25 Şubat 2016 Perşembe

RAFET ARSLAN

(12 Mayıs 1972, İzmir - )


       Sürrealizm, Yeni Dalga Bilimkurgu, Erekte Şiir, Mutant Sanat alanlarında aktif. Çağdaş Sanat Manifestoları (6:45 Yayınları-Mayıs 2010) kitabının yazarı.      
       Destruction/Yıkım 2011, Gerçeklik Terörü, Ubik Project sergilerini Alper İnce ile birlikte koordine etti. “Şuuraltı Operasyonları", “Babil Kitaplığı 1 ("Ziggurat Terbiyecisi, 2014)”, “Babil Kitaplığı 2” (Ardışık Totemler ve Diğer Hikâyeler, 2014)”   adlı kişisel sergilerini açtı. 2014 yılında “Müphem” ve “Soyutla Başlamak” 2015  yılında “Yalancı Meme” , “Manzara”, “Amarcord/Hatırlıyorum” adlı ortak sergiye katıldı.
       Karakalem dergisinin yayın kurulunda yer aldı.
       Şiirleri, öyküleri, yazıları ve söyleşileri Abluka, Albemuth, Alengirli Mecmua, Birgün, Diri Ozanlar Derneği, Düzensiz, Kaburga, Karagöz, Kirpi Şiir, Kurşun Kalem, L’Officciel, Müstehcen, Öteki-siz/Yaratım, Periferi Posta, Pulbiber, S.E.T. (Sürrealist Eylem Türkiye), Siber Gnosis, Siyahi, Ş, Şebeke, Tesmeralsekdiz, Toplum Düşmanı, Underground Poetix, Varlık, Yitik Alfabe, Xoxo vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Yapıtları:
Öykü Kitapları:
& Ziggurat Terbiyecisi (2014, Kült Neşriyat)
      Deneme, İnceleme, Eleştiri Kitapları:
& Çağdaş Sanat Manifestoları (2010,6 :45 Yayınları)
Kaynaklar:
Şiir Hakkındaki Düşünceleri:
ü  “Şiir uğraşı, yaşamın ve gerçeğin en gizli geçitlerine ulaşma çabasıdır. Bu yüzden deneysel olmayan, denemeyi göze almayan bir şiirden; bence bahsedilemez. Her şeyin piyasa koşullarına, tüketici beklentisi denen şeylere endekslendiği günümüzde, şiir ya cüretkâr olacaktır ya da yok olacaktır!”



Şiirlerinden Seçmeler:

ACI HAYAT

Hiçliğin o tuhaf gelgitleri
Ha vurdu ha vuracak kör saat
Hükmünü bekler gibi hissizce
Soluğun tükenerekten sıvazlayıp acıyı
Oradan oraya vurarak koca uzayboşluğu
Sarılarak eski bir türküye
Sızlar göğüs kafesi anksiyete anksiyete
Tüm aynaları kırarak sarıl hiçliğe

Vakitsiz bir bozgundur artık hayat

BEKLE GELİYORUM

eğil eğil
usulca sokul yamacıma
sulayayım en gizli bahçeni
en saklı çiçeğini
sarıl derin derin
nefes al ver sıkma kendini
onu bana ver
unutma davası olmaz
arka kapı nöbetlerinin

EN UCUBE ADAM BENİM

1
Vakitsiz gelir çöker bu kahır akşamları
Beyinde sızlayan kırbaç
Ben’e karşı bitmez hınçla
Kalbi sıkıştıran telefon kulübesi, hastane bahçesi
Alsancak adasına düşen yağmurlara karışan gözyaşları
Sıkılmış yumruk tekmelediğim hayatımla
Çöker vakitsiz histerik nevroz
Mırıldanarak adını çıldırır duyamaz sesini
Silemez imgeni Jenny Collon

2
Hayattaysak ta elde var sonsuz keder
Estetik felan yapmıyoruz
Kimse anlatmasın yüreğinin cevahirini
Kendi pisliğim kadar biliyorum her şeyi
İrin akan dünya
İnsan denen pislik
Kalın cürüf tabakası
Hissiz ilik ve kemik
Unutmak istiyorum tarihimi

Çıldırışımız sebepsiz değil
Zaman acıtıyor insanı Reyhan hanım!

ET DALAŞI

istersen beni vurabilirsin
her şey serbest
hatta yanlızlık bile..

geciktikçe gecikiyor randevusu bay ölümün
her gün aynı sik aynı bokboşluk
öyleymiş böyleymiş diye diye
akarak sokaklar boyunca hiçe
her şey serbest!
cinnet serbest akineton serbest neşter serbest
kardeşim ölmek serbest
yerse yada yemezse bu hicret..

anın mazoşizmini yaşa
boşluk boşluk karadelik
atlıkarıncadan kayıp gelmişin geçmişin
siktiret usulca sadece küfret
yarının bir tarihi olacaksa
olamayacaksın hiçbir varoluşta
şükretküfret yazgına

tanrı bu gece de gelmedi
hala uzaydayım sikik
her şey serbest
istersen vur beni
istersen orgazmet

HAVUZLU PARKA ANIT

herkes,
herkes anılarını koysun banka
yok yok yere parke taşlara
madem bu kadar gelip gidicez
bu gece helikopterde geberecez.

tüm pişmanlıkları, hayal kırıklıkları
cam kırıkları lık lık lık’ları
serin ortayamına koyayım
bu gece helikopterde ölecez
yok yok net geberecez, sağlamasız.


birbirimize küfredecez, ana avrat
sövecez, tüküre tüküre benliğimize
tokatlayacağız sarhoş yanaklarımızı
yok yok bu gece yalnızlığı hiç anmayacaz
düşünmeyeceğiz o düşkün kahpeyi
biz sadece yaşamadıklarımıza
yaratamadıklarımıza içecez
ve ölücez;
kahır kusan 1 Kadıköy akşamına…

13.05.09

KENDİMİ BOZDUĞUMUN RESMİ Mİ?

Adab ile ırzına geçmeli kontes
Kalabalık kahvelerin alkol bulutlarında
Taramasız bir desen kadar makyajsız kamusal alanlarda
Tedirgin nefeslerindeki baloncuklar kadar
Öpsen dudak kenarımdan
Abartısız herifliğimden utanırım, sabaha kadar..

Salon sosyalistlerinin kabarık samimiyeti
Boşuna sarmasın seni,
Ben diyeyim Madrit’e son tren
Sen oportünist ikircikli
Takmasaydın o güzel kafanı politik doğruculuğa
İtinayla sevişirdik boş akşamlarda
Bitmez ibadet;
İlelebet!

30.11.07

KİRAZ ŞELALESİ

Enis E’ye…

Umudumuz kaç yağmur Enis abi?
Beklerken sessizce kehaneti
Dolanırken zamanın saçları hakikate
Biliriz evrim dönemi çağıldar imgenin o fedaisi

Vuslat;
Bir barikat ağzında bırakmıştın tüm susuşlarını
Hani zulüm ifrit işkence
İtleşirken nesneler tutundun şiire kiraz mevsi-mi

Şimdi sessizlikte beklerken
Apansız bir bahar mucizesi
Sarar tüm dizeleri
Doğmamış bir şafağın sancısıdır vuslat!

TRAVMATOLOJİ

1
yazlık sinemaların hüznü çiğdem esti
şehrin fallusu saat kulesine
çarparak kadifekale de yitik bir arzuya
koşarak indi yazgı sarhoş agora parkına
esriklik ah esriklik
kentin yüzünde eşkalim yok

2
kayıp yazların hüznü çocukluktandır
travma kösnül travma
kaybolur kaldırımlarda
sarsılınca akli denge
çırpınınca yürek
titreyerek geçtim efkar kapısından
dibekbaşı kahvesinden yangın yokuşuna
tilkilikten basmaneye geçerken
tek tekçi ömer hayyam’a
kalbimi zehirlediğim karantina yokuşuna
civit mavi kaf sin kafa
ah esriklik
travma üstüne travma

kustuysa bu şehir
terk ettiyse ölüme
asın beni
amına koyayım
basmane meydanına!

26.07.08/Karaburun

Kadıköy Underground Poetix, Sayı: 2

VEGAN KÖFTE

Kira zamanı gelmişti ve mevlüd okuttuk
Panduf giyen teyzelerin yüzü suyu hürmetine
Sakındım ezelden beri ecelden
Sosyal medyaya hayvansever olan çok kasap tanıdığım
Emelleri karanlık bir hudut
Kesme biçme tutkunu kadınlar tanıdım
Hepsi aktöre bağlı ve oral sekse karşı
Bir kağıt parçasına evla oldu cümle mesel
Tektonik patlamaları bizden ırak bak
Kaç tane aklı evvel
QR kodlarına sığmaz ise kefenim
Söyle ey sevgili kederim
Lakin bu bakiyeye kim, nasıl öder?

Yediği budun kökenini soruşturmayan bizden değildir!

2
Evden çıkmalı derken derin taraçalara
Yine yol düzdü bize esrarına
Oysa güncel sancıları vardı hayatın
Ve ustalık göstermesi gerekiyordu kınından fırlayan her kılıcın
Söyle hangi yırtıcı hayvan bir Cadillac ile gezer?

Dolusu boş olan bizden değildir!

3
Ben kendimi bilirim ama alem anlamaz idrakimi
İşrak ile düşülmemiş o uykuları güneşe lekeli
Endama düşmedik imaj denilen suret-i afakî
İkrar edilmeyen sanal uçurumlar boş ruhların kabri alemi
Fasl-ı hazan ufka vurmadan zahiri özgürlüğüne kanma
Bakalım öfke saati vurunca karşındaki kumdan
Kaleler ne eyler?

Metrobüs kuyruğunda düzüşmeyen bizden değildir!

4
Çıkmaz sokaktan vurdum yola önümüz dersaadet.

Ağustos-1012

ZEHRİN TİNİ

Dün gece bir iguana yuttum
Bana hep bir imge olarak gözüktü kabusum
Küçük bir Şili kitabından sızmış yazgıdır
Mutlak gelecekten geri dönecektir
Orospu olsa da hece
Kanar vakitsiz gece gece
Zehrin tini ölü eti
Hissizliğin rengidir sadece gece…
Dedim baldırandır içilmez mi?

Çölün rüzgarına karışmış bir Kerbela sözüdür
Utanç bitti; alış ruhum sessiz geceye
Ağır aksak kaldırımlar boyu ilerler
Durur zaman stigmata stigmata
Dedim baldırandır içilmez mi?
Vuslat zehrini Azrail pusuda bekler

Biliyorsun sevgilim ben hastayım
Şimdi asitle yıka ruhunu
Kaynasın günahlarınla etin
Soyun tüm kirini Hallac’ı düşün
Hissizleşti bu küçük tatminle gece
Hissizdi aslında hep hecegece
Dedim baldırandır içilmez mi?

Bana hep bir imge olarak gözüktü kabusum
Ve kırdığım kalbim değil;

Kalemdir!

Hiç yorum yok: