(20 Aralık 1873,
İstanbul - 27 Aralık 1936, İstanbul)
Türk şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur'an mütercimi ve
siyasetçi. Mehmet Âkif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nin (KKTC] ulusal marşı olan İstiklâl Marşı'nın yazarıdır.
"Vatan Şairi" ve "Milli Şair" unvanları ile anılır.
İstiklal Marşı'nın yanı sıra Çanakkale Destanı, Bülbül ve 1911-1933 yılları
arasında yayımladığı yedi şiir kitabındaki şiirleri bir araya getiren Safahat
en önemli eserlerindendir. II. Meşrutiyet döneminden itibaren Sırat-ı Müstakim
(daha sonraki adıyla Sebil'ür-Reşad) dergisinin başyazarlığını yapmıştır.
Kurtuluş Savaşı sırasında milletvekili olarak 1. TBMM'de yer almıştır.
Fatih'in Sarıgüzel semtinin Nasuh
mahallesinde 12 numaralı evde (Büyük bir yangında harap olan bu semtin
ortasından bugün Vatan Caddesi geçmektedir) dünyaya geldi. Asıl adı Mehmet
Ragif'tir. Ragif, ebced hesabıyla hicri 1290 rakamına karşılık gelmektedir ve
bu rakam Akif'in doğum tarihidir. Annesi Buhara'dan Anadolu'ya geçmiş bir
ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım; babası ise Kosova doğumlu, Fatih Camii
medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi'dir. Babası vefatına kadar Ragif adını
kullansa da bu isim yaygın olmadığı için arkadaşları ve annesi ona Âkif ismiyle
seslendi, zamanla bu ismi benimsedi. Çocukluğunun büyük bölümü annesinin Fatih,
Sarıgüzel'deki evinde geçti. Kendisinden küçük, Nuriye adında bir de kız
kardeşi vardır.
İlk öğrenimine Fatih'te Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde başladı. İki yıl
sonra iptidai (ilkokul) bölümüne geçti ve babasından Arapça öğrenmeye başladı.
Ortaöğrenimine Fatih Merkez Rüştiyesi’nde başladı (1882). Aynı zamanda Fatih
Camii'nde Farsça derslerini takip etti. Mehmet Âkif, rüştiyedeki eğitimi
boyunca Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerinde hep birinci oldu.
Rüştiyeyi bitirdikten sonra 1885 yılında dönemin gözde okullarından
Mülkiye İdadisi’ne kaydoldu. 1888 yılında okulun yüksek kısmına devam etmekte
iken babasını kaybetti. Ertesi yıl büyük Fatih yangınında evlerinin yanması
aileyi yoksulluğa düşürdü. Babasının öğrencisi Mustafa Sıtkı aynı arsa üzerine
küçük bir ev yaparak aileyi bu eve yerleştirdi.
Mehmet Âkif öncelikle meslek sahibi olmak ve yatılı okulda okumak
istediği için Mülkiye İdadisi’ni bıraktı. O yıllarda yeni açılan ve ilk sivil
veteriner yüksekokulu olan Ziraat ve Baytar Mektebi'ne (Tarım ve Veterinerlik
Okulu) kaydoldu. Okul yıllarında spora
büyük ilgi gösterdi; başta güreş ve yüzücülük olmak üzere uzun yürüyüş, koşma
ve gülle atma yarışlarına katıldı; şiire olan ilgisi okulun son iki yılında
arttı. Mektebin baytarlık bölümünü 1893 yılında birincilikle bitirdi.
Mezuniyetinden sonra Mehmet Âkif, Fransızcasını geliştirdi. 6 ay içinde Kur'an'ı
ezberleyerek hâfız oldu. Hazine-i Fünun Dergisinde 1893 ve 1894 yılında birer
gazeli, 1895 yılında ise Mektep Mecmuası’nda "Kur'an'a Hitab", adlı
şiiri yayınlandı, memuriyet hayatına başladı. Okulu bitirdikten hemen sonra
Ziraat Bakanlığı’nda (Orman ve Vaadin ve Ziraat Nezareti) memur olan Mehmet
Âkif, memuriyet hayatını 1893–1913 yılları arasında sürdürdü. Bakanlıktaki ilk
görevi veteriner müfettiş yardımcılığı idi. Görev merkezi İstanbul idi ancak
memuriyetinin ilk dört yılında teftiş için Rumeli, Anadolu, Arnavutluk ve
Arabistan'da bulundu. Bu sayede halkla yakın temas halinde olma imkânı buldu.
Bir seyahati sırasında babasının doğum yeri olan İpek Kasabası'na gidip
amcalarıyla tanıştı. 1898 yılında Tophane-i Âmire veznedârı Mehmet Emin Beyin
kızı İsmet Hanım’la evlendi; bu evlilikten Cemile, Feride, Suadi, Emin, Tahir
adlı çocukları dünyaya geldi.
Mehmet Âkif, edebiyata olan ilgisini şiir yazarak ve edebiyat
öğretmenliği yaparak sürdürdü. Resimli Gazete’de Servet-i Fünun Dergisi'nde
şiirleri ve yazıları yayımlandı. İstanbul’da bulunduğu sırada bakanlıktaki
görevinin yanı sıra önce Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi'nde (1906) kompozisyon
(kitabet-i resmiye), sonra Çiftçilik Makinist Mektebi'nde (1907) Türkçe
dersleri vermek üzere öğretmen olarak atandı.
II. Meşrutiyet ilan edildiğinde Mehmet Akif, Umur-ı Baytar-iye Dairesi
Müdür Muavini idi. II. Abdülhamid'in istibdat rejiminin şiddetli bir
muhalifiydi, hatta II. Abdülhamid'in yüzünü gördüğünde bile midesinin
bulandığını hatıralarında anlatır. Bunun etkisiyle, meşrutiyet'in ilanından 10
gün sonra arkadaşı rasathane müdürü Fatin Hoca'nın yönlendirmesiyle, on bir
arkadaşı ile birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye oldu. Ancak Mehmet
Akif, üyeliğe girerken edilen yeminde yer alan "Cemiyetin bütün
emirlerine, bilâkayd ü şart (kayıtsız şartsız) itaat edeceğim" cümlesinde
geçen "kayıtsız şartsız" ifadesine karşı çıkmış, "sadece iyi ve
doğru olanlarına'" şeklinde yemini değiştirtmişti. Cemiyetin Şehzadebaşı
İlmiye Mahfelinde Arap Edebiyatı dersleri veren Âkif, Kasım 1907’de, Umur-i
Baytariye Müdür Muavinliği görevini sürdürürken Darülfünun’da Edebiyat-i
Osmaniye dersleri vermeye başladı.
II. Meşrutiyet’in büyük etkisinde kalan Âkif, arkadaşı Eşref Edip ve
Ebül’ula Mardin’in çıkardığı ve ilk sayısı 27 Ağustos 1908'de yayımlanan
Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarı oldu. İlk sayıda “Fatih Camii” şiiri
yayımlandı. Ebül'ula Mardin ayrıldıktan sonra dergi, 8 Mart 1912'den itibaren “Sebil'ür-Reşad”
adıyla çıkmaya devam etti. Âkif'in hemen hemen bütün şiir ve yazıları bu iki
dergide yayımlandı. 1914’ün başında iki aylık bir seyahate çıkarak Mısır ve
Medine'de bulundu. 1913 yılında kurulan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti'nin halkı
edebiyat yoluyla aydınlatma amacı güden neşriyat şubesinde Recaizade Ekrem,
Abdülhak Hamid, Süleyman Nazif, Cenap Şahabettin ile beraber çalıştı. 2 Şubat
1913 günü Bayezid Camisi kürsüsünde, 7 Şubat 1913 günü Fatih Camisi kürsüsünde
konuşarak halkı vatanı savunmaya çağırdı.
Lübnan’da yaşayan Mekke Emiri Şerif Ali Haydar Paşa’nın daveti ile 1918 yılında bu ülkeye giden Âkif, Lübnan’da iken
Şeyhülislamlığa bağlı Dâr-ül Hikmet-il İslâmiye Cemiyeti başkatipliğine atandı.
Ahmet Cevdet, Mustafa Sabri, Said Nursi gibi isimlerin kurduğu ve Osmanlı
Devleti ile diğer İslam ülkelerinde çıkacak dini meseleleri halletmek, İslam
aleyhindeki gelişmelere yanıt vermek amacıyla kurulan bu örgütte çalışırken bir
yandan da Said Halim Paşa'nın “İslamlaşmak” adlı eserini Fransızcadan Türkçeye
çevirdi.
Balkan Savaşı, Çanakkale Muharebeleri ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde
çeşitli görevlerde bulunup, Balıkesir'e
giderek 6 Şubat 1920 günü Zağnos Paşa Camii'nde çok heyecanlı bir hutbe verdi.
Halkın beklenmedik ilgisi karşısında daha birçok yerde hutbe verdi, konuşmalar
yaptı ve İstanbul'a döndü. Bu arada Sebilürreşad idarehanesi, Millî Mücadele’ye
katılmak için Anadolu’ya geçmiş olanlarla İstanbul’daki yakınlarının gizli
haberleşme merkezi hâline gelmişti. Âkif, Kurtuluş Savaşı’nı desteklemesi
nedeniyle 1920 yılında Dâr ül-Hikmet
il-İslâmiye Cemiyeti'ndeki görevlerinden azledildi. İstanbul'da rahat hareket etme olanağı
kalmayan Mehmet Âkif, görevinden azledilmeden az önce oğlu Emin'i yanına alarak
Anadolu’ya geçti. Sebil'ür-Reşad’ı Ankara’da çıkarması için Mustafa Kemâl
Paşa'dan davet gelmişti. TBMM'nin açılışının ertesi günü olan 24 Nisan 1920
günü Ankara'ya vardı. Millî mücadeleye şair, hatip, seyyah, gazeteci, siyasetçi
olarak katıldı. Ankara'ya varışından bir süre sonra ailesini de yanına aldırdı.
Ankara’ya geldiği günlerde, Mustafa Kemâl Paşa Konya vali vekiline telgraf
göndererek Âkif’in Burdur milletvekili seçilmesini sağlamasını istemişti.
Haziran ayında Burdur’dan, Temmuz ayında ise Biga’dan mebus seçildiği haberi
meclise ulaştı. Âkif, Burdur mebusluğunu tercih etti. Böylece 1920-1923 yılları
arasında vekil olarak I. TBMM’de yer aldı. Meclis kayıtlarında adı "Burdur
milletvekili ve İslam şairi" olarak geçmektedir. Ankara'ya varır varmaz
ona verilen ilk görev, Konya Ayaklanması’nı önlemek için halka öğütler vermek
üzere Konya’ya gitmekti, büyük gayretine rağmen Konya’da kesin bir sonuca
ulaşamadı ve Kastamonu’ya geçti. Halkı düşmana direnişe teşvik için 1920
yılının Kasım ayında Kastamonu’daki Nasrullah Camisi'nde verdiği ateşli vaaz,
Diyarbakır’da basıldı ve tüm vilayetlere ve cephelere dağıtıldı.
Âkif, Anadolu'ya geçerken Eşref Edip'e de arkasından gelmesini
söylemişti. Eşref Edip, Sebil'ür-Reşad Dergisi'nin klişesini de alıp
İstanbul'dan ayrıldı. Son olarak 6 Mayıs 1921 günü derginin 463. sayısını
yayımlamışlardı. Âkif derginin 464-466. sayılarını Eşref Edip ile beraber
Kastamonu'da yayımladı, 464. sayı o kadar ilgi gördü ki birkaç kere basılıp
Anadolu'ya ve askere dağıtıldı. 467. sayıdan itibaren yayıma Ankara'da devam
ettiler. Derginin etkisi o kadar büyüktü ki, yaydığı yoğun duyguların
hâkimiyetindeki Türk halkları etkilenmesinden korkan Rusya, gazetenin ülkeye
girişini yasakladı. 1921 yılında Ankara'da Taceddin Dergahı'na yerleşen Mehmet
Âkif, Burdur milletvekili olarak meclisteki görevine devam etmekteydi. O
dönemde Yunanların Ankara'ya ilerleyişi karşısında meclisi Kayseri'ye taşımak
için hazırlık vardı. Bunun bir dağılmaya yol açacağını düşünen Mehmet Âkif,
Ankara'da kalınmasını, Sakarya'da yeni bir savunma hattı kurulmasını önerdi; teklifi
tartışılıp kabul edildi.
Mehmet Âkif, 500 lira ödül konularak açılan İstiklâl Marşı yarışmasına
başta katılmadı. Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in ricası üzerine arkadaşı
Hasan Basri Beyin teşvikiyle ikna oldu. Onun orduya ithaf ettiği İstiklâl Marşı,
17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hâkimiyet-i Milliye'de yayımlandı. Hamdullah
Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi
günü saat 17.45'te Milli Marş olarak kabul edildi. Âkif, ödül olarak verilen
500 lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye
elbise diken Dar’ül Mesai vakfına bağışladı.
İstiklâl Madalyası ile ödüllendirilen Mehmet Âkif, 1922 yılında sağlık
gerekçesi ile milletvekilliğinden istifa etti. 1923 yılının Mart ayının son
günlerinde ortadan kaybolan yakın arkadaşı Trabzon Milletvekili Ali Şükrü
Bey’in Mustafa Kemal’in Muhafız Alayı Kumandanı Topal Osman tarafından
öldürüldüğünün anlaşılması üzerine kendine yeni bir yurt bulması gerektiğini
hissetti. Bir süredir kendisini Mısır’a davet eden Mısır Hıdivi Abbas Halim
Paşa'nın davetine uydu ve böylece kışlarını Mısır’da geçirmeye başladı.
En ünlü eseri Safahat 1924 yılında Türkiye'de basıldı. Birkaç sene
yazları İstanbul'da, kışları Mısır'da geçiren Mehmet Âkif, 1926 kışından sonra
Mısır’dan dönmedi. Kahire yakınlarındaki Hilvan'a yerleşti. Mısır yıllarında Kahire'deki
“Câmiat-ül Mısriyye" adlı üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı dersleri
verdi (1925-1936).
Kurtuluş Savaşı ve zafer sonrası uzunca bir süre Mısır’da yaşayan Milli
Şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy, 17 Haziran 1936’da tedavi için İstanbul’a döndü. 27
Aralık 1936 tarihinde İstanbul’da, Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda vefat
etti, Edirnekapı Mezarlığı'na gömüldü. Mezarı iki yıl sonra, üniversiteli
gençler tarafından yaptırıldı; 1960 yılında yol inşaatı nedeniyle kabri
Edirnekapı Şehitliği'ne nakledildi. Mezarı, Süleyman Nazif ve arkadaşı Ahmet
Naim Bey'in mezarları arasındadır.Edirnekapı Şehitliğinde yatmaktadır.
Mehmet Âkif, şiir yazmaya Baytar Mektebi'nde öğrenci olduğu yıllarda
başladı. Yayımlanan ilk şiiri Kur'an'a Hitap başlığını taşır. 1908 yılından
itibaren aruz ölçüsü kullanarak manzum hikâyeler yazdı. Hikâyelerinde halkın
dert ve sıkıntılarını anlattı. Balkan Savaşı yıllarından itibaren destansı
şiirler yazmaya başladı. İlk büyük destanı, “Çanakkale Şehitleri'ne“ başlıklı
şiiridir. İkinci büyük destanı ise Bursa'nın işgali üzerine yazdığı “Bülbül“
adlı şiiridir. Üçüncü olarak da İstiklâl Marşı'nı yazarak İstiklâl Savaşı'nı
anlatmıştır. "Sanat sanat içindir" görüşüne karşı çıkan Mehmet Âkif,
dinî yönü ağırlıkta bir edebiyat tarzı benimsemişti. Edebiyat dili olarak Millî
Edebiyat akımına karşı çıktı ve edebiyatta batılılaşma konusunda Tevfik Fikret
ile çatışmıştır. Şiirlerini aruzla yazdı. Din, ahlâk, vatan sevgisi temalarını
gerçekçi bir üslupla işledi. İslâm birliği düşüncesini savundu.
Mehmet Akif Ersoy’un ölümünün 75. ve İstiklal Marşı’nın Kabulünün 90.
Yılı olması nedeniyle 2011 yılı T.C. Başbakanlığı tarafından "Mehmet Akif
Ersoy Yılı" olarak ilan edilmiştir.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Safahat Birinci Kitap (1911)
& Safahat İkinci Kitap Süleymaniye Kürsüsünde (1912)
& Safahat Üçüncü Kitap Hakkın Sesleri (1913)
& Safahat Dördüncü Kitap Fatih Kürsüsünde (1914)
& Safahat Beşinci Kitap Hatıralar (1917)
& Safahat Altıncı Kitap Asım (1924)
& Safahat Yedinci Kitap Gölgeler (1933)
& Safahat - (Toplu Basım) (Yedi cilt olarak
yayımlanan şiirleri, ölümünden sonra kitaplarına girmeyen şiirleri de eklenerek
tek ciltte toplandı. 1943)
Hakkında Yazılan Kitaplar:
& Süleyman Afazi,
Mehmet Akif Şairin Zatı ve Asarı Hakkında Bazı Malumat ve Tetkikat
& Orhan Seyfi Orhon,
Mehmet Akif, Hayatı ve Eserleri
& Esat Adil
Müstecaplıoğlu, Mehmet Akif, Ferdi ve içtimai Karakteri, Vatanperverliği,
Milliyetçiliği, Şairliği
& M. Sencer - M.
Salih, Mehmet Akif
& Ahmet Cevat, Mehmet
Akif, Hayatı ve Seçme Şiirleri
& Eşref Edip Fergan,
Mehmet Akif, Hayatı, Eserleri ve 70 Muharririn Yazıları I. cilt
& Eşref Edip Fergan,
Mehmet Akif, Hayatı, Eserleri ve 70 Muharririn Yazıları 2. Cilt
& Mithat Cemal
Kuntay, Mehmet Akif
& Mehmet Akif,
Neşreden: Yüksek Ziraat Enstitüsü Talebe Cemiyeti
& Sabiha - Zekeriya
Sertel, Tevfik Fikret - Mehmet Akif Kavgası
& Eşref Edip Fergan,
İnkılap Karşısında Akif – Fikret – Gençlik - Tancılar
& Sabiha - Zekeriya
Sertel, Tevfik Fikret- Mehmet Akif Meselesi Hakkında
& Mithat Cemal
Kuntay, İstiklal Şairi Mehmet Akif
& Türk Gençliği ve
Mehmet Akif , Yayınlayan: İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği
& Mithat Cemal
Kuntay, Mehmet Akif ve Şiirleri
& Fevziye Abdullah
Tansel Mehmed Akif, Hayatı ve Eserleri, Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı
& Cemal Kutay, Mehmet
Akif, 1939, İstanbul
& Mehmet Akil
Ölümünün 10. Yılı, 1946, MTTB
& Ahmet Cerrahoğlu,
Bir İslam Reformatörü Mehmet Akif, 1964, İstanbul
& Cemil Sena Ongun,
Mehmet Akif Hayatı, Eserleri, Şahsiyeti, İdealleri
& Mithat Cemal
Kuntay, Mehmet Akif, Hayatı. Seciyesi, Seçme Şiirleri
& Zahir Güvendi,
Mehmet Akif, Hayatı, Sanatı, Şiirleri
& Fehmi Cumalıoğlu,
Mehmet Akif'in Hayatı ve Tefekkür Cephesi
& M. Emin Erişirgil,
Mehmet Akif, İslamcı Bir Şairin Romanı
& Prof. Dr. Ali Nihat
Tarlan - Doç. Dr. Nurettin Topçu, Mehmet Akif, 20. Ölüm Yıldönümü,
Milliyetçiler Derneği Neşriyatı
& Hilmi Yücebaş,
Bütün Cepheleriyle Mehmet Akif,
& Neriman Malkoç
Öztürkmen, Mehmet Akif, Safahat ve Mekan
& Yaşar Koksal,
Mehmet Akif Ersoy
& Hakkı Gürey, Mehmet
Akif' te Deyimler
& Fehmi Cumalıoğlu,
Mehmet Akif' in Hayatı ve İstiklal Marşı
& Faruk Kadri
Timurtaş, Mehmet Akif ve Cemiyetimiz
& Cemal Kutay, Necid
Çöllerinde Mehmet Akif
& A. Cerrahoğlu
(Kerim Sadi), Bir İslam Reformatörü Mehmet Akif
& Muhittin
Nalbantoğlu, İstiklal Marşımızın Tarihi
& Hasan Basri Çantay,
Akifname, 1966, İstanbul
& Yakup Hamzaçebi,
Büyük Vatansever, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy
& Prof. Dr. Ali Nihat
Tarlan, Mehmet Akif (His.Life and Works) .Publications of the RCD Cultural
Institute
& Sezai Karakoç,
Mehmet Akif (Hayatı, Aksiyonu, Düşünceleri ve Şiiri)
& Gençliğin
Kaleminden Üç Cephesiyle Mehmet Akif, Türkiye İslam Enstitüleri Talebe
Federasyonu Yayını
& Adil Yılmazoglu,
Milli Şair Mehmet Akif
& Neriman Malkoç
Öztürkmen, Mehmet Akif ve Dünyası
& Doç. Dr. Nurettin
Topçu, Mehmet Akif
& Mehmet Selim
Karaca, Akif ve Fikret'e Dair
& Şükran Tunaçar
(Derleyen), Mehmet Akif ten Bir Demet
& Ahmet Kabaklı,
Mehmet Akif
& Prof. Dr. M. Kaya
Bilgegil, Mehmet Akif, Resmi Hal Tercümesi Basılmamış Bazı Mektup ve
Manzumeleri
& Prof. Dr. Ali Nihat
Tarlan, Mehmet Akif ve Safahat
& Mehmet Akif
Armağanı (MTTB, Büyük Düşünce Adamına, Doğumunun 101. Yıldönümünde Türk
Gençliğinin Armağanıdır)
& Vehbi Vakkasoğlu,
İslam Şairi Mehmet Akif
& Mehmet Akif
Sempozyumu (27-28 Aralık 1976), Hacettepe Üniversitesi ve İdari Bilimler
Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kitap, Prof. Doğan Karan, Prof. İhsan
Doğramacı, Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem, Zeynep Korkmaz, Abdülkadir
Karahan, Erol Güngör, Fevziye Abdullah Tansel, Nihat Nirun, Mehmet Kaplan'ın
konuşmaları
& M. Ertuğrul Düzdag,
Safahat Tetkikleri, 1979
& Mehmet Muhittin
Nalbantoğlu, Mehmet Akif ve İstiklal Marşı
& Ahmet Öksüz,
Açıklamalı İstiklal Marşı
& Mustafa Eski, Milli
Mücadele'de Mehmet Akif Kastamonu'da
& Abidin Sönmez
(hazırlayan ve sadeleştiren), Mehmet Akif, İstiklal Savaşı Hitabeleri,
Manastırlı İsmail Hakkı, Vaizler
& Zeki Sarıhan, Vatan
Türküsü - İstiklal Marşı, Tarihi ve Anlamı
& Ayral Alparslan,
Açıklamalı İstiklal Mars'ımız, Balıkesir
& İsmet Aksal,
İstiklal Marşı' mızın Esasları (İstiklal Marşı'nın Açıklaması)
& Selahattin Yaşar,
Mehmet Akif, Hayatı Sanatı, Fikirleri
& A. Metin Çalı,
Hüseyin Ceylan, Duran Durulmuş, Milli Şairimiz Mehmet Akif, Çorum
& Beşir Ayvazoğlu,
İstiklal Marşı Tarihi ve Manası
& Niğde Valiliği, Ölümünün
50. Yılında Milli Şair Mehmet Akif, Niğde, 1986
& Ölümünün 50.
Yılında Mehmet Akif, Adıyaman Valiliği Gerger Kaymakamlığı
& Şanlıurfa İl Halk
Kütüphanesi Müdürlüğü, Ölümünün 50. Yılında Mehmet Akif
& Ölümünün 50.
Yılında Mehmet Akif Ersoy, İstanbul, 1986, Marmara Üniversitesi
& Yavuz Bülent
Bakiler (Hazırlayan), Ölümünün 50. Yılında Mehmet Akif Ersoy
& Mehmet Akif Ersoy -
Ölümünün 50. Yılı, Antakya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
& Hüseyin Çakar,
İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Aziz Hatırası'na, Ölümünün 50.
Yılında, Erzincan
& Hasan Duman, Mehmet
Akif ve Bir Mecmua' nın Anatomisi
& Beşir Ayvazoğlu,
Mehmet Akif ve Safahat, Tercüman Gazetesi
& Fethi Bolayır,
Mehmet Akif Ersoy, Gazi Üniversitesi
& İzzet Kaçar,
Eğitimci Yönüyle Mehmet Akif, Konya
& Nusret Karanlıktagazar,
İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy
& Mehmet Kaplan,
Mehmet Akif ve Çanakkale Savaşı
& Abdullah Çınar
(Hazırlayan) Mehmet Akif ve Gençlik, Kültür ve Edebiyat Dergisi Yayınları
& Abdülkerim
Abdülkadiroğlu (Hazırlayan), Mehmet Akif Ersoy'un Makaleleri
& N.Mehmet Solmaz
(Hazırlayan), Mehmet Akif'ten Seçmeler
& Fahir İz, Mehmet
Akif - Bir Biyografi
& Mehmed Doğan,
Camideki Şair Mehmet Akif
& M.Ertuğrul Düzdağ,
Mehmet Akif Hakkında Araştırmalar, Mehmet Akif Araştırmaları Merkezi, İstanbul
& Hüseyin Uğur,
İstiklal Marşımız, Malatya Kadınhanı İlçe Milli Eğitim Gençlik ve Spor
Müdürlüğü
& Veli Ertan, Mehmet
Akif (Hayatı, Sanatı, Tesirleri), İstanbul
& İsmail Hakkı
Şengüler (Hazırlayan), Açıklamalı ve Lügatçeli Mehmet Akif Külliyatı, İstanbul
& Muzaffer Uyguner
(Derleyen), Mehmet Akif Ersoy
& Kasım Göçmenoğlu
(Hazırlayan), İstiklal Marşı Yazılıyor Mehmet Akif'in Romanı
& Adalet Ergenekon
Çil, Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı
& Gülendam Yılmaz,
Enver Yavuz, Şenol Bağcı, Mehmet Akif, Konya
& Prof. Abdülkerim
-Nuray Abdülkadiroğlu - Mehmet Akif Hakkında, Yazılanlar - Mehmet Akif Ersoy
Fikir ve Sanat Vakfı
& Mehmet Akif
Araştırmaları Dergisi- Mehmet Akif Ersoy Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı
& TBMM'de İstiklal
Marşı ve Mehmet Akif, Mehmet Cemal Çiftçigüzeli - Mehmet Çetin. - Mehmet Akif
Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı
& Prof. Dr. Orhan
Okay, Mehmet Akif - Bir Karakter Heykelinin Anatomisi,
& Neriman Malkoç
Öztürk, Mehmet Akif ve Dünyası, 1969, Ankara
& Süleyman Nazif,
Mehmet Akif, 1971, İstanbul
& Ord. Prof. Ali
Nihat Tarlan, Mehmet Akif ve Safahat, 1971, İstanbul
& Ali Kaytancı,
İstiklal Marşımız ve Milli Ruh, 1972, Malatya
& Mehmet Akif Ersoy,
Vaazlar, 1975, İstanbul
& Mahir İz, Yılların
İzi, 1975, İstanbul
& Mehmet Akif
(Anonim- Hacettepe Üniverstesi Yayınları, 1976
& Cemal Kutay, Necit
Çöllerinde Mehmet Akif, 1978, İstanbul
& Divan, Mehmet Akif
Özel Sayısı, 1979, Ankara
& Hasan Boşnakoğlu,
Mehmet Akif'in İstiklal Savaşı'ndaki Yeri, 1981, İstanbul
& Ahmet Kabaklı,
Mehmet Akif Bibliyografyası
& Vehbi Vakkasoğlu,
İslam Şairi Mehmet Akif, 1983, İstanbul
& Yaşar Selahattin,
Mehmet Akif'İn Hayatı Sanat'ı Mücadelesi, 1985, İstanbul
& Nihat Sami Banarlı,
Kültür Köprüsü Süleyman Çelebi'den Mehmet Akif'e, 1985, İstanbul
& Müfide Öner,
Bayrağımız Sancağımız ve İstiklal Marşı, 1985, Ankara
& Beşir Ayvazoğlu,
İstiklal Marşı ve Tarihi Manası, 1986, İstanbul
& Mustafa Eski, Milli
Mücedelede Mehmet Akif Kastamonu'da, 1983, İstanbul
& Cemil Sena Ongun,
Mehmet Akif Hayatı ve Eserleri Şahsiyeti, 1947, İstanbul
& Hilmi Yücebaş,
Bütün Cepheleriyle Mehmet Akif, 1938, İstanbul
& Emin Erişirgil,
İslamcı Bir Şairin Romanı Türkiye İş Bankası Yayınları 1986 Ankara
& Mithat Cemal
Kuntay, Mehmet Akif'İn Hayatı Seciyesi Sanatı, 1986, Türkiye İş Bankası
Yayınları, Ankara
& Türk Edebiyatı,
Mehmet Akif Ersoy Özel Altın Sayısı, 1986, İstanbul
& Mehmet Akif'i 50.
Ölüm Yıldönümünde Anma Programı, Kültür Bakanlığı, 1986, Ankara
& Abdullah Çınar,
Mehmet Akif ve Gençlik, Kültür Edebiyatı Dergisi Yayınları Ankara
& Milli Şair Mehmet
Akif Ölümünün 50. Yılında, Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı İl Müdürlüğü
Yayınları, 1986, Aydın
& Osman Nuri Ekiz,
Mehmet Akif, 1985, Toker Yayınları, İstanbul
Kaynaklar:
A Abdullah Özkan – Refik Durbaş, Cumhuriyetten Günümüze
Türk Şiiri Antolojisi, Cilt 1, 1999, Boyut Dosya Yayınları, İst., s. 26-29
Şiirlerinden
Seçmeler:
BÜLBÜL
Basri Bey oğlumuza
Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek
bunalmıştım;
Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde
kalmıştım.
Şehirden kaçmak isterken sular zaten
kararmıştı,
Pek ıssız bir karanlık sonradan vadiyi
sarmıştı,
Işık yok, yolcu yok, ses yok; bütün hılkat
kesilmiş lâl...
Bu istiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor
ihlâl
Muhîtin hâli "insaniyyet"in
timsâlidir, sandım;
Dönüp mâziye tırmandım, ne hicranlar, neler
andım!
Taşarken haşrolup beynimden artık bir
müselsel yâd,
Zalâmın sinesinden fışkıran memdûd bir
feryad,
O müstağrak o durgun vecdi nâgâh öyle
coşturdu
Ki vadiden bütün, yer yer, enînler çağlayıp
durdu.
Ne muhrik nağmeler, Yârab, ne mevcâmevc
demlerdi;
Ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûya Sûr-i
Mahşerdi!
-Eşin var, âşiyanın var, baharın var, ki
beklerdin;
Kıyametler koparmak neydi, ey bülbül, nedir
derdin?
O zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat
kurdun;
Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin
yurdun,
Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl
gülşen,
Gezersin, hânmânın şen, için şen, kâinatın
şen.
Hazansız bir zemin isterse, şâyed rûh-i
ser-bâzın,
Ufuklar, bu'di mutlaklar bütün mahkûm-i
pervâzın.
Değil bir kayda, sığmazsın -kanadlandım mı-
eb'âda;
Hayâtın en muhayyel gayedir ahrâra dünyâda,
Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perişandır?
Niçin bir damlacık göğsünde bir umman
hurûşandır?
Hayır, mâtem senin hakkın değil.... Matem
benim hakkım:
Asırlar var ki, aydınlık nedir hiç bilmez
âfâkım!
Teselliden nasîbim yok, hazan ağlar
bahârımda;
Bugün bir hânmânsız serseriyim öz
diyârımda!
Ne husrandır ki: Şarkın ben vefâsız, kansız
evlâdı,
Serâpâ Garba çiğnettim de çıktım hâk-i
ecdâdı!
Hayâlimden geçerken şimdi, fikrim herc ü
merc oldu,
SALÂHADDİN-İ EYYUBÎ'lerin, FATİH'lerin
yurdu.
Ne zillettir ki: nâkus inlesin beyninde
OSMAN'ın;
Ezan sussun, fezalardan silinsin yâdı
Mevlânın!
Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp
olsun;
O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb
olsun;
Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden YILDIRIM
Hanın;
Şenâatlerle çiğnensin muazzam kabri
ORHAN'ın!
Ne heybettir ki; vahdet-gâhı dînin
devrilip, taş taş,
Sürünsün hânmânlar yerde işkenceyle
kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce
doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslâmın harem-gâhında
nâ-mahrem....
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın
değil matem!
“Safahat”
HUSRAN
Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,
İslâmı uyandırmak için haykıracaktım.
Gür hisli, gür imanlı beyinler, coşar
ancak,
Ben zaten uzunboylu düşünmekten uzaktım?
Haykır! Kime, lâkin? Hani sâhipleri yurdun?
Ellerdi yatanlar, sağa baktım, sola baktım;
Feryâdımı artık boğarak, na'şını, tuttum,
Bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.
Seller gibi vâdîyi enînim saracakken,
Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım.
Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz;
İnler "Safahat" ımdaki husran
bile sessiz!
“Safahat”
RESMİM
İÇİN
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince.
Günler şu heyûlâyı da, er geç, silecektir.
Rahmetle anılmak, ebediyyet budur amma,
Sessiz yaşadım, kim beni, nerden
bilecektir?
“Safahat”
RESMİM
İÇİN
Bir canlı izin varsa şu toprakta, silinmez
Ölsen, seni sırtında taşır toprağın altı.
Ey gölgeden ümmid-i vefâ eyliyen insan!
Kaç gün seni hâtırlatacaktır şu karaltı?
“Safahat”
SAFAHAT İÇİN
"Arkamda kalırsın, beni rahmetle
anarsın."
Derdim, sana baktıkça, a bîçâre kitabım!
Kim derdi ki: sen çök de senin arkana
kalsın,
Uğrunda harâb eylediğim ömr-i harâbım?
“Safahat”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder