28 Eylül 2014 Pazar

ŞERİF TEMURTAŞ


(28 Mart 1965, Delibaşlı köyü, Salihli / Manisa - )

       Tam adı Mehmet Şerif Temurtaş. Hanife Hanım ile Ali Temurtaş’ın oğlu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Adala beldesinde okudu. Salihli Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü’nü bitirdi. Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Yüksek Okulu Sınıf öğretmenliği Bölümü’nde eğitim görürken, İlk şiirlerinden dolayı 1985 yılında tutuklandı. Ankara DGM’de yargılandı. 7 ay Ulucanlar Cezaevi’nde yattı, aklandı. Kamuda memur olarak çalıştı. Vergi Dairesi memurluğundan 2018 yılında emekli oldu. Salihli’de yaşıyor; evli, iki çocuk babası.
       Şiirleri 1986 yılından bu yana Afrodisyas Sanat, Akatalpa, Akköy, Berfin Bahar, Bezuvar, Birgün Kitap, Cumhuriyet Dergi, Çağdaş Yaşam, Çini Kitap, Deliler Teknesi, Ekin Sanat, Eliz Edebiyat, Emeğin Sanatı, Gediz, Har, Hayal, Hayal Bilgisi,  Ihlamur, İmece, İz, Karahindiba, Kasaba Sanat, Kıyı, Kum, Kurşun Kalem, Lacivert, Mühür, Papirüs, Parende, Patika, Sanat Cephesi, Sunak, Şehir, Şiiri Özlüyorum, Tay, Temren, Tmolos Edebiyat, Varlık, Yarın, Zarf gibi dergi ve gazete eklerinde yayımlandı /yayımlanıyor. Kasaba’dan Esinti ve Zarf dergilerinin yayınına katkıda bulundu.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Zemheriden Sonra Bahar (2013, Mühür Kitaplığı, İst.)
& Güz Çığlığı (2014, Mühür Kitaplığı, İst., 60 s.)
Şiirlerinden Seçmeler:

ACININ GERGİN ÇIĞLIĞINDA

akbabanın gözbebekleri
yamaçlarıma dalgın

yörüngesinde dönmekten
bitkin düştü ay

kara geceden döndü güne
sessizce çekildi yıldızlar

ölüm kokusu mezopotamya
şişkin banknotlar
kaç cana kıydın
dolu patikalar

yorgun ölümlerden
barut kokusu sinmiş bacalar

mor menekşe açmaz
kurşun sinmiş dağlar

öksüz kaldı sincaplar

kilim boyadım
can kattım kanımdan

kimi ezer tanklar
acının gergin çığlığında

pusak seherden
ülkem… umuda aşk

Mayıs 2012

“Zemheriden Sonra Bahar” adlı kitabından

AY DÜŞMÜŞ KİMLİKSİZ GECEYE

ay düşmüş kimliksiz geceye
tohuma yattı şiir
gün çevrildi dünden
cemreler düşmeden
çime yattı tohum

dona yattı pınar
su kaçtı toprağa
söz düşmedi yere
çığlık parçalasa da
yüreğin tellerini

dünya kör gözüme
illet dertlere düşmüşüm

ey aşk
ateş verdim çeliğe
ses oldum
dil oldum söze
yel ol
mayıs getir kentime

Şubat 2012

Har Edebiyat, Sayı:12, Ağustos 2012
“Zemheriden Sonra Bahar” adlı kitabından

CEVAHİR YÜREKLİ MARTILAR

sessiz geceden arda kalan
nedir yaşanan bulvarda
çiğ düştü kirpiklerime

çadır kurdum kumrulara
dallarım kırıldı ağrıdan
zemheri bir geceden
ateş düştü böğrüme

alçak bastı tetiğe
dal düştü gölgesine
kırağı yağdı üstüme

gece susaktı cana

aşk olsun sana
cevahir yürekli martılar

şiirden ördüm düşlerimi
ey kirli hayat merhaba

Ocak 2012

Akatalpa, Sayı: 152, Ağustos 2012

DORUKLARA SEVDALANAN

bir deli masalcı idim
sesine sevdalanan
bir deli aşk idim
yalnızlığında ölen

kendi kalabalığında unutulmuş
elma ağacıyım
dallarında umut açan

uğur böceğiyim şimdi
yurdumun yapraklarına konan

döndüm çocukluğuma
şarap mahzeninde demlenmiş
yalnızlıktır aşk

dağlar denize doğru dik
hasret yüklü yamaçlar
kavuşmasıdır derenin denize belki
gurbet sılaya

imkansıza gitmektir aşk
kavurur yüreğini ağustos güneşi

gelsen yeşillenir
gitsen kurur yapraklarım

ses olsan sesime
yıkılır yalnızlığın kahpe duvarı

Haziran 2013

Akatalpa, Sayı: 164, Ağustos 2013

GÜZ ÇIĞLIĞI

gir harflerin magmasına
yanarsa yansın

tükendi aşk
sustu yeşilin derininde orman
kuşlar özgür kuru dallarda

su düşse harlayacak toprak
ne çok acıya gebesin
başkaldıran çığlığa…

dokundum yerküreye
göz pınarı her yer

başaklar boş şimdi
keklik tarlasında

barut kokusu sinmiş çimene
ölüm olağanlaşır/mı
susarsan kurur çalılıklarım
yuvasız kalır leylek

kurur dalında armut
kuşlar gitti
mahzun bakışlı güzden

dereler akarsa tükenir (mi) acılar
kararıp kalacak mı günler
katıl yaşamın akışına

Eylül 2012

Eliz Edebiyat, Sayı: 49, Ocak 2013

HAR İÇİNDE

susarsam kanar yapraklarım
heybemde katığım isyan
düvende öğüttüm derdim
harman yerisin aşk

yorgunsun hayat baştan başa
dilim yangınlarda

kaçmak ister rüzgârın sesine
oraya yaprak hışırtılarına
yorulursun….

sızımı alır mı toprak
dermanım ol
canımdan can düşer

testide can suyum (mu) var
oyyy çektiğim…
ağustos böceklerinin çektiği derdim

bu kent alazlar içinde
kaçsam sulara
kırık bir yanım

gidersem dönmem bu kente
çocukluğum ağlar dambaşta

kovanlar balsız bu yaz
kış zorlu geçecek
gel gidelim köye oğul

çıngı düşse bedenime
harlayacak düşlerim

Ağustos 2012

Akatalpa, Sayı: 158, Şubat 2013

SENİ DÜŞÜNÜRKEN

oralara kar yağar
biz burada hasretini çekeriz
ayazdan kalma sabah
kumru kondu dallarıma
anız tarlasında bir keklik
korkak
sinmiş
merhameti yok tilkinin
acı akar içinde kalır toprağın
üşür kasaba
donar saçak
karda izini sürdüm serçenin
upuzun kaldırımları gecenin
sessizce ağlar ağrıları bulvarın
uzaklaştıkça ölüyorum
incir ağacı dikilmiş ocağına yaşamın
iklim güzeli bembeyaz doruklarda
yanarım yalnızlığına bulutların
infilak etse bir yanardağ
çan sesine uyandı kaçak
kaç binyıllık yoksulluğuna
kör kuyuların

Aralık 2013

Akatalpa, Sayı: 170, Şubat 2014


2 yorum:

Adsız dedi ki...

blgn bu sessiz çığlık benı çok üzdü oysa ne hayallerim vardı başınıomzuna dayanan gençleri görünce çok hüzünlendim bende yaslamak isterdim sana ey yar nasipolmuyacakmı acaba bu gidişle seni candan seviyorum ay yar halk müziği korosuna katılmamamın sebebi ise duygularımı senin için paylaşabilmem amacım ss rfk

Adsız dedi ki...

blgn sessiz çığlıklarla dolu yaşamım senin bir haberine hasretim birses versen diye bekliyorum uslu sakin birçocukgibikaldımmahsun ben duygusuzum hissizim yaşamımrenksiz hıçkırıklarla dolu geçiyor günlerim sensiz kaldım yapayanlızım sensizim rfk