12 Temmuz 2015 Pazar

SERKAN TÜRK'TEN ŞİİRLER

ACILAR ORTASINDA

Karin, yeniden kan gölüne dönüşecek dünya
ne senin yürüyüp gittiğin dağ başları, deniz kıyıları
ne benim uğrunda çalışıp edindiğim yaşam
gözlerimizi kör eden bu ışık yok mu nice zamandır
kül olan kentler bırakacak ardında

sanki insan kökünden sökülmüş yeşil ot
kara lekeler gibi kuruyoruz gri gökyüzünün altında
karıncaların, böceklerin adımladığı bir evrende
bu yalnızlıklar, savaşlar hepimize fazla

ölü çocuk fotoğraflarına bakarak içlenecek bir kadın
kundakta yakalamış hayatsızlık insanı
sönen her yıldız birimizin sonsuz kaybı, diyor ihtiyar
selvilerin gölgesinde beklerken kimsesiz böyle bir akşamı

insan kendini koyamazken bir yere
başka birinin cenneti cehennemi de olur

her yıl güller iki mevsim açıyor sabırla
bu bakımsız bahçenin duvarları arasında
kalbimiz dönüp duran bir topaç gibi
aynı acılar ortasında sızıyla
Karin, yeniden kan gölüne dönüşecek dünya

Serkan Türk
1 Eylül 2013

KIŞ BAHÇESİ

harun bildiğin tüm yeminleri yaz derler
söyle derler güz geride kaldı şimdi kış
odun gerek kürek gerek kol kanat bildiğin şeyler,
insan yalnızlığına da bulaşmasın
karanlığına da yabancı bakış

harun dünya başka yere gidiyor derler
ikimiz su kuşlarını gördük
pengueni, yaban kazını, orman kaçkınını
geçim sıkıntısını kalbimizin yandığını
bırakılmayı öyle ulu orta savaş sonrası

harun çocukluk ediyorsun bazen derler
ölmeyi  düşünüyorsun uzun uzun
her beden kimbilir kaç kez kamburunu tekmeler
hep aynı hırıltı boğazında
batacaksın bir canda insanın yazgısı budur

biz çok geçtik kalpsizlerin yolundan yurdundan
o yüzden her taşın altından alınganlığımız çıkar

aralık 2011

Serkan Türk

PORTEKİZ

akşamları neye inanırım sanırsın
balkonundan sarkmış bir çocuk başı
görür uzak yıldızları, yalnız ayı
güzellik saçlarının çözülmesi düğümlerinden

yazın tütmeyecek bacalar yapılır çatılara,
akmayacak yağmurdan gözyaşları çalınır
bilirsin her şey geçmişin tekrarı
yaşarsın yüzyıllar önceki mutsuzlukları ondan
aynı alışkanlıkla söylenirsin manava, kasaba
ben iyiye doğru gidiyorum kendi içimde

hepimiz başka karaların artığı
sular çekilir, o kuyular körlüğü insanın
yeni bir bakıştan mutluluk yapalım
terleyen bir kalp çarpıntısı ikimizde
başka kıyılara başka atlaslara bakalım

akşamları neye inanırım sanırsın
sokağından geçmiş kara bir gölge
bilir uzak şehirleri, çalınmış hayatları
burada durmuş söz ederiz Portekiz’den
sana çarpan sesimdeki boşluktan
gidemediğimiz limanlardan

Serkan Türk

SON YÜRÜYÜŞ

ben kendimle nereye taşınsam
orası gecenin köründe sana gelir
geçmiyordum, geçemiyordum senden,
kararlı bir gül gibi batmıştım dikenlerine
sanki kocaman kulağıydım evrenin

her ayrılıkta bütün sesler bende birikti

çok alıştım ulumasına içimdeki köpeklerin
hepsinin bağı çözüldü yalnızlıktan
kimi karıştı ilerideki çalılığına bahçenin
kimi ayın peşinden gitti sızlanarak benim yerime
orada başladı çöl ve uğultusu rüzgârın
gülün sesine bülbülün kokusuna karışarak
ateş böcekleri söndürürdü karınlarındaki fenerleri
her gece acılarımı ehilleştirdim tenimde

yüzüne baktım yıldızlarını dinledim
göğsünün alçalıp yükselmesi bir deniz
ikimiz aynı okula gitmişiz çocukken
o yüzden benziyoruz birbirimize
yolunu uzatıyoruz evlerin

allah biliyor gönlümüz bazen şen
bulduğumuza şükrediyorum birbirimizi
ama bazen dünyam küçük dar oda
zehir zıkkım kara bulutlar yağıyor üzerime

sen beton evlerin arasında yittin
kentin batısına doğru son yürüyüşümüz oldu bu
ben kendimle nereye taşınsam
orası gecenin köründe senden gelir

Serkan Türk

YALNIZLIK

incir ağaçlarının altındaki masada
bazen reçele bulanmış elleriyle bakarlardı
gördüğüm olurdu terzileri
her biri bana kumaş bana kader biçerdi
dal olmaya gelenler vardı içlerinde
gül vermeye yeltenen dikenlerim acırdı

kime teyellendimse bin sökük aramızda 

tadını çıkaracağım bir yaz bulurum elbet
geceyi bölüşeceğim başkaca kumsallar
yorgunsa ikimizin kalbidir, durmalıyız
uluorta yaşanmıyor artık acılar

sonsuz bir boşluk bulduk içimizde
doldur doldur bitmeyen yalnızlık koyduk adına

Serkan Türk

*Şiirler Serkan Türk’ün izniyle yayınlanmıştır.


Hiç yorum yok: