13 Eylül 2016 Salı

KENDİ KALEMİNDEN YAŞAM ÖYKÜSÜ / YELDA KARATAŞ



       Kocaman bir bahçede büyüdüm. Tüm çiçek ve bitki adlarını kokularıyla öğrendim.

       Parasız yatılı okudum.
       Sokağımdaki kedileri kurtarabildim her zaman.

       Ağlayan bir gönlün neşe kaynağı olmayı bilerek geçti ömrüm.Belki o nedenle yaşsız bir çocuğum.

       Çingeneleri yakından tanıdığım için sevinçliyim. Çok ağaç diktim. Bir de aşı yapmayı bilirim. Adını bilmediğim çok köy kahvesinin o büyük çınarları altında, tanımadık kapılara dayanıp, taze yumurta ve köy ekmeğinden oluşan birçok kahvaltıya katıldım.

       Şiir yazmadan, şiir düşünülmüyor. Şiir var oluşum.

       Şarkı sözü yazdım. Radyoculuk yaptım.

       Bir tiyatroda oynadım şimdilik bir kez. İlk tiyatro metnim ödül aldı, ilk şiir kitabım, ilk Haikularım ve ilk öyküm gibi. Çok şaşırdım.

       İlk öpüşmem de bir ödüldü sonradan hatırladım.

       Maden ocaklarını ve Karaelmas’ın ışıltısını tanırım.

       Turgut Uyar, Ruhi Su gibi büyük yüreklerle dostluk etme saadetine erdim. Dostoyevski, Kafka, Oğuz Atay, Yunus, İsa, Mevlana, Şems, dostum Rafet ve Che’ye hayranım. Kaçıncı ölmem bu hain diyene de.

       Kapital ve Kuran başucu kitaplarım, ölünceye kadar.


Yelda Karataş

Hiç yorum yok: