(1984, Adana - )
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde asistan doktor olarak
görev yapıyor. İstanbul’da yaşıyor.
Zinhar dergisinin kurucuları
arasında yer aldı.
Şiirleri, Duvar, Heves, Palaspandıras,
Poetikhars, Ücra gibi dergi ve fanzinlerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Yalaka (2013, 160. Kilometre Yayınevi, İst., 88
s.)
& Blitzkrieg (2015, 160. Kilometre Yayınevi, İst., 88
s.; Editör: Ali Özgür Özkarcı, Kapak tasarımı: Ömer Ozan Erdoğan)
Şiirlerinden
Seçmeler:
TURİZMCİLERİ
NEDEN ÖLDÜRMEMELİYİZ
bilemiyorum öldürebiliriz de
hayal etsenize mini şortlarla tokyo
terliklerle bermudalarla
bikini üstlerinden memeleri taşanlar mı
dersin
kan güneş kremi ve tuzlu sular
kaçışıyorlar çığlıklar arasında
yandaki dükkan müziği son ses açık bırakmış
o yazın en popüler şarkısı kulaklarımızda
bilmem ben belki kılıcı tercih ederim
bazılarımızda ağır makineli
bazılarımızda da muhakkak çivili sopa
peki ya hayaletleri ne yapacağız
yıkık emekli asker yazlıklarını
terk edilmiş instagram hesaplarını ne
yapacağız
patlamış şişme kolluklarda kalan bir kolu
kiminle gömeceğiz kimi
ne yapacağız bu kimsesizliği
cümleler giderek uzayacak devasa otellerin
harabelerine gelince sıra
geniş topraklar üzerinde yerle bir edilmiş
binlerce oda
binlerce beylikdüzü binlerce zor geçmiş bir
yıl binlerce dönünce anlatılacak gece
ve düşünsenize ilerlemeyen taymlaynlarını
feysbukların
en son yüz yirmi altı beğeni almış
henüz her şeyden habersiz
köpeğine kendini yalatırken çekilmiş
fotoğrafı güzel bir kızın
ne öldürmesi olum saçmalamayın
herkes gibi yaşayacak elbette insanlar
hepimiz kadar
kalabalıklaşarak ve azalarak
intikamını alacaklar birbirlerinden herkes
gibi yaşamanın
masalar donanacak elbette eski defterler
açılacak
scooterlar vızıldayacak kız bacaklarında
of di mi bu yaz sivriler azıtacak
her yer rusla dolacak yabancı zannedecekler
yeni saçlarınla
ülke kurtulacak terlikler şıpırdayarak
eski sevgililere birer kadeh daha dolacak
yeni ilginç yerlerle, insanlarla ve
selfilerle bir sonraki yıla
sözleşecekler hayatta kalmaya
ve dönecekler kucaklaşarak herkes gibi
mezarlıklarına
herkes gibi yaşamanın hayaletleri olarak
bilemiyorum işte herkes gibi bir kucaklaşma
ve intikam
hayal edip durdum ben de siyasetten ve
aşktan
kardeşlerimle kahramanca bir çatışma ama
üniformasızız
veya eroinlenmiş gibi gülümseyerek dönmek
elimde market poşeti karımın yanına
uykuya hamaklara şezlonglara ve dalgaların
hışırtısına
bırakıp kendimi yıkıp geçtiğimi
kimsesizliğimi
geniş topraklar açtığımı havaya uçurmadan
önce terk edenlerle plazaları
yağan cesetler altında öpüşerek teselli
edecektik
herkes gibi yaşamışlığımızı
ve kaybedecektik birbirinin peşine takıp
hayaletlerini birbirimizin
peki ya ne yapacağız dedim ben de
bu enkaz altındaki vatansızlığımızı
intikamsızlığımdan bir vatan hayal edip
durdum
öbür yanağıma bir tokat daha
ve dayanacak bir kadın
kucaksızlığıma
herkes gibi sanıyor insan bilemiyor herkes
gibiyken
göremiyor burnunun ucunu
asıl hayaletin kendisi olduğunu
ve tatile çıkaracak bir ceseti olmadığını
ortada
çoktan kaybedilmiş bir cephenin altında
küçümseyerek barışmayı
çoktan başkasına aşık bir kadına gömülü
zayıf bularak kucaklaşmalarını
hayallere dalmış bir hayalet
herkes gibi sanıyor dönülecek bir ev
ve açılacak kendisine de bir mezarlık yer
sanıyor
çoktan çarpılmış kapılar ardında
bozarak sessizliği
bulacakmışım gibi sanki cesedimi
ve kucaklayacakmışım gibi canlanana kadar
turizmcileri öldürmesek de olur
daha kısa şiirler de yazabiliriz bundan
sonra
biliyorum üşeniyorsunuz
gözünüzü yoruyor uzun konuşmalarım
halbuki görmemiz değil
kokusunu takip etmemiz lazım
çürümüşlüğümüzün cahil kokusunu
öğretene kadar kendimize çoktan
ölmüşlüğümüzü
ve çoktan terk edilmişliğimizi toprağa
rüzgara rağmen siyasete ve aşka
yakan ve kül eden şeylere
sise ve dumana
ey müslümanı bu zindanın
ey komünisti bu mağlup şehirlerin
ey romatizmalı yörüğü bozkırın ve dağların
allah aşkına şu korkaklığımıza bakın
bırakalım ve kavuşalım artık
ey nerede unuttuysak şu kayıp cesedimizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder