18 Temmuz 2015 Cumartesi

MUTLUCAN GÜVENDİR'DEN ŞİİRLER

HASAR TESPİT RAPORU     
                                                                                                 
                                                                                        Nuh Köklü’ye,
                                                                                        Halil Serkan Öz’e,
                                                                                        Bahadır Grammeşşin’e;

Rihter ölçeğinin ölçemediği bir şiddetle sarstın beni
Wan soğuğa karşı duran bir çarşı kaşkoluydun boynumdan öpen

Mahcup olmak da politik bir tavırdır sevgilim
Ülke bundan sonra karanlık bir tünel
Ethem’den Berkin’e Soma
Kış gelirse geberelim soğuktan ama eve kömür alma

İnsanım diyenin selfiesi h’araptır artık
Eeeyy cehennem mevsiminin burcunda doğanlar
Bu cesetten böyle kurtulacağını mı sandın
Reyhanlı, Rojava, Roboski

Menüde beton var, toki var, yer misin
Başkalarının mezarı ve mezhebisindir artık
Yeryüzü regli ve ezidi
Kronik sancım ah Tamara
Hakikat cömerttir hayatsa zamanla
Organ fabrikasından ruh çöplüğüne döküldüm
Acı cüzzamdır

Oysa sen bana yeryüzü ben sana okuyan’us
Ben seni formüle ettim zeka skordan sayılmaz
Şimdi solan bir rüzgar gibi beyaz ç’öl  si-bir-yaaaaaaaa

Hepimiz öldürmüşüzdür bir sevgiliyi
Biz seninle aynı rüyanın terspektifiyiz
Al işte sana evrenden çıkış bileti

Dibine düşen uzaktır biraz insana
Erkek ve devlet aynı cinsiyettendir

Çatlamış bir nar gibi ömrümüzün çentiği
Unutmak mı aşk kadar imkansız
Senin kadar güzel olabilir mi en korkunç günah
Kalbim atom bombası kuzu postuna bürünememiş kurt
İçimden kopan bu çocuk sana doğru koşuyor

Beden tarlalarında hasat devam ediyor
Ütopyaların aküsü yoğun bir tutkuyla güç kaybediyor
Oksijen dilimiz ve dudaklarımız

Koordinatları kurumsallaşmış dehşetin
Adalet cinnetin temeli
Hayattan uzaklaştırılan bir aklın hakikate taşınmasının tan vakti
Cehennem devletine hoşgeldiniz

Şey bakar mısınız, şuranızda bir şey olacaktı

Mutlucan Güvendir

ZAMAN İÇİN CAZ CİNAYETLERİ

                                                                         Senem Diyici ve Azam Ali’ye;

-Kara orkestra abluka gezegeninde şu siyah sözlere eşlik ediyordu-

Dünyanın dışından geldi dünya
Uzundu, sonsuzdu, kendi ceninini yiyordu zaman
Suyun ateşe duyduğu serinlik, ateşin suya duyduğu aşk
Morun endişesi bir göğe değer mi
İnsan bildiği şeylere de şaşırıyor
Birileri bilmiyor benim burada olduğumu, olabilir

Alaz bir Akdeniz’e dokun, çoğalsın içindeki ahmak
Sen rüyanın içinden geçiyorken nur topu cesetler çok kırılgan
Başka kıyılara vuruyor katranın ağzındaki köpük
Geçmiş zaman ziyafet masasında donup kalan bir hayvan
Otopsi odasında ilik çorbası içiyor nakavt olmuş bir zaman
Artık her çağ bir yıkık harita, olabilir

Ağaçların arasından geçtik dünyanın kapılarına
Mağaraların içinden antik mezar odalarına
Zümrütün içine sıkışan kabin basıncı gibi zaman uğultusundan
İşte ben diyorum sana dönelim dünyanın ilk haline
Dönelim dünyanın etrafından hala köşeli mi, olabilir

İpek yolu yüzbin yıldır yürürsün
Gayda köprüsünden su içen endişe
Araziye yatmış şüphe

İnsan dokuz ay yaşar
İlk çığlığıdır ölüm
Gergadan saatine bakar zaman yok gösteriyor bugün
Kozmosun çölüne hoşgeldiniz
Şimdi!!! Çok anlamlı, olabilir…
                                                                                                       
Mutlucan Güvendir



Şiirler, Mutlucan Güvendir'in izniyle yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok: