Kocaman bir bahçede büyüdüm. Tüm çiçek
ve bitki adlarını kokularıyla öğrendim.
Parasız yatılı okudum.
Sokağımdaki kedileri kurtarabildim her
zaman.
Ağlayan bir gönlün neşe kaynağı olmayı
bilerek geçti ömrüm.Belki o nedenle yaşsız bir çocuğum.
Çingeneleri yakından tanıdığım için
sevinçliyim. Çok ağaç diktim. Bir de aşı yapmayı bilirim. Adını bilmediğim çok
köy kahvesinin o büyük çınarları altında, tanımadık kapılara dayanıp, taze
yumurta ve köy ekmeğinden oluşan birçok kahvaltıya katıldım.
Şiir yazmadan, şiir düşünülmüyor. Şiir
var oluşum.
Şarkı sözü yazdım. Radyoculuk yaptım.
Bir tiyatroda oynadım şimdilik bir kez.
İlk tiyatro metnim ödül aldı, ilk şiir kitabım, ilk Haikularım ve ilk öyküm
gibi. Çok şaşırdım.
İlk öpüşmem de bir ödüldü sonradan
hatırladım.
Maden ocaklarını ve Karaelmas’ın
ışıltısını tanırım.
Turgut Uyar, Ruhi Su gibi büyük
yüreklerle dostluk etme saadetine erdim. Dostoyevski, Kafka, Oğuz Atay, Yunus,
İsa, Mevlana, Şems, dostum Rafet ve Che’ye hayranım. Kaçıncı ölmem bu hain
diyene de.
Kapital ve Kuran başucu kitaplarım,
ölünceye kadar.
Yelda Karataş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder