1 Eylül 2018 Cumartesi

AŞIK ZEVRAKİ



(1922, Gelinpetek köyü, Kelkit / Gümüşhane – 2008, İstanbul)


Asıl adı Akif Timurhan’dır. İlk ve ortaokulu Kelkit'te okudu.
Küçük yaşlarda halk şiirine ilgi duydu. Yine çok küçükken resim yapmaya başladı. Bağlama ve kaval çalmayı da ilk gençliğinde öğrendi. Gördüğü bir rüyadan sonra şiire olan ilgisi daha da arttı. İlk şiirlerinde kendini adını kullandı. Daha sonra değişik aşıklarca çeşitli mahlas önerileri yapılmasına karşın, tahta, kayık anlamına gelen Zevraki mahlasını seçti.
Bazıları değişik sanatçılar tarafından bestelenen ve yorumlanan Aşık Zevraki’nin yüzlerce şiiri bulunmaktadır.
Kuzeydoğu Anadolu aşıklık geleneğini kendine özgü bir biçimde yorumlayıp bugüne taşıyan Aşık Zevraki’nin şiirleri birçok dergi, gazete ve araştırmada yayımlandı.
Bektaşi felsefesini kendine ilke edinen Aşık Zevraki, sevgiden toplumsal taşlamalara, tasavvuftan doğaya ilişkin her konuyu şiirlerinde işledi.
Aşık Zevraki’nin, yüzlerce sayfalık elyazmalarında şiir ve çeşitli konulardaki düşüncelerini aktardığı divanını kendi yaptığı resimlerle renklendirdi.
Aşık Zevraki İstanbul'da öldü ve orada toprağa verildi.
Kaynaklar:

Şiirlerinden Seçmeler:

NEDEN

Haberin gelirdi hafta geçmeden
Aylarca arayı açtığın neden
Duramazdın her derdini açmadan
Bağrına kara taş bastığın neden

Kalbim ebediyen senindir derdin
Beni benden fazla anlar severdin
Bana tatlı tatlı diller dökerdin
A benim bülbülüm sustuğun neden

Sevgiyi hasreti sabra ekledim
Yıllarca yolunu böyle bekledim
Seni incitecek bir şey mi dedim
Selamı sabahı kestiğin neden

Bir zamanlar şimşek gibi çakıp da
Çağlayanlar gibi ruha akıp da
Zevraki zeminde yakıp yıkıp da
Şimdi zirvelerde estiğin neden

Hiç yorum yok: