23 Ekim 2016 Pazar

İSMET YALÇIN



(12 Temmuz 1979, Bingöl - )


      Susuz Anadolu Öğretmen Lisesi, Yüksel İlhan Alanyalı Anadolu Öğretmen Lisesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. Erzincan’da başladığı eğitimcilik yaşamını İstanbul'da sürdürüyor.
     Şiirleri, Afrodisyas Sanat, Her Şeye Karşın, Kar, Kurşun Kalem, Pipo, Sincan İstasyonu, Son Hasat, Şehir, Üvercinka vb.  gibi dergi ve fanzinlerde yayımlandı. Şiirlerine Kıyı dergisinin Eylül-Ekim 2010, 216. sayısında "Her Sayı Kıyı’da Bir Şair" bölümünde yer verildi.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Zarif Boşluk (2016, Artshop Yayınları, İst.)

Şiirlerinden Seçmeler:

BAĞBOZUMU

şaraptım hem yüzüne allık
çağıl akardım, çağla kokardın

okşardı rüzgârım bulutunu
menzilimden yağmur çıkardın

saatim hiç uyumazdı
beni yüzyıllara kurardın

süpürür geçerdi sokağı
gürbüz kokusu saçlarının

benzin zambaktı bilsen
sen bana sarışındın

bu yüzden eksik tenleri
gülüşsüz kadınların

sesin
bağbozumuydu yalnızlığımın

Kıyı, Sayı: 216, Eylül-Ekim 2010

BİR BABA ŞİMDİ

Akşam olur dağılır sözcükler evlerine
Kırık köşede küs lambalar
Eski bir biblodur babalar evlerde
Hadi baba göster pipini amcalarıma!

İçini bir gül gibi başkasına açmak hünerin
İçince bir gül dağılıverecek kadar inceliğin

Bir kalp ağrısı gibi dayandım kapına
Üstümde tozu alınmış eşyanın çıplaklığı
Bu gökyüzü, bu mevsim, bu keder
Hepsi bir yalnızlıktan bozma

Bazı istasyonlar beklemez trenleri
Ben çok bekledim baba
Ekşidi işte tuttuğum maya
Döküldü yine kelimelerim
Varmak için ağzına

Şimdiyse elimde bir kırık dua:
Uyku bir merhamettir gelir
Baba ölürse çocuğa gömülür

Kurşun Kalem, Sayı: 32, Kasım-Aralık 2014

FİYAKA

kendine açılan insanlardan geçemedik
sokağa kapanan hayallerden

ölüm bir tuş
sevda bir düş
öyle de olsa Cemal
koyaklardan varılır kedere

biz hep okeye dördüncüyüz Cemal
hayata eksik
yenik hüzne
ve katıksız seferi
bütün bütün bir yalnızlığa hevesimiz

sonra Cemal hüzün
fiyakalı bir gömlek gibi
çıkmıyor da üstümüzden

mutluluk; uzaktaki akrabamız
doğum günlerine
geç kalmış palyaço      

bazen gidebilmektir mesele
sokaktan aşktan insandan
yasemin mesela gitme biçimidir gülden
bu hayata yaban ve mutluluğa
pervasız bir gelecekte
not düşmüşler Cemal
bizi bir pakete:
‘kırılacak eşya’

deli bir telaş kaç gündür
sırnaşıyor umudumuza
gelecek kaygısı diyorlar
bense yaşamsızlık

biz hep kaybedelim Cemal
sokakta aşkta insanda
gözaltında kaybedelim Cemal
sen kendini nerde
ben kendimi orda
                                                 
İstanbul Şiir Festivali Seçkisi

GÖZLERİN ZEYTİNLİKTİR

                          Yağmur için…

gözlerin zeytinliktir
dağınık gece saçların
giderken zeytinliğe
kuş olur kalır aklım
     
bir iç çekiştir dünya
dönerken zeytinlikten
göğe sığmayınca yağmur
yere sığmayınca sel.

bir salkıma saklarım
kırağı düşen zamana
içimin oyuklarına
atlasına kalbimin

esmer yanıma yaslanan
gözlerin bir halktır
güneşin öptüğü

Pipo Fanzin

KALKTIM HAYATI DOLAŞTIM BİRAZ

Kalktım hayatı dolaştım biraz
Ağzıma uygun küfür baktım    
Kıyıya vurdu içimde deniz
Dağı yokladım
Irmak vardı sonra telaş vitrinlerde
Geceye karanlık baktım
Kış için serçe!
Garip bir takastı çerçiyle
Gönül koydum kefesine
O bana hüzün verdi
     
Gittim şubatı dolandım biraz
Sonra atımın huyunu değiştirdim
Yürüdük arşı marş havasında
Lirik bir esriklikle                               
Açtı içimde piç bir sevinç       

İçimin kıyısına vurdu deniz
Kırlara uzandı atım
Kırık sözler tenimde iz
Sildi sanki gözleriyle
Rahvanım, dörtnal gidenim
Nasıl da düzlemiştik ovayı!

Kaç kapısından girdik içeri
Sırlı aynasında rüyanın
Kaç tren geçti ömrümüzden
Hangi acıya uyaktık
Gibi sorular kaldım.

Utancını aldı yürüdü atım
Gururumu ben omuzuma
Kimseye kalmadı şubat!

“Sincan İstasyonu”

MATRUJKA

                            ‘Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.’
                                                                                                   M. Mungan
  
   şimdi neyiz seninle biz  
   camda buğulu bir sabah
   açarken gölgeler ovada

   sahi neyiz seninle biz
   karda izleri silinmiş
   iki serçenin unutkanlığından başka

   söyle neyiz seninle biz
   ardı sıra bir kamyonun
   asılırken çocukluğumuza

   sanki şeyiz seninle biz
   birbirine kapalı
   iki halka iki halk!

  “Son Hasat”

* Şiirler, İsmet Yalçın'ın izniyle yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok: