Şiirleri, Akatalpa, vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Kalbim Bir Eğlenceden Başka (2010, Turhan
Kitabevi Yayınları, 114 s.)
Şiirlerinden
Seçmeler:
DENİZ ATLASI
gözlerine
bırakıyorum
bırakılan
çiçeklerin üstünden
suyu
bir tarih
avucumdaki çizgide
unutulmuş
bekliyor
bekliyor geride
kalan zamandan
sonrayı
ve belki geride
kalan zamandan sonra
bir keman olur
taşıdığım
dosya imgesi çantam
yerine
bir deniz atlası
öbür elimde
gözlerin gibi bir
sokakta yürürken
içinden ada kuşları
dağılır
ve belki o zamanda
kendime ayırdığım
yağmur
dökülmez
bekler anıların
geçmesini
GECE TÜRKÜSÜNÜ
gecenin olduğunu
düşün
kum zambaklarına
düşmüş
yıldız parçalarını
eline aldığında
bir ayrı ufuktu
tiyatro önünde
bekleyen gece
otobüsü
o geceler hani
otobüslerde
bir garajda
unutulan pardesünün
kirli resmini almış
duvarlardaki yazılarda
kalan gece
türküleri
seni ve herşeyi
yineleyen
bir mağazadan geçen
nehirlere
kattığın bu mekanda
üstünde kalmayan
hüznü de bıraktığın
günleri gösteriyor
takvim
takvimi dönerken ay
ışığı
suları çeker
denizlerden
gönlümden başlayan
nehirler
bile unutur seni
mağazaları kapanmış
sokaklara dönüşür bakışların
bir tek mızıkadaki
ses
gece türküsünün son
satırını tekrarlar sana
SARI DÜĞMELİ
şimdi bu defterde
hüznün tuhaf
şekilleri
bir saldırı
düşünüyor önce yüzüme
çünkü yüzüme en çok
anı konaklamıştır
sokaklar ve kentler
hazırlayıcısı
bir yağmur
görüntüsü düşmüştür üstüne
bir seyyar
sergisinden almıştı ablam
radyo evinin
karşısında
salaş köfteciden
çıkarken
sarı düğmeli
paltomu
bugün ne olmuştur
annemin kille
yıkadığı gömlekler arasında
rengi değişen
o sümerbank
dokuması
şimdi bu defterden
düşen fotoğraf
sarı paltonun içinde
üşüyen duruşumu
saklıyor ve onu
düşündürüyor
bana
yani hayatın
durakları kaldırılmış bir tren olduğunu
bir saygı şarkısı
bile söylemeden
dışarda ağaçların
değiştiğini
görmeyen bir
trende, sarı paltomu
ve unuttuğumu
iç cebine ibrişimle
yazılmış adımı
YAZILIR YALNIZLIĞI GECENİN
bir şeyler
bekliyorum
siyah kayışlı
saatimden
toprağı büyütsün
alınlarımızda tanış böcekleri
gümüşün rengine
dönsün beyaz
bir duvarda
gölge yapan
mehtap
ne zaman yürüsem
istasyon yolunda akşamla
sana rastlayacak
gibi hazırlıyorum yüzümü
arabaları ve
yolları uzakta bırakarak
gülümsüyorum
ağaçlara benzemiş resimdeki sevincimle
sevincimle
seni kollarımda bir
kurşun gibi taşıyarak
kayboluyorum
kayboluyorum çiçeklerin arasında
göçebe toparklarına
doğru,
uykusuz
akketenlerin boyadığı topraklara doğru
sürgün
sonra sonra
beklerim yağmur yağsın
pencereye vuran
damlalarla
seni bile
düşünmeden
derin ve uzak bir
uykuya bırakırken ayaklarımı
doğduğum ve sürüp
gittiğim sokağın taşlarına
taşlarına
yazılır yalnızlığı
gecenin
bekçi düdüklerine
karışır ayyüzlü sevdiğim
çok uzaktan
rüzgarla gelen kedi seslerine
YAZILMAMIŞ ŞARKILAR
dinmiş yağmura
bakıyor ankara
burada çamlardan
damla toplayan ahlatlıbelin kuşları
pencerede
bulutlardan bir göl fotoğrafı
dosyada zamanları
karşılayan dipnot
adımın üstüne
düşüyorum
şimdi bir kasket
gibi örtüyorum şehri
kızılaya dolmuş
bulmalıyım
dinmiş yağmura
geçiyor vaktim
hani akşam başka
olurdu
akasya çiçekleri
kokusunda beklerken
erkenci yıldızlar
otobüs camlarına inerdi
sinemaların
taşındığı dışkapıya bakan
altındağda düşmeden
nasıl dururdu o sebze bahçesi
böyle uzuyor
gönlümde şehir
aklımda yalnızca
kalsın diye manzara
şu sokakta oturuyor
hayalsiz yaşlılar
zaman bu otobüs
değiştirir girmediği düşümde
dinmiş yağmur böyle
oluyorsun
ankarada yorulmuş
kollarıma düşünce
gölgeler bitince
bakıyorum tarihten bir gün
ulaşılmaz semt
arabaları soruyorum
kızılaya dolmuş
bulmalıyım
yazılmamış
şarkılardan bir sokak oluyor ankara
en iyisi yürümek
leylaklar açacak yolda
bana yabancı gelse
de buradaydı evim
Akatalpa, Sayı: 127, Temmuz 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder