1879 Doğumlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1879 Doğumlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Eylül 2018 Çarşamba

ARAM ANDONYAN




(1879, İstanbul – 23 Aralık 1951, Paris / Fransa)


Ermeni gazeteci, tarihçi ve yazar. İstanbul'un Kazancı semtinde, Andon ağa diye anılan bir balıkçının evladı olarak 1879 yılında dünyaya geldi. Naregyan ve Esayan Ermeni okullarından sonra Fransız okulunda eğitim gördü. Arevelk (Doğu) gazetesinde Ermeni aydınları Krikor Zohrab ile Hırant Asadur'un dikkatini çekti ve onların telkiniyle gazeteciliğe yöneldi. Dzağig (Çiçek) ve Luys (Işık) adlı haftalık gazetelerin editörlüğünü yaptı. Roman ve öykülerinin yanı sıra mizahi eserleri de vardır. 1915 sonrasında Fransa'ya yerleşti. Paris'teki Milli Ermeni Kütüphanesi Nubaryan kütüphanesinin müdürlüğünü yaptı (1928–1951). Ömrünü burada tamamladı. Paris'te, 23 Aralık 1951'de yaşama veda etti.
Balkan Savaşı'nın sürdüğü tarihlerde, İstanbul'da bir gazeteci olarak, iç ve dış kaynaklardan yararlanıp, olayları yaşayan Andonyan'ın, savaşın içinde yazdığı, bol fotoğraf ve haritayla zenginleştirdiği Balkan Savaşı adlı eseri Aras Yayıncılık tarafından basıldı. Andonyan yazar ve gazeteciliğin yanı sıra okullar için ders kitapları da yazmıştır. Usta bir polemikçi olarak tanınır. Doğru bildiğini, düşüncelerini sakınmadan savunan bir fikir adamı olmuştur. Siyasi partilere girmemiş, bu bağımsızlık onun kalemine daha geniş bir serbestlik sağlamıştır. Ermeni tehciriyle ilgili yayımladığı kitaplarla da bilinir.
Yapıtları:
     Tarih Kitapları:
& Balkan Savaşı (1912-13, Ermenice; Ermeniceden çeviren: Zaven Biberyan, 1975, Sander Yayınları, İst.; 1999, Aras Yayıncılık, İst., 527 s.)
& Büyük Cinayet (1921, Ermenice)
& Gomidas Vartabed ile Çankırı Yollarında - Ek: Naim Bey'in Anıları (2000, Belge Yayınları, Yaşam ve Anılar Dizisi, İst., 472 s.)
Kaynaklar:

27 Haziran 2017 Salı

ŞAHİSTANOĞLU BAHRİ


(1879, Yukarı Xod (şimdiki adı Yukarı Maden) Köyü, Artvin - 1922)


      Yaşamına ilişkin somut bilgi bulunmamaktadır. Ancak teyzesinin oğlu olan Xodlu Hıfzı (1860-1915) ile aynı dönemlerde yaşadığı bilinmektedir.
       Aşıklık geleneğini ve şiiri babası Hasan’dan kardeşi Osman ile birlikte öğrendi. 1. Dünya Savaşı (1914-1918) dönemindeki çete savaşlarının yöredeki koluna öncülük ettiği yolundaki veriler yaşamına ilişkin bazı ipuçları vermektedir.
       Şiirlerinde değişik konuları işleyen Şahistanoğlu Bahri’nin bugüne ulaşan fazla eseri bulunmamaktadır.
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

BENİ

Bir evrak yazayım gözüm yaşıyla
Unutma duadan sen ana beni
Felek beni sizden ayrı düşürdü
Kader kısmet çeker her yana beni

Hak sana emanet Osman kardeşin
Akmasın biz için gözünden yaşın
Pür silah olmuşum düşmana karşın
Devletim bırakmış meydana beni

Bahri’yim serimde çoktur dumanım
Halk eden hallaka vardır gümanım
Beni gözden atma validem hanım
Emanet figanet yezdana beni

GELMEDİ

Kırk gecedir gökte yıldız sayarım
Kamer yüzlü yarim hele gelmedi
Billahi sen bekle gelirim deyip
Ciğer közlü yarim hele gelmedi

Yalan söylemezdi bunda bir hal var
Sunamın yüzünde bir hoşça hal var
Divane gönlümde yaman melal var
Şeker sözlü yarim hele gelmedi

Harman ayındaydı yemini içti
Nemli gözlerimden murg-ı hab içti
Güz gelip bağların hoş vakit geçti
Bahar yazlı yarim hele gelmedi

Yanık Bahri ağla dolan dalına
Hakkın vardır küssen öz ikbalına
Bağdagül’ün bakakaldım yoluna
Üzüm gözlü yarim hele gelmedi


1 Mart 2016 Salı

NEYZEN TEVFİK

(24 Mart 1879, Bodrum / Muğla - 28 Ocak 1953, İstanbul)


       Soyadı “Kolaylı”dır. İlköğrenimini Bodrum'da yaptı. İzmir İdadisi'ndeki öğrenimini yarıda bırakarak dönemin edebiyat ve müzik çevrelerine katıldı. 1908 yılında gittiği Mısır'da beş yıl kadar kaldı. Dönüşünde İstanbul'a yerleşti. Ney çalmadaki ustalığıyla çeşitli çevrelerin sevgisini kazandı. Her dönemde toplumsal kural ve baskıların dışında kalma çabası göstererek kendini alkole verdi. Birkaç kez akıl hastanesinde yattı.
      Kendine özgü kişiliğine bağlı olan hicivlerinde dil, anlatım gibi teknik kaygıları duymadığı halde, bu türün ilginç örneklerini verdi.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Hiç (1918)
& Azâb-ı Mukaddes (1949)
Kaynaklar:
A  Abdullah Özkan – Refik Durbaş, Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi, Cilt 1, 1999, Boyut Dosya Yayınları, İst., s. 34-35

Şiirlerinden Seçmeler:

CÂNAN

Sevdalı akşamlar tekin değildir,
Pek dolaşma gönül virânesinde
Gururlu güneşler boyun eğildir,
Şaka yoktur aşkın efsânesinde.

Çok mutlu yıldızlar çıktı çığırdan,
Farkı yoktur âşıkların sağırdan,
Önce dumanları başlar ağırdan,
Bir cezbeyim aşkın pervânesinde.

İhtimal vermezsin, hem inanmazsın,
Ateşler sarmıştır, sen uyanmazsın,
Mestolduktan sonra artık yanmazsın
Gönlüm gibi hikmet peymânesinde.

Taptığın mihraplar çöker bir anda,
Her şey olmuş bitmiş gibi meydanda
Tutuştu çırağlar, sevda devranda
Yanıyorum sazın terânesinde.

Bir serseriyim ki dur aman bilmem,
Kalbinden başka bir mekân bilmem,
Gök kandil olmuşum, asuman bilmem
Bu mâvi gözlerin meyhanesinde.

Karanlık zülfünü bir görmek için,
Gök kanat oldum cin melek için,
Bana yeter artar bûselik için
Hatıra telleri dil sânesinde.

Gönül rebâbında olamaz düzen,
Aşkım bu yıldızı yüzünden süzen,
Buluşuruz yarın geceye Neyzen
Cânanın kalbinde, gam lânesinde.

      “Azâb-ı Mukaddes” adlı kitabından

KOŞMA

Dudağında yangın varmış dediler,
Ta ezelden yayan koşarak geldim.
Alev yanaklara sarmış dediler,
Sevdâ seli oldum, taşarak geldim.

Kapılmışım aşk oduna bir kere,
Katlanırım her bir cefâya, cevre
Uğraya uğraya devirden devre
Bütün kâinatı aşarak geldim.

Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü.
Ben gönlümü sana verdim götürü.
Sana meftûn olduğumdan ötürü
Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.


      “Azâb-ı Mukaddes” adlı kitabından