7 Temmuz 2015 Salı

ÖZKAN SATILMIŞ


(28 Ekim 1986, Ankara - )


       Sevilay Hanım ile Hayati Satılmış’ın oğlu. Dokuz Eylül Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü, Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı Bölümü’nü bitirdi.
       Şiirleri ve söyleşileri Ada(Samsun), Akatalpa, BH Sanat, Denizsuyukasesi, Dize, Eliz Edebiyat, Eski, Ihlamur, İle, İmgelem, Kitap-lık, Mavi Liman Mor Taka, Mühür, Patika, Ünlem, Varlık, Yazılıkaya vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı/yayımlanıyor.
Ödülleri: Adnan Yücel Şiir Ödülü (ikincilik), Ali Rıza Ertan Şiir Yarışması (Başarı),  Attila İlhan Şiir Ödülü (üçüncülük), Bodrum 5. Gençler Arası Şiir Yarışması (birincilik),   Dize Şiir Ödülü (birincilik), Doğan Şadıllıoğlu Şiir Yarışması (birincilik), Salah Birsel Şiir Ödülü (ikincilik), II. Yunus Emre Şiir Yarışması (üçüncülük), “21.yy. Hayyamları Aranıyor” şiir yarışması (birincilik) “Şiir Koy Alnıma” adlı dosyasıyla 2008 Memet Fuat Genç Şiir Ödülü’nü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Şiir Koy Alnıma (2009, Komşu Yayınları: 41, Şiir: 37, İst., 56 s.)

Şiirlerinden Seçmeler:

BAKAÇ

Vapur size binmişti, martılar size
Bir parlak dili konuşuyordunuz
 
Saatiniz gece yarısını ısırmıştı kıyıda
Tuzlu bir adam dövüyordu taşları
Oysa sizin kulağınıza çiçekler doluyordu
 
İçeri taşıdım gözlerinizi
Karanlığın göbek deliğine
 
Damarlarınızı sıvadı bir kaplan dişleriyle
Kanınızı kovaladı
 
Körlüğü hızla yoldunuz lambadaki
 
Mor Taka, Sayı 8, 2007

ÖCÜ RENGİ

annem nisanın biriydi hep
babam her ayın otuz ikisi

saksılar sahiplendi beni
saksılar: dünyanın en aydınlık yeri

büyümek gelişen bir omurga yangını

yağmalanmak iyidir
her vuruluşumda şiir kaldırır alnımı

cevizden bir kadını bekliyorum
gelse, şehrin yapışkan metalini yarsak

o zaman masal takardım öcülerin rengine
ışıkla yontmama gerek kalmazdı ödümdeki volkanı

hep terlerdi bayram sabahları
soğuk güller yıkardı derimin içini

hiç susmazdı ömür kağıdım.

Dize, Aralık 2004

SEVDA MERMERİ

Sana açılıyor çiçeklerim

Kasığındaki süsenin gölgesinde duruyorum

Sesin zeytin topluyor, sesin ilk anahtar tanrımı kilitlemeye

Göğsüm, süt yanığı.
kaşısam, bir ırmak ters dönüyor
kaşısam, küsüyor kurt elmasına

Bir sandalyedeyim, her ayağı sevda mermerinde
 
Dil uzatsan, dağılıyor damak.
sözcükler; güneşsiz, kadınsız, dalsız,
narçiçeksiz ...

sanki yüreğin başka bir evrenden,
avuç içleriyle gül yaratanlardan

yüreğim senin, ilk insandan bu yana.

Dize, Ekim 2005

ÜZÜME BOYANIRKEN YERYÜZÜ

Salkım saçını topladı bağ
Eylül'ün aynasında
Suyunu soyundu
Tanrı'nın damak atları kadar sabırsızdım
Şişelere örüldü sıcaklık
Karıştık mahzen çiçeklerine
Yoldum aklındaki mantarı
Bir şelale kendini şaşırdı dökülüşünle
Çalkaladım harflerimi
Çemberimi genişletip hızlandıran kokun
Küstürdü çam ağaçlarını, nergisleri...
Bir kadının metal çizgilerinden
Dilimde kalan yuvarlak notalarla
Yoğun bir şarkıya başladı rüzgâr
Dik açılarla geldin iliklerime
Kızarıp içine çekildi gölgemin boyu
Ardışık ormanlar kurdun evin bağrına
Buzulunu öptün damarların
Çağ atlattın yüreğimdeki bahçeye
Gökyüzü boyunca serpilmenin ipiyle
Çekildim bir tenin asma yaprağına


Dize, Sayı: 144, 2007

YAĞMURDAN KAÇIP

Gece oldu mu
Kalbimi önüne katar bin boğa
Belki yüz bin

Dökülen ter demirden ağırken
Saymak kolay değil
Kılıçtan hırçın kaç boynuz peşimde diye

Ve gündüzler,
Belki herkesin gündüzleri gibi
Geçim telaşı kokan.
Arabalar, buzdan apartmanlar,
Reklam panoları ve namussuzlar arasında
Sıkışmış gündüzler

İşte gecem ve gündüzüm
İşte çift başlı akrep

Ve boş verme giysimle çıktığımda dünyaya
Uykum ve uçurtmam dişlenmeden soluduğumda evreni
Yani insanın neşterlenmiş göğü yoksa üstümde

Beş dakikalığına
Beş saatliğine
Beş günlüğüne…
Benim çift başlı güzel akrebimden kaçıp
Sırtlanların çarkında yenilmişim


Akatalpa, Sayı: 181, Ocak 2015

*12 Haziran 2016 tarihinde güncellendi.

Hiç yorum yok: