(1922, Gelinpetek
köyü, Kelkit / Gümüşhane – 2008, İstanbul)
Asıl adı Akif
Timurhan’dır. İlk ve ortaokulu Kelkit'te okudu.
Küçük yaşlarda halk
şiirine ilgi duydu. Yine çok küçükken resim yapmaya başladı. Bağlama ve kaval
çalmayı da ilk gençliğinde öğrendi. Gördüğü bir rüyadan sonra şiire olan ilgisi
daha da arttı. İlk şiirlerinde kendini adını kullandı. Daha sonra değişik
aşıklarca çeşitli mahlas önerileri yapılmasına karşın, tahta, kayık anlamına
gelen Zevraki mahlasını seçti.
Bazıları değişik
sanatçılar tarafından bestelenen ve yorumlanan Aşık Zevraki’nin yüzlerce şiiri
bulunmaktadır.
Kuzeydoğu Anadolu
aşıklık geleneğini kendine özgü bir biçimde yorumlayıp bugüne taşıyan Aşık
Zevraki’nin şiirleri birçok dergi, gazete ve araştırmada yayımlandı.
Bektaşi felsefesini
kendine ilke edinen Aşık Zevraki, sevgiden toplumsal taşlamalara, tasavvuftan
doğaya ilişkin her konuyu şiirlerinde işledi.
Aşık Zevraki’nin,
yüzlerce sayfalık elyazmalarında şiir ve çeşitli konulardaki düşüncelerini
aktardığı divanını kendi yaptığı resimlerle renklendirdi.
Aşık Zevraki
İstanbul'da öldü ve orada toprağa verildi.
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
NEDEN
Haberin gelirdi
hafta geçmeden
Aylarca arayı
açtığın neden
Duramazdın her
derdini açmadan
Bağrına kara taş
bastığın neden
Kalbim ebediyen
senindir derdin
Beni benden fazla
anlar severdin
Bana tatlı tatlı
diller dökerdin
A benim bülbülüm
sustuğun neden
Sevgiyi hasreti
sabra ekledim
Yıllarca yolunu
böyle bekledim
Seni incitecek bir
şey mi dedim
Selamı sabahı
kestiğin neden
Bir zamanlar şimşek
gibi çakıp da
Çağlayanlar gibi
ruha akıp da
Zevraki zeminde
yakıp yıkıp da
Şimdi zirvelerde
estiğin neden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder