5 Şubat 2014 Çarşamba

2013’TE ŞİİRE DAİR 51 DUA



                Şiirler öykülerden çok dualara yakındır ama şiirde
                   sözcüklerden başka kimseye dua edilmez!1

Berger’e ve şiir tanrılarına teşekkür. Yazıma alınlık yaptığım John Berger’in kutsal sözü olmasa bir yılın şiir kitaplarını ve 51 yaşıma denk düşen 51 duamı unutacaktım. Cahit Külebi’nin Istanbul şiirini unutmak unutmak unutmak! hüznünde unutalı nerdeyse beş yıl olacak. Şiirkızım Günaçar’a beş yılın şiir ve din hesabını vermeliyim! Değil mi ki Stéphane Mallarmé de “Şiir, sözcüklerin dinidir!” demiş. Bir yıl daha bitmişse ve tüm şiirler/şairler bıldır’cin olmuşsa, âh Ahmet Uluçay’ın kalbî hemşehrisi Şeref Bilsel’e bile geçmez sözüm! Kimseler kusura bakmasın yedi yıl oldu olacak Metin Güven’in Kedi Uykuları’ndayım, hiçbir nalbant kendi ayağını nallamaz misali artık uyanmak istiyorum; içimin uyku seccadesinde Metin Abi’nin ke(n)di ibadeti dört dizesi: “Her şair şeytandır ve kimsenin evi barkı yoktur/Çünkü her nalbant kendi ayağını nallar/Karıncalar toplanır, yaşamanın zamanıdır artık/Usta ölmüştür, çırak yan gelip yatar!” İşte uyandım, 51 duamı anlatmak üzere arka odaya geçiyorum.
bir) Facebook’a her fırsatta dua ettim; şimdilerde ara ara küfrediyorum. Vefanın ve inceliğin, ah!şk ve travmaların platformu sanal ortamlar değil, anladım! Keşke Cihan Oğuz’un Facebook Şiirleri çıksa da her sözüme yenilsem, yanılsam. Demem o ki, 2013’e Cihan Oğuz’la başladım, şairliği yanında deneme/dokundurma yazılarıyla da sıkı bir kalem erbabı olduğu aşikâr. Hakkında çok fazla yazı kaleme alınmasa da Ah Biz Şairler2 yılın kayda değer deneme kitabıydı. Düzyazılarında da sıkı şair olan Oğuz’dan bu sözler: “Şairin kaderi, sokağın kaderiyle özdeştir: Kimsesizlik. Üstelik de her gün yanından yöresinden geçen binlerce kişiye rağmen. Ama bu öyle garip bir çelişkidir ki, anlatılamaz. Şair de, sokak da, yalnızlık da bundan şikâyetçi değildir.”
iki) Otuz yedi yıldır metafiziğin yalancısıyım! Birazdan her şey yalan ve  bıldır olacak. Aydan Yalçın’ın Gül Makası3 ile Mehmet Hameş’in Kayıp Alfabe4 dua sözleri kanayacak içimde ilkin. İkisi de öyle böyle Akdeniz düşgeni; biri “içimde yanık parmaklı bir çocuk/hep yenmiş bir elma uzatır bana” demenin kalp inceliği, öbürü “aşkla ölüm ikiz kardeştir/yaşarken ölünür birinde/ötekinde yaşamadan” diyebilmenin yıkık coğrafya dervişi. Her iki şair de daha uzun yıllar düş hırsızlığı yapmalı, şiir söylemeli.
üç) Ah! Değil bir yıl, aradan on yıl da geçse kimse beni 2013’ün en şık yalanı Hâfız’ın Hâfız Divân5’ndan ayrı koyamaz, koparamaz. Hicabi Kırlangıç’ı Şirazlı sandım, gazelhan sandım, sûfi sandım, Hâfız sandım: “Yoksulken elimde sultanlık hazinesi varken/Alçak yetiştiren feleğin dönüşüne niye tamah edeyim!”
dört) Soğuk ve karlı bir mart sabahı 51’ime doğdum; doğdum, dondum, üşüdüm. Şiiri kırkımdan sonra Fazıl Hüsnü Dağlarca düzeltme imi açık defter Paul Valéry yeniden kulağıma üflemiş olacak ki, bir yılım Sadık Yaşar divaneliği Boyalı Çalgı6. Dönüp dönüp yıllarıma bakacağım şiir hassasiyeti: “herkesi bir konuşturun herkes merhamet yakışımlısı!”
beş) Ah! Herkes biraz aşkkostak, herkes biraz dağbozumu ise şiir çelimsizi bile kurtarır. Anıların Yayla Sineması’nda yergöstericilik yapan bir kimse elbette ki şairdir de. Bahçelere gir, sığıntılardan geç, dolunay yürüyüşü geceyi karşıla şairiniz her hâliyle size Rüzgâr Akıllı7 bakacak: “Aşktan kesildik, daha ne olsun?/Son kez öksürdü ölüm, gerisi bahane!/Gelmezin çatlağına kıstı ufkun/eteğinde intihar çiçekleri!” Erken ölümlü şairlerin çetelesi onda, Ahmet Günbaş’ı artık intihar ettirmeyin!

altı) Bu yıl bütün şiir defterlerimi arar gibi oldum da küçük bir şiir defterine gömdüm tüm şiiriyet hayatımı. Ali Hikmet’in Lise Defteri8 en dingin saklanma yerim oldu, ey şiir beni anla! Ömrümde böylesine derin imgelerle içimi dağlamadım, böylesine özgün dizelerle hiç ağlamadım. Aşk ya da ölüm, düğüm-çözüm arası yirmi yedi maddede bana içime attığım taşı anlatsın biri/niz: “Hiçbir korkum kalmadı./Bunu anladım sayende./Sen yoğ oldun./Ben var. Şimdilik...” Ah! Her defter eninde sonunda bir yas çalışması.

Yasakmeyve, Sayı: 66
Hüseyin Alemdar

*Yazının tamamını okumak için Yasakmeyve dergisinin 66. sayısını edinmenizi öneririm. Yok buradan okuyacağım diyorsanız derginin 67. sayısının yayınlanmasını beklemek zorundasınız. Sevgiyle...

Hiç yorum yok: