12 Kasım 2017 Pazar

ÖZCAN YALIM


(19 Eylül 1931, Giresun – 22 Aralık 2011)


      Şair ve yazar, çevirmen. Tam adı Özcan Oğuz Yalım’dır. Halime Hanım ile banka memuru İbrahim Oğuz Yalım’ın oğlu. Kastamonu Lisesi (1952) ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (1958) mezunu. Muğla maiyet memurluğuna (1960) atandı. Bir yıl sonra istifa etti. Elif Kitabevi’nde (Sahaflar Çarşısı), Ankara’da Bilgi Kitabevi’nde çalıştı. Yusufçuk (24 sayı, 1979-80) Dergisi'nde sorumlu yönetmenlik ve yabancılara özel Türkçe öğretmenliği yaptı. 1993 yılında emekli oldu. 1995 yılında Ankara’dan ayrılarak İzmir’e yerleşti, boşanmış üç çocuk babası.
       Şiirlerinin bir bölümü Talât Sait Halman tarafından İngilizceye çevrildi. Yazdığı s lirik şiirlerle tanındı. Şiirden başka mizah öyküleri yazdı, sözlükler hazırladı ve çeviriler yaptı.
       İlk şiiri “Baş Dönmesi” 1953 yılında Kaynak dergisinde çıktı. 1953 yılından itibaren şiirleri, yazıları ve söyleşileri Alaz, Arayış, Dize, Edebiyat ve Eleştiri, Hayâl, Kaynak, Körfez, Mülkiye, Oluşum, Özgörü, Parantez, Sanat Rehberi, Tan, Türk Dili, Türk Sanatı, Varlık, Yarın, Yelken, Yeni Ufuklar, Yusufçuk, Zübük vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Aramıza Gül Girdi (1982, Tan Yayınları, Ank.)
& Yaşadık mı? (1992, Doruk Yayınları, Ank.)
& Sonra Tufan (2003, Ank.)
& Issızlıkta (2008, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları, Ank,)
Öykü Kitapları:
& Brezinta Öyküleri (Mizah öyküleri, 1988, Hacan Yayınları, Ank.) 
      Derlemeleri:
& Türkçe’de Eş ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü (1983, Bilgi Yayınevi, Ank.)
& Türkçe’de Yakın ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü (1998, İmge Kitabevi, Ank.)
& Konularına Göre Dünyanın En İyi Fıkralar ve Nükteler Antolojisi (1999, Papirüs Yayınları, İst.)
       Çocuk Kitapları:
&  Şiir de Çocuktu Bir Zamanlar (Şiir, 2003)
& Gülmece Güldürmece (Fıkra, 2003)
       Çevirileri:
& G. Guareschi, Don Camillo ve Hayırsız Oğul (1971)
& G. Guareschi, Don Camillo’nun Küçük Dünyası (1972)
& G. Guareschi, Don Camillo Çıkmazda (1972)
& G. Guareschi, Don Camillo Moskova’da (1973)
& H. Mc Coy, Mafya’nın Dışında Kim Kaldı? (1973)
& G. Guareschi, Don Camillo ve Cehennem Meleği (1982)
& G. Guareschi, Oğlum, Kızım Hele Karım (1983)
       
Şiirlerinden Seçmeler:

AFRİKA

Gücümü karanlıktan alıyorum
Sabah gibi
Derimin karanlığından
Sabahın aydınlığına - bir yol var
Biliyorum

Ben çok az şey biliyorum
Silâh gibi
İnsan olduğumu insanlara
Nasıl anlatsam - bir yol var
Arıyorum

Ben beyazlığı arıyorum tertemiz
Siyah gibi
Bütün renklerin el ele geçeceği
Gün geçtikçe aydınlanan - bir yol var
Görüyorum

Kendimi kendimde buluyorum
Allah gibi
İstemiyorum
Vermiyorlar
Alıyorum

ARAYICILAR

Öldün - sana duyurmadılar
Nereden beri sanrı bilemezsin
Oyun mu gerçek mi ne dersin
Kim bu çevrendeki yabancılar

Öldün - bu yaşadın demek - ne güzel
Alacakaranlıkta birşeyler kımıldadı
Düşlerinin eridiği altın tasta
Bir gün bulur seni arayıcılar

AŞK

Yelken rüzgâr istiyor
Bırak dolsun

Yum gözlerini aç gönlünü
Ne olursa olsun
Mademki seviyorsun

BAŞ DÖNMESİ

Beni deniz tutmaz
Gözlerin tutar
Daha yeşil daha engin daha güzel

Ya dalgalar

CEMAL SÜREYA

Dersim'den
Bir kadının yüzüne sürgün giden
Adı güzel ince abdal

Güvercin kanını kanadıyla
Alnına sürüp
Üvercinkaya'ya çeviren

İğnesiz arı
Kovanına sığmayan bal

Uzun mu uzun bir şiiri
Doludizgin yaşayıp
Son dizeyi Tanrı'ya bahşiş veren

Boynuna çiçek açan
Kırık dal

“Sonra Tufan” adlı kitabından

GÜLİBRİŞİM

Ergin kedi almam evime
Tohumdan büyümeli toprağımda gülibrişim
İlk görüşte sevda olur mu
Pat diye sevda şiiri
Emek ister kedi çiçek sevmek
Şiir yalnızlıkça uzun yaşanmalı

Kolay değil bunca çizgiler yüzümde
Gıdım gıdım kazandım yaşlılığımı
Bir anını bile ödünç almadan
-Çatla ey ölüm-
Koluna girdiğim ancak uzak anılardır
Hepsi de geçeğen sevdalardan kalan

Uğurlar olsun diyor aynadaki soluk resme
Çiçeklerin güz bulutlarına yansıyan sesi
Uğurlar olsun - uğurlar olsun - güle güle
Ne yerde ne gökte iyeliğim artık
Bedenim benim değil
Bu ozan yitikler rafında bir nesne

Gülibrişim yapraklarınca incecik - tül gibi
Şamdan şamdan çiçeklerince - görkemli hem de
Sen misin bu - hangi sen - ya da siz
Oturdum bahçede dün gece - uzun uzun
Unuttuğum nice elleri özledim

Şamdanların dibindeyim - gölgede
Sevdalar oylum oylum
Ey şiirimce yoktan var ettiğim
Sen eski Leyla - bir de o en eski Leyla
Leylalar Leylalar - Ah Leylalar
Hepinizin adını gülibrişim koydum

“Sonra Tufan” adlı kitabından

GÜZELLEME

Aramıza gül girdi
Güvercin geçti aramızdan

Sen ilkyazla gelen oğlak
Bir nabız gibi sıçrayarak

Uç yapraklarısın çay dalımın
Soğumayan külü kış mangalımın

İnce tüten duman boylum
Güvercin taklalım buğday soylum

Kim açardı ormanımda gözlerinden başka
Bir sürümlük yer - yalıtılmamış aşka

Aramıza gül girdi bikez - çıkmaz
Güvercin geçti aramızdan

“Aramıza Gül Girdi” adlı kitabından

KİLİM

Bir kilim ser konukevine güzün
Umudundan uçanlar saçaklarına konsun
Bir dalımlık - yorgun düşlerim için
Bir kilim ser - büsbütün eprimeden yoksulluğum

Bir kilim ser anıların üstüne
Külrengi acıların duvaklanıp geçtiği
Gelini ölü doğmuş bir düğün gecesinde
Bir kilim ser - bir ölümlük

Karayel mi esti ne

“Yaşadık mı”

KUM SAATİ

Can akıyor kum saatinde
Dingin - bidüziye- zamanında
Ama biz hep soluk soluğa - diken üstünde
Tedirgin göçmen kuşlarız
Neye uzansak bizden kaçıyor
Hep geç kaldık sanıyoruz
(Olamaz olamaz oysa)
Hangi güzü yırtsak kış sarkıyor

Can akıyor kum saatinde

OYUN

Ay tutulmuş gibi
Bir kapı sürgülü

Bulutların arkasında
Bengör gülü

Bir kız göremez - karanlık
Kirpiği yaş örgülü

Bu nasıl oyun ey ozan
Yanlış kurgulu

Çek sürgüyü açılsın kapı
Al gülü - ver kıza - gülsün

Bu oyun mutlu sona yargılı

ÖZLEMEK

Öyle özlersin ki ülkeni uzaklarda
Giden gemileri okşarsın
Ceviz ağacı olursun Gülhane Parkı'nda
Ey büyük sürgün
Ey büyük usta

Biz de ülkemizde özledik ülkemizi
Ele kul olmayan ülkemizi
Kula kul olmayan ülkemizi
Bebelerini yemeyen ülkemizi
Tutuksuz ülkemizi
Öyle özledik ki usta
Kırk birinci odada
Yine ararız elbet
Bulamasak da kırkında

Hem bir farkındayız bunun
Hem de polis farkında

YAŞADIK MI?

                               Dinçer Sezgin'e

Yenilen bir ordunun demirbaşından
Silindi silinecek
Bir asker kaputu sırtında
Sol kolu katlanmış iğnelenmiş
Ağarmış rengi her geçen yazla
Güz güz dökülmüş düğmeleri

İçinde - ıssızlığın bile koyup gittiği -
Koyaklar boyu peribacaları
Sevginin güzelliğin peribacaları
Dostlukların peribacaları
Silindi silinecek
Yenilen bir ordunun demirbaşından

Üstünden akadursun sular zamanın
Elini gülüne koy - de bana
Üzüle üzüle aşına aşına
Sonunda ne kalır yaşamaktan?
Yaşamdı yaştı derken
Bir lokma aşa indirgenince - de bana
Geriye ne kalır yaşamaktan?

YAŞLILAREVİNDE

1.   Yaşlılık en yorgun atımdır
                -dedi yalnızlık -
                Anılar uçuşur yelesinde
                Kendinden kaçtıkça bana gelir

2.   Yalnızlık en son atımdır
                -dedi yaşlılık -
                O ıssız ülkeye götüren
                Acıları acıları

3.   Yılkısından ayrı bir yılkı atı
                Gün batarken ıssız bozkırda
                Gölgesini gerilere uzatıyor
                Güz rengi bulutlar geçiyor

                Donuk mavi gözlerinden

Hiç yorum yok: