıs 2024

24 Aralık 2022 Cumartesi

BAHAR ASLAN

 

(1975, İskenderun/Hatay - )

 

ODTÜ Mimarlık Bölümü mezunu. 1993-99 yılları arasında İzlek dergisinin kurucuları arasında yer aldı.

Ödül: “Moskova Defteri” kitabıyla 2017 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü’nü aldı.

Yapıtları: Öykü: *Derin Uyku, 2003 *Moskova Defteri, İst.: Can, 2015 *Bakü Defteri, İst.: Can, 2018

Kaynaklar: Can Yayınları web sitesi, erişim tarihi: 24 Aralık 2022.

20 Ekim 2018 Cumartesi

EMRAH TAHİROĞLU




İlkokulu Antakya’da, ortaokul ve lise öğrenimini Suudi Arabistan Medine Uluslararası Türk Okulu’nda tamamladı. 2014'te Marmara Ü. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü'nden mezun oldu. Arapça tercümanlık yapıyor. İstanbul'da yaşıyor.
Şiirleri ve çevirileri Aşkar, Edebiyat Ortamı, İstanbul Bir Nokta, Japonya, Melâmet, Merhale, Yılkı gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları: Şiir: *Ölümün Yakışıklı Çocuğu, Yılkı, 2016 *Çaputların Yakılışı, Ketebe, İst.: 2020.
Kaynaklar: https://kenarperon.wordpress.com/tag/emrah-tahiroglu/; Çaputların Yakılışı, Ketebe, İst.: 2020.
Yazarla Yapılan Söyleşiler:

Şiirlerinden Seçmeler:

BAŞKA BİR YENİLGİDİR KIŞIN

beni bir dağ yüksekliği sanarak
siliyor arka ayaklarımdan çamurlu yollarını çocuklar.
ölüm hamile bir kedinin memelerini sıvazlıyor
kemiklerimde ince işçiliği dost sandığım ağrı
kızakla taşınıyor inadına çarparak şehrin kuralsızlığına.
çiğnenmiş gül yapraklarıyla saldırıyorum ırmaklara
hangi ipe asılsam kurutmaz bir güneşle ıslanıyorum
ilgiyi eksik ettiğim bazı günler
ağrıyan yerlerime çarpıyor
ustaca kavradığım tasmasını hayat
ateşleniyor yürüyüşüm, yanan her ateşe inat
o vakit kalbi ısınsın istiyorum her baktığımın

rahata kavuşmak sanısı beni ürkütüyor
bebek mezarı kazımış kadar hüzünlüdür
örgülü saçları ay ışığında kesilmiş kızlar.
aç karnına evlendirilmiş elleri ısırılmaya hazır
ağzı açık bırakılmış kuyu gücündeler
yağlar dökünüyorlar dişi parmaklarıma
durmadan yanlış katladıkları çarşaflarında
yeni ateşlenmiş silah desenleri.
güzel alışkanlıklar yalnızca kucaklarını ısıtıyor
ve eteklerinin bittiği yerde başlıyor kar.

yüksek damlara bağlanmış yularsız atlar
iplerini çekip nasıl bakınırsa aşağı
öylece bakıyorum genç yüklü denizlere
ayakkabı mağazaları ve satılmayan koltuklar
bilek şakırtısını hatırlatıyor annemin
o kumral ülkede kardeşlerim
bensiz çoğalıyor ve bensiz sayılıyor bayramlarda
durma noktasına geliyor sevilmem.
kiralık evlere bakar gibi bakıyorum yüzüme
çünkü iyi biliyorum genç yüklü denizlere
serecek olursam sakallarımın aşağısını
sanırsın kına yakılmış yakılmışta tutmamış
kaygılı ve kararsız diyeceklerdi hayatıma

oysa ben göğün açık olduğu saatlerde bile
bıçakla korkutulmuş bir ağacın
hiçbir yere gidemeyişini
çoğu kez unutmak için
suya inerdim.

EĞER YÜZÜMÜ YIKARSAN

başımı kanatan ilk söz
yorulmuş bir kedinin kokusuna eğilirken
kaçmış bir babanın en karanlık odasından fırlamıştı
yıl bindokuzyüzdoksanaltı

1.
bir kadının sabrına uzandım
kovuldum müezzinin bakışlarından
düştüm, tozlandı avuçlarım
anneden yadigar bir kına da
yasladım başımı, evet acı var
terkedilmiş bir mezar sessizliğiydi o kadar
zencilerin kabaran saçlarına dokunmaktan
sanki daha güvenliydi o yaşlar.

2.
Yağmur aşırırdı ismini bilmediğim köylerden
gündüzleri Alihandro geceleri sarışın
-eğer yüzümü yıkarsan
düğüne götürebilirim demişti bana
ne çok şaşırmıştım buna-
ıskalardı yaramı nakışlı eteği

3.
her gece, karlı bir direniş resminin
incelmiş dizeleri altında soyunurdu
soyunurdu daha yakından
soyunurdu başını kaldırmadan
başını kaldırmadan soyunurdu
düşerdi omuzlarından
en keskin tarafı hüznün
gün boyu gizlediği ayaklarına

4.
aklımda tutuyorum her gün
bir geminin boynunda yol alışını
terkedecek olduğumda kalabalık bir yerini
ellerimi saklıyorum düşlerimden önce,
küçülmüş bir dünya durur ve akşam...
dudaklarının hemen üstünde
Allah`ım nasılda medenice koşuyor
yaban geyikleri dizlerimde...

5.
üşümekle sınanmış bir kuyuya iniyorum
sen bilmediğim dillerin sofrasına diz çökme
şehrin sırtından kayarak inse de bir ses
çocukları uyandırmadan eşlik et şarkılara
sen okunmamış bir kitabın yalnızlığısın
eğer yüzümü yıkarsan
düğüne götürebilirim demiştin bana
ne çok sevinmiştim buna...



28 Mart 2018 Çarşamba

SEMİRAMİS YAĞCIOĞLU



(1949, Antakya / Hatay - )


       Dilbilimci. Lise eğitimini Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde (Robert Lisesi) tamamladı. 1971 yılında İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden lisans derecesini aldı. Üniversite yıllarında Prof. Mina Urgan, Prof. Berna Moran, Prof. Akşit Göktürk, Prof. Cevat Çapan ve Prof. Özcan Başkan hocalarıydı.
       1979 yılında İngiltere Newcastle Upon Tyne Üniversitesi’nden Dilbilim alanında lisansüstü diplomasını aldı.
       Yüksek lisans derecesini, “Structuralism: A Linguistic Model and Its Application to JackLondon’s Three Stories” (1987); doktora derecesini de “Rhetorical Factors Serving to Form a Sub-text Underlying Form and Me­aning in Joyce’s Dubliners” (1991) adlı tezleriyle Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden aldı.
       Bir süre Ege Üniversitesi Yabancı Diller Okulu’nda okutman olarak çalıştıktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1996 yılında Genel Dilbilim alanında doçent oldu. 2001 yılında aynı üniversitede Dilbilim Bölümü’nü kurdu. 2002 yılında profesör oldu. 2009 yılında kendi isteğiyle emekli olana kadar bölüm başkanlığını sürdürdü. ABD, Avusturya, Almanya; İngiltere ve İskoçya’da çeşitli üniversitelerde çalışmalar yaptı. Yüksek lisans ve doktora tezleri yönetti.
       2002-2009 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde “Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?” çalışmaları çerçevesinde ezberleyen değil, sorun çözme becerisi kazanmış, demokratik bireylerin yetişmesine katkıda bulunmak için benimsenen aktif eğitim modeline, düşünsel ve uygulama boyutunda katkılarda bulundu.
       Eleştirel Söylem Çözümlemesi alanında çalışmalar yapıyor. Makaleleri, Dilbilim Araştırmaları, Discourse and Society, International Journal of Sociology of Language, Interactions, Journal of American Studies ve Dilbilim dergilerinde yayımlandı.
       1990 sonrası Laik ve Anti-Laik Çatışmasında Farklı Söylemler: Disiplinlerarası Bir Yaklaşım ve Advances in Turkish Linguistics: Proceedings of the 12th International Conference on Turkish kitaplarının bölüm yazarlığını yaptı ve yayına hazırladı.
       Edebiyat eleştirisi üzerine yazıları, Argos, Gündoğan Edebiyat ve Edebiyat Eleştiri dergilerinde yayımlandı. 2009 yılından beri Roman Kahramanları dergisine yazılar yazıyor ve dosya editörlüğü yapıyor. Yazıları ayrıca Kurşun Kalem, Feminist F ve Akköy dergilerinde yayımlandı.
Yapıtları:
      İnceleme Kitapları:
& Roman Kahramanı ve Öznellik: Söylem İdeoloji ve Coğrafya (2017, Komşu Yayınları, Sıcak Nal Dizisi: 82, İst., 328 s.)
      

14 Şubat 2018 Çarşamba

ÖNDER ÇOLAKOĞLU



(1972, İskenderun / Hatay - )

      
       Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. İzmir’de uzman doktor olarak çalışıyor; evli, iki çocuk babası.
       Şiirleri, Akpınar, Aksi Sanat, Amanos Edebiyat, Berfin Bahar, Bireylikler, Caz Kedisi, Edebiyatist, Ekin Sanat, Eliz Edebiyat, Gamlı Baykuş, Kasabadan Esinti, Kirpi, Koza Düşünce, Lacivert, Lirik, Patika, Sarmal Çevrim, Silgi, Şarkî, Şehir, Şiiri Özlüyorum, Temren, Tmolos Edebiyat, Üvercinka, Varlık, Yaşam Sanat vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Çapak (2018, Hayâl Yayınları, İst., 104 s.)

6 Kasım 2017 Pazartesi

ZEKİYE ANTAKYALIOĞLU


(1971, İskenderun / Hatay - )

              
       1993 yılında Ege Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden lisans, 1995 yılında Gaziantep Üniversitesi İngiliz Dil Eğitimi Bölümü’nden yüksek lisans, 2005 yılında Ankara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden doktora derecesini aldı.  1993–2005 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi’nde öğretim görevlisi, 2005–2009 yılları arasında İstanbul Kültür Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak çalıştı. Hâlen Gaziantep Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde doçent ve bölüm başkanı olarak görev yapmaktadır.
       Çeşitli ulusal ve uluslararası konferanslarda bildiriler sundu, belgesel çevirileri yaptı, yerli ve yabancı dergi ve kitaplarda bilimsel makaleleri yayımlandı. Artist Modern, Artist Actual adlı sanat dergilerinde ve Lebriz Sanal Dergi’de yazdı. Resim sanatına, genellikle edebiyat ve felsefe üzerinden yorum getiren yazılar yazmaktadır.        
Yapıtları
      Deneme, İnceleme, Eleştiri Kitapları:
& Roman Kuramına Giriş (2013, Ayrıntı Yayınları, İst.)

18 Haziran 2017 Pazar

CEMİL MERİÇ


(12 Aralık 1916, Reyhanlı / Hatay - 13 Haziran 1987)


       Yazar ve mütercim. Türk edebiyatının kalemi en güçlü deneme yazarlarından biridir. Dimetoka göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Hatay Reyhanlı’da dünyaya gelen Cemil Meriç, Reyhanlı Rüşdiyesi’nde ilkokulu bitirdikten sonra o dönem Fransız idaresi altında olan Antakya’daki Antakya Sultanisi’ni bitirdi. Lise eğitimine Pertevniyal Lisesi’nde devam etmek için İstanbul’a gelen Meriç, Nazım Hikmet ve Kerim Sadi gibi isimlerle tanıştı. Daha sonra geçim sıkıntısı sebebiyle tekrar Hatay’a döndü. Tercüme bürosunda çalıştı, ilkokul öğretmenliği ve nahiye müdürlüğü yaptı. 1940 yılında İstanbul Üniversitesi’ne girip Fransız Dili ve Edebiyatı öğrenimi gördü.
       1941 yılından başlayarak İnsan, Yücel, Gün, Ayin Bibliyografyası dergilerinde yazmaya başladı. İleri düzeyde Fransızca okuyup yazan Meriç, İngilizce ve Arapça da bilmekteydi. 1942-1945 yılları arasında Elazığ'da 1952-1954 yılları arasında İstanbul'da Fransızca öğretmenliği yaptı. İstanbul Üniversitesi'nde okutmanlık yaptı (1946-63), Sosyoloji Bölümü'nde ders verdi (1963-74).
       Cemil Meriç`in ilk yazısı Hatay`da Yeni Gün Gazetesi`nde çıktı (1928). 1955 yılında, gözlerindeki miyobun artması sonucu görmez oldu ama çalışma ve üretme temposu düşmedi. Görme yetisini yitirdikten sonra yazarlık hayatı daha üretken bir hâle gelmiştir. Çevresindekilere okuttuğu Fransızca ve İngilizce metinleri sözlü olarak çevirdi ve yardımcılarına yazdırdı. Dikte etmek suretiyle makaleler yazmaya devam etti.  Hisar dergisinde “Fildisi Kuleden” başlığıyla sürekli denemeler yazdı. Meriç, gençlik yıllarında Fransızcadan tercümeye başladı. Hanore de Balzac ve Victor Hugo`dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu gösterdi. Bati medeniyetinin temelini araştırdı. Dil meseleleri üzerinde önemle durdu. Dilin, bir milletin özü olduğunu savundu ve sansüre, anarşik edebiyata şiddetle çattı. 1974 yılında emekli oldu ve yılların birikimini art arda kitaplaştırmaya girişti. l984 yılında, önce beyin kanaması, ardından felç geçirdi. 13 Haziran 1987'de vefat etti.
       İlk telif eseri Balzac üzerine küçük bir incelemeydi. Hint Edebiyatı (1964) daha sonra Bir Dünyanın Eşiğinde başlığıyla iki kez daha basıldı. Balzac'tan yaptığı çevirilerin ilki 1943 yılında yayımlandı. Cemil Meriç'in "Bütün Eserleri" toplu halde basılırken, daha önce yayımlanmamış üç kitabı daha yayımlandı: Jurnal 1 (1992), Jurnal 2 (1993), Sosyoloji Notları ve Konferanslar (1993).
       Yazıları Büyük Doğu, Gerçek, Hareket, İslami Hareket, Milli Gençlik, Pınar, Sebil, Vesika vb. gibi dergilerde yayımlandı.
 Yapıtları:
      Deneme, İnceleme, Eleştiri Kitapları:
& Saint-Simon, İlk Sosyolog İlk Sosyalist (1967)
& Bu Ülke (1974)
& Umrandan Uygarlığa (1974)
& Mağaradakiler (1978)
& Kırk Ambar (1980)
& Bir Facianın Hikâyesi (1981)
& Işık Doğudan Gelir (1984)
& Kültürden İrfana (1985)
& Jurnal 1 (1992)
& Jurnal 2 (1993)
& Sosyoloji Notları ve Konferanslar (1993).
       Çevirileri:
& Uriel Heyd, Ziya Gökalp, Türk Milliyetçiliğinin Temelleri (1980)
& Thornton Wilder, Köprüden Düşenler (1981)
& Maxime Rodinson, Batı'yı Büyüleyen İslâm (1983) 
Kaynaklar:

10 Şubat 2017 Cuma

SİNAN SEYFİTTİNOĞLU


(4 Kasım 1972, Antakya / Hatay - )


       Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basım ve Yayımcılık Bölümü’nü bitirdi. Aynı yıl Antakya'da yayınlanan ve kuruculuğunu 1966 yılında babasının yaptığı Antakya Toplumcu Halk Gazetesi'nde çalışmaya başladı. Gazetenin sahip ve yöneticiğini üstlenen Seyfittinoğlu, aktif gazeteciliği boyunca, köşe yazarlığını da hiç ihmal etmedi.
       Okuyucular tarafından köşe yazılarına gelen olumlu görüşlerden cesaret alarak, kısa öyküler yazmaya başladı. Emek , erdem ve onur kavramlarına duyduğu büyük saygıdan ötürü yaşanan her olayda bu kavramların izlerini öykülerine yansıtmaya çabaladı.
Yapıtları:
Öykü Kitapları:
& Dokuncasız (2008)   
Kaynaklar:

SERHAN ASKER


(1974, Hatay - )


       İlk, orta ve lise eğitimini Gaziantep’te tamamladı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra Almanya’da siyaset muhabirliği dalında master yaptı. Gazeteciliğe 1995 yılında Milliyet gazetesinde başladı. 2000 yılında TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanlığı’nda politika muhabiri olarak TV haberciliğine başladı. Ardından ekonomi muhabirliğine geçti. Şimdilerde spor programları yapıyor. Formula 1, Avrupa Futbol Şampiyonası, Dünya Kupası ve Şampiyonlar Ligi programlarının yapım ve sunumunu gerçekleştirdi. Limit Yok, Milano’ya Giden Yol, Rio Yolu bu programlardan birkaçı. Formula 1 ve futbolun efsanevi isimleriyle yaptığı röportajlarla dikkat çekiyor. 2004 yılında, bir zamanlar Türk siyasi tarihinin kritik bir döneminde ekonomi bakanlığı yapan Kemal Derviş’in 18 aylık görevini anlatan “Krizden Çıkış ve Çağdaş Sosyal Demokrasi” kitabına Yusuf Işık’la birlikte imza attı. TRT Haber ve Spor Dairesi’ndeki görevini sürdürüyor ve 5 yıldır Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor. .
      Ödülleri: 2001 yılında Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği tarafından haber-röportaj dalında Televizyon Oskarı’yla ödüllendirildi. 2012 yılında Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin düzenlediği yarışmada, “Euro 2012’ye Doğru” programıyla birincilik, 2014’te de aynı kurumun yarışmasında “Rio Yolu” programıyla ikinciliğe değer görüldü. Serhan Asker 2015 yılında Hürriyet gazetesindeki “Ambarda Doğdu Önce Kadınları Kurtardı” adlı çalışmasıyla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından övgüye değer bulundu.
Kaynaklar:

22 Ocak 2017 Pazar

ALİ GÜNAY


(1953, Dursunlu Köyü, Antakya / Hatay - )


       Gazi Üniversitesi, İletişim Fakültesi mezunu. Emekli. Ankara’da yaşıyor. Arapça ve İngilizce biliyor. Edebiyatçılar Derneği üyesi.
       Yazmaya 2001 yılında başladı. Öyküleri ve yazıları Deliler Teknesi, Filika,  Öykü Teknesi vb. gibi dergilerde yayımlandı. Kolektif Çalışma Grubu üyesi olarak Deliler Teknesi’nde çalışmalarını sürdürüyor. Kitapları Kanguru Yayınları’ndan çıktı.
Yapıtları:
Öykü Kitapları:
& Hiçbiri Hikâye Değil (2008)
& Çatlak Nar (2012)
       Çocuk Kitapları:
& Dünya Adlı Gemide (2007)
& Dilini Yitiren Kuş (2008)
       Katkıda Bulunduğu Kitaplar:

& Öykü Teknesi-Ortak Kitap–1 (2009)

11 Ocak 2017 Çarşamba

GÜL AHMET


(1955, Fevzipaşa Bucağı, İslahiye / Hatay - )


      Asıl adı Ahmet Yiğit’tir. Derviş Paşa iskanı döneminde Pınarbaşı Afşarlarından Gavurdağı’na sürülen aşiretlerdendir. İlk ve ortaokulu Fevzipaşa’da ticaret lisesini İskenderun’da, yükseköğrenimini Hatay’da tamamladı.
       Küçük yaşlarda yöresinde aşıkları dinleyerek etkilendi. Şiir yazmaya ve bağlama çalmaya lise yıllarında başladı.
       1975 yılında katıldığı Konya Aşıklar Bayramında adını duyurdu. Çeşitli dallarda birçok ödül aldı.
       Türkülerinde çeşitli konuları işledi ve Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Türkiye dışında da konserler verdi.
Kaynaklar:

Şiirlerinden Seçmeler:

VERDİ BANA

Gönül bahçesine fidan dikmiştim
On iki yıl sonra gül verdi bana
Kurur diye hep boynumu bükmüştüm
En güzel meyveden bal verdi bana

O fidanın bestesiydim sazıydım
Susamıştım temmuzdaki yazıydım
Bir damla suyuna dünden razıydım
Irmaklar misali sel verdi bana

Ayrılık rüzgarı estirme dedi
Bu güzel fidanı kestirme dedi
Gül Ahmet sazını susturma dedi
Hep güzel çal diye tel verdi bana

YAR DEYİ DEYİ

Sevdiğimden ayrı gurbet ellerde
Ağlıyorum dünya dar deyi deyi
Ahım kaldı o tomurcuk güllerde
Ötüyorum ah u zar deyi deyi

Hasretinden durmaz içim kanıyor
Herkes beni Mecnun olmuş sanıyor
Kerem oldum her tarafım yanıyor
Yetiş imdadıma kar deyi deyi

Kaderim ne zaman bana gülecek
Akan gözyaşımı kimler silecek
Gül Ahmet’im bu genç yaşta ölecek

Gece gündüz ağlar yar deyi deyi

6 Ekim 2016 Perşembe

İLKER ŞAGUJ (İLKER BAL)


(12 Ocak 1989, Reyhanlı / Hatay - )


       Kafkas Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne iki yıl devam ettikten sonra Ankara Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdi. Halen bu bölümde okuyor.
       Şiirleri Akatalpa, Akköy, Bireylikler, İzafi, Japonya, Kargış, Kaygusuz, Lacivert, Marşandiz, Muafşiir, Natama, Parende, Saydek, Siber Gnosis, Şiiri Özlüyorum, Underground Poetix vb. gibi dergi ve fanzinlerde yayımlandı / yayımlanıyor.
       Hazırladığım Bir Yusuf Masalı Sözlüğü’ne, Bakmaklar Dergisi’nin beşinci sayısında yer verildi ve sonrasında pdf olarak internet üzerinden paylaştı. Hazırladığı Sonu Zor Sözlüğü’nü de pdf olarak internette paylaştı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Musap (2013, 160. Kilometre Yayınları, İst., 88 s.)
& Kış Algını (pdf)
       Deneme, İnceleme, Eleştiri Kitapları:

& Metin Eloğlu Sözlüğü (2015, 160. Kilometre Yayınları, İst., 88 s.)

Şiirlerinden Seçmeler:


GÜME GİDEN TOMBALAK

açlıktan geberiyorum mösyö bonjurunuz anne sütüne benziyor
kurgularınıza bakıyorum nutkunuz iyice tıraşlanmış
yani cırtlaklamasına katılabilirim size
şey var anca ölmeye ölmeye anlaşılıyoruz

tahran’a doğru atılırım

birileri vardı başıma kakılmıştı hanyası konyası
cimciğine misket oynardık oynaşmamız ta çocukluktan beri böyle
bir kanadı yerka biri yıkılmamışlığım şu uçak
gündüzün ayakucunda uçuyor
üzülme sarılıcam sıyrıldığım içi geçmişlikten sana da
içimi sıvadığım malayı çekiştirmişler
e dupduruyum batıcaksanız batın
gidi yer kapmaca gidi yan kesicilik şu uçkurumun fırsatsızcılığı
nehir bu kafasını koyduğu gibi yatar
hele salına salına kara haber gelmekteyse
vay ki şaşmayışıma düm sumak

bir mucit bir icat siler veresiyeden

JİKLE

yâ mahcuplar hayata gelişinizi koruyun
bilhassa ruhunuzu ve kerameti aynı anda anmayışınız
istiğfar edilmeyebilir
mem’in arkasından yetişemediğim o düğünde
sırtıma bağladığım lalezarla kendimden geçmişim
düğün dağılınca altınlar da paralar da dağılmış
bir grup asyalı taze bamyaları kılıçtan geçirirken
sıkıcılığımdan dolayı üç diş bronz sarımsak asıldı boynuma
halep’te her şey ucuzdu ve pavyonlar kebapçılara denkti
kasten neyi bırakırsan bırak bir yere üzücüdür
cebinden bozuk paraların telefonun veya anahtarın illa düşer
üzgünlerse elleri de düşüyor ceplerindeyse çocukların

savaş dudağıma ulaşmasa da öpüşemeyecektim
boş boş oturmak gösterişsiz bir davranıştır
kadınlar çok hevesli erkekleri basit kurgularla dahi öldürmekten kaçınmaz
müezzin ezanı kalbini kıran arabeskmişçesine okuduğunu bilmiyor
devlet dairelerinde kendini asmak için oturma izni arıyor bir kadın

tabelaları ve altına işeyen çocukları ne yapsan
bağdaştıramazsın kadar bir yerde duruyorum
bu sokağa soğan girmemiş
belki polislerin gözleri de hiç dolmamıştır
şoförler trafik lambalarıyla ve küfürbaz adamlarla öpüşüyor
başım dertte başımı ayaklarımın altına almışım
oğlan topu sektirmeyi bırakınca annesinin kalbi durmuş
sana seslenen ortaveuzakdoğulu kargaların gagaları
tansık ve diş artığıyla dolu

hızır ve yakuzalar gereğini yapmıştır
bunların dahilinde bir tarih makarası yahut kutsal kitap gerekli bulunmamıştır
sunakları ruhani bir yer yapan aklınla
pozlarında madeni para olarak görünen vücudunu kıyaslamıyorum
çünkü zamane ulakları dudaklarını büzerek devir anlatıyor
-iç sesimi kapıştırabilsem keşke başkalarınınkiyle-
zürafa dikenli yaprakları yerken hicvi yediğini söyledim ona
kızardım çünkü karşı gelmemi gerektiren bir şey yoktu
buyruk buyruk üstüne diller dökülür tavuk su içer allah’a bakar
çocuklar taşlasaydı bütün kuşları
fareler kedileri yasaklamasa kediler köpekleri yasaklardı
merkeze düşen cin fikirlilerle doldurmuş cebini bir memur
ki bu adamlar ve karılar mesuliyet kabul edilmeyerek kullanılır
memleket fizan da olsa önemlidir bre ciğerim

ya sıygımın baldırları

leylekler tarlalara ve elektrik direklerine konduklarında
hâlâ bir şeye benzetemem
bağrına tebrikler ve öğütler sığdırmışlığıyla
nedense tepesi hiç atmamış bir baba
babalar sinirlidir ama oğullarına kızdıkları kadar devlete kızmazlar
diyeceksin ki ben itham edilmemişleri dahi savuştururum